7 Aralık 2011 Çarşamba

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, Yeni Tiyatro Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Erbil Göktaş'la yaptığı "BERAAT SÖYLEŞİSİ"nde sözcüğü sözcüğüne dedi ki:

1100 kişi, halkımla aramdaki en iğrenç barikattır. Bu barikatı kırmak için uğraşıyorum ben.
(Kaynak: Yeni Tiyatro Dergisi Aralık yada daha sonraki sayıları)

Kabiliyetsiz insanlar, tabii ki, hakikatten değil "kabileden" yana olurlar!



Coşkun Büktel
TÜRKİYE'DE İNSANLAR HAKİKATTEN YANA DEĞİL; "KABİLEDEN" YANALAR...

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz kendisini savcılığa şikâyet eden LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro... Dergisi sahibesi Gülhan Avşar Demirkanlı'ya karşı çıktı

................................T.C.
..........................İSTANBUL
...........CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI
................BASIN BÜROSU'NA


Benim, Sayın Gülhan Avşar'a hararet etme kastım hiçbir zaman için olmadı. Ben, sadece ve sadece, yirmi yıldır Türkiye tiyatrosunun düzeysizleşmesine neden olan Tiyatro... Tiyatro... Dergisi kurucusu ve çok yakın zamana kadar sahibi olan Mustafa Şükrü Demirkanlı'ya karşı, eleştiri sınırlarını asla zorlamayan uyarılarda bulunuyorum. Çünkü, Mustafa Şükrü Demirkanlı, tam yirmi yıldır, hiçbir işlevi bulunmamasına, tiyatro sanatına hiçbir katkısı olmamasına karşın, sadece Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları vb., vb... resmî kurumlardan reklâm parası adı altında, hiç hak etmediği kadar çok, avuç dolusu paralar alıyor. Ben, sürekli olarak, bu konu üzerinde duruyor, bu konuyu irdeliyor ve bu konunun dışına çıkmamaya özel bir özen gösteriyorum. Ancak, aşağıdaki linklerde ve ekteki dosyada da sunduğum gibi, Mustafa Şükrü Demirkanlı, bana, aileme, yakın çevreme, arkadaşlarıma, Türkiye tiyatrosunda beni yakından tanıyan insanlara karşı müthiş bir saldırı ve yıldırma harekatı yürütüyor. Orduda askerlik yapmış ve (sanırım) bir usulsüzlük yapması nedeniyle bu kurumdan atılmış bulunan Mustafa Şükrü Demirkanlı, Türkiye tiyatrosunun yıpranması, bu güzel sanatın giderek yok olması için, bir Vandal gibi davranarak, bu sanatı, çeşitli entrikalarla imha etmek istiyor. Her saniye gözlem altında tuttuğum Mustafa Şükrü Demirkanlı, aynı zamanda, sanıyorum ki, devlet kurumlarına olan borçlarını ödememek için, işi kitabına uydurarak, Tiyatro… Tiyatro… Dergisi’ni, çok yakın arkadaşı, Gülhan Avşar'a, (yine sanıyorum ki) hileli bir biçimde satmış görünüp devlete olan vergi vb. borçlarını ödememe yoluna gitmektedir. Bunun yanı sıra, Sayıştay tarafından incelenmesi gereken bir durumla da karşı karşıyayız. Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin, İBBŞT Genel Sanat Yönetmeni Ayşenil Şamlıoğlu, KBBŞT Genel Sanat Yönetmeni Nejat Birecik'le çok yakın ilişkileri nedeniyle, Mustafa Şükrü Demirkanlı ve dolayısıyla her saniye birlikte yaşadıkları Gülhan Avşar, devlet kurumlarından, (sanıyorum ki) uygun olmayan bir biçimde reklâm alarak, dergilerini, âdeta bir şantaj aracı gibi kullanıyorlar. Bunun için "Rahmi Dilligil Dosyası / Davası" yakın incelemeye alınabilir. Savcılığınızın işini kolaylaştırmak için, biz de gerekli olan belgeleri, istendiğinde sizlere sunabiliriz. Yani mesele, hakaret meselesi değil, devletin kasasından reklâm adıyla alınan paralara karşı çıkma meselesidir. Bunun üzerinde özellikle ve sürekli olarak duruyorum, duracağım. Eğer Gülhan Avşar'la Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın "devlete karşı işlediği reklâm adı altında alınmış haksız paralar suçu" derinlemesine araştırılırsa, beni neden savcılığa gönderdikleri hemen anlaşılabilir.

Tabii ki, başta Mustafa Şükrü Demirkanlı ve onun hayattaki en yakın arkadaşı Gülhan Avşar olmak üzere, Türkiye tiyatrosundaki "menfaat çetesi", tam 1100 imzayla bana ve oyun yazarı Coşkun Büktel'e karşı bir LİNÇ KAMPANYASI başlatmışlardır. Internet ortamında başlatıldığı için, Internet ortamında yanıt verdiğimiz bu LİNÇ KAMPANYASI, şimdi savcılığın önüne geldiğine göre, ben de bunu savcılığın önünde dile getirmek zorundayım. Hiçbir zaman, hiçbir konuda, hiçbir kimseye, hiçbir iftira atmamama karşın, beni ve oyun yazarı Coşkun Büktel'i "iftiracı" olarak niteleyip, müthiş bir LİNÇ KAMPANYASI başlatan 1100 kişilik "suç örgütü" hukuk masasına yatırılmadan, Sayın Gülhan Avşar'ın "şikâyetnamesi" gerçek anlamda değerlendirilemez.

Sayın Gülhan Avşar, “suç”unu örtmek için, yaptığı alıntıları eksilterek savcılığın önüne sürüyor. Oysa, bir düşünceyi alıntılamak için, en az ve mutlaka bir paragraflık bir alıntı yapma zorunluluğu vardır. Sayın Gülhan Avşar’ın benim sözlerimden alıntıladığı paragrafın tümü buraya aktarıyorum:

"Burjuvazi için demokrasi, halk için sömürü düzeneğinin dayatması sonucu parlamentoyu çoğunluk hesabıyla dolduran AKP, Ertuğrul Günay'ı Kültür Bakanı yapıyor. Ertuğrul Günay'a bağlı Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü'nün başında bulunan Lemi Bilgin, Sayın LİNÇÇİ Gülhan Avşar'ın sahibi, Sayın LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve Sayın LİNÇÇİ Ayşe Nalân Özübek'in Yazı İşleri Müdürü olduğu LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'ne verdiği çarşaf gibi reklâmlarla kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için, yoğun bir çaba harcıyor."

Peki, Sayın Gülhan Avşar, bir düşünce birimi olan paragrafı kuşa çevirerek ne yapmak istiyor? Bu sorunun yanıtı çok açık: Sayın Gülhan Avşar, bir şeyleri gizlemek, bir şeylerin görünmesini engellemek, delili, belgeyi, kanıtı çarpıtmak istiyor! Sayın Gülhan Avşar, neleri gizlemek istiyor? Her şeyden önce, Mustafa Şükrü Demirkanlı'dan, bu dergiyi pek de doğru olmayan bir yolla satın aldığını sezdirecek sözlerin okunmasını istemiyor. Bunun yanı sıra, yukarıdaki paragrafta bulunan "çarşaf gibi reklâmlarla" sözünün okunmasını, bu sözlerin algılanmasını asla istemiyor. Sürekli olarak "Lemi Bilgin'in Devlet Tiyatroları"dan, "Ayşenil Şamlıoğlu'nun Şehir Tiyatroları"ndan, "Nejat Birecik'in Şehir Tiyatroları"ndan vb., vb... reklâm parası adı altında avuç dolusu paralar alan Gülhan Avşar'ın sahibi olduğu Tiyatro... Tiyatro... Dergisi, hiçbir zaman için, programlarını yayınladığı devlet kurumlarının, resmî kurumların o programlarını zamanında, yani her ayın birinde yayınlamıyor. Çok sıkı ve yakın takibe aldığım bu dergi, genellikle ancak ve ancak ayın ortalarına doğru yayınlanıyor ve böylelikle ayın ortalarına dek olan resmî tiyatro kurumlarının reklâmı gerçek anlamda yapılmamış ve böylelikle resmî kurumlar, benim, halkımın, tüyü bitmemiş yetimin verdiği vergilerle beslenen devlet kurumları, tabiri caizse dolandırılmış oluyorlar. Yineliyorum, bu ciddi duruma karşı hukuksal süreç başlatılmalı ve bu haksız kazancı sağlayan da, sağlatan da yargılanmalı ve bu duruma Sayıştay bir an önce el koymalıdır.

Yineliyorum: Benim ve Coşkun Büktel'in sanatsal ifade olanaklarımızı imha etmek için Internet ortamında oluşturdukları LİNÇ KAMPANYASI için tam 1100 kişi imza verdi. "Entelektüel linç" kavramının tartışıldığı, "Naipaul'un onur konuğu olduğu Avrupa Yazarlar Parlamentosu"nun içinde bulunduğumuz bir ruh durumunda, ciddi bir saldırı biçimi olan ve tam 1100 kişi tarafından örgütlenen bu "suç eylemi" göz önünde bulundurulmadan, sanki uzaydan gelmiş ve dünyayla hiçbir ilgisi bulunmayan bir sözcük muamelesi yapılamaz "LİNÇÇİ" kavramına. 1100 kişilik bir "suç örgütü", beni, Internet ortamında da olsa LİNÇ etmek isteyecek ve benim verdiğim Internet ortamındaki sert mücadele sonucu, 1100 kişilik "suç örgütü" içerisinden dökülmeler başlayacak ve Sayın Gülhan Avşar, tutup aylar sonra, neredeyse yıllar sonra beni savcılığa şikâyet edecek. Bu, hiç de inandırıcı bir durum değil. Ben, 29 Nisan 2009 tarihinden beri, bu 1100 kişilik "suç örgütü" için LİNÇÇİ sıfatını kullanmayı uygun görüyorum. Ancak, bu sıfatı ilk kullanmaya başladığımda, bu kampanyayı başlatan Tiyatro… Tiyatro… Dergisi başta olmak üzere, hiç kimsenin kılı bile kıpırdamadı. Çünkü o zamanlar, 1100 kişinin arasından su bile sızmıyordu. Ancak, günümüzde, neredeyse 1100 parçaya bölündüler. Telaşlarının nedeni bu. Ayrıca, sanırım İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sanat Yönetmeni Sayın Ayşenil Şamlıoğlu, Sayıştay eski Başkanı Sayın Servet Şamlıoğlu'nun kızı olması, yani hakka hukuka saygılı bir insan olması nedeniyle, benim yaptığım uyarıcı yayınlar sonucu, bu LİNÇÇİ kişilerin "suç yatağı" Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'ne reklâm vermeyi kesti. Bu durum araştırıldığında bile, birçok şey, kendiliğinden orta yere saçılabilir.

Sayın Gülhan Avşar, savcılığı yanlış yönlendirmek için, yarım yamalak, dezenforme edeek yapmış alıntının da içinde bulunduğu ve benim sözlerimi tam olarak ifade eden paragrafın tümünü buraya aktarıyorum:

"Oyun'un notu: Aşağıdaki yazıyı, Sayın LİNÇÇİ Gülhan Avşar'ın sahibi, Sayın LİNÇÇİ yayıncı Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü, Sayın LİNÇÇİ Ayşe Nalân Özübek'in Yazı İşleri Müdürü olduğu ve AKP'li Sayın Ertuğrul Günay'ın yönetimindeki Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı emrinde çalışan Sayın Lemi Bilgin'in yönettiği Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü'nün verdiği reklamlarla beslenen LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin yan kuruluşu, gölgesi gibi hareket eden LİNÇÇİtiyatrodergisi.com.tr sitesinden alarak olduğu gibi yayınladık! Ancak, yazıda bulunan LİNÇÇİ adlara biz link verip, bu adları kırmızı renkle biz belirginleştirdik. Ayrıca, yazıdaki bariz yazım yanlışlarını kırmızı renkle belirtip, doğrularınıyeşil harflerle biz yazdık! Bir de, Coşkun Büktel'in röportajında bulunmasına karşın, LİNÇÇİ yayıncı Mustafa Şükrü Demirkanlı tarafından alıntı yapılırken "çöpe atılmış". "Çöpe atılmış bölümler"i belirtmek için kullanılan parantez içerisinde üç nokta=(...) işareti göz ardı edilerek, Coşkun Büktel'in defolu bir yazar olduğu izlenimi uyandırılmak istenen bölümleri, özgün metinden alarak, paragraftaki yerine yeniden yerleştirdiklerimiz sözleri, mor harflerle biz dikkat çektik. Bunun yanı sıra, anlaşılması güç ve okunamaz hamlıktaki yazıyı, biraz olsun olgunlaştırıp okunur hâle getirmek için yaptığımız müdahaleleri de kahverengi harflerle yine biz yazdık!!!"

Yukarıdaki paragraf okunduğunda, gerçek anlamda ne demek istediğim, ne dediğim hemen ortaya çıkar. Ancak, Sayın Gülhan Avşar, devletin resmî tiyatro kurumlarından, bence, usulsüz bir biçimde reklâm adı altında avuç dolusu paralar almaya alışmış bir "suç örgütçüsü" olduğu için, yarım yamalak olarak sunduğu sözlerimden suç imâl etmeye ve hukuk kurumunu da kendi kötü emelleri doğrultusunda yönlendirmeye çalışıyor.

Yukarıda da belirttiğim gibi, hakka, hukuka, insan haklarına, emeğe biraz olsun saygılı olan kişi, kuruluş ve kurumlar, Sayın Gülhan Avşar'ın (bence gerçek anlamda Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın) sahibi olduğu dergiye reklâm adı altında avuç dolusu para vermeyi hemen kesiyor. Sayıştay eski Başkanı Sayın Servet Şamlıoğlu'nun kızı Sayın Ayşenil Şamlıoğlu, hakka, hukuka, insan haklarına, emeğe saygılı bir olduğundan, Tiyatro... Tiyatro... Dergisine, neredeyse yirmi yıldır reklâm verilmesine karşın, reklâm vermeyi kesebiliyor.

Bir "suç örgütü" olarak çalışan 1100 kişilik grubun önderlerinden biri olan Sayın Gülhan Avşar'ın böyle bir söylem kullanması, sanırım, kendisi de "linççilerin avukatı" olan ve kendisi de beni savcılığa şikâyet eden Burhan Gün'ün garip bir hukuk kavramı oluşturma kaygısından ileri gitmez bu söylem.

Sayın Gülhan Avşar ve Sayın Burhan Gün, kendi kendilerine suç imâl ediyorlar ve tam yirmi yıldır, resmî tiyatro yöneticilerinin zayıflığını sermaye olarak kullanmalarının önündeki engel olarak gördükleri Hilmi Bulunmaz'ı mahkûm ettirmek istiyorlar. Ancak, Ayşenil Şamlıoğlu'nun yaptığı gibi, bütün resmî tiyatro kurumları, bu "suç örgütü"ne karşı yaptırım uygulayabilirlerse, değil bunların savcılığa şikâyetçi olmaları, söyleyebilecek bir tek sözcükleri bile kalmaz. Bunlar, Türkiye tiyatrosunun önündeki en büyük engellerdir.

Ben, hiçbir kimseye, hiçbir zaman, hiçbir biçimde, asla hakaret etmiyorum. Ben, sadece ve sadece, benim, halkımın, tüyü bitmemiş yetimin verdiği vergilerle beslenen resmî tiyatro kurumlarını talan eden kişi, kuruluş ve kurumları eleştiri oklarımla yaralıyorum. Bunun ötesine geçmeye asla niyetlenmiyorum.

Google'a bağlı olup da, Sayın Gülhan Avşar'ın adından bahseden başka siteler de var. Ancak, benim blogum, hakkı, hukuku, insan haklarını, tüyü bitmemiş yetimin hakkını savunduğu için, çok daha fazla izlendiği için Sayın Gülhan Avşar'ın adı benim blogumda en ön sıralarda yayınlanıyor.

1100 kişiye, sürekli olarak, uyarıda bulunuyorum. Türkiye tiyatrosuna tam yirmi yıldır büyük zararlar veren Tiyatro… Tiyatro… Dergisi’ni, yakında, çok yakında, pek yakında mahkemeye vereceğim diyorum ve onlar da beni, "yavuz hırsız, ev sahibini bastırır" mantığıyla hareket edip savcılığa veriyorlar.

Delil, belge, kanıt göstermeden ortaya savrulan bu Sayın Gülhan Avşar’ın sözlerinin hiçbir insanî değeri yok. Ancak, şunu derhal belirtmem gerekiyor; beni, Internet ortamında da olsa, LİNÇ etmek isteyen kişi, kuruluş ve kurumların fotoğraflarını baş aşağı olarak yayınlıyorum. Bunu bile isteye yapıyorum. Onlar beni Internet ortamında LİNÇ etmek istediler, ben de, onların fotoğraflarını, Internet ortamında baş aşağı olarak yayınladım, yayınlıyorum, yayınlayacağım. Ben, hiçbir kimseye, hiçbir zaman, hiçbir koşul altında, hiçbir biçimde asla hakaret etmediğim gibi, Sayın Gülhan Avşar’a da asla hakaret etmedim.

Hüseyin Hilmi Bulunmaz


LİNKLER:
http://tiyatroyun.blogspot.com/search?q=rahmi+dilligil http://www.coskunbuktel.com/lincimzacilari.htm
http://tiyatroyun.blogspot.com/2010/11/demirkanlnn-gizledigi-belgeleri.html
http://tiyatroyun.blogspot.com/2010/11/yazarmz-lincci-mustafa-demirkanl-yazyor.html http://tiyatroyun.blogspot.com/2010/11/mustafa-demirkanl-18-subat-2008-coskun.html
http://tiyatroyun.blogspot.com/2010/11/lincci-bir-siteden-alnms-lincci-bir.html
http://tiyatroyun.blogspot.com/2010/11/mustafa-demirkanlnn-once-iftira-atp.html
http://www.coskunbuktel.com/linkdemirkanliyalanlari.htm
http://www.coskunbuktel.com/buktelndemirkanl%C4%B1060506.htm

http://tiyatroyun.blogspot.com/2009/03/blog-post_30.html
http://www.tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=2585
http://www.yenitiyatrodergisi.com/elestiri/77-mustafa-demirkanlya-belgeli-yantlar.html
http://www.hisse.net/forum/showthread.php?t=7713
http://www.tiyatrodunyasi.com/makaledetay.asp?makaleno=1148
http://bulunmaztiyatro.blogspot.com/2007/12/demirkanli-yalanlari-yirmisibiryerde.html
http://www.tiyatronline.com/yhaber3544.htm
http://www.tiyatrom.com/dt_savas_aykilic.htm
http://www.tiyatrom.com/yazilar_mustafa_demirkanli_001.htm
http://www.coskunbuktel.com/demirkanlicucenoglu.htm
http://www.tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=946
http://www.haberkenti.com/news_detail.asp?id=9759
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=162211
http://tiyatroyun.blogspot.com/2009/07/tiyatro.html
http://www.tiyatrodergisi.com.tr/yazi.php?hng=132
http://www.sehirtiyatrolari.com/yazilar/savas-aykilic-02092005.htm
http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2000/10/10/248748.asp
http://www.evrensel.net/05/09/13/kultur.html
http://www.milliyet.com.tr/2001/06/28/yazar/asik.html
http://www.ucansupurge.org/arsiv/www.ucansupurge.org/indexcde1.html?option=com_content&task=view&id=2371&Itemid=80
http://yenisafak.com.tr/arsiv/2000/kasim/21/tkivanc.html
http://www.tiyatrodunyasi.com/haberdetay.asp?haberno=4227
http://www.tiyatrofanzini.com/2009/05/nedim-sabann-temiz-tiyatro-baslkl.html
http://www.tiyatrom.com/dt_dosyasi.htm
http://www.lpghaber.com/html/phpbb2/viewtopic.php?p=2125&view=previous
http://tiyatrodergisi.com.tr/yazi.php?hng=206
http://hilmibulunmaz.blogspot.com/2009/05/yalan-makinesi-mustafa-demirkanlnn_6833.html
http://www.gecekahvesi.net/tiyatro/16622-tiyatro-haberleri.html
http://www.tiyatrodunyasi.com/haberdetay.asp?haberno=3300
http://www.tiyatrodunyasi.com/haberdetay.asp?haberno=3196
http://www.tiyatrofanzini.com/2009_05_01_archive.html
http://www.petanque-ua.org/s%C3%BCrmedim_e.htm
http://www.evrensel.net/01/01/25/kultur.html
http://hilmibulunmaz.blogspot.com/2009/05/coskun-buktel-mustafa-demirkanl-kufur.html
http://hilmibulunmaz.blogspot.com/2008/07/bir-figran-televizyon-dizilerini.html
http://tiyatroyun.blogspot.com/2010/09/lincci-gulhan-avsarn-sahibi-oldugu.html
http://tiyatroyun.blogspot.com/2010/08/gulhan-avsarn-sahibi-oldugu-tiyatro.html
http://tiyatroyun.blogspot.com/2010/06/istanbul-barosu-tiyatro-grubu-istanbul.html
http://tiyatroyun.blogspot.com/2009/11/aboneler-dikkat-mustafa-demirkanl_27.html
http://siirhane.com/pages.asp?Pagem=7%20Tepe%207%20Sanat%20%DDstanbul%20Bulu%FEmalar%FD%92nda%20Tiyatrocular%20bir%20araya%20geldi&cat_id=4&cat2_id=4&wid=343 http://www.tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=508
http://www.izafet.com/tiyatro/455304-temiz-tiyatro-imza-kampanyasi-sona-erdi.html
http://www.tiyatrohaber.net/?mxz=haber&hid=606
http://www.kurdishinstitute.be/english/1036.txt
http://www.coskunbuktel.com/lincimzacilari.htm
http://bulunmaztiyatro.blogspot.com/2010/09/coskun-buktel-bu-bir-haber-degil-mi.html
http://hilmibulunmaz.blogspot.com/2009/05/yalan-makinesi-kufurbaz-linc-cagrcs_08.html
http://hilmibulunmaz.blogspot.com/2009/05/ertugrul-timur-internet-yaynclg-ismail.html
http://hilmibulunmaz.blogspot.com/2009/05/coskun-buktel-hilmi-bulunmaza-yonelik.html

http://www.serbesti.net/showentry.php?sNo=9149
http://www.newsweekturkiye.com/haberler/detay/44777/Naipaul-Yasar-Kemal-i-okusa-korkardi http://www.birikimhaber.com/Haber/Gundem/25112010/Radikal-Bir-tur-entelektuel-linc.php http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetay&ArticleID=1030112&Date=26.11.2010&CategoryID=41

Ayşenil Şamlıoğlu, Lemi Bilgin ve Nejat Birecik sayesinde ancak ayakta durabilen LİNÇÇİ Demirkanlı, Coşkun Büktel'den ders almaya devam ediyor hâlâ...


Coşkun Büktel
Tüm linççiler utanıp susarken, linç kampanyasından kâr sağlayan Mustafa Demirkanlı, utanmayı ısrarla reddediyor:

İstanbul Barosu avukatlarından Sayın Uğur Demirci Tosun (e-posta: ugurdemirci@istanbulbarosu.org.tr), "TÜRK ADALETİ ADINA" çalışan İstanbul 28. Sulh Ceza Mahkemesi ve İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararlarla, kendisinin asla hoşuna gitmeyen bazı ciddi içerikleri yayından çıkartmamızı istediği için, biz de, aşağıdaki kararı yayınlamak zorunda kaldık!

Uğur Demirci Tosun


                   T.C.
                 İSTANBUL
5. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ
                                                                      DEĞİŞİK İŞ KARAR
DEĞİŞİK İŞ NO: 2011/208


HAKİM: HASAN YALÇINTAŞ 25414
KATİP: DİDEM MELEK GİTER 120251


Tekzip talep eden Uğur Demirci Tosun tarafından Hüseyin Hilmi Bulunmaz hakkında internet sayfalarındaki yayınların internet içeriklerinin çıkarılmasına ilişkin İstanbul 28. Sulh Ceza Mahkemesinin 24/10/2011 tarih, 2011/469 değişik iş sayılı tekzip kararına karşı taraf sıfatındaki Hüseyin Hilmi Bulunmaz tarafından 21/11/2011 havale tarihli dilekçeyle itirazda bulunulmuş olmakla tevzien mahkememize gönderilen değişik iş dosyası celp ve incelendi;


GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:


Tekzip talep eden tarafından 5651 sayılı yasa uyarınca içerik nedeniyle hakları ihlal edildiğinden bahisle tekzip talebinde bulunması sonucu mahkemece yapılan değerlendirme üzerine 25/09 - 02/10 - 05/10 - 06/10 - 13/10/2011 tarihli yayınlarda yer alan internet içeriklerinin çıkarılmasına, diğer yayınlarla ilgili istemin kişilik haklarına saldırı içermediğinden bahisle reddine dair kararda belirtilen düşünce ve yorumlarda usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden itirazın REDDİNE,


Red kararının itiraz edene mahkemesince tebliğine,


Dosyanın gereği yapılmak üzere İstanbul 28. Sulh Ceza Mahkemesine gönderilmesine,


Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 22/11/2011


Katip 120251                                                                          Hakim 25414
İmza                                                                                               Kaşe-İmza

"1992 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Tiyatro Kulübünde Tiyatro Yönetmenliği yapmış" LİNÇÇİ Ömer Kurhan'ın yayından kaldırtmak istediği video!


Türkiye tiyatro sanatını yeniden kurgulayan bu kuramsal ve köktenci video konuşması, LİNÇÇİ müşteki Ömer Faruk Kurhan'ın avukatları Uğur Demirci Tosun'la İnan Yılmaz'ın yayından kaldırtma çabalarına karşın, Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın yiğitçe mücadelesi, bilirkişi raporunun Hilmi Bulunmaz lehine yazılıp, T.C. İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi Yargıçlığı'nın nesnel hukuk kurallarına göre davranması sonucu BERAAT ile sonuçlanmıştır. Bu kuramsal ve köktenci video konuşmasını, uzun bir mücadeleden sonra "yargıç garantisiyle" izliyorsunuz!


İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi Yargıçlığı'nın BERAAT ettirdiği videoyu binlerce kişi severek izledi!!!

Boğaziçi Üniversitesi gölgesinde yaşayan LİNÇÇİ ve Shakespeare çocuğu Ömer F. Kurhan'ın yargılattığı videomuzu 41.800 kişi izledi!

Videomuzu sunmak için attığımız yukarıdaki başlıkta bulunan "1992 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Tiyatro Kulübünde Tiyatro Yönetmenliği yapmış" sözleri, Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'dan tam 25.000,00 TL isteyen LİNÇÇİ ve Shakespeare çocuğu Ömer F. Kurhan'a karşı hazırlanan "BİLİRKİŞİ RAPORU"ndan alınmıştır!


***




Oyun'un notu: Videolarımızın izlenme rakamları, vimeo.com sitesinde zaman zaman "geç" yayınlanmaktadır. Bizim yayınladığımız rakamları inandırıcı bulmama eğilimindeki kişilere, bir tek önerimiz var; lütfen, videomuzu yayınlayan vimeo.com sitesindeki "Statistics" bölümünde bulunan sayıları, geriye doğru, deli pösteki sayar gibi toplayınız! Yine de bize inanmazsanız, lütfen, en yakın Cumhuriyet Savcılığı'na gidip bizi şikâyet ediniz!!!




***


Ayrıca bakınız:

Henüz anlaşılır bir karar yazma yeteneği bulunmayan hâkimler, Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın aleyhine, LİNÇÇİ kişilerin lehine karar veriyorlar!

AKP'li Ertuğrul Günay'ı kapak yapan LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin kuyruğu, Hilmi Bulunmaz'ın yargıçlara hakaret ettiği yalanını söylüyor!!!

LİNÇ KAMPANYASI ana sponsorlarından Ömer F. Kurhan'ın sanık sandalyesine oturtup cezalandırmak istediği Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, BERAAT etti



LİNÇÇİ Ömer Kurhan ve avukatları Uğur Demirci Tosun'la İnan Yılmaz'ın mahkûm ettirmek istedikleri Hilmi Bulunmaz hakkındaki gerekçeli BERAAT kararı!