8 Temmuz 2008 Salı

İddialar doğruysa; Bilgin hemen istifa etmeli!...

Türkiye Cumhuriyeti Turizm ve Kültür Bakanlığı Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Lemi Bilgin


Devlet Tiyatroları, kurulduğundan bu yana, sürekli olarak tartışılacak işler yapan; halk yararını değil, adı üzerinde devletin çıkarlarını gözeten elit ve snop bir kurum. Halkın estetik bilincinin gelişmesi için değil; kendini beğenenlerin egolarını tatmin edip kapitalizmin ilelebet muhafaza ve müdafaa edilmesi için alnında görünmez ışıklar hisseden Devlet Tiyatroları yöneticilerinin şaibeli işler yaptığı, sürekli olarak gündeme geliyor. Aşağıdaki yazıda da aynı durum söz konusu. Ağır bir toplumsal suç işledikleri iddiasını içeren aşağıdaki yazının bir parçası bile doğruysa ve Lemi Bilgin'de bir gram insanlık duygusu kalmışsa, hemen istifa etmeli!!!

Gariban halkın verdiği vergilerle maaş alan Lemi Bilgin'in buyruğu altındaki insanlar, aşağıdaki yazıya konu olan uygunsuzluğu yapmışlarsa, iki elimiz yakalarında olacak: İstifa edene dek, Lemi Bilgin ve destekçilerini sürekli olarak gündemde tutacağız!!! (Hilmi Bulunmaz)


DEVLET KURUMU MU AİLE ŞİRKETİ Mİ?


Abdullah Abdülkadiroğlu
7 Temmuz 2008



Öyle bir devlet kurumu ki anneler, teyzeler, çocuklar, yeğenler… Bakın neler yaşanıyor neler.

Her ne kadar inkar etseler de Devlet Tiyatrolarındaki eş dost akraba çoluk çocuk yapılanması artık kabuğa sığmaz hale geldi. Neredeyse aile kurumuna dönüşen Devlet Tiyatrolarında yaşanan son skandal bu kadar da olmaz dedirtti. Genel Müdür Lemi Bilgin’i çok zor durumda bırakacak olay bir Başdramaturg’un çocukları ve yeğenleri yüzünden yaşandı.

Kurum içinde isyan çıkmasına sebep olan olayı kapatmak için adı geçen Başdramaturg emekliliğini istemek zorunda kaldı. İşte bir devlet kurumunun nasıl aile şirketine dönüştürüldüğünün acı ispatı olan olayın ayrıntıları:

Olaylar Devlet Tiyatrolarında Başdramaturg olarak görev yapan Firuzan Tercan’ın iki oğlu yüzünden başlıyor.

Firuzan Tercan’ın bir oğlu Mert Karabey “Odalar” adında bir oyun yazıyor.

Firuzan Tercan’ın bir oğlu daha var. İkinci oğul Muhammed Ulaş da ‘Sarı saçlar mavi gözler’ adında bir çocuk oyunu yazıyor. Hatta bu oyun İstanbul DT’de de sahneleniyor.

Bitti mi ? Hayır.

Devlet Tiyatroları adeta aile kurumuna döndü diye boşuna demiyoruz.

Bu kez de Firuzan Tercan’ın yeğenleri çıkıyor sahneye.

Yeğenler Gül Ebru Turna ve Boğaç Babür Turna; Mevlana’yı konu alan “Bersisa” adlı bir oyun yazıyor.

İşin en ilginç yanı da Devlet Tiyatrolarında oyunların baştan sona Başdramaturg’un bilgisi dahilinde olması.

Firuzan Tercan’ın oğulları ve yeğenlerinin yazdığı oyunlara onay verecek kişi de yine Firuzan Tercan’ın kendisi. Çünkü Başdramaturg o.

İşleyiş gereği dramaturglardan geçen oyun Başdramaturg’un kontrolünde Edebi Kurula sevk ediliyor. Başdramaturg da aynı zamanda Edebi Kurul’a giriyor.

Yani çocukların ve yeğenlerin yazdıkları oyuna onay verecek kişi bizzat Başdramaturg olan kendi anneleri.

Firuzan Tercan; bizzat kendisinin onay verdiği oyunlar Edebi Kurul’a geldiğinde enteresan bir şekilde toplantılardan çıkıyor. Tabii hiçbir şey gizli kalmıyor. Ve oyunlar edebi kuruldan onay aldıktan sonra bu kişilerin Firuzan Tercan’ın oğulları ve yeğenleri olduğu ortaya çıkıyor.

Sonra ortalık karışıyor. Kıyamet kopuyor. Kurum adeta birbirine giriyor. Olay Dramaturglar arasında krize neden oluyor.

İşte can alıcı soru.

Bir kişinin yazdığı oyunun oynanması yazara ne kazandırıyor?

Devlet Tiyatroları’nda oyunu oynanan yazar gişe gelirinden direkt % 40 alıyor. Kıyamet bunun için kopuyor. Tamamen duygusal yani.

Genel Müdür Lemi Bilgin, bunlardan haberi olmasına rağmen Firuzan Tercan’ın oğulları ve yeğenlerinin oyunlarına müdahale etmemekle suçlanıyor.

Skandalın büyümemesi ve kurum dışına sızmaması için hemen Firuzan Tercan’ın yeğenleri Edebi Kurul’a dilekçe veriyor ve ‘teyzemizi yıpratmak istemiyoruz’ diyerek oyunlarını geri çekiyor.

Fakat tiyatrodaki rahatsızlık dinmeyince geriye tek bir çare kalıyor. Olayın, zaten soruşturmalardan başı dertte olan idareyi etkilememesi için Firuzan Tercan 15 Ağustos’tan geçerli olmak üzere emeklilik dilekçesi veriyor, rapor alıp kurumdan ayrılıyor.

Özellikle kurumdaki dramaturgların ayağa kalktığı olay bu şekilde bastırılıyor ve Firuzan Tercan’ın emekli edilmesiyle kapatılıyor.

Baştan itibaren Firuzan Tercan’ın oğulları ve yeğenleriyle ilgili durumu bilmesine rağmen müdahale etmeyen Genel Müdür Lemi Bilgin bu sebeple çok zor günler geçiriyor.

Bu olay Devlet Tiyatrosunu karıştırdığı gibi tiyatroyu temsil eden sivil toplum örgütlerinde de gündeme geldi. Fakat şarap partilerinde tiyatronun sorunlarını çözmeye çalışan ve hükümeti devirme organizasyonlarında başı çeken DETİS ve TOBAV’dan konuyla ilgili çıt çıkmadı.

Sürekli Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’a görevlerini hatırlatan bildiriler yayınlayan DETİS ve TOBAV nedense tiyatroda yaşanan ve dramaturgları ayağa kaldıran bu olayı görmezden gelmeyi tercih etti.

Geçen hafta Devlet Tiyatrolarında usta bir rejisör olan Ensar Kılıç iki tane memurun saldırısına uğradı. Genel müdürün iki bürokratının bu çirkinliğe imza atması karşısında nedense ne TOBAV’dan ne de DETİS’ten çıt çıkmadı.

Ama aynı TOBAV Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alınan şahıslarla ilgili protesto bildirisi yayınladı ve hükümeti yaylım ateşine tuttu.

Asli görevlerinin hükümete muhalefet mi yoksa Devlet Tiyatrosu sanatçılarının haklarını savunmak mı olduğu şaibeli hale gelen bu sivil toplum örgütlerinin neye hizmet ettiği sorgulanır hale geldi.

(Kaynak: samanyoluhaber.com)