
Habibe Merih Atalay
8 Temmuz 2008
(...)
Reklamlarla; yine sanatın tuzağıyla tabii, çünkü reklam da bir tür film içerir, fotoğraf içerir, grafik içerir, müzik içerir, oyunculuk ve yaratıcılık içerir, reji içerir vs.; zamanın albenili, pusatlı kuşatmalarıyla dünyayı hedef almış o her türden reklamlarla, yaşamı bir 'nikotin cehen-netine* çeviren insanoğlu, bugün, birden titredi ve kendine geldi. Bunca yılların bağımlılık tortusunu, bir beyin tümörü cerrahisiyle, neşterle kesiverecek ve tıp diye kesip işin içinden sıyrılıverecekmiş sanıyor ki, bunun 'En İyi-En kolay- En Kestirme' yolunun da, zaten yukarıda da belirttiğim gibi, gerçekten parmakla sayılacak denli az sayıda olan sanatlı ya da sanatsız filmlerimizdeki sigaralı sahneleri sansürlemekten geçtiğinin çocuksu bir yanılsaması içinde.
(...)
(Bakınız: tiyatronline)