T.C.
İSTANBUL
27. SULH CEZA MAHKEMESİ YARGIÇLIĞI'NA
DOSYA NO: 2012/943
KONU: Sanık Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın niyetini özetleme çabası.
1 - Ben, alışkanlığım, doğam, tutumum gereği, beni dâvâ etmeyen kişiyi dâvâ etmemeye özen gösteren biri olmama karşın Sanık Demirkanlı'nın beni defalarca dâvâ etmesi sonucu, mahkemenizde süren dâvânın yanı sıra aşağıdaki mahkemelerde çeşitli dâvâlar başlatmak zorunda kaldım:
a) 2. Sulh Ceza Mahkemesi 2012/663 HAKARET
b) 12. Sulh Ceza Mahkemesi 2013/664 HAKARET
c) 22. Sulh Ceza Mahkemesi 2013/551 HAKARET
ç) 40. Asliye Ceza Mahkemesi 2013/399 HAKARET/İFTİRA/TEHDİT
d) 6. Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/481 MANEVÎ TAZMİNAT
e) 23. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/205 MANEVÎ TAZMİNAT
Şimdilik kaydıyla yukarıdaki dâvâlarla sınırladığım, ancak çok yakında birçok dâvâyı daha ekleyeceğim, Demirkanlı dosyaları incelenmeden yapılacak bir muhakeme, bence, eksik, hatâlı, yarım, yanlış olacaktır. Bu, tamamıyla benim kişisel kanımdır. Bir hukukçu duyarlılığıyla değil, bir dâvâcı duyarlılığıyla dile getirilmiş bu kanının yanılgı içerebileceğini tabiî ki düşünüyorum. Bu nedenle, doğal ki, takdir Sayın Yargıç tarafından belirlenecektir. Ben, sadece ve yalnızca, tarihe not düşme adına öznel isteğimi belirtiyorum. (Bu dâvâ dosyası da içinde olmak üzere, muhakeme edildiğim onlarca ve onlarca dâvâ dosyası, hazırlamakta bulunduğum kitabının içeriğini oluşturacaktır.)
2 - Her ne kadar ayrı kişiler olsalar da, (daha önceki hukuk metinlerinde ayrıntılı olarak anlattığım içerik gözönünde bulundurulduğunda görüleceği üzere) Gülhan Avşar Demirkanlı, İsmail Can Törtop ve Levent Çağlayan hakkında açtığım dâvâ dosyalarının da incelenmesinde hukukî yarar bulunduğu kanısındayım. Sürmekte olan dâvâ dosyaları şunlardır:
a) 2. Sulh Ceza Mahkemesi / HAKARET
b) 8. Sulh Ceza Mahkemesi 2013/ - HAKARET
c) 24. Asliye Ceza Mahkemesi / İFTİRA
ç) 23. Asliye Hukuk Mahkemesi / MANEVÎ TAZMİNAT
d) 24. Asliye Hukuk Mahkemesi / MANEVÎ TAZMİNAT
Yine şimdilik kaydıyla sınırlı tuttuğum dâvâlar, "çığ gibi" artıp büyüyecektir. Bunun asal nedeni, benim karşımda birkaç kişi değil, tam tamına 1100 kişinin bulunmasıdır. Benim sanatsal ifade olanağımın ilelebet ilga ve imhâ edilmesi için başlatılan "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" metnine imzâ atan 1100 kişinin tümünden dâvâcı olacağım. Kendisi için, devlet için, halk için ve tüyü bitmemiş yetim için mücadele veren, bu uğurda insanî ve içtimaî tüm haklarını bile erteleyebilecek kadar olgun bir hayat tarzı sürdüren bir sanatçının kendisi zararına, devlet zararına, halk zararına ve tüyü bitmemiş yetim zararına uygun bir hayat tarzı sürdürmesini isteyen 1100 kişinin, benim, devletin, halkın, tüyü bitmemiş yetimin zararına dedikodu, dezenformasyon, hakaret, iftira ve intikam kavramlarıyla hareket etmeleri, ceza bağlamında, hukuk kapsamında da tartışılıp, 1100 kişinin ülke sanatına verdikleri büyük ve kötücül zarar da cezalandırılmalıdır. Bütün bunlarla birlikte düşünüldüğünde, sizin vereceğiniz olumlu hukukî karar, sadece benim, devletin, halkın, tüyü bitmemiş yetimin rahatlamasına değil, aynı zamanda, benim, devletin, halkın, tüyü bitmemiş yetimin önünde barikat kurup, âdeta sanatsal bir tarikat oluşturan 1100 kişinin, bu tür suçlara meyletmesini de ilelebet engelleyici bir kıvılcım olarak tarihe not düşecektir.
3 - Benim, devletin, halkın, tüyü bitmemiş yetimin gördüğü zararların algılanıp, tarihe not düşülmesi sonucu, sadece tiyatro sanatı değil, bütün sanatlar, hattâ bütün toplumsal etkinlikler, ilk kez güneşi hisseden bir canlı gibi hukuka minnettar kalacaktır. Bunun size nasip olmasını arzu ediyorum. Yinelemekte yarar var: Bunlar, benim öznel sanatçı dileğimdir. Nesnel hukuk kurallarıyla düşünüp, somut verilerden yararlanarak, genel hukuk çerçevesini çizecek olan tabiî ki Sayın Mahkeme Yargıcı'dır. Ben düşündüklerimi yazarken, Sayın Yargıç düşündüklerini hüküm hâline getirecektir. Takdir mahkemenindir.
Yukarıdaki bağlamla yaklaşıldığında, "ASILSIZ İHBARCI" Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın yayınladığı Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt'tan, İstanbul Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Hilmi Zafer Şahin'den, Kocaeli Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Mehmet Çevik'ten aldıkları reklâm (PARA) mercek altına yatırılmalıdır. Bu nedenle, (hiçbir zaman için zamanında yayınlanmadığı için Devlet Tiyatroları ve Şehir Tiyatroları'nın zarar etmesine neden olan) Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'ne reklâm (PARA) veren Mustafa Kurt, Hilmi Zafer Şahin ve Mehmet Çevik'in dinlenilmesi, onların bu konudaki görüşleri alınması gerekir. Benim bundaki amacım, "ASILSIZ İHBARCI" Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın bana verdiği zarar nedenyle yargılanmasından önce/öte, devlete, halka, tüyü bitmemiş yetime verdiği zarar nedeniyle, sanatsal, tarihsel ve toplumsal olarak yargılanması isteğidir.
4 - Yukarıda iki (2) kez yinelemek zorunda kaldığım "ASILSIZ İHBARCI" kavramını açıklamakta yarar var. Ben, bir sanançı olduğum için, sürekli olarak sanatsal yapıtlar üreten biriyim. Başta edebiyat, resim, tiyatro sanatıyla uğraşmanın yanı sıra, üç tane basılı kitabı olan bir şair olduğum için, arının bal yapması, ineğin süt vermesi doğallığında, binlerce şiir yazmış bir kişi olarak, "ey savcı" adlı bir şiir yazıp yayınladım. Bu şiirimi yayınlar yayınlamaz, birçok kişi bu şiirle ilgili olarak bana olumlu görüşlerini belirtirken, ne yazık ki, sanat karşıtı Demirkanlı, bu şiiri okur okumaz, yemeyip içmeyip, beni, "T.C. İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI ÖZEL SORUŞTURMA BÜROSU" makamına dâvâ etti. (Bakınız: ) Tabiî ki, şiir sanatından anlayan Sayın Savcı, "ey savcı" şiirinin bir sanat yapıtı olduğunu tescil ederek, Mustafa Şükrü Demirkanlı hakkında "ASILSIZ İHBARCI" sıfatını kullanmamıza dayanak oluşturdu. Bu konunun üzerinde özellikle durulup, "ASILSIZ İHBARCI" Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın "DEVLET TİYATROLARI ESKİ GENEL MÜDÜRÜ SAYIN İ. RAHMİ DİLLİGİL" hakkında yaptığı karalayıcı yayınların da incelenmesi ve (bence) Sayın İ. Rahmi Dilligil'in (mutlaka) dinlenilmesi gerekir. Yinelemenin oluşturacağı tekdüzeliği göze olarak diyorum ki, bunlar, tamamıyla benim kişisel, öznel görüşlerimdir. Hukukî değerlerdirmeyi yapıp yapmama hakkı tabiî ki Sayın Yargıç'ın inisiyatifindedir. Not düşüyorum...
5 - "ASILSIZ İHBARCI" Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın İbrahim Karaosmanoğlu'na yaptığı da incelenip, Sayın Karaosmanoğlu'nun görüşlerine başvurulmalıdır...
6 - "ASILSIZ İHBARCI" Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın, TİYATRO YAZARI SAYIN MELİH ANIK'I HİTLER İLE BİRLİKTE AYNI KAREYE "FOTOKOLAJ"LA YERLEŞTİRDİĞİ ve altında, Anık'a beslediği düşmanlığı "dışa vurduğu yazı" hukuk masasına yatırılmalıdır.
7 - "ASILSIZ İHBARCI" Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın, Theope adlı oyunu yazdığı için "göklere çıkarılması gereken" yazar Coşkun Büktel'i bataklığa mahkûm etme eylemleri de kılı kırka yararak irdelenmelidir... (www.coskunbuktel.com/bukteldemirkanlifacebooktartismasi.htm)
8 - "ASILSIZ İHBARCI" Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın, yazar Sayın Feridun Çetinkaya'ya yönelik karalayıcı yazıları değerlendirilmeye tâbi tutulmalıdır. "SUÇUN ŞAHSÎLİĞİ" ilkesini bilmeme karşın, bunları yazmamın nedeni tarihe not düşmektir... Bunca derin ve geniş konuyla Yargıç'ın gözlerini yormaya hakkım olup olmadığını sürekli bir biçimde sorgulamama karşın, "bizden sonraki kuşaklar"ın Türkiye tiyatrosunun nabzını ölçme hakkına olan saygım nedeniyle bunları da belirtiyorum...
9 - "ASILSIZ İHBARCI" Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın, tarihsel ve toplumsal "suçları", saymakla bitmeyecek kadar yoğun bir içeriktedir. Saygın Yargıç'ı daha fazla yorma hakkını kendime tanımayı asla uygun bulmadığım için, şimdilik kaydıyla, sözü burada "kesmek" zorundayım.
10 - Her şeye karşın, dâvâ dosyası sizin inisiyatifinizde bulunduğu için, hukukî sözü siz söyleceksiniz. Ben, yazınsal irdeleme yapmak hakkımı kullandım. Sayın Mahkeme ve Yargıtay vb. beni "bağışlarsa" sevinirim.
HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ