Bulunmaz Tiyatro'nun kurucusu Hilmi Bulunmaz da devletin dayatmalarına karşı çıkıp yıllarca tiyatronun kıyısında yaşamayı göze aldı. Hem de canından çok sevdiği tiyatronun... Çünkü kendisine ve sahibi olduğu Bulunmaz Tiyatro'ya dayatılmıştı; ya Kültür Bakanlığı çanağı yalayacak, Efes Pilsen tezgahtarlığı yapacak, etliye sütlüye dokunmayan oyunlar sahneleyecek yada Kültür Bakanlığı çanağını kıracak, Efes Pilsen şişesini parçalayacak, hem etliye hem de sütlüye dokunacaktı. Bu direncinin keyfi karşılığı; Bulunmaz Kültür Merkezi'nin baskına uğraması, basılması, mühürlenmesi; kendisinin ve izleyicilerinin gözaltına alınarak psikolojik işkencelerden geçirilmesiydi. Bunun yanı sıra, düzenin çanağını yalayan medya tarafından dışlanmasıydı. Hilmi Bulunmaz, "Hayat politikayla tiyatroyu birbirinden ayrı tutmaz." anlayışıyla hareket edip; tüm baskılara ve bu baskıların oluşturduğu açlığa, ailesiyle birlikte uzun yıllar dayandı. Şimdi dilediğini yazabiliyor. Bu bağlamda, soL gazetesinde yayımlanan Leyla Erbil protestosunu, en iyi anlayanlardan biri. Bu protestoyu destekliyor ve dinci faşizme karşı savaşım verilmesini yineliyor...
Leyla Erbil'in soL'da yayımlanan protestosunu okuyunuz:
Yazar Leyla Erbil AKP'yi protesto etti
(...)
"Yazarlar taraflarını seçerler; yazmayı, sanatı bırakabilirler bile. Hayat politikayla edebiyatı birbirinden ayrı tutmaz. Bugün, rejim değiştiriliyor, gelense ne halk devrimi, ne sosyalizm, ne demokrasi, ne şu ne bu; sadece ortaçağ kafası” diyen Erbil’in protestosuna edebiyat dünyasının nasıl tepki vereceği merak ediliyor.
(...)
(Bakınız: soL)
Ayrıca bakınız:
AKP'yi protesto etmeyen, düzene karşı çıkamaz!
Behram da AKP'nin dümen suyuna girmedi!...
Birkaç soru ve yorumsuz aktarılan yazı...