1 Kasım 2013 Cuma

Bulunmaz, Asılsız İhbarcı Mustafa Şükrü Demirkanlı'yı mahkûm ediyor!

T.C.
İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI
UZLAŞTIRMA BÜROSU'NA

SORUŞTURMA NO: 2013/72893

KONU: Nisan 2009 tarihinde bize "LİNÇ GİRİŞİMCİSİ" diyebilen, (Kaynak: www.coskunbuktel.com/lincimzacilari.htm linkinde bulunan "KINIYORUZ" aldatıcı başlıklı "İFTİRA" metninin 4. paragrafındaki son tümcenin sondan başa doğru okunduğunda 4. ve 5. sözcükleridir!) "LİNÇ GİRİŞİMCİSİ" sözünü içeren metni tiyatro dergileri de içinde olmak üzere birçok yayında yıllarca yayınlatan "ASILSIZ İHBARCI" Mustafa Şükrü Demirkanlı, sunduğu belgelerde kendisine "LİNÇÇİ" demememe, (Türk Ceza Kanunu 125. Madde ve TCK 73. Madde: "(1) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan suç hakkında yetkili kimse ALTI AY içinde şikâyette bulunmadığı takdirde SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA YAPILAMAZ." denilmesine karşın) "HAKARET" suçu nedeniyle dâvâ açtırabilmeyi istemektedir. Oysa, yasal olarak dâvâ açılabilmesi olanaksızdır. Yasaya aykırı dâvâ açılamayacağına göre, bu soruşturmanın kovuşturma aşamasına sıçramaması gerekir. Çünkü, zamanaşımına uğramış ("23 NİSAN 2012 TARİHLİ" -ZAMANAŞIMININ ÜZERİNDEN DE BİR YILDAN FAZLA BİR ZAMAN GEÇMİŞ) edebî metinde kendisini hedef aldığımı anlamsız ve gereksiz bir dille iddia etmektedir: 

"...LİNÇÇİ Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın Yayın Yönetmeni... diyerek isim olarak belirtmektedir."

"ASILSIZ İHBARCI" Mustafa Şükrü Demirkanlı, harfleri, heceleri, sözcükleri, tümceleri, paragrafları, metni "KOPYALA – YAPIŞTIR – KARIŞTIR" mantığıyla deforme ediyor... Mustafa Şükrü Demirkanlı, böylece "T.C. İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI ÖZEL SORUŞTURMA BÜROSU" makamına yaptığı "ASILSIZ İHBAR" (Kaynak: http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/07/aslsz-ihbarc-lincci-demirkanl-bulunmaz.html) sonucunda reddedilmiş olması nedeniyle olsa gerek, âdeta ruhsal dengesini yitirip, sürekli olarak "ADLİYEYİ GEREKSİZ YERE MEŞGÛL ETME SUÇU İŞLEME" girişiminde bulunuyor. Bu nedenle de, Savcı Halil Sezgin’i aydınlatmak istiyorum...

AÇIKLAMALAR:

1 - "ASILSIZ İHBARCI" Mustafa Şükrü Demirkanlı, kendisine asla 
"HAKARET" edilmediğine öyle emin ki; 5651 SAYILI YASA'NIN 9. MADDESİ içeriğindeki yaptırımı kesinlikle anımsamak istemiyor... 

("5651 sayılı kanunun 9. maddesinde, İnternet ortamında yapılan yayındaki içerik dolayısıyla hakları ihlâl edilen kişilere içeriğin yayından çıkarılmasını talep etme hakkı düzenlenmiştir. Burada hakkı ihlâl edilen kimse, içeriğin çıkarılmasını talep ederken hazırladığı cevap metninin söz konusu İnternet sitesinde yayınlanmasını isteyebilir. Başka bir ifadeyle, 9. Madde hakları ihlâl edilen kişilere, bu ihlâlleri giderebilme olanağı sağlamıştır. Benzer düzenleme, 5187 sayılı Basın Kanunu'nun 14. Maddesi'nde ‘düzeltme ve cevap’ başlığı altında yer almaktadır."

Avukat Burhan Gün, Avukat Reyhan Kayışlı ve Avukat Volkan Eker'le işbirliği içinde olan Mustafa Şükrü Demirkanlı, yasa yoluna başvurup hakkını aramak yerine, önce "KAMU DÂVÂSI" açtırmayı, ardından "MANEVÎ TAZMİNAT DÂVÂSI" açmayı yeğleyebiliyor!... Bakınız:

a) "KAMU DÂVÂSI" (35. Sulh Ceza Mahkemesi, D. No: 2011/3131)

b) "TAZMİNAT DÂVÂSI" (10. Asliye Huk. Mah. D. No: 2012/650)

Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın birincil ereği, yasal haklarını elde etmek değil, benim, uluslararası işler yapan bir şirket sahibi olmam nedeniyle, benden para sızdırmaktır... Onun ikincil ereği de, hiçbir zaman için asla zamanında, yayınlanması gereken tarihte ve her ayın birinde çıkmayan Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'ne usûle aykırı bir biçimde reklâm (PARA) almasına yönelik olarak getirdiğim eleştirilere eleştiriyle yanıt vermek yerine, beni mahkemeler kanalıyla yıpratabilmektir. Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt'tan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Hilmi Zafer Şahin'den ve de Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Sayın Mehmet Çevik'ten sürekli olarak reklâm (PARA) alabilen "ASILSIZ İHBARCI" Mustafa Şükrü Demirkanlı, kullandığım Anayasal ve yasal düzeydeki eleştiri hakkımı, yasalara aykırı biçimde engellemek istiyor. Anayasa'ya, hukuka, mevzuata ve yasalara aykırı biçimde düzenlediği ve benim, "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" tanımlamasıyla dile getirdiğim eylemin incelikli biçimde, kılı kırka yararak inceleneceği eyleminden çok korkan Mustafa Şükrü Demirkanlı enerjimin dağılması için, benim hakkımda ikide bir savcılıklara suç duyurusunda buluyor ve sürekli "T.C. İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI ÖZEL SORUŞTURMA BÜROSU" makamına verdiği ve beni TCK'nun 301. Maddesi'nden yargılatıp, hapse attırmak istediği "ASILSIZ İHBAR" düşmanlığına, husumetine, saldırısına kadar savrulabiliyor. Bu ülkede savcılar ve yargıçlar var; yanlış hesap Bağdat'tan değil, savcıdan döndü!

Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü olduğu Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin "RESMÎ AVUKATI" Reyhan Kayışlı'ya danışıp, 5651 SAYILI YASA'dan yararlanarak, SULH CEZA MAHKEMESİ tarafından verilen "DEĞİŞİK İŞ" başlıklı "İÇERİĞİN YAYINDAN KALDIRILMASI" kararıyla amacına ulaşmak yerine, yasaları kendi kişisel menfaatleri için kullanma yoluna sapmayı daha uygun görebilen Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın amacı da "üzüm yemek değil, bağcı dövmek" olarak tiyatro kamuoyunun belleğine yerleşiyor. Demirkanlı 
"ADLİYEYİ GEREKSİZ YERE MEŞGÛL EDEREK", bu kurumu bir "TEHDİT" ögesi gibi kullanıyor... Demirkanlı, bununla yetinmeyip, bana karşı kazandığı karmaşık dâvâlar sonucu, benim bir şirket sahibi olduğumu iyi bildiği için, sürekli olarak bana "MANEVÎ TAZMİNAT DÂVÂSI" açıyor yada avukat olarak tuttuğu Reyhan Kayışlı'nın, bana "MANEVÎ TAZMİNAT DÂVÂSI" açmasını teşvik etmeyi yeğliyor!...

2 - Mustafa Şükrü Demirkanlı, kendisi dâvâlar açmakla asla yetinmeyip yakınlarını ve en önemlisi, hukuktan zerre kadar olsun ve kesinlikle hiç anlamayan eşi Sayın Gülhan Avşar Demirkanlı'yı da mevzuata aykırı bir biçimde "KAMU DÂVÂSI" açmaya azmettiriyor!... Sayın Savcı İsmail Onaran'ın 'hatâlı iddianame' hazırlamasından yararlanan Gülhan Avşar Demirkanlı-Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın yasalara aykırı olarak eylem yaparak, hareket edebilme amacı, Sayın Yargıç Cavit Marancı'nın üstün hukuk bilgisi sayesinde, benim lehime sonuçlanabildi... (Bakınız: "T.C. İSTANBUL 1. SULH CEZA MAHKEMESİ / DOSYA NO: 2010/8930")

3 - Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın yakın arkadaşı, dergisinin has yazarı, "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" örgütlenmesindeki güçlü 
"DÂVÂ YOLDAŞI" Ömer F. Kurhan da, Demirkanlı'nın teşvik etmesi sonucunda İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nde Dosya No: 2010/8 ile hakkımda "KAMU DÂVÂSI" açtırdı. Ben yapılan muhakeme sonucu 
"BERAAT" ettim. Buna çok içerleyen Mustafa Şükrü Demirkanlı, hem gazetecilik(?!) olanağını ve hem de çevresel olanaklarını son damlasına kadar kullanıp, bana yönelik "ZİNCİRLEME KAMU VE MANEVÎ TAZMİNAT DÂVÂSI" açtırmayı da başardı. UYAP'taki "HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ MUHAKEMELERİ" süreci incelendiğinde de ne demek istediğim somut verilerle karşınıza çıkacaktır... Bakmalısınız!

Yinelemekte sakınca görmüyorum: Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın asal sorunu yasal değil, siyasaldır! Siyasetçilere yaranarak kurucusu olduğu Tiyatro... Tiyatro... Dergisi sayesinde usûlsuz reklâm (PARA) almaktır. Zamanında yayınlanmadığı için, resmî tiyatro kurumlarından alabildiği reklâm (PARA) karşılığını veremediği, yani oyun programlarını günler, hattâ haftalar, bâzen de aylar sonra ancak yayınladığından resmî tiyatro kurumlarının zarar etmesine neden olduğu ve böylece, benim, devletin, halkın, tüyü bitmemiş yetimin hakkını yediği nettir. Böyle düşünürsek, Demirkanlı'nın siyaset esnafıyla "SAMİMÎ" olması "ANLAŞILIR" ve "DOĞAL" bir durumdur. İktidara gelen her renkten partinin Kültür ve Turizm Bakanları ile "İYİ İLİŞKİLER" oluşturan Mustafa Demirkanlı bu bakanlığa bağlı olarak çalışan Devlet Tiyatroları Genel Müdürleri ile 
"İYİ İLİŞKİLER" de oluşturabiliyor. Demirkanlı, "İYİ İLİŞKİLER" oluşturamadığı bakan, belediye başkanı ve genel müdürle mahkemelik olma ve/ya onların mahkemelerde "SÜRÜNMELERİ" için pek gayret ediyor. Demirkanlı, "her türlü olanağı" kullanırken yasaları gözetmiyor. Ne demek istediğimi anlayabilmek için, lütfen aşağıdaki linkin ucunda okunmayı bekleyen haberi okuyunuz (Küçük bir tadımlık sunuyorum):

"'…Bunlar mahkumiyetle sonuçlanmış davalardır. Zamanın Devlet Tiyatroları Genel Müdürü'nün -İ Rahmi Dilligil- belgeleriye ortada duran intihal iddiasını ortaya çıkarttık, Devlet Tiyatroları sanatçısı Serhat Nalbantoğlu da suç duyurusunda bulundu, savcılık ciddiye aldı, dava açmak için zamanın Kültür Bakanı İstemihan Talay'dan yargılama izni istedi -yasa gereği prosedür böyledir- ama Sayın Bakan o izni vermedi, bunun üzerine yazdığım bir yazıdaki -H……. ayyuka çıkmış Genel Müdür'ünü savunan Bakan- cümlemden dolayı bir değil, iki mahkumiyetim var: Biri 3 AY HAPİS CEZASI -tecil edildi ama ceza cezadır- diğeri ise 7.000 LİRA TAZMİNAT ÖDEMEYE MAHKÛM OLDUM…

(Coşkun Büktel: "Mustafa Demirkanlı, Küfür (Hakaret) Yüzünden Mahkemece Tazminata Mahkum Edilmiş, ‘Tescilli Ve Sicilli’ Bir Küfürbazdır!")


LİNK: www.tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=946
Bunlar sizin sözleriniz; her şeyi kendi ağzınızla ve kendi sitenizde açıklıyorsunuz. 

Her zamanki gibi, verdiğim linkteki açıklamaların “bir şekilde” yok edilmesi ihtimaline karşı, Hilmi Bulunmaz’ın sitesinde de yer alan aynı açıklamalarınız için Bulunmaz’ın sitesinden de link veriyorum. 

Ne olur ne olmaz!..

LİNK: http://hilmibulunmaz.blogspot.com/2009/05/coskun-buktel-mustafa-demirkanl-kufur.html"


(Kaynak: Yeni Tiyatro Dergisi /
www.yenitiyatrodergisi.com/haberler/mustafa-demirkanliya-belgeli-yanitlar)

4 - Yalnızca küçücük bir tadımlık sunmakla yetinerek, Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın yasalarla yaptığı danstan ilginç bir demet link sunalım:

www.yenitiyatrodergisi.com/haberler/basina-ve-tiyatro-kamuoyuna-duyuru-ve-bir-tekzip

http://tiyatroyun.blogspot.com/2007/04/demirkanli-kiilerle-uraiyor.html

www.iatp-web.org/headline.asp?act=view&hid=514

www.tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=1387

www.tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=1382

http://arsiv.zaman.com.tr//1999/02/19/kultur/all.html

http://arsiv.zaman.com.tr/1999/12/23/kultur/3.html

www.tiyatro.net/haber/138/devlet_tiyatrolarinda_neler_oluyor.html

http://hilmibulunmaz.blogspot.com/2009/05/coskun-buktel-mustafa-demirkanl-kufur.html

www.milliyet.com.tr/2001/01/24/sanat/asan.html

http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2000/10/10/248748.asp

www.ortakhaber.com/v2//haberler/templates/haber.asp?articleid=1049&zoneid=9&y=29

http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/10/bulunmaz-7-davadan-yarglattg-demirkanl_2884.html

http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/08/bulunmaz-mustafa-demirkanlya-100000_2316.html

http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/06/neydi-mustafa-demirkanlnn-istedigi.html

www.facebook.com/note.php?note_id=10150267636835711

http://hilmibulunmaz.blogspot.com/2009/05/yalan-makinesi-mustafa-demirkanlnn_6833.html

www.tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=2903

www.yenitiyatrodergisi.com/haberler/mustafa-demirkanliya-belgeli-yanitlar

www.milliyet.com.tr/2001/06/28/yazar/asik.html

www.iatp-web.org/headline.asp?act=view&hid=515

www.izafet.net/threads/temiz-yayincilik-nedim-saban.453098

www.hisse.net/forum/archive/index.php/t-7713.html

www.evrensel.net/v1/05/09/13/kultur.html

www.radikal.com.tr/radikal.aspx?atype=haberyazdir&articleid=755498

http://94.75.229.225/actuel_index.php?news_code=1124749231&year=2005&month=08&day=23

www.tiyatro.net/haber/828/tiyatro_tiyatro_dergisi_kapaniyor.html

www.tiyatronline.com/haberler/sahne-insanlari/1582/t-yilmaz-ogut.html

5 - Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın "ASILSIZ İHBARCI" olduğunu da kanıtlayan "İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI ÖZEL SORUŞTURMA BÜROSU" makamının resmî belgesini sunuyorum:


T.C.
İSTANBUL
CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI
ÖZEL SORUŞTURMA BÜROSU

Soruşturma No: 2013/72962
Karar No: 2013/30165


KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR KARAR

DÂVÂCI: KAMU HUKUKU
MÜŞTEKİ: MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI
ŞÜPHELİ: HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ

SUÇ: DEVLETİN YARGI ORGANLARINI ALENEN AŞAĞILAMA - HAKARET

SUÇ TARİHİ: 21/05/2013 - İSTANBUL


SORUŞTURMA EVRAKI İNCELENDİ

Müşteki, Cumhuriyet Savcılığı'nca tespit edilen ifadesinde, "Tiyatro... Tiyatro... Dergisi" isimli dergide yayın yönetmeni olduğunu, hakkında İHBARda bulunduğu Hüseyin Hilmi Bulunmaz'ın ise tiyatroyla ilgili ve meraklı olan bir kişi olduğunu, tiyatroya olan ilgisi nedeniyle elektronik posta yoluyla kendisine ait www.tiyatroyun.blogspot.com isimli İnternet sitesinde sürekli tiyatro insanlarına karşı yazılar kaleme alarak ve video görüntüleri yayınlayarak tiyatro insanlarına karşı sürekli HAKARET içerikli beyanlarda bulunduğunu, bundan dolayı kendisine HAKARET edilen kişilerin şikâyetlerine istinaden hakkında Cumhuriyet Savcılıkları'nca soruşturmalar yapılıp, KAMU DÂVÂları 
açıldığını, CEZA MAHKEMELERİnde yargılandığını, hakkında HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASINA DAİR KARARlar verildiğini, kendisine yönelik HAKARETlerinden dolayı da, hakkında şikâyetlerde bulunduğunu, şahsen kendisinin ve sair tiyatro insanlarının hakkındaki şikâyetler nedeniyle hakkında SORUŞTURMAlar yapılan ve aleyhine KAMU DÂVÂları açılan Hüseyin Hilmi Bulunmaz'ın bu dâvâlar nedeniyle "EY SAVCI" başlıklı bir şiir kaleme aldığını ve www.tiyatroyun.blogspot.com isimli sitesinde bu şiiri yayınladığını, yayınladığı bu şiirinde YARGI TEŞKİLÂTINI HEDEF ALARAK ithamlarda bulunduğunu, şahsıma ve sair tiyatro insanlarının şahsına yönelik İFTİRA ve HAKARETlerden dolayı ayrıca ŞİKÂYETlerde bulundukları, ancak şüpheli tarafından kaleme alının şiir ile YARGI TEŞKİLÂTI HEDEF ALINDIĞINDAN dolayı hakkında CUMHURİYET SAVCILIĞI'NA İHBARda bulunduğunu, şahsi bir şikayetlerinin olmadığını beyan etmiştir.

İHBARA KONU OLAN ŞİİRİN www.tiyatroyun.blogspot.com sitesinde yayınlandığını ve hâlen http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/10/ey-savc.html sayfasında yayında bulunduğu ilgili site üzerinde yapılan araştırmada anlaşılmıştır.

Günümüz ÖZGÜRLÜKÇÜ DEMOKRASİlerinde, istisnaları dışında, geniş bir yelpazeyle DÜŞÜNCEyi AÇIKLAMA korunmakta ve İFADE HÜRRİYETİ kapsamında değerlendirilme suretiyle ÖZGÜRLÜĞÜN SAĞLADIĞI HAKLARdan en geniş şekilde yararlandırılmaktadır.

Ne var ki; İFTİRA, KÜFÜR, ONUR, ŞEREF ve SAYGINLIĞI zedeleyici söz ve beyanlar, MÜSTEHCEN içerikli söz, yazı, resim ve açıklamalar, SAVAŞ KIŞKIRTICILIĞI, HUKUK DÜZENİNİ CEBİR YOLUYLA DEĞİŞTİRMEYE YÖNELEN, NEFRET, AYRIMCILIK, DÜŞMANLIK ve ŞİDDET yaratmaya yönelik bulunan ifadeler ise DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ bağlamında hukukî koruma görmemekte, suç sayılmak suretiyle cezaî yaptırımlara bağlanmaktadır.

Bu doğrultuda, şüphelinin kaleme aldığı "EY SAVCI" başlıklı şiirde kullandığı 

"halka adalet
halka hak
halka hukuk
yerine
acı veren
savcı
senin dilini eşek arısı soksun

sana kirli kağıttan bir diploma

kavak ağacından yapılmış bir masa
bir de boynunu bağlı tutsun diye 
korkunç renkli bir kravat vermişler

sen

eline tutuşturulan kağıdı fetva
önüne konulan masayı rahle
boynunu sıkan kravatı sakal sanıyorsun

halka adalet

halka hak
halka hukuk
yerine
acı veren 
savcı
senin dilini eşek arısı soksun"

şeklindeki dizelerinde herhangi bir HAKARET içerikli ifadelerin yer almadığı, YARGI TEŞKİLÂTINI KÜÇÜMSEYEN, AŞAĞILAYAN, ARGO tabirlerle ve KÜFÜRlü sözlerle YARGI TEŞKİLÂTINI RENCİDE EDİCİ kelimeleri ve ibarelerin kullanılmadığı görülmüş, şiirde dile getirilen beyanların hakkında açılan KAMU DÂVÂları nedeniyle yapılan bir ELEŞTİRİ MAHİYETİNDE SÖZCÜKLER olduğu düşünülmüş, kullanılan sözcüklerin SUÇ UNSURU taşımadığı, kaleme alınan şiirin TÜRK CEZA KANUNU'nun 301. MADDESİ kapsamında bir SUÇ TEŞKİL ETMEDİĞİ KANAATİNE VARILMIŞTIR.

Ayrıca İHBARa konu şiirde somut olarak bir savcı ismi zikredilmediği, genel anlamda SAVCILIK TEŞKİLÂTINA YÖNELİK İFADELERde bulunulduğundan dolayı TÜRK CEZA KANUNU 125. MADDESİ kapsamında SUÇ UNSURLARININ OLUŞMADIĞI ANLAŞILMIŞTIR.

TÜRK CEZA KANUNU'NUN 301. MADDESİ doğrultusunda şüphelinin savunmasının alınabilmesi için, Adalet Bakanlığı'nın izninin alınması gerektiği nedenle, UNSURLARI OLUŞMAYAN SUÇ hakkında şüphelinin savunmasının alınmasının yoluna gidilmemiştir.

AÇIKLANAN NEDENLERLE;

Şüpheli hakkında yüklenen suçtan kamu KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 172/1 Maddesi uyarınca karar örneğinin şikâyetçisi bulunmadığı nedenle İHBAR edene ve savunması alınmadığından dolayı şüpheliye tebliğine yer olmadığına, Ceza Muhakemesi Kananu 173/1 Maddesi uyarınca 15 gün içinde yetkili ve görevli Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı'na itirazı kabil olmak üzere karar verildi. 24/05/2013

Halûk GEDİKLİ - 40899
İstanbul Cumhuriyet Savcısı
e - imzalıdır

6 - Kendisine hakaret ve/ya küfür etmediğim hâlde, hakaret ve küfür etmişim gibi "ASILSIZ İHBAR" girişiminde bulunan Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın "SABIKALI KÜFÜRBAZ" olduğunun delili belge:

"KÖŞE YAZARLARINA TAZMİNAT CEZASI

Tiyatro...Tiyatro... Dergisi Yayın Yönetmeni Mustafa Demirkanlı ve yazar Üstün Akmen Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu'na HAKARET ettiği iddiasıyla toplam 12.5 milyar Türk Lirası tazminat cezasına çarptırıldı.

Demirkanlı ve Akmen; Kocaeli B. B. Şehir Tiyatroları eski Genel Sanat Yönetmeni Yücel Erten'in yönetmeliğe aykırı bir şekilde görevden alınarak yerine Ragıp Savaş'ın getirildiği dönemde yazdıkları yazılarda Karaosmanoğlu'na 'BASIN YOLUYLA HAKARET ETTİKLERİ' iddia ediliyor.

Konu ile ilgili ilk dava; Tiyatro… Tiyatro… ve Nokta Dergisi yazarlarından Uluslararası P.E.N. Kulüpleri Federasyonu Türkiye Merkezi Genel Başkanı Üstün Akmen'e açılmıştı. Akmen'in, Nokta Dergisi'nin 12-18 Temmuz 2004 tarihli 1097 sayısında 'İzmit Tiyatrosu karanlığa gömülürken' başlıklı yazısında geçen, 'Ve sen! Sen, eyyy İzmit'in Büyükşehir Belediye Başkanı… Karanlık gelecek habercisi, sen. Islık çalıp şeytan kovalayan, sanattan korkan oğlan… Çobansın sen demek! Koyunlarını yayacaksın çayıra, sen de yan gelip kavalı çalacaksın…' şeklindeki ifadelerinin 'HAKARET UNSURU İÇERDİĞİ' yargısına varıldı.

Akmen, kararı veren Kocaeli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından Karaosmanoğlu'nun kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesiyle 7 bin 500 YTL (7.5 milyar TL) tazminat ödemeye mahkum edildi.


İkinci dâvâ ise 2 Temmuz 2004 sayılı BİRGün Gazetesi'ndeki köşe yazısında 'İzmit ve AKP' başlıklı yazının sahibi MUSTAFA DEMİRKANLI'ya açılmıştı. Yazısında '… dün beline kadar sarkan sakallarını Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu için kesen, dini bütün, ama herkesten bütün(!) Karaosmanoğlu'na 'Ne diyorsunuz bu işe?' diye Yuvacık Belediye Başkanı olduğu günlerde sorsaydınız, muhtemelen 'Vay, kafir!' der, sakallarını sıvazlardı…' ifadesine yer veren DEMİRKANLI'NIN 5 BİN YTL (5 MİLYAR TL) MANEVÎ TAZMİNAT ÖDEMESİNE KARAR VERİLDİ."


(Kaynak: IV. KUVVET, "KÖŞE YAZARLARINA TAZMİNAT CEZASI" Link: www.dorduncukuvvetmedya.com/dkm/article.php?sid=5581)

7 - Mustafa Şükrü Demirkanlı ve şeriklerine karşı açtığım "dâvâlar"ı incelemenizi, böylece hukukî bir kanaat elde etmenizi arzu ediyorum:

19.11.2013 saat 10.35     İstanbul 27. Sulh Ceza Mahkemesi 2012/943
10.12.2013 saat 09.30   İstanbul 24. Asliye Ceza Mahkemesi 2013/201
12.12.2013 saat 10.10   İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/481
19.12.2013 saat 10.20   İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi 2013/523
23.01.2014 saat 11.55    İstanbul 22. Sulh Ceza Mahkemesi 2013/551
06.02.2014 saat 10.10   İstanbul 8. Sulh Ceza Mahkemesi 2013/843
04.03.2014 saat 11.05   İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi 2012/663
06.03.2014 saat  09.45 İstanbul 40. Asliye Ceza Mahkemesi 2013/399
25.03.2014 saat 09.30 İstanbul 12. Sulh Ceza Mahkemesi 2013/664
Günü belirlenmeyen  İstanbul 23. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/205
Günü belirlenmeyen  İstanbul 23. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/230
Günü belirlenmeyen  İstanbul 24. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/205

8 - İstanbul 9. Asliye Ceza Mahkemesi Sayın Yargıcı Ahmet Duymaz'ın "isteği" doğrultusunda yazdırılan "BİLİRKİŞİ RAPORU" metninden, giriş ve sonuç bölümlerinden kanaat oluşturacak tadımlık sunuyorum:


"Doç. Dr. Ali Kemal Yıldız
Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Öğretim Üyesi
Çırağan Cad. 4, 32353 Beşiktaş / İstanbul

BİLİRKİŞİ RAPORU

İSTANBUL 9. ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE'NE

Dosya No: 2010/337 Esas

(...)

SONUÇ

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 29.07.2010 tarih ve 2010/21117 Esas No'lu iddianame ile 01.11.2010 tarih ve 2010/28987 Esas No'lu iddianamede sanık HİLMİ BULUNMAZ'a isnat edilen eylemlerden

1) Müştekiler Burhan Gün ve Nurhan Tekerek'e yönelik 'LİNÇÇİ' ŞEKLİNDEKİ NİTELENDİRMESİNİN ELEŞTİRİ HAKKI HUKUKA UYGUNLUK SEBEBİ KAPSAMINDA KALDIĞI, BU SEBEPLE DE HAKARET SUÇUNU OLUŞTURMAYACAĞI;"

9 - Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın çok yakın arkadaşı, dergisinin yazarı, "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" sürecindeki ortağı, şeriki, "dâvâ yoldaşı" Ömer Faruk Kurhan'ın, "HAKSIZ VE HUKUKSUZ" bir biçimde bana karşı açtırabildiği "KAMU DÂVÂSI", benim nitelikli imgelerimin algılanabilmesi için, "BİLİRKİŞİ RAPORU" yazılmasına ihtiyaç duymuştur. Bu nedenle mahkemenin saptadığı bir uzman kişiye "BİLİRKİŞİ RAPORU" yazdırılmıştır. Bu "BİLİRKİŞİ RAPORU" metninin katkısıyla, "BERAAT" ettim... Yine giriş ve sonuç bölümleri:


"BİLİRKİŞİ RAPORU

İSTANBUL 3. SULH CEZA MAHKEMESİ'NE

Dosya No: 2010/8 Esas

23.06.2010 tarihli duruşma oturumunda almış olduğunuz karar uyarınca, mahkemenize ait 2009/945 esas sayılı dava dosyası üzerinde bilirkişilik yapmak üzere, tarafınızdan re'sen bilirkişi olarak seçilmiş bulunmaktayım. Görevim, dava dosyasına ibraz edilen bütün belge ve kayıtları incelemek suretiyle, davaya konu yazının eleştiri sınırları içerisinde kalıp kalmadığı konusunda bir rapor hazırlamaktır. Dosya üzerinde gerekli incelemelerimi tamamlamış bulunmakla, ulaşmış olduğum sonuçlar aşağıda aktarılmıştır.

(...)


Yine müşteki ve diğer kimselerin kızardıkları, kırmızı oldukları benzetmesi, benzetmenin yöneldiği kimselerin kişiliğiyle ilgili olmayıp, dile getirilen eylemleri sebebiyle yapılan bir benzetmedir. Sanık HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ, kendisi ve Coşkun Büktel ile müşteki Ömer Faruk Kurhan'ın da aralarında olduğu kişilerle aralarında yaşanan tartışmaları esas alarak, onların eylemlerini değerlendirmek üzere belirli benzetme ve nitelendirme yapmıştır. Belirtmek gerekir ki, bireyler eleştiri hakkının kullanılması çerçevesinde, olay ve eylemlerle ilgili olarak çeşitli benzetmeler, nitelemeler yapabileceklerdir. Burada önemli olan, kullanılan ifadelerin ve yapılan benzetmelerin abartılı, ölçüsüz ve olayı anlatmaktan uzak olmaması gereğidir ki, davaya konu açıklamalar açısından kullanılan benzetmelerin abartılı, ölçüsüz ve olayı anlatmaktan uzak olduğu söylenemez. Şunu da belirtmek gerekir ki, eleştiriye yönelik açıklamalar objektif olay açıklaması veya değerlendirme yada bir övgü olmadığına göre, belirttiğimizi özelliklere sahip olmak koşuluyla muhatabını rahatsız edebilecek, sert ve haşin ifadelere yer verilmesi de doğaldır. Bireylerin muhataplarının beğenmedikleri davranışlarını sadece basit ifadelerle ve yalın kelimelerle dile getirme zorunluluğu bulunmayıp, davaya konu açıklamalarda olduğu gibi, bunları benzetmeler yoluyla da açıklamaları mümkündür. 


SONUÇ OLARAK, YUKARIDA AÇIKLANAN SEBEPLERLE ELEŞTİRİ HAKKI HUKUKA UYGUNLUK SEBEBİ KAPSAMINDA OLAN DÂVÂYA KONU AÇIKLAMALARIN MÜŞTEKİ AÇISINDAN HAKARET SUÇUNU OLUŞTURMAYACAĞI KANAATİNE ULAŞMIŞ BULUNMAKTAYIM.


Durum bilgilerinize saygı ile sunulur. 28.12.2010


Doç. Dr. Ali Kemal Yıldız

Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku

Öğretim Üyesi"

10 -  Yukarıda dokuz (9) maddeyle sınırlamaya çalıştığım açıklamalara onlarca, yüzlerce, binlerce madde daha ekleyebilirim... Ancak, Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın "TOPLUMSAL SUÇ" karnesini açıklamak yine mümkün olmayabilir!... Tam tamına yirmi üç yıldır Türkiye tiyatrosunu hızla, hem de şimşek hızıyla çürütebilen Tiyatro... Tiyatro... Dergisi adlı yayının âdeta bir "ŞANTAJ" gereci gibi kullanılarak, Devlet Tiyatroları Eski Genel Müdürlerinden Sayın Rahmi Dilligil'e, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın İbrahim Karaosmanoğlu'na ve tiyatro yazarları Coşkun Büktel, Feridun Çetinkaya, Melih Anık, Tuncer Cücenoğlu ve Recep Bilginer ve saymakta zorlanacağımız kadar çok sayıdaki tiyatro insanına karşı "ASILSIZ İHBAR" başta olmak üzere, birçok konuda "YASAL, SİYASAL VE TOPLUMSAL SUÇ" işlemekten kesinlikle ve asla geri durulmamıştır. "SABIKALI" Mustafa Şükrü Demirkanlı, âdeta bir "SUÇ MAKİNESİ" gibi hareket etmiş, hâlâ da etmektedir!... 


SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda anlattıklarım, anlatacaklarımın binde biri oranındadır. Ancak, Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın yaptıkları gibi "ADLİYEYİ GEREKSİZ YERE MEŞGÛL ETMEK" yerine "kısa kesiyor" ve doğal olarak, inisiyatifi sizin hukuk zekânıza terk ediyorum.
"KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA DAİR KARAR" verip, dosyayı kapatmanızı ve Demirkanlı'nın şüpheli sıfatıyla yargılanmasını iddia etmenizi, devlet, halk ve tüyü bitmemiş yetim adına arzu ederim... Gereğinin yapılmasını saygılarımla arz ve talep ederim... 04.11.2013

HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ