sen
uzaktaysan
bekler seni ân
bilirsin
eski bir gemidir tin
zeytin renkli zaman
sen
fala bakılan fincan
gönül düşülen kara kış
zengin bir enginarsın
ferhat renkli nakışsın
gözlerinde cenaze renkli hazân
sen
beklemezsen
bekler seni gün
bilirsin
gül ile gün seni bekler
haftalarca dikenli tele asılı kalır ay kahrından
ben
aysız gecelerde uyuyamam
ve kanlı bir kardeş türküsünü unutamam
bilirsin
tülbente sarılır gül
gül ben gül reçeli gül yüzlü tül
sen
durursan
geçer seni ân
bilirsin
yeni bir camidir ten
felâketten içre şan zâten
sen
küçük bir fidan
çöle değen ateş
büyük bir çınar
donmuş güneşsin
sen
geçer seni ay
geçer günlerce yıl günleri birer birer say
bilirsin
ben güneşsiz yerlerde tutunamam
ve bir kalleş gürültüsüdür ekmeğe saplanmış dil
sen
suyu yukarı akıtan
buz dağlarında yol
teni özleyen pınar
sarmalayan yeşil bir yosun
sen
evet sadece sen
ve güneşe değen yedi renkli yediveren
sen
ağızdan fışkıran
özgür bir bülbül
akort arayan tar
diken kokan bir gülsün
uzaktaysan
bekler seni ân
bilirsin
eski bir gemidir tin
zeytin renkli zaman
sen
fala bakılan fincan
gönül düşülen kara kış
zengin bir enginarsın
ferhat renkli nakışsın
gözlerinde cenaze renkli hazân
sen
beklemezsen
bekler seni gün
bilirsin
gül ile gün seni bekler
haftalarca dikenli tele asılı kalır ay kahrından
ben
aysız gecelerde uyuyamam
ve kanlı bir kardeş türküsünü unutamam
bilirsin
tülbente sarılır gül
gül ben gül reçeli gül yüzlü tül
sen
durursan
geçer seni ân
bilirsin
yeni bir camidir ten
felâketten içre şan zâten
sen
küçük bir fidan
çöle değen ateş
büyük bir çınar
donmuş güneşsin
sen
geçer seni ay
geçer günlerce yıl günleri birer birer say
bilirsin
ben güneşsiz yerlerde tutunamam
ve bir kalleş gürültüsüdür ekmeğe saplanmış dil
sen
suyu yukarı akıtan
buz dağlarında yol
teni özleyen pınar
sarmalayan yeşil bir yosun
sen
evet sadece sen
ve güneşe değen yedi renkli yediveren
sen
ağızdan fışkıran
özgür bir bülbül
akort arayan tar
diken kokan bir gülsün