15 Ocak 2008 Salı

Bulunmaz'ın tiyatro sohbetleri

Foto: Hilmi Bulunmaz / Hindistan


Coşkun Büktel
14 Ocak 2008


Birkaç ay önce başlattığı görüntülü internet sohbetlerini Hilmi Bulunmaz, zaman içinde bir meddah ustalığı katarak hızla geliştirip sonunda olağanüstü "hisseli ve eğlenceli" birer gösteriye dönüştürdü

Bulunmaz'ın giderek virtüöz kalitesine ulaştırdığı doğaçlama sohbetleri

Bugüne dek, Bulunmaz'ın internet sohbetlerine link vermeyi düşünmemiştim. Çünkü seçtiği konularda herhangi bir hazırlık yapmadan çıkıp daldan dala atlayarak konuşması ve youtube'un zaman sınırlaması olan 10 dakika dolunca, konuşmanın mantıksal doyuruculuğa ulaşmadan aniden son bulması; bende, Bulunmaz'ın eldeki olanağı iyi kullanamadığı, harcadığı duygusunu yaratıyordu. Bulunmaz'a hep, hazırlık yaparak çıkmasını ve elindeki olanağı daha iyi kullanmasını tavsiye ediyordum. O da bana ve izleyicilere, oğlu Cemal Bulunmaz askerden dönünce, bu konuşmaları doğaçlama yapmak yerine, "hazırlanarak" yapacağını vadediyordu. Cemal Bulunmaz 18 Ocak 2008'de askerden dönüyor. Ama ben, Hilmi Bulunmaz'ın internet sohbetlerini "hazırlanarak" yapması gerektiği konusunda artık eskisi kadar emin değilim.

Çünkü Bulunmaz, zaman içinde, bu on dakikalık youtube formatına öylesine egemen hale geldi ki, on dakikanın içinde zamanı mükemmel kullanmayı öğrendiği ve anlatmak istediği şeyi anlamlı bir bütünlüğe ulaştırabildiği gibi, ilk günlerdeki güvensizliğini ve tutukluğunu hızla aşarak, yaptığı tiyatro sohbetlerine tiyatrallik kazandırmayı, olağanüstü meddahlık yeteneğini de katıp, sohbetleri "hisseli ve eğlenceli" birer gösteriye dönüştürmeyi başardı. Hilmi Bulunmaz, özellikle, "peyniri kapmaya çalışan tilki"ye benzettiği Mustafa Demirkanlı'yla "peyniri ağzından bırakmayan karga"ya benzettiği Orhan Alkaya arasında gerçekleşen röportajı ve "Cumhuriyet gazetesinin Carlo Goldoni fiyaskosunu" son iki sohbetinde değerlendirirken, içerik ve görsellik açısından tam bir virtüöz kalitesine ulaşıyor.

Hilmi Bulunmaz kameranın karşısına, doğaçlama yaparak çıkmak yerine, hazırlık yaparak çıkarsa; söz gelimi, "Demirkanlı yalanları"nın ince hilelerini daha net ve anlaşılır biçimde deşifre edebilmek için söyleyeceklerini önceden ezberlerse; sesinde, tonlamalarında ve özellikle el kol hareketlerinde bugün yakalamış olduğu doğallık, sıcaklık, samimiyet ve inandırıcılığı aynı dozda sürdürebilir mi? Yoksa (vandallara hiç de değerli gelmediğinden emin olduğum) o artı değerlerden, doğallık, sıcaklık, samimiyet ve inandırıcılıktan, fire verir mi?

Bu soruya cevap vermek ve cevabın gereğini yapmak Hilmi Bulunmaz'a düşüyor. Karar Hilmi'nin.

Ben kendi payıma, Hilmi Bulunmaz'ın haftalık sohbetlerini izlemek için, Pazar akşamlarını artık iple çekiyorum.

Aşağıda, Hilmi Bulunmaz'ın tiyatro sohbetlerini (sondan başa doğru kronolojik olarak sıralanmış biçimde) toplu halde bulacağınız, tiyatroyun.com sayfasının linkini veriyoruz:

HİLMİ BULUNMAZ'IN TİYATRO SOHBETLERİ