13 Kasım 2007 Salı

Gerçek ün, zorla elde edilemez...


Sırtını; T.C. Turizm ve Kültür Bakanlığı, T.C. Milli Eğitim Bakanlığı, Devlet Tiyatroları, Şehir Tiyatroları, AKBANK, İş-Sanat, Efes Pilsen, İsviçre Hastanesi... gibi kapitalist kuruluşlara yaslayarak, hiç de hak etmedikleri üne sahip olan yazarlar, oyuncular, yönetmenler ülkesinde yaşamak canımı sıkıyor...

Türkiye'nin en nitelikli tiyatro yazarı Coşkun Büktel'e iftira atan bir tiyatro "duayeni"ne (Prof. Dr. Özdemir Nutku) sahip olmak canımı sıkıyor... ("Özdemir Nutku skandalı")

Türkiye'nin en düzeysiz yazarlarından Tuncer Cücenoğlu'na yapay ün kapılarını açan bir ülkede yaşamak canımı sıkıyor... ("Çığ Aslında Nedir, Neyi Sarsıyor?")

Oyuncuların ve yönetmenlerin, tamamıyla, devletin faşizan yapısından kaynaklanan otoriterliğine yaslanarak yapay ün elde etmelerine canım sıkılıyor...

Neyse ki, Charlie Chaplin gibi bir dehanın yapıtlarını izleyerek kendimi avutuyorum... (HB)


Fransa Dramatik Yazarlar Birliği Başkanı Roger Ferdinand'ın mektubundan:


Sevgili Mr. Chaplin


(...) Gerçek şöhretin zorla elde edilmesi asla mümkün değildir. Doğru bir amaca yöneldiğinde bir anlamı, bir değeri ve sürekliliği vardır. Sizin başarınız yüce gönüllülüğünüzün ve doğallığınızın kurallar ve kurnazlıklarla kısıtlanmamasında, acılarınız, sevinçleriniz, umutlarınız ve düşkırıklıklarınızla yoğrulmasında yatıyor. Acı çeken, teselli edilmeyi umut eden, bir an için herşeyi unutmak isteyen insanlar bütün bunları anlıyor, o kahkahaların hiçbir şeyi düzelteceğini iddia etmediğini, sadece rahatlatma amacı taşıdığını biliyorlar.

Bizleri hem güldürüp hem de ağlatabilme yeteneğinizin karşılığında ödediğiniz bedel tahmin edilebilir. Bizleri derinden etkileyen o küçük küçük olayları, gerçek hayatınızdan aldığınız bazı sahneleri bütün ayrıntılarıyla aktarabilmek için katlandığınız acılar tahmin edilebilir.

Çünkü çok sağlama bir belleğiniz var. Çocukluk anılarınıza sadıksınız. Çocukluğunuzda çektiğiniz acıları unutmadınız. Diğer insanların sizin çektiklerinizi çekmesini istemiyor, en azından insanlara umut etmeleri için bir neden göstermek istiyorsunuz. Acı dolu çocukluğunuza hiç ihanet etmediniz siz ve şöhret sizi hiçbir zaman geçmişinizden koparacak bir güce erişemedi. Ne yazık ki, tersi şeyler olabiliyor.


Hayatımın Hikayesi / sf. 427