26 Mayıs 2013 Pazar

Bulunmaz, savcıyı bile kötü emeline âlet eden Demirkanlı'ya ders verdi!

T.C.
İSTANBUL
10. SULH CEZA MAHKEMESİ YARGIÇLIĞI'NA

DOSYA NO: 2012/1758


KONU: Dâvâlarım yoğunluğu, yurt dışındaki işlerimin oluşturduğu yorgunluk ve sanatsal çalışmalarımın hareketliliği nedeniyle, yaklaşık bir yıldır değerlendirme olanağı bulamadığım "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" düzenleyicisi Sayın Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın, Cumhuriyet Savcısı Sayın Nihat Karpınar'ı yanlış yönlendirdiği suç duyurusu metnini çözümleme zorunluluğu...


AÇIKLAMALAR / YANITLAR:

1 - Sayın Mustafa Şükrü Demirkanlı'ın aşağıdaki metinde adı asla ve kesinlikle geçmemektedir. Mustafa Şükrü Demirkanlı, adı, sıfatı zerre kadar olsun hiç geçmemesine karşın, benim bir genelleme yaptığım yazıyı, sanki onun tanımlıyor gibi düşünerek, büyük bir alınganlık örneği göstermiş. Demirkanlı'nın yaptığı alıntıyı bir de ben yapmak istiyorum:

"LİNÇÇİ orospu çocukları", LİNÇÇİ alçaklarla, LİNÇÇİ aptallarla, LİNÇÇİ başarısızlarla, LİNÇÇİ beceriksizlerle, LİNÇÇİ cahillerle, LİNÇÇİ çanak yalayıcılarla, LİNÇÇİ çaresizlerle, LİNÇÇİ dangalaklarla, LİNÇÇİ deyyuslarla, LİNÇÇİ dübbüklerle, LİNÇÇİ düzenbazlarla, LİNÇÇİ eblehlerle, LİNÇÇİ enayilerle, LİNÇÇİ eşeklerle, LİNÇÇİ faşistlerle, LİNÇÇİ fesatçılarla, LİNÇÇİ fırlamalarla, LİNÇÇİ fırsatçılarla, LİNÇÇİ gebeşlerle, LİNÇÇİ gevezelerle, LİNÇÇİ göz yalayıcılarla, LİNÇÇİ halk düşmanlarıyla, LİNÇÇİ kuyruk sallayıcılarla, LİNÇÇİ namussuzlarla, LİNÇÇİ oportünistlerle, LİNÇÇİ orospu çocuklarıyla, LİNÇÇİ pezevenklerle, LİNÇÇİ pragmatistlerle, LİNÇÇİ pratisyenlerle, LİNÇÇİ puştlarla, LİNÇÇİ repormistlerle, LİNÇÇİ revizyonistlerle, LİNÇÇİ şerefsizlerle,"

Bir kişiyi değil, bir eylemi, bir eylemliliği, bir çoğul eylemlilik hâline dile getirdiğim bu genellemeci anons yazısını, Demirkanlı üzerine alınarak ne yapmak istiyor? Yapmak istediği çok basit bir art niyetten ibarettir. Benim, kendisini, hem İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nde, hem İstanbul 27. Sulh Ceza Mahkemesi'nde ve hem de İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde yargılatmama çok içerleyen Demirkanlı, adliyenin iş yoğunluğunu çarpıtarak, adliyeyi yanıltarak, adliyeyi boşuna boşuna, yasalara aykırı bir biçimde işgâl ederek, meşgûl ederek, sentetik, yapay bir ürettirmek istemektedir. Cumhuriyet Savcısı Sayın Nihat Karpınar'ın yoğunluğundan yararlanan Demirkanlı, tâbir-i câizse, Sayın Karpınar'ı kötü emeline âlet etmiştir. Sayın Karpınar, iş yoğunluğu nedeniyle, iddianame hazırlarken, hatalı davranmıştır. Sayın Yargıç İsmail Ermiş, yanlışı görecek ve bu dâvâ daha ilk duruşmada yada Sayın Yargıç Ermiş'in uygun göreceği en kısa zamanda kapanacaktır. Kapanmayıp, sürse bile, Demirkanlı'nın aleyhine, benim lehime sonuçlanacaktır. Tam tersi bir bitiş söz konusu olsa bile, bu dâvâ, Yargıtay sürecinde benim lehime sonuçlanacaktır. O aşamayı geçme mucizesi gösterilme da, Avrupa İnsan Hakları Mahkeme sürecinde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine bir "CEZA HUKUKU SKANDALI" yaşanacaktır.

Çünkü...

Yineliyorum, Demirkanlı'nün tüm iddiaları "YALAN" olduğu gibi, yukarıdaki yazıda da, zerre kadar olsun kendi adı ve/ya sıfatı asla ve kesinlikle geçmemektedir. Demirkanlı, "ADLİYEYİ HAKSIZ YERE MEŞGÛL ETMEKTE" sakınca görmemektedir. Ayrıca, Demirkanlı, kendi ağzıyla ikrar etmektedir ki, "1100 KİŞİLİK ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" önderliği yapmaktadır. Sayın Yargıç, mahkemenin yetkisi kapsamında bir ceza hukuku algısı duyumsar ise, Demirkanlı hakkında diğer mahkemelerde süren dâvâlarımızın belgelerine ulaşabilirse, bu "örgüt" hakkında ayrıntılı belge, bilgi, bulgu, delil, kanıt bulabilir. Bunun yanı sıra, benden istenebilecek her türlü somut belgeyi, net bilgiyi Sayın Yargıç'a aktarmaya hazırım.

Yukarıda yaptığım alıntı içeriğinde "LİNK" olduğunu söyleyen Demirkanlı, tamamıyla "YALAN" söylemektedir. O yazıda, asla ve kesinlikle herhangi bir "LİNK" yoktur. Olmamışı olmuş, olmuşu olmamış gibi gösterme alışkanlığındaki Demirkanlı'nın "YALAN" söyleme hâli, deyim yerindeyse, "ZİNCİRLEME" biçiminde sürüp gider. "LİNK" içermeyen, içinde hiçbir "LİNK" bulunmayan bir metne bile "İFTİRA" atabilen Demirkanlı, düşününüz ki, insanlara haydi haydi "İFTİRA" atabilmektedir. Benim dışında birçok kişiye "İFTİRA" atan Demirkanlı, örnekse, Coşkun Büktel, Feridun Çetinkaya gibi tiyatro insanlarına da, sürekli olarak "İFTİRA" atmış, "İFTİRA" atmakta ve sanırım, yargı bu şahsı durdurmazsa, "İFTİRA" atmaya devam edecektir.

2 - "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" düzenleyicisi Sayın Mustafa Şükrü Demirkanlı adlı şahıs, Cumhuriyet Savcısı Sayın Nihat Karpınar'ın iş yoğunluğundan, dikkatsizliğinden, "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" olgusunu ayrımsayamamasından olsa gerek hatâlı davranmasından yararlanarak, sürekli "YALAN" söylemektedir. Benim yazdığım her yazıda "LİNÇÇİ" dediğimi ve "LİNK" verdiğimi söyleyerek, adliyeyi kandırmaya yeltenebilen Demirkanlı, "YALAN" söylemektedir. Çünkü ben, her yazımda mutlaka "LİNÇÇİ" demiyor ve her yazımda mutlaka "LİNK" vermiyorum. Ayrıca bunları yapsam bile, Demirkanlı'yı hiç ilgilendirmez. İstanbul 9. Asliye Mahkemesi Bilirkişi Raporu'na bakıldığında, "LİNÇÇİ" demek "SUÇ DEĞİL"dir.

Mustafa Şükrü Demirkanlı, aslında çok tehlikeli, gayet sakıncalı ve oldukça hukuk dışı bir "içtihat" oluşturmaktadır. Benim ve Coşkun Büktel'in "YARGISIZ İNFÂZ" ile susturulmak istendiğimizi ikrâr eden Demirkanlı, böylelikle, hukuka aykırı olarak bir "ALTERNATİF HUKUK" oluşturmaktadır. Benim ve Coşkun Büktel'in ne düşünmemiz, ne konuşmamız, nasıl davranmamız ve en önemlisi de ne yazmamız gerektiğini dikte eden Demirkanlı ve "1100 KİŞİLİK ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI ÖRGÜTÜ", hiç de hakları değilken, hiç de hukuk sahibi olmamışlarken, kendilerini savcı, yargıç, Yargıtay ve neredeyse Türkiye Büyük Millet Meclisi konumu bağlamında algılayarak, hem "YASAMA", hem "YÜRÜTME" ve hem de "YARGI" zırhıyla donatma eğilimi içerisindedirler. Eğer, yargı süreci, adliye mekânı ve savcılık makamı, bunlara olanak verirse, basit bir dille söylemek gerekirse, resmen "ipin ucu" kaçar. Bizim hiçbir zaman "İFTİRA" atmadığımız, "KARALAMA" yapmadığımız, asla ve kesinlikle "YALAN" söylemediğimiz bilinmesine karşın, onlarca yıldır tiyatro konusundaki güvenilir olmamız somut bir gerçekken, bize (Hilmi Bulunmaz - Coşkun Büktel) "Tiyatro İnsanları Olarak, Yayınlarımıza ve Yayıncılarımıza Yönelik; İftira, Karalama, Baskı Altına Alma Girişimlerini Kınıyoruz!" sözleriyle, bize yönelik olarak "İFTİRA" atılmış, "KARALAMA" yapılmış, "BASKI ALTINA ALMA GİRİŞİMİ" eylemine girişilmiştir. Ben, onlarca haksız, hukuksuz dâvâyla köşeye sıkıştırılmak istendiğim süreçte, sürekli olarak yargıçlara yönelik olarak "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI ÖRGÜTÜ" gerçekliğini dile getirmeme karşın başarılı olamamama karşın, Demirkan, yaptığı ikrârla, örgütlenmelerini somut olarak tanımlamıştır.

Eğer mevzuat elverişli olursa, Demirkanlı'nın sıraladığı örgütler ve kişiler yargılanmalıdır. Bu süreçte bu olası değilse, ayrıca suç duyurusunda bulunacağım. Böyle ciddi bir "ENTELEKTÜEL ÖRGÜT" ciddiye alınmazsa, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne dek başvuracağım. 

Bizim hiçbir yasa dışı eylem içerisine girme gibi herhangi bir kastımız olmamasına karşın, Demirkanlı, savcıyı hızla geçtikten sonra, yargıcı da şimşek hızıyla geçme planları yaparken, net bir biçimde "YALAN" söylüyor. Bizi aynen şöyle "KARALAMA" sürecine terk ediyor:

"Biz aşağıda imzası olan kurumlar ve kişiler olarak bu iki şahsı; Coşkun Büktel ve Hüseyin Hilmi Bulunmaz'ı hakaret ve küfürlerinden dolayı kınıyor, ahlâki bir tutum geliştirmeye davet ediyoruz." 

Bizi, sadece ve yalnızca, Türkiye Cumhuriyeti Adalete yargılayabilir. Eğer, "SUÇ VE CEZA" sadece Dostoyevski'nin roman adı olarak sınırlanmamış ise, ortada bir "SUÇ" varsa, bunun "CEZA" karşılığını Türkiye Cumhuriyeti Adaleti verir. Bunun "CEZA" karşılığını, "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI ÖRGÜTÜ" veremez... Madem ki, ortada bir "SUÇ" vardı, neden üç yıl bekleyip de, şimdi sentetik, şişirme, yapay ifadelerle, "YALAN" beyanlarla bizim hakkımızda "SUÇ" üretiyorlar? 

Demirkanlı, yineleme yöntemini kullanarak, Sayın Savcı'yı etkileyerek, hatâlı bir iddianame hazırlamayı başarmıştır. Bunu yaparken de, sürekli olarak "YALAN" söylemeyi ilke edinmiştir. Ancak, şuna eminim ki, Sayın Yargıç, kılı kırka yararak bir yargılama yapacağı için, Demirkanlı'nın "YALAN" söylemini deşifre edebilecektir. İkide bir, "AKTİF LİNK" kavramıyla saptırmacı bir dil kullanan Demirkanlı, iddianameye etki etmeyi başarırken, beni de, bir yazar değil, sanki bir "AKTİF LİNK" uzmanı olarak sunmuş. Ben, yazdığım yazıları bilimsel duyarlılık ve yöntemle yazdığım için, tabiî ki, durum gerektirdiğinde, mutlaka link kullanıyorum. Ancak, benim işim "YAZARLIK", "AKTİF LİNKÇİLİK" değil. İçeriğinde kendi adı bulunmayan, kendi sıfatı geçmeyen, kendisi düşünülerek yazılmamış yazıları bile kendisine mâl ederek, sentetik, şişme, yapay "SUÇLAR" imâl eden Demirkanlı, söylediği her sözün içerisinde adliyeyi yanıltmaya çabalıyor.

Türkiye Cumhuriyeti kurulduğundan bu yana, hattâ taaa 1299 yılında kurulan Osmanlı İmparatorluğu zamanından günümüze dek hiçbir kimsenin kurmayı hayal bile edemeyeceği bir "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI ÖRGÜTÜ" kuran Demirkanlı, tarihe ve topluma mâl ettiği "YALAN" sözlerle yargılanmadan ortalık yerde gezebilecek ise, "vay memleketin hâline"... Demirkanlı ve şerikleri, "BELGE" gösterirken bile, bizim sitelerimizden örnek sunmak zorunda kalıyorlar. Bunun bir tek nedeni var: Çünkü onlar, yaptıklarının "YASA DIŞI" bir eylem olduğunu duyumsar duyumsamaz, onlarca, belki yüzlerce sayfadan olan "İFTİRA" metinlerini silip imhâ ettiler. Bizi suçlamak için bile, Coşkun Büktel'in sitesindeki belgeyi göstermek zorunda kalıyorlar. 2009 yılının mayıs ayında kendi dergisinde yayınladığı belgeyi neden gizliyor Demirkanlı? Benim ekte sunduğum ve İstanbul 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nden almış olduğum "DEMİRKANLI BELGELERİ" neden silinip atıldı? Bunların yanıtı verilmeden, Sayın Yargıç yargılamayı sürdürürse, kendisi de, Sayın Savcı'nın düştüğü hatâya düşer.

3 - Demirkanlı, her maddenin başında benim küfürbaz olduğumu yapıştırıyor. Yazı yazmak, iddiada bulunmak yerine, "kopyala yapıştır" yöntemiyle hareket eden Demirkanlı, söylediği her sözü, mutlaka "YALAN" kavramına yaslıyor. Ayrıca yinelemekte yarar var: İstanbul 9. Asliye Ceza Mahkemesi "BİLİRKİŞİ RAPORU" çok net: "LİNÇÇİ DEMEK HAKARET DEĞİL!"

Benim, bir genelleme yazısı içerisinde kullandığım "OROSPU ÇOCUĞU" sözünü, neden kendisine yakıştırıyor? Bunu bir türlü anlayamıyorum. Ben, bir tiyatro sahibiyim ve tiyatro çalışmalarına nasıl insanların katılabileceğine ancak ben karar verebilirim. Buna hiçbir kimse karışamaz, hele ki, her "OROSPU ÇOCUĞU" sözünü zorla kendine mâl eden Demirkanlı asla ve kesinlikle karışamaz bana. Benim "KÜLTÜR MERKEZİ" olarak kurduğum mekânın tek sorumlusu benim, Demirkanlı değil. Buna asla ve kesinlikle izin vermem. Ben, "OROSPU ÇOCUĞU" derken, Demirkanlı'yı kast etmiyorum. Ancak, her nedense, nerede bir "OROSPU ÇOCUĞU" sözü görse, Demirkanlı, bu sözün üzerine hemen atlıyor. Garip ve anlaşılması güç bir durumla karşı karşıya kaldığım için, inanın yorum bile yapamıyorum.

Hiçbir somut iddia, hiçbir gerçek sav, hiçbir inandırıcı veri sunmamasına karşın, savcıyı bile inandıracak kadar "YALAN" söyleyebilme dağarcığına sahip olan Demirkanlı, ayın günlerini arka arkaya sıralayarak, sözüm ona bilimsel bir veri veriyormuş izlenimi oluşturuyor. Kendisiyle hiçbir ilgisi olmayan, tarihsel ve toplumsal gerçeklerin genellemesiyle kurgulanmış yazılarıma, deyim yerindeyse "İFTİRA" atan Demirkanlı, yirmi iki yıldır Türkiye tiyatrosunu kirlettiği yetmiyormuş gibi, şimdi de, Türkiye adliyesini kirletmeye yelteniyor. Bunun izin vermem. Buna izin vermeyiniz...

Tombaladan kart çeker gibi yazılarımın sıralayıp, içerisindeki "LİNÇÇİ VE OROSPU ÇOCUĞU" sözcüklerini kendisine yamayarak, yapay bir "SUÇ" üreten Demirkanlı, Sayın Yargıç tarafından ciddi bir dille uyarılıp, işini, sadece yayıncılığını, yalnızca tiyatro yayıncılığını yapması yönünde uyarılmalıdır.

İçerisinde, içeriğinde zerre kadar olsun herhangi bir "SUÇ" ögesi bulunmayan yazılarımı art arda sıralayan Demirkanlı, kendisinin tarihsel, toplumsal ve adlî suçluluk psikolojisine yamamaktadır. "SABIKALI" biri olan Demirkanlı, sürekli olarak "SUÇ İŞLEMEK" eğiliminde bulunan biridir. Bu şahsa, gerçekten çok dikkat edilmelidir.

Ben, düşündüklerimi, konuştuklarımı, davrandıklarımı, okuduklarımı, yazdıklarımı inkâr eden değil, ikrâr eden biriyim. Ancak, benim yazdığım yazıların içeriğinde zerre kadar olsun herhangi bir hile yoktur. Ne var ki, Demirkanlı'nın yazılarının içeriğinde ise, zerre kadar olsun herhangi bir hilesizlik yoktur.

Benim, Haluk Bilginer yada bir başkasını eleştirmemi bile kabullenmeyen Demirkanlı'ın uyarılması gerekir.

4 - Sayın Mustafa Şükrü Demirkanlı hakkında herhangi bir olumlu söz söyleyebilecek bir tek tiyatro sanatçısı kalmamıştır... Yirmi iki yılı aşkın bir zamandır kalbini kırmadığı, hakaret etmediği, iftira atmadığı hiçbir tiyatrocu kalmayan Demirkanlı, hırsına yenilerek, şimdi de, adliyeye karşı suç işleme eğilimi içerisine girmiştir. Bu adama dikkat edilmelidir.

LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı savcıyı bile kötü emeline alet ediyor!

T.C.
İSTANBUL
CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI'NA

ŞİKÂYET EDEN: MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI (T.C. NO: 37210675438)

ADRES: Gülbağ Mah. Şahinler Sok. No. 42 D. 10 Mecidiyeköy Şişli / İSTANBUL
TELEFON: 0212 216 75 20 0537 689 41 71
E-POSTA: mdemirkanli@gmail.com

ŞİKÂYET EDİLEN: HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ (T.C. NO: 50482204038

ADRES: Alibaba Türbe Sk. No. 13 / 8-9 Çemberlitaş - Fatih / İSTANBUL

TELEFON: Telefon: 0212 513 47 32

Faks: 0212 513 47 33
E-posta: tiyatroyun@gmail.com

SUÇ: INTERNET ÜZERİNDEN ALENEN HAKARET

SUÇ TARİHİ: 24 Nisan 2012, 23 Mayıs 2012, 24 Mayıs 2012, 25 Mayıs 2012, 26 Mayıs 2012, 27 Mayıs 2012, 28 Mayıs 2012, 30 Mayıs 2012, 3 Haziran 2012 öncesi ve sonrası, halen devam etmektedir.

AÇIKLAMALAR:


1991 yılından bu yana Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin Yayın yönetmeni olarak gazetecilik yapan bir kişiyim. Tiyatro dünyasında tanınan, saygı duyulan genel basının da tiyatro konusunda fikirlerine başvurduğu, Kültür ve Turizm Bakanı'nın da Devlet tiyatroları ile ilgili gelişmeler konusunda proje üretmek üzere fikrime başvurulan bir gazeteciyim.


1. HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ adlı kişinin yöneticiliğini yaptığı ve sahibi olduğu kişisel sitesi olan http://tiyatroyun.blogspot.com adlı internet sitesinde sürekli olarak, her gün şahsıma yönelik küfür ve hakaretlerine ara vermeksizin devam etmektedir.


Küfürleri: "LİNÇÇİ orospu çocukları", LİNÇÇİ alçaklarla, LİNÇÇİ aptallarla, LİNÇÇİ başarısızlarla, LİNÇÇİ beceriksizlerle, LİNÇÇİ cahillerle, LİNÇÇİ çanak yalayıcılarla, LİNÇÇİ çaresizlerle, LİNÇÇİ dangalaklarla, LİNÇÇİ deyyuslarla, LİNÇÇİ dübbüklerle, LİNÇÇİ düzenbazlarla, LİNÇÇİ eblehlerle, LİNÇÇİ enayilerle, LİNÇÇİ eşeklerle, LİNÇÇİ faşistlerle, LİNÇÇİ fesatçılarla, LİNÇÇİ fırlamalarla, LİNÇÇİ fırsatçılarla, LİNÇÇİ gebeşlerle, LİNÇÇİ gevezelerle, LİNÇÇİ göz yalayıcılarla, LİNÇÇİ halk düşmanlarıyla, LİNÇÇİ kuyruk sallayıcılarla, LİNÇÇİ namussuzlarla, LİNÇÇİ oportünistlerle, LİNÇÇİ orospu çocuklarıyla, LİNÇÇİ pezevenklerle, LİNÇÇİ pragmatistlerle, LİNÇÇİ pratisyenlerle, LİNÇÇİ puştlarla, LİNÇÇİ repormistlerle, LİNÇÇİ revizyonistlerle, LİNÇÇİ şerefsizlerle," vb küfürlerini sürekli tekrarlamaktadır.


2. HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ adlı kişi Linççi tanımını açıkça ve her yazısında link vererek tanımlamaktadır.


Bu şahıs ve yakın arkadaşı Coşkun Büktel tiyatro insanlarına yönelik küfür ve hakaretlerini sürekli yineleyerek internet ortamında yaydıkları için tiyatro yayıncıları olarak 3 yıl önce "Tiyatro İnsanları Olarak, Yayınlarımıza ve Yayıncılarımıza Yönelik; İftira, Karalama, Baskı Altına Alma Girişimlerini Kınıyoruz!" başlığı ile bir bildiri kaleme alarak tiyatro insanlarına sunulmuş, bu 2 şahsın küfür ve hakaretlerine doğrudan ya da dolaylı olarak maruz kalmış; TOBAV (Devlet Tiyatrosu Opera ve Balesi Çalışanları Vakfı), TOMEB (Tiyatro Oyuncuları Meslek Birliği), OYÇED (Oyun Yazarları ve Çevirmenleri Derneği), TİYAP (Tiyatro Yapımcıları Derneği), ÇOGED (Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Derneği), TİSEN-G (Tiyatro İşçileri Sendikası Girişimi), TÜRKİYE TİYATROLAR BİRLİĞİ gibi tiyatro örgütleri. Dostlar Tiyatrosu, Oyun Atölyesi, Tiyatro Ayna, Tiyatro Boğaziçi... toplam 43 tiyatro ve Prof. Dr. Nurhan Tekerek, Prof. Dr. Özdemir Nutku, Prof. Dr. Yusuf Eradam, Prof. Dr. Hülya Nutku, Prof. Dr. Hasan Anamur gibi onlarca akademisyen ve Genco Erkal, Kenan Işık, Tamer Levent, Dilek Türker, Tuncay Özinel gibi 1100 tiyatro insanı sadece bildiriye imza atarak "Biz aşağıda imzası olan kurumlar ve kişiler olarak bu iki şahsı; Coşkun Büktel ve Hüseyin Hilmi Bulunmaz'ı hakaret ve küfürlerinden dolayı kınıyor, ahlâki bir tutum geliştirmeye davet ediyoruz." dedikleri için LİNÇÇİ olarak tanımlanmakta ve 3 yıldır bu tanıma dayanarak küfürlerine devam etmekte ve her yayınında "LİNÇÇİ" sıfatını kullanmakta ve bu sıfata aktif link vererek küfrettiği kişi ve kurumları belirtmektedir.


(http://www.coskunbuktel.com/lincimzacilari.htm) (Bildiri metni ve düzenleyen tiyatro yayınları: BELGE:1), (Bildiriye imzasıyla katılan tiyatro örgütleri: 2), (Bildiriye imzasıyla katılan tiyatrolar: BELGE:3) ve (Bildiriye imzasıyla katılan tiyatro insanalrı BELGE 4)


3. HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ adlı kişi ilgili, ilgisiz haber başlıklarına küfürlü LİNÇÇİ sıfatını eklemekte ve aktif link vererek şahsımı kastettiğini belirtmektedir. 


24 Nisan Salı günü http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/04/bulunmaz-tiyatro-genel-sanat-yonetmeni-24.html linkinde ve sürekli linkleri değiştirdiği için, öncesi ve sonrasındaki yayınlarında


"Bulunmaz Tiyatro Genel Sanat Yönetmeni Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, LİNÇÇİ orospu çocuklarının tüm engelleme çabalarına karşın, LİNÇÇİ orospu çocukları dışında herkese açık tuttuğu ücretsiz oyunculuk ve yazarlık çalışmalarını hızla sürdürüyor."

(Belge: 5)

Belgede de görüldüğü gibi ilgisiz bir haberde dahi yukarıdaki (LİNÇÇİ orospu çocuklarının) "Küfürsüz yayıncılık yapın" olarak tanımlanabilecek bildirinin düzenleyicilerinden bir olan şahsımı da dahil ederek rahatlıkla ve sürekli olarak kullanmaktadır.


***


24 Mayıs, 25 Mayıs, 26 Mayıs, 27 Mayıs, 28 Mayıs, 30 Mayıs 2012, öncesi ve sonrası, halen devam etmektedir. İlgili şahıs, arkasında suç belgesi bırakmamak için hakaret yazılarının linklerini sürekli olarak değiştirdiği için son linki aktarıyor, diğer sayfaların linkleri ile birlikte bilgisayar çıktılarını ekliyorum. (BELGE: 6)

http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/06/hakszlklarn-yasalarla-korundugu-bir.html

"12 Eylül Faşizmi piçi LİNÇÇİ alçaklarla, LİNÇÇİ beceriksizlerle, LİNÇÇİ cahillerle, LİNÇÇİ çanak yalayıcılarla, LİNÇÇİ çaresizlerle, LİNÇÇİ deyyuslarla, LİNÇÇİ dübbüklerle, LİNÇÇİ düzenbazlarla, LİNÇÇİ eblehlerle, LİNÇÇİ faşistlerle, LİNÇÇİ gebeşlerle, LİNÇÇİ göt yalayıcılarla, LİNÇÇİ halk düşmanlarıyla, LİNÇÇİ kuyruk sallayıcılarla, LİNÇÇİ namussuzlarla, LİNÇÇİ oportünistlerle, LİNÇÇİ orospu çocuklarıyla, LİNÇÇİ pragmatistlerle, LİNÇÇİ partisyenlerle, LİNÇÇİ puştlarla, LİNÇÇİ reformistlerle, LİNÇÇİ revizyonistlerle, LİNÇÇİ şerefsizlerle, LİNÇÇİ teorisyenlerle, LİNÇÇİ yetim hakkı yiyicileriyle her alandaki mücadelemi, aynı kararlılıkla, ısrarla ve inatla sürdürüyorum!"


Yukarıda ve BELGE 6'nın bilgisayar çıktısında da görüldüğü gibi 34 adet küfrü art arda sıralamaktadır.


***


23 Mayıs, 2 Haziran 2012 tarihleri arasında, öncesinde ve sonrasında ve halen devam etmektedir. İlgili şahıs, arkasında suç belgesi bırakmamak için hakaret yazılarının linklerini sürekli olarak değiştirdiği için son linki aktarıyor, diğer sayfaların linkleri ile birlikte bilgisayar çıktılarını ekliyorum. (BELGE: 7)


"STAR Gazetesi, orospu çocuğu LİNÇÇİ yayıncılara benzemiyor!"


http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/06/star-gazetesi-orospu-cocugu-lincci-02.html


Görüldüğü gibi Star Gazetesi ile ilgili bir yayın yaparken şahsımı da kast ederek bütün tiyatro yayıncılarına alenen "orospu çocuğu" küfrünü yapabilmektedir.


***


23 Mayıs, 2 Haziran 2012 arasında, öncesinde ve sonrasında ve halen devam etmektedir. İlgili şahıs, arkasında suç belgesi bırakmamak için hakaret yazılarının linklerini sürekli olarak değiştirdiği için son linki aktarıyor, diğer sayfaların linkleri ile birlikte bilgisayar çıktılarını ekliyorum. (BELGE: 8)

http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/06/hakszlklarn-yasalarla-korundugu-ulkede.html

"Haksızlıkların yasalarla korunduğu ülkede yaşadığının ayrımında olan HB (Hilmi Bulunmaz), HB (Haluk Bilginer) düşüncesinden ("Oyuncuların çoğu yavşaktır genellikle...") esinlenerek alçak, LİNÇÇİ, namussuz, onursuz, pezevenk, puşt, şerefsiz tiyatro yayıncıları için çok güzel, çok hoş, çok şirin bir slogan üretti!


Tiyatro yayıncılarının çoğu YAVŞAKtır genellikle"


Başlıkta "alçak LİNÇÇİ, namussuz, onursuz, pezevenk, puşt, şerefsiz tiyatro yayıncıları..." diye açık açık küfretmektedir.


***


28 Mayıs 2012, Pazartesi


http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/05/turkiyenin-tek-profesyonel-sosyalist-28.html


"Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği ifadede aynen şöyle demişti:


"Levent Çağlayan'ın beni şikâyet etmesini tek başına verilmiş bir karar olarak görmüyorum. Şahsın arkasında 1100 kişilik 'LİNÇ KAMPANYASI ÖRGÜTÜ' vardır. Ve bu örgütün başı, eski asker Mustafa Şükrü Demirkanlı'dır. Bu yasal sürecin başlamasına seviniyorum. Çünkü, Levent Çağlayan'da potansiyel bir Ogün Samast ruhu görüyorum. Ve tıpkı başıma Hrant Dink'in başına geldiği gibi bir olay gelirse, bunun sorumlu Levent Çağlayan ve 1100 kişilik 'LİNÇ KAMPANYASI ÖRGÜTÜ'dür."


"Küfürsüz yayıncılık yapın" bildirisini "LİNÇ KAMPANYASI ÖRGÜTÜ" olarak tanımlamakta ve şahsımı da örgütün başı olarak tanımlamakta beis görmemektedir. (BELGE: 9)


4. HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ adlı kişi yukarıda çok az kısmını iletmiş olduğum belgelerden de anlaşılacağı üzere sürekli küfür ve hakaretlerini sürdürmektedir. Googel arama motorunda sürekli bu küfür ve hakaretlerle görülmekteyim. Sitesinin başında da


"Bu site, T.C. Kültür ve Turizm Bakanı AKP'li Ertuğrul Günay'la Lemi Bilgin'in yönetiminde iyice gecekondulaşan Devlet Tiyatroları'ndan reklâm alabilmek umuduyla yayınlanmıyor. Bu site, başta Mustafa Demirkanlı olmak üzere, tiyatral faşizmi yeniden üretmek için LİNÇ KAMPANYASI düzenleyenlere karış bilinç oluşturmak için yayınlanıyor. Bu site, emekçilerin iktidara yürümesinin tiyatral alt-yapısını hazırlıyor. Bu site, herhangi bir ürünü yayınlamak için, Lenin'in görüşlerine göre karar veriyor!" (BELGE: 10)


Ve bu başlık sayfası, diğer ilettiğim belgelerde de görüleceği üzere her sayfanın başında yayımlanmakta, şahsıma alenen hakaret edilmektedir.


HUKUKİ SEBEPLER: Hakaret (TCK 125/1-2-4, TCK 53, TCK 43/1 )


SONUÇ VE İSTEM:

Yukarıda sunduğum nedenlerle şikâyetçi olduğum ve kesinlikle uzlaşma istemediğim HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ hakkında gerekli soruşturmanın yapılmasını ve cezalandırılması için KAMU DAVASI açılmasına karar verilmesini ve adımın geçtiği, adımın da link verilerek kastedildiği tüm linççi sıfatların yer aldığı başta başlık olmak üzere tüm haberlerin yayından kaldırılması için gereğini saygılarımla arz ve talep ederim.

07.06.2012


ŞİKÂYETÇİ

MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI

Bulunmaz savcıyı kötü emeline âlet eden Demirkanlı'yı değerlendiriyor!

T.C.
İSTANBUL
10. SULH CEZA MAHKEMESİ YARGIÇLIĞI'NA

DOSYA NO: 2012/1758


KONU: Sayın Yargıç İsmail Ermiş Bey'e doğruları anlatarak, yanlışları çürütmek için hukuksal metin hazırlama isteği... Hukuk dışı bir mantık dizgesiyle düşünüp, hukuk anlayışına gayet aykırı bir dille yazarak, ceza hukuku felsefesine taban tabana karşıt ilginç bir uygulamayı başlatmak isteyen Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın fevri hukuksal davranışına karşı hazırladığım yardımcı hukuk metnini Sayın Yargıç'a sunabilme arzusu. Mahkemenizde başlayan bu çok ilginç davanın "TEKİL" ve "TİKEL" değil, "ÇOĞUL" ve "TÜMEL" bir yaklaşımla ele alınarak yürütülmesi gerektiği kanısında olduğumdan, bu davaya katkıda bulunabilmek için "ÇOĞUL" ve "TÜMEL" değerlendirmeye yarayacak yardımcı dilekçe. 


AÇIKLAMALAR:


Öncelikle şunu belirtmeliyim; yüzeysel bakıldığında, davamızla ilintisi dolaylı gibi görünmekle birlikte, bu davanın tam yüreğinde bulunması gereken şu konuları dikkatinize sunup üzerinde teker teker duracağım;

- "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYALARI" sürecindeki ciddi aktör Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin Türkiye tiyatrosuna verdiği zararın

- "BİRİNCİ ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" zararının

- "İKİNCİ ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" zararının

- "ÜÇÜNCÜ ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" zararının anlatılması, anlaşılması, belirtilmesi, incelenmesi, tartışılması gerekir...

Daha önce benimle ilgili olarak vukû bulmuş yargılanmalar sırasındaki bâzı belge, bilgi, bulgu, delil, kanıt, tanık durumlarını gündeme getirip, gerekçelerimi anlatacağım. Bu davanın ardılı olduğu gibi, öncülü de var.

- "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYALARI" sürecindeki ciddi aktör Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin Türkiye tiyatrosuna verdiği zarar

Şubat 1991 tarihinden bu yana bütün Türkiye tiyatrosunu hızla, hem de şimşek hızıyla kirleten, tiyatro sanatının dezestetize edilmesine neden olan bir yayın organı var: Tiyatro... Tiyatro... Dergisi. Dergi, zamanında, resmî tiyatro kurumlarından aldığı reklâm (PARA) karşılığında, resmî tiyatro kurumlarının oyun programlarını işlevsel olarak, her ayın tam birinde yayınlaması gerekirken, hiçbir zaman gününde yayınlanmadığı, günlerce, hattâ bâzen haftalarca sonra yayınlandığından (derginin çok geç yayınlandığını saptamak için İstanbul'un en büyük caddesindeki en büyük kitapçı "MEPHISTO KİTABEVİ" şirketindeki bilgisayar girdi belgelerinin tümü izlenmesi gerekir), benim, halkımın, tüyü bitmemiş yetimin verdiği vergilerle maaş alan Kültür Bakanlığı Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin'den, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Hilmi Zafer Şahin'den ve de Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Veysel Sami Berikan'dan haksız ve usûlsüz bir biçimde reklâm (PARA) alıyor. Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin geç yayınlanmasını saptayabilmek için, bu derginin basıldığı matbaa tarihlerini, dergiyi dağıtan şirkete ulaşma tarihlerini, bu dergiyi satan kitapçıların bilgisayarlarına giriş tarihlerini, bu derginin Lemi Bilgin yönetimindeki Devlet Tiyatroları, Hilmi Zafer Şahin ile Veysel Sami Berikan yönetimindeki Şehir Tiyatroları ve diğer resmî tiyatro kurumlarına ulaşma tarihlerini öğrenebilmek yeterlidir...

Benim asal olarak en ciddi eleştirim, Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin tam zamanında yayınlanmaması yönündedir. Derginin yöneticileri Gülhan Avşar Demirkanlı, Mustafa Şükrü Demirkanlı ile birlikte Oyun Atölyesi ve Ömer Faruk Kurhan'ın imza ve yazılarıyla destekledikleri "İKİNCİ ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" sürecinin iyice irdelenmesi gereken önemli bir süreç olduğunu tüm davalarımın içinde savundum. Gerek duyulursa, duruşmaların dava dosyalarını da hemen sunabilirim.

SÜRMEKTE OLAN DAVALARIMIN DURUŞMA GÜNLERİ:


10 Haziran 2013 saat 10.36           İstanbul 10. Sulh Ceza Mahkemesi

13 Haziran 2013 saat 11.15            İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi
18 Haziran 2013 saat 14.10           İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi

02 Temmuz 2013 saat 11.30         İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi

04 Temmuz 2013 saat 09.35        K arşıyaka 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
09 Temmuz 2013 saat 14.00        İst. Anadolu 40. Sulh Ceza Mahkemesi

05 Eylül 2013 saat 10.10                İstanbul 27. Sulh Ceza Mahkemesi


02 Ekim 2013 saat 10.00               İstanbul 35. Sulh Ceza Mahkemesi

23 Ekim 2013 saat 10.10                İstanbul 35. Sulh Ceza Mahkemesi

19 Kasım 2013 saat 10.35               İstanbul 27. Sulh Ceza Mahkemesi


- BURAK CANEY adı uygun bulunan ilginç bir İnternet canavarına, sanal âlem teröristine yaslanarak "BİRİNCİ ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" başlatıldı. İşbu kampanya, Nihat Haluk Bilginer'in sahibi olduğu Oyun Atölyesi'nin "İKİNCİ ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" sürecinde desteklediği Gülhan Avşar Demirkanlı ile Tiyatro... Tiyatro... Dergisi Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mustafa Şükrü Demirkanlı yada arkadaşlarınca başlatılmıştır.

"BİRİNCİ ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" NEDİR VE NE İŞE YARAMAK İÇİN, HANGİ AMAÇLA DÜZENLENDİ?...

Coşkun Büktel'in "Theope" oyununa "iftira" atabilen Özdemir Nutku'yu eleştirdiğimiz için, bize karşı başlatılmış bu ilginç "kampanya", Coşkun Büktel'le benim sanatsal ifade olanaklarımızı ilelebet ilga, imhâ etmek için örgütlenmiş bir "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" idi... Yaklaşık olarak beş yıl önce ve Özdemir Nutku'nun attığı iftiranın CD

ile saptanmasının ardılı olarak gündeme gelen bu "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" içinde, Oyun Atölyesi ve Ömer Faruk Kurhan gibi şerikler ortaya çıkmamış olsa bile, "BİRİNCİ ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" sürecinin ardılı "İKİNCİ ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" sürecinde bu kişiler de ciddi aktif rol aldılar. Bana karşı başlatılan bu ilginç "LİNÇ KAMPANYASI" sürecinin özü, resmî kurumlardan haksızca, usûlsüzce olarak alınan reklâm (PARA) konusunda benim gösterdiğim çok ciddi estetik duyarlılıktır... Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın olağanüstü ciddi desteğiyle düzenlenen bu kampanya, mahlas adlı Burak Caney'in bir eylemi gibi görünse de, kanım odur ki, bu kampanyada, Oyun Atölyesi'nin desteklediği Gülhan Avşar Demirkanlı ile Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın büyük çabası vardı. Bu nedenle Burak Caney'in ortaya çıkarılarak IP'si saptanması gerekir. Oyun Atölyesi, Ömer Faruk Kurhan "LİNÇ KAMPANYASI" sürecini bilmelerine karşın, kendileri bu kampanyaya imza vermemiş olsalar da, farkında oldukları bu duruma neden olan Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'ne edilgen biçimde, dolaylı destek sunabilmişlerdir. Bu nedenle "LİNÇ KAMPANYASI" sürecine ve zamanında çıkmadığı için, almış olduğu reklâm (PARA) da haksız ve usûlsüz olan dergiye, çok dolaylı da olsa yardımcı olmak, hukuksal olmasa bile, toplumsal olarak bence suçtur...

3 - "BİRİNCİ ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" tanımıyla kavramsallaştırdığım bu süreç, bizim verdiğimiz entelektüel mücadele sonucu "OLUMSUZ" bitince, Oyun Atölyesi ve Ömer Faruk Kurhan'la birlikte hareket eden Tiyatro... Tiyatro... Dergisi Sahibi Gülhan Avşar Demirkanlı ile Tiyatro... Tiyatro... Dergisi Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mustafa Şükrü Demirkanlı, sanal Burak Caney'in örgütlediği "BİRİNCİ ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI"

sürecinin neredeyse tıpa tıp benzeri biçimindeki yeni bir kampanya düzenlemek için kendi açık adlarını ve dergilerinin açık adını ortaya koyarak, yine bize (COŞKUN BÜKTEL ile HİLMİ BULUNMAZ) karşı, "İKİNCİ ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" başlattılar. Tam tamına 1100 KİŞİLİK İMZA toplayan Oyun Atölyesi ile Ömer Faruk Kurhan'ın desteklediği dergi, Türkiye tiyatrosundaki toplumsal yerimizi imhâ edebilmek için bir kavga sürecine girerek, bizi de, kavga sürecine dahil ettiler. Bizim verdiğimiz "ENTELEKTÜEL" mücadele ile birlikte yaptığımız eleştiriler sonucunda, onlar yeniden "yenildiler"...

4 - Oyun Atölyesi ve Ömer Faruk Kurhan ile Tiyatro... Tiyatro... Dergisi yöneticileri, süreci tırmandırıp, "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" adıyla tanıladığım bir eylemlilik sürecine daha girdiler. Başta Gülhan Avşar Demirkanlı ile Mustafa Şükrü Demirkanlı olmak üzere, onlarca kişi ve kuruluş sürekli bir biçimde bana "NOTER ONAYLI İHTARNAME" göndererek beni savcılıklara "DAVA VE ŞİKÂYET" edip, hakkımda "HUKUK DAVALARI" başlattılar... Bir merkezden emir almış gibi davranarak, hepsi birden aynı ânda davalar başlatan kişilerin ve kuruluşların tutumu karşısında, ben, yineliyorum, 
"HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" tanılamasını uygun budum...

***

Yukarıdaki tanılar, tanılamalar, tanımlamalar... genel ve nesnel somut saptamalar... Şimdi gelelim çok daha özel ve öznel somut saptamalara:

1 - Ben, sadece ve yalnızca bir sanatçı olmakla yetinmeyip, buna paralel olarak, aynı zamanda uluslararası işler yapan biri olduğum için, benden haksız bir biçimde para kazanmak isteyen kişi ve kuruluşlar, bana peş peşe manevi tazminat davası açmaya başladılar. İşbu kişi ve kuruluşlar, benim, hiçbir zaman için avukat tutmayan, avukatlara asla ve kesinlikle hiç güvenmeyen biri olduğumu bildikleri için, benim, ceza, hukuk, ceza hukuku, hukuk felsefesi konularında eksik biri olduğumu varsayarak, benden sürekli bir biçimde tazminat (PARA) talep etmeye başladılar... Yıllar önce benden 25.000,00 TL isteyen "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" elebaşılarından Ömer Faruk Kurhan, bana karşı başlattığı, İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi "DOSYA NO: 2010/8"de sürdürülen "KAMU DAVASI" sonrası "BERAAT" etmiş olduğum için, 25.000,00 TL tazminatı alamamış olduğundan üzülüyor olsa gerek. Ömer Faruk Kurhan'ın ardından Mustafa Şükrü Demirkanlı da 

25.000,00 TL'lik tazminat davası açtı. Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın tuttuğu avukat Reyhan Kayışlı 15.000,00 TL'lik bir tazminat davası açtı. Seval Deniz Karahaliloğu adlı tanınmamış çok acemi bir yazar bile 
10.000,00 TL'lik tazminat davası açtı... Bunların tümü, asla derin bir üzüntü içerisinde bulundukları için değil, benim ciddi bir şirket sahibi olmamdan kaynaklanan nedenlerle, benden "para sızdırmak" istiyorlar.

2 - Hiçbir zaman için tam zamanında, her ayın tam olarak birinde asla ve kesinlikle yayınlanmayan Tiyatro... Tiyatro... Dergisi, günlerce, hattâ bâzen haftalarca sonra zor yayınlanabilmesine karşın, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin'den, İstanbul Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Hilmi Zafer Şahin'den ve de Kocaeli Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Veysel Sami Berikan'dan, muadillerinden usûlsüz bir biçimde reklâm (PARA) alabilmeye devam edebilmektedir. Ben, böyle bir reklâm (PARA) alabilme "başarı"sının hangi koşulda, nasıl elde edildiğini merak edip, araştırarak, bu durumu tüm tiyatro kamuoyuna duyurdukça, hakkımdaki "LİNÇ" çeşitlemeleri şimşek hızıyla artıyor...

- Ben, ne Ömer Faruk Kurhan, ne Oyun Atölyesi şirketi, ne Oyun Atölyesi şirketinin desteklediği Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin patronu Gülhan Avşar Demirkanlı, ne de derginin yöneticisi Mustafa Şükrü Demirkanlı ile husumet içindeyim. Ben, ne Ömer Faruk Kurhan'a, ne Oyun Atölyesi şirketine, ne de diğerlerine karşı, asla ve kesinlikle hiç hakaret suçu işlemediğim hâlde, Gülhan Avşar Demirkanlı, Oyun Atölyesi, Ömer Faruk Kurhan, Mustafa Şükrü Demirkanlı, her fırsat bulduklarında, ikide bir benim hakkımda savcılıklara koşarak, hakaret suçundan benim hakkımda suç duyurusunda bulundukları için, ben de bu durum karşısında sürmekte olan "KAMU DAVASI"nı başlattım. .

- Ben, dört yüz yıldır dünya tiyatro sahnelerini kirleten Shakespeare ve onun yerli işbirlikçilerini eleştirdim. Kendisine ait hiçbir sanat yapıtı bulunmayan, kendisinden önceki sanat yapıtlarını (ç)alarak, hukuk diliyle belirtmek gerekirse intihal ederek, tiyatro sanatına doğru olanın değil yalan olanın, gerçek olanın değil sahte olanın, (daha fazla kalıcı etki eden durum) güzel olanın değil çirkin olanın geçmesine neden olan Shakespeare'in sanat hırsızlığını iyice anlamak için Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'nca Eylül / 2007'de yayınlanan Lev Tolstoy'un "Sanat Nedir?" kitabındaki son yetmiş beş sayfa ("Shakespeare ve Dram Sanat Üzerine") çok dikkatle okunmalıdır. Sayın Yargıç, zaman yetersizliği ve başka nedenlerle bu yapıtı okuyamazsa bu kitapla birlikte dilekçede dile getirdiğim diğer belge, bilgi, bulgu, delil ve kanıtların yetkin (mevzuat elverirse yabancı ülkelerden) bilirkişi tarafından ele alınması gerekir...

5 - Belirtmiş olduğum nedenlerden ötürü, mevzuat elverirse, Şubat 1991 tarihinden başlayarak, tiyatro sanatını şimşek hızıyla dezestetize eden Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'ni usûle aykırı bir biçimde desteklemiş olan bütün Kültür Bakanları, bütün Devlet Tiyatroları Genel Müdürleri, bütün İstanbul Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenleri ile bütün Kocaeli Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmenleri ve diğer resmî sanat kurumlarının yöneticileri hakkında mutlaka savcılığa suç duyurusunda bulunup, her biri için ayrı ayrı "DAVACI VE ŞİKÂYETÇİ" olacağım.

6 - Benim aklım, benim beynim, benim cesaretim, benim çözümüm, benim direncim, benim estetiğim, benim fikriyatım, benim girişimim, benim hayalim, benim ısrarım, benim inadım, benim jargonum, benim kültürüm, benim liyâkatım, benim melekem, benim niteliğim, benim olurum, benim özelliğim, benim planım, benim rızam, benim statüm, benim şansım, benim tavrım, benim uygulamam, benim üstünlüğüm, benim varlığım, benim yeteneğim, benim zekâm doğrultusunda öznel bir karar verilebilse, ben, bana noter onaylı ihtarname gönderen, beni savcılığa dava ve şikâyet eden, benim hakkımda dava açan, benim suçlu yada suçsuz olduğuma karar veren kişilerin, sadece günlük hayattan, yalnızca ceza, hukuk, ceza hukukundan değil ve aynı zamanda hem hukuk felsefesinden ve hem de şiirden (poetikadan) anlayan insanlar olmasını seçerim. Bu maddeyi (madde 6) yazmamın nedeni, yargıçta bir kanaat oluşturma kaygısı değil, çok yakında yayınlamayı planladığım
"TİYATRO TİYATRO'ya karşı" kitabına bir dayanak ve kaynaklık oluşturması kaygısıdır. Bu maddeyi kayda geçirmemdeki ikincil etmen ise, gelecek bir zamanda, tiyatro âşkıyla tutuşan insanların yapacakları "resmî araştırma" için, onlara "resmî bir belge" bırakabilme arzusudur.

TANIKLAR:

Arman Şahin
Darüşafaka Sitesi No: 77 Çemberlitaş - Fatih / İstanbul
Tel: 0212 516 79 77


Coşkun Büktel
(Şüpheli Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın sürekli olarak 
"KÜFÜRBAZ İKİLİ" dediği ikilinin ikincisi)
Ali Baba Türbe Sk. Onur Han 5/8-9 Çemberlitaş - Fatih / İstanbul
Tel: 0212 513 47 32-33


Mehmet Cemalettin Bulunmaz
Alibaba Türbe Sk. Onur Han 5/8-9 Çemberlitaş Fatih / İstanbul
Tel: 0212 513 47 32-33

Turgay Demirkaya

Çankaya Mah. 928. Sokak Tezcan İş Hanı 55 / 103 İzmir
Tel: 0232 489 24 43


İSTANBUL 2. SULH CEZA MAHKEMESİ (DOSYA NO: 2012/663), İSTANBUL 27. SULH CEZA MAHKEMESİ (DOSYA NO: 2012/943) VE İSTANBUL 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (DOSYA NO: 2012/481) BÜNYELERİNDE SÜRMEKTE OLAN DAVA DOSYALARI DA İNCELEBİLİR.

DELİLLER 1:

1 - http://tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=3730
http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/normal-degil-anormal-dengesi-yerinde.html
3 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/normal-degil-anormal-dengesi-yerinde_7.html
http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/blog-post_3511.html
5 - www.coskunbuktel.com/lincimzacilari.htm
6 - http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=-201114
www.tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=2903
www.coskunbuktel.com/bukteldendemirkanliya.htm
9 - www.coskunbuktel.com/linkdemirkanliyalanlari.htm
10 - www.tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=3639
11 - www.tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=3111
12 - www.coskunbuktel.com/bukteldemirkanlisavci.htm
13 www.yenitiyatrodergisi.com/haberler/basina-ve-tiyatro-kamuoyuna-duyuru-ve-bir-tekzip
14 -
www.yenitiyatrodergisi.com/haberler/mustafa-demirkanliya-belgeli-yanitlar
15 www.kocaeli.bel.tr/Content.aspx?ContentID=5552&CategoryID=36
16 - www.tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=1387
17 - www.tiyatrodergisi.com.tr/hakkimizda.php
18 www.tiyatrodergisi.com.tr/yazi.php?hng=243
19 www.ozgurkocaeli.com.tr/haber/karaosmanogluna-iki-gazeteciden-tazminat-6034.html
20 - http://facebookbatakligi.blogspot.com/2013/04/takip-et-coskun-buktel-56-takipci-14.html
21 http://facebookbatakligi.blogspot.com/2013/05/bulunmaza-5000000-tl-tazminat-odeme.html
22 -https://www.facebook.com/coskun.buktel/posts/604613976223383
23 https://mail-attachment.googleusercontent.com/attachment/u/0/?ui=2&ik=c1359d7f49&view=att&th=13eb25a6aef956b1&attid=0.1&disp=inline&realattid=2c5408c15b7aa75e_0.1&safe=1&zw&saduie=AG9B_P8ondmRao-dja5FhyKSdnjP&sadet=1368989911520&sads=cqnNL3utWc-n94MWKuxx-LTwjvk&sadssc=1
24 - http://tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=3794


DELİLLER 2:
http://tiyatroyun.blogspot.com/search?q=%22ENTELEKT%C3%9CEL+L%C4%B0N%C3%87+KAMPANYALARI%22&max-results=20&by-date=true
2 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2008/03/bir-iftirann-bataklk-anatomisi.html
http://tiyatroyun.blogspot.com/2009/04/yalan-makinesi-ve-kufurbaz-mustafa.html
4 - http://tiyatroyun.blogspot.com/search?q=HUKUKSAL+L%C4%B0N%C3%87+KAMPANYASI&max-results=20&by-date=true
http://hilmibulunmaz.blogspot.com/2013/04/t.html
- http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/blog-post_3511.html
http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/03/asagdaki-yaz-taslaktr.html
8 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/03/blog-post_5658.html
http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/01/blog-post_7177.html
10 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/09/hilmi-bulunmazn-yarn-yargca-verecegi.html
11 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/08/blog-post_4640.html
12 http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/08/t_13.html
13 http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/08/blog-post_1251.html
14 http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/08/t.html

Sunmuş olduğum tiyatro sanatı gerçekliğinin, "TİYATRO HUKUKU TARİHİ" kavramı ve kurumuyla birlikte tarihe geçmesine yapacağınız katkının önemini çok iyi bildiğim için, bu ceza davasının etik, sanatsal, tarihsel, toplumsal önemi mutlaka göz önünde bulundurmalıdır. Tarih ve topluma gayet ciddi bir belge bırakılacaktır. Gereğinin yapılması için nesnel karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim. 27/05/2013

HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ


EKLER:

1 - İstanbul 3. Sulh Hukuk Mahkemesi onaylı resmî belgelerin metni.
2 - İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi BİLİRKİŞİ RAPORU metni.
3 - İstanbul 9. Asliye Ceza Mahkemesi BİLİRKİŞİ RAPORU metni.
4 - İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemes'nden alınan "BERAAT" kararı...  

23 Mayıs 2013 Perşembe

Bulunmaz, hukuku yozlaştıran Demirkanlı'yı savcılığa şikâyet edecek...

T.C.
İSTANBUL 
CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

ŞİKÂYET EDEN: HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ

T.C. KİMLİK NO: 50482204038
ADRES: Ali Baba Türbe Sokak No: 13/8 Çemberlitaş, İstanbul
TELEFON: 0532 642 88 57   / 0212 513 47 32   
FAKS: 0212 513 47 33
E-POSTA: tiyatroyun@gmail.com

ŞİKAYET EDİLEN: MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI

ADRES: Reha Yurdakul Sok. No: 28/1 Billur Ap. Şişli-İstanbul
Gülbağ Mh. Şahinler Sk. No: 42 D. 10 Mecidiyeköy - İstanbul
TELEFON: 0212 216 75 20   
E-POSTA: tiyatrodergisi@gmail.com

SUÇ: HAKARET, İFTİRA TEHDİT SUÇLARI (TCK 106., 125./2 VE 267)

SUÇ TARİHİ: 23.05.2013, öncesi ve sonrası

AÇIKLAMALAR:


1 - Şüpheli Mustafa Şükrü Demirkanlı, yirmi iki yılı aşkındır Türkiye tiyatrosunu dezestetize ve dezenforme eden bir mantıkla, Tiyatro... Tiyatro... Dergisi adıyla bir yayın yapıyor. Sadece bu yayınla yetinmeyip, İnternet ortamını "orantısız güç" biçiminde kullanan Şüpheli Mustafa Şükrü Demirkanlı, bu ilginç propaganda mecrasını, gün yirmi dört saat, benim aleyhime kışkırtabiliyor. Özellikle www.facebook.com sayfalarını işgâl eden Şüpheli Mustafa Şükrü Demirkanlı, daha çok, tiyatro yazarı Coşkun Büktel'in www.facebook.com sayfalarına dadanıyor... Benim, www.facebook.com hesabı açmamak ve bu sanal ortamda bulunmamak gibi bir ilke kararım olduğunu bilen Şüpheli Mustafa Şükrü Demirkanlı, (Coşkun Büktel'in verdiği bilgiler ışığında bu sayfaya ne zaman girmiş olsam) benim, ailemin, elemanlarımın, çevremin, tiyatro camiasındaki konumumun bozulması için gayet büyük bir çaba harcayabiliyor... Olay günü (23 Mayıs 2013) yine aynı süreç yaşandı ve durum şöyle gelişti:

a) Ben, İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde mahkûm olmuştum...


b) Mustafa Şükrü Demirkanlı, sahibi olduğu www.tiyatrodergisi.com.tr sitesinde, şu haberi yaptı.


"Hilmi Bulunmaz ve Coşkun Büktel Hakkında Davalar Devam Ediyor


Asıl mesleği Kuyumculuk ve Uluslararası Elmas Kalemleri Ticareti olan AMATÖR TİYATRO HEVESLİSİ, dizi yazarı Coşkun Büktel'in yakın arkadaşı H. HİLMİ BULUNMAZ HAKKINDA SUÇ DUYURULARI VE DAVALAR DEVAM EDİYOR.


TİYATRO İNSANLARINA KÜFÜR VE HAKARETLERİNDEN VAZGEÇMEYEN BU ŞAHIS, Ömer Faruk Kurhan'a HAKARET ETTİĞİ VİDEO KAYDInı her gün sitesinde yayımlamakta ve OTOMATİĞE ALDIĞI SAYAÇ (Siteye her girişte kendiliğinden başlayan kayıt) sayesinde, bu videoyu 70.000 kişi izledi propagandası yapmayı sürdürüyordu…


BU VİDEO'DAKİ YAYINLARI SONRASI YEREL MAHKEMECE BERAAT EDEN ve BİLİRKİŞİ RAPORUnu kanıt olarak gösteren Bulunmaz, Hukuk Mahkemesi tarafından 7.000 TL'ye mahkum edilmişti, Yargıtay'daki ceza dosyası ise soruşturmanın 'Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 2-2012/55077 sayısıyla 6352 Sayılı Yasa uyarınca dosyanın Mahkemeye yeniden tevdi edildiği, aynı Mahkemenin bu kez 2013/5 Esas, 2013/19 Karar sayısıyla 08/02/2013 tarihinde 6352 sayılı Yasanın 1/1-b maddesi uyarınca şüpheli hakkında Kovuşturmanın Ertelenmesine karar verildiği,' belirtildikten sonra tekrar dava açılması talebiyle iddianame düzenlenmiştir.


Asıl mesleği kuyumculuk olan H. Hilmi Bulunmaz, AVUKATLARA, İSTANBUL BAROSU'NA, SAVCILARA DA HAKARET ETMEKTEN ERİNMEMEKTE, Yayın Yönetmenimiz Mustafa Demirkanlı hakkında açmış olduğu hukuk davasını da yakın arkadaşı
"COŞKUN BÜKTEL, DEVLET TİYATROLARI SANATÇISI NALAN ÖRGÜT'LE BİRLİKTE "KAZANILACAK TAZMİNATLA BOĞAZ'DA TEKNE TURU ATACAĞIZ" diyerek dalga geçmekte, bir anlamda YARGIYLA da DALGA GEÇMEKTEler.


AVUKATLARA DERS VERİYORUM İDDİASIyla ya da AŞAĞILAMA TAVRIYLA AVUKATLARA HAKARET ETMEYE 
çalışan H. HİLMİ BULUNMAZ, CEZA DAVASINDA BERAAT etmesine rağmen, tazminata mahkum olunca AVUKATLARA YÖNELİK AŞAĞILAMA TAVRINI ARTIRARAK SÜRDÜRMEKTE. Dergimiz avukatı Reyhan Kayışlı'ya da aynı tavrı gösteren Bulunmaz hakkında Avukatımız Reyhan Kayışlı da kendi adına hukuk davası açtı.


HALUK BİLGİNER'İN, KEMAL AYDOĞAN'IN VE OYUN ATÖLYESİ'NİN AVUKATI SÜLEYMAN ANIL

da kendisine hakaret edildiği için suç duyurusunda bulunarak ceza davası açtırdı. HUKUK'U CİDDİYE ALMAYAN, DALGA GEÇEN BU ŞAHISLARA, HUKUK GEREKLİ YANITI VERECEKTİR.

H. HİLMİ BULUNMAZ HAKKINDA ÖZEL SORUŞTURMA BÜROSU'NA 'CUMHURİYET SAVCILIK MAKAMINA' YAPTIĞI HAKARETLER İÇİN SUÇ DUYURUSUNDA BULUNULDUĞU GİBİ İSTANBUL BAROSU'NA YÖNELİK HAKARETLERİ DE İLGİLİ BARO'YA İLETİLMİŞTİR.


Coşkun Büktel'in yakın arkadaşı H. HİLMİ BULUNMAZ İSTANBUL BAROSU'NA ŞU HAKARETİ YAPABİLMİŞTİR: 'İSTANBUL BAROSU DA SAHTEKAR BİR KURUMDUR.'

H. Hilmi Bulunmaz hakkında Yayın Yönetmenimiz Mustafa Demirkanlı, biri Coşkun Büktel'le birlikte olmak üzere 2 suç duyurusu daha yapılmıştır.


Mimesis Dergisi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Cüneyt Yalaz tarafından da suç duyurusunda bulunulmuştur,

HAKARETLERİNİ DURDURMAYAN H. HİLMİ BULUNMAZ VE COŞKUN BÜKTEL HAKKINDA SUÇ DUYURULARI VE TAZMİNAT DAVALARININ AÇILMAYA DEVAM EDECEĞİ İFADE EDİLMEKTEDİR.


Haber Giriş Tarihi: 23 Mayis 2013"


(Kaynak: http://tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=3810)


c) Sahibi olduğu sitede, sürekli olarak bana ve benimle birlikte tiyatro yazarı Coşkun Büktel'e karşı her türlü yasa dışı davranışlarda bulunan Şüpheli Mustafa Şükrü Demirkanlı, yukarıdaki o "İFTİRA" metniyle sınırlı kalmayarak, bu "İFTİRA" metninin dozunu iyice artırarak, bir de, facebook sayfalarına taşıyarak bana büyük manevi zarar vermeyi sürdürmektedir.


d) Yukarıda bir delil olarak sunduğum www.tiyatrodergisi.com.tr sayfalarına bakılabildiğinde, daha önce bulunup, ancak daha sonra hemen sildiği yazılar söz konusudur.


- Şüpheli Mustafa Şükrü Demirkanlı adlı şahıs, yirmi iki yılı aşkındır yayınlamış olduğu Tiyatro... Tiyatro... Dergisi ile Türkiye tiyatrosuna gayet büyük zarar vermekle birlikte, benim, halkımın, tüyü bitmemiş yetimin verdiği vergilerle beslenen resmî tiyatro kurumlarından, hiç de doğal olarak hak etmediği bir reklâm (PARA) alıyor... Şüpheli Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın kurarak yönettiği ve daha sonra hangi nedenlerle olduğunu bir türlü saptayamadığım bir biçimde, eşinin üzerine yaptığı Tiyatro... Tiyatro... Dergisi, hiçbir zaman için tam zamanında, her ayın birinde yayınlanmadığı gibi, çıkması gereken zamandan günler, hattâ bâzen haftalar sonra yayınlanmasına karşın, resmî tiyatro kurumlarının yöneticilerinden rahat, tereyağdan kıl çeker gibi reklâm (PARA) alıyor.


Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin, İstanbul Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Hilmi Zafer Şahin ve Kocaeli Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Veysel Sami Berikan sayesinde çok rahat bir biçimde reklâm (PARA) alabilen Şüpheli Mustafa Şükrü Demirkanlı, yayınladığı derginin, hiçbir zaman için "3000 TİRAJ"a ulaşmamasına karşın, dergisine ait olan İnternet sitesinde "3000 TİRAJ" yaptığını duyurarak, resmî tiyatro kurumlarının yöneticilerini kandırma, onlara olmayan bir gerçekliği gerçekmiş gibi sunma, sözcüğün içerdiği tüm kavramlarla yanılsama yapma yoluna gidiyor. Bu hemen durdurulmalı!


Yukarıda belirttiğim nedenle, resmî tiyatro kurumlarının yöneticileri olan Devlet Tiyatroları Genel Müdürü K. Lemi Bilgin, İstanbul Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Hilmi Zafer Şahin ve Kocaeli Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Veysel Sami Berikan'ın değerli ve önemli ifadelerine başvurularak, eğer ortada saptanabilecek çok ciddi düzeyde bir usulsüzlük varsa, bu ciddi usulsüzlüğün üzerine gidilerek, benim, halkımın, tüyü bitmemiş yetimin verdiği vergilerle beslenebilen resmî tiyatro kurumlarının hemen şaibeden kurtulmaları sağlanarak aklanması gerekecektir... Resmî tiyatro kurumlarının yöneticilerinden alınacak ifade tutanakları sayesinde ciddi bir toplumsal görev yerine getirilmekle birlikte, tiyatro dünyasında fısıltı hâlinde dolaşıp duran şaibeden de büyük hızla uzaklaşılmış olacaktır... Bence, "HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ" kavramı, sadece kuramsal boyutta kalmayıp, bu gibi durumlarda devreye girerek, hem tiyatro sanatçılarının, hem tiyatro izleyicilerinin, hem sanat kamuoyunun, hem benim, hem halkımın ve hem de tüyü bitmemiş yetimin rahatlamasına neden olabilecektir. İşte sadece bu "AÇIKLAMALAR" bölümü nedeniyle, Şüpheli Mustafa Şükrü Demirkanlı adlı şahıs hakkında bir "KAMU DAVASI" açma zorunluluğu doğmuştur. "KAMU" görevlisi Cumhuriyet Başsavcılığı,"KAMUOYU" için harekete geçmelidir ki doğru yol yine bulunabilsin.


3 - Benim yönettiğim hem İnternet ortamındaki sitelerimde ve hem video konuşmalarımda ve hem de yayınladığım "OYUN DERGİSİ"içeriklerinde sürekli olarak bu yönde (resmî tiyatro kurumlarından alınan reklâmların niceliğini ve niteliğini öğrenme çabam) sorduğum sorulara hep "HAKARET, İFTİRA, TEHDİT" eylemleriyle karşılık veren Şüpheli Sabıkalı Mustafa Şükrü Demirkanlı, aşağıda adreslerini sunduğum mahkemelerde yargılanırken, sanki hiç yargılanmıyor gibi davranarak, yine aynı suç işleme potansiyeliyle hareket ediyor hâlâ...


4 - Şüpheli Mustafa Şükrü Demirkanlı, benim nasıl bir "KÜFÜR"ettiğimi ve nasıl bir "HAKARET SUÇU" işlediğimi, çok somut bir biçimde, belgelere, bilgilere, bulgulara, delillere, kanıtlara, tanıklara yaslanarak belirtmelidir. Yoksa, aksi durumda, benim tiyatro kamuoyu nezdinde çok yanlış tanınmama neden olacaktır ki, bu durum da benim tiyatro sanatını yapabilmeme engel olacaktır. Benim sürekli "SUÇLU"bulunduğumu dile getiren Şüpheli Mustafa Şükrü Demirkanlı, hangi"SUÇ" ile "SUÇLU" bulunduğumu çok somut ve gayet rahat anlaşılır bir dille, adalete, hakka, hukuka, mevzuata, tüzeye, yasaya dayanarak belirtmelidir. Aksi takdirde "HAKARET" etmiş, "İFTİRA" atmış olur.


5 - SUÇ İŞLEME EĞİLİMİ İÇERİSİNDEKİ RUH DURUMUYLA HAREKET ETMEYİ SEVEN ŞÜPHELİ MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI, ÖZELLİKLE DEVLET TİYATROLARI ESKİ GENEL MÜDÜRÜ İ. RAHMİ DİLLİGİL HAKKINDA DA ÇOK CİDDİ, ÇOK GARİP, ÇOK İLGİNÇ, ÇOK NAHOŞ, ÇOK FAZLA TARTIŞILMIŞ İDDİALARDA BULUNMUŞ, BÖYLECE SAYIN İ. RAHMİ DİLLİGİL UZUN BİR ZAMAN HAPİS YATMIŞTIR.


Yirmi iki yılı aşkın bir zamandır Türkiye tiyatro dünyasında tartışılır, kuşku oluşturur bir durumda bulunan Sayın Şüpheli Sabıkalı Mustafa Şükrü Demirkanlı, "
H. Hilmi Bulunmaz hakkında Özel Soruşturma Bürosu'na 'Cumhuriyet Savcılık makamına' yaptığı hakaretler için suç duyurusunda bulunulduğu gibi İstanbul Barosu'na yönelik hakaretleri de ilgili Baro'ya iletilmiştir." gibi sözlerle, adaletten, cezadan, hukuktan çekinmeyip beni "TEHDİT" etmektedir.


HUKUKİ NEDENLER:

HAKARET VE İFTİRA SUÇLARI (T.C.K. 106., 125./2, 267. MADDELER


DELİLLER:


1 - http://tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=3730

2 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/normal-degil-anormal-dengesi-yerinde.html
3 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/normal-degil-anormal-dengesi-yerinde_7.html
4 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/blog-post_3511.html
www.coskunbuktel.com/lincimzacilari.htm
6 - http://arama.hurriyet.com.tr/arsivnews.aspx?id=-201114
www.tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=2903
- www.coskunbuktel.com/bukteldendemirkanliya.htm
9 - www.coskunbuktel.com/linkdemirkanliyalanlari.htm
10 - www.tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=3639
11 www.tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=3111
12- www.coskunbuktel.com/bukteldemirkanlisavci.htm
13 - www.yenitiyatrodergisi.com/haberler/basina-ve-tiyatro-kamuoyuna-duyuru-ve-bir-tekzip
14 -
www.yenitiyatrodergisi.com/haberler/mustafa-demirkanliya-belgeli-yanitlar
15 www.kocaeli.bel.tr/Content.aspx?ContentID=5552&CategoryID=36
16 - www.tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=1387
17 www.tiyatrodergisi.com.tr/hakkimizda.php
18 - www.tiyatrodergisi.com.tr/yazi.php?hng=243
19 - www.ozgurkocaeli.com.tr/haber/karaosmanogluna-iki-gazeteciden-tazminat-6034.html
20 http://facebookbatakligi.blogspot.com/2013/04/takip-et-coskun-buktel-56-takipci-14.html
21 http://facebookbatakligi.blogspot.com/2013/05/bulunmaza-5000000-tl-tazminat-odeme.html
22https://www.facebook.com/coskun.buktel/posts/604613976223383
23 - https://mail-attachment.googleusercontent.com/attachment/u/0/?ui=2&ik=c1359d7f49&view=att&th=13eb25a6aef956b1&attid=0.1&disp=inline&realattid=2c5408c15b7aa75e_0.1&safe=1&zw&saduie=AG9B_P8ondmRao-dja5FhyKSdnjP&sadet=1368989911520&sads=cqnNL3utWc-n94MWKuxx-LTwjvk&sadssc=1
24 - http://tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=3794

TANIKLAR:


Arman Şahin

Darüşafaka Sitesi No: 77 Çemberlitaş - Fatih / İstanbul
Tel: 0212 516 79 77

Coşkun Büktel 

(Şüpheli Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın sürekli olarak"KÜFÜRBAZ İKİLİ" dediği ikilinin ikincisi)
Ali Baba Türbe Sk. Onur Han 5/8-9 Çemberlitaş - Fatih / İstanbul 
Tel: 0212 513 47 32-33


Mehmet Cemalettin Bulunmaz
Alibaba Türbe Sk. Onur Han 5/8-9 Çemberlitaş Fatih / İstanbul
Tel: 0212 513 47 32-33


Turgay Demirkaya
Çankaya Mah. 928. Sokak Tezcan İş Hanı 55 / 103 İzmir
Tel: 0232 489 24 43


İSTANBUL 2. SULH CEZA MAHKEMESİ (DOSYA NO: 2012/663), İSTANBUL 27. SULH CEZA MAHKEMESİ (DOSYA NO: 2012/943) VE İSTANBUL 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ (DOSYA NO: 2012/481) BÜNYELERİNDE SÜRMEKTE OLAN DAVA DOSYALARI DA İNCELEBİLİR.

SONUÇ VE İSTEM:

Yukarıda sunduğum gayet anlaşılır somut nedenlerle, şikâyet edilen ve kendisinden "DAVACI VE ŞİKÂYETÇİolduğum, asla ve kesinlikle uzlaşmak istemediğim şüpheli MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI 

adlı şahıs hakkında gerekli soruşturmanın yapılmasını cezalandırılması için "KAMU DAVASIaçılmasına karar verilmesini saygılarımla arz ve talep ederim. 24.05.2013

ŞİKÂYETÇİ HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ