26 Kasım 2013 Salı

Bulunmaz kendisini İHBAR eden Mustafa Demirkanlı'yı şikâyet edecek!

T.C.
İSTANBUL
CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI'NA

ŞİKÂYET EDEN: HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ
T.C. KİMLİK NO: 50482204038
ADRES: Ali Baba Türbe Sokak No: 13/8 Çemberlitaş, İstanbul
TELEFON: 0532 642 88 57   / 0212 513 47 32   
FAKS: 0212 513 47 33
E-POSTA: tiyatroyun@gmail.com

ŞİKÂYET EDİLEN: MUSTAFA ŞÜKRÜ DEMİRKANLI
ADRES: Reha Yurdakul Sok. No: 28/1 Billur Ap. Şişli-İstanbul
Gülbağ Mh. Şahinler Sk. No: 42 D. 10 Mecidiyeköy - İstanbul
TELEFON: 0212 216 75 20   
E-POSTA: tiyatrodergisi@gmail.com

SUÇ: Hakaret, İftira, Suç Uydurma, Tehdit (TCK 106, 125, 267, 271)
SUÇ TARİHİ: 21.05.2013
SUÇ BELGESİ: "İHBAR DİLEKÇESİ" (Soruşturma No: 2013/72962)

AÇIKLAMALAR:

1 - Ben, yukarıda somut bilgilerini verdiğim resmî belgeleri bir rastlantı sonucu "EVRAK SORUŞTURMA" bürosundan alabildiğim ve başka dâvâlarım nedeniyle yaptığım araştırmalar sonucunda gördüm... Çeşitli sanat ve siyaset konularında sürekli yazılar yazan bir kişi olduğum için, hakkımda açılan TCK 125 Madde içeriğindeki (hakaret) önemsediğimi pek söyleyemem. İşbu madde, nesnel değil öznel ve somut değil soyut. Hakaret olgusunu içeren bu madde, kişiden kişiye, savcıdan savcıya ve yargıçtan yargıca ve hattâ Yargıtay üyesinden Yargıtay üyesine değişik algı oluşturabilecek ve TBMM ilgili komisyonunda da üzerinde çalışma yürütülmesi gereken öznel bir maddedir. Oysa ben, iftira, suç uydurma, devletin yargı organlarını da aşağılama suçlarından asla yargılanmadım, yargılanmıyorum ve büyük olasılıkla yargılanmayacağım. Bu türlü yasa maddelerine çok büyük özen gösteriyorum. Halkın deyimiyle "VATAN HAİNLİĞİ" kavramını içeren TCK 301. Madde ile suçlanabilmek beni olağanüstü sarsıp şaşırtıcı derecede üzdü. Bu nedenle, olağan yaşantım altüst olduğu gibi tüm dünyaya yönelik olarak yapabildiğim uluslararası işlerim de son derecede aksayıp, ülke ekonomisi az da olsa zarar gördü! 

2 - TCK 301. Madde nedeniyle soruşturma işlemine tâbi olmak, benim için bağışlanabilir bir durum değil. Ben, birçok sanat alanında sanatsal üretimlerde bulunan biriyim. Başta tiyatro sanatı olmak üzere edebiyat, fotoğraf, öykü, resim ve şiir üzerine de yoğunlaşan bir sanatçı kimliğine sahibim. Kırk yılı aşkındır sanatla uğraşmakla birlikte, "bütün dünyayı" gezebilen bir şahıs olarak "ASILSIZ İHBARCI" Sayın Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın yaptığı işbu "İHBAR" eyleminden sağaltılamaz ruhsal yaralar aldım. Bu nedenle, kendisine fahiş denilebilecek bir "MANEVÎ TAZMİNAT DÂVÂSI" açacağım! Ben, bu ülkede doğdum, bu ülkede çalışıyorum, bu ülkede askerlik yaptım, (12 Eylül Faşizmi koşullarında) bu ülkede tutuklanıp işkence gördüm, bu ülkede işler kurup, bu ülkede vergi veriyorum. Yirmi beş yıldır profesyonel tiyatro sahibiyim. Kitaplar yayımlamakla birlikte yayınevi sahibiyim. Gazete, dergiler yayınladım... Resim sergileri, kültür merkezleri açan bir sanatçı olarak, ülkeme karşı son derecede duyarlı bir insanım... Ben, halktan, sosyal devletten, tüyü bitmemiş yetimden yana olduğum için yaptığım tüm sanatsal üretimleri ücretsiz olarak sunuyorum. Oyunculuk, yazarlık işlerimi ücretsiz olarak halkın, sosyal devletin, tüyü bitmemiş yetimin yararına kullanıyorum! 

3 - "ASILSIZ İHBARCI" Sayın Mustafa Şükrü Demirkanlı ise, sanatı sevmeyen, sanatçılara karşı husumet duygusu içinde bulunan ve Devlet Tiyatroları Genel Müdürü "Mustafa Kurt'tan usûlsüz reklâm (PARA)" alan birisi. Kendisinin kurucularından biri olup, daha sonra sahipliğini yaptığı, hemen ardından da derginin sahipliğini eşinin üzerine yaparak, "Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü" sıfatıyla çeşitli şantaj olaylarına da imza atan biri olan "ASILSIZ İHBARCI" Mustafa Şükrü Demirkanlı, yayınladığı "Tiyatro... Tiyatro... Dergisi"ni hiçbir zaman için ayın tam birinde yayınlayamamasına, günler, hattâ haftalar ve de bâzen aylar sonra yayınlamasına karşın, sanki ayın birinde yayınlıyormuş gibi davranıp, başta "Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Mustafa Kurt" olmak üzere, resmî tiyatro kurumlarının yöneticilerini kandırmaktadır... "Ne var bunda?" sorusunun gelebileceği varsayımıyla hareket ederek, bu sorunun yanıtını veriyorum: Resmî tiyatro kurumları, oyunlarının gün ve saatini duyurmak için tiyatro dergilerine reklâm (AVUÇ DOLUSU PARA) veriyorlar. Ancak, Tiyatro... Tiyatro... Dergisi, günler, haftalar, bâzen aylar sonra yayınlanıp, resmî tiyatro kurumlarının programlarını olağanüstü geç yayınlıyor... Böylelikle de, zamanı geçmiş programlarını yayınlayarak, benim, halkımın, tüyü bitmemiş yetimin verdiği vergilerle yaşayan Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın zarar etmesine neden oluyor... 

Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ömer Çelik'in, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Sayın Mustafa Kurt'un ve İstanbul Devlet Tiyatrosu Müdürü Sayın Şakir Gürzumar'ın ve de İstanbul Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Sayın Hilmi Zafer Şahin'in, Kocaeli Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Sayın Mehmet Çevik'i vb. tiyatroların yöneticilerinin ifadelerine başvurulmalıdır... Şunu da belirtmekte yarar var: "ASILSIZ İHBARCI" Mustafa Şükrü Demirkanlı, reklâm (PARA) hesaplarında teslimiyetçi davranmayan Devlet Tiyatroları Eski Genel Müdürü Sayın Rahmi Dilligil'e yapmadığını bırakmamış, dergisini tam bir şantaj aracı gibi kullanıp, Dilligil'in "hapishanede çürümesi" için yardım ve yataklık yapmıştır. Bu nedenle İ. Rahmi Dilligil'nin ifadesine başvurulabileceği gibi, Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin arşivi tarandığında, Dilligil'in nasıl bir "CADI AVI" öznesi olduğu kendiliğinden de ortaya çıkabilecektir.

4 - "ASILSIZ İHBARCI" Mustafa Şükrü Demirkanlı, sadece Devlet Tiyatroları Eski Genel Müdürü Sayın İ. Rahmi Dilligil'e değil, onun yanı sıra birçok kişiye de acımasızca ve düşmanca saldırılarda bulunmuştur. Gözünüzde canlanması için sadece birkaç örnek vermekle yetineceğim:

a) Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın İbrahim Karaosmanoğlu
b) Tiyatro Yazarı Sayın Coşkun Büktel 
c) Tiyatro Yazarı Sayın Feridun Çetinkaya
ç) Tiyatro Yazarı Sayın Melih Anık
d) Tiyatro Yazarı Sayın Recep Bilginer
e) Tiyatro Yazarı Sayın Tuncer Cücenoğlu
f) Kültür Eski Bakanı Sayın İstemihan Talay

Örnekleri artırmak olası. Örneklerin tümünün, diğerlerinin belgelerini "KOVUŞTURMA" aşamasında sunacağım... "İHBAR EDEN" Sayın Mustafa Şükrü Demirkanlı, ülkesi için yana yıkıla çalışan benim gibi bir insana "HAKARET" ediyor ve "İFTİRA" atıyor, "SUÇ" uyduruyor ve "TEHDİT" yağdırıyor. Sayın Mustafa Şükrü Demirkanlı kendi özüne, yapısına uygun bir biçimde davranarak "ASILSIZ İHBARCI" oluyor! 

5 - "ASILSIZ İHBARCI" Sayın Mustafa Şükrü Demirkanlı, İstanbul Barosu Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Avukat Sayın Burhan Gün ile oluşturduğu "diyalog" sonucunda, kendince, benim hakkımda İstanbul Barosu'na sürekli olarak başvurabiliyor. Hakkımda İstanbul Barosu'na başvurduğunu belirtmesine karşılık, (yaptırımı olduğunu bilmediğim) baro hakkımda herhangi bir karar almamıştır!... İstanbul Barosu'nu bir tehdit aracı gibi kullanan Mustafa Şükrü Demirkanlı, Özel Soruşturma Bürosu'na verdiği dilekçede, hiç çekinmeden şunu da söyleyebilmiştir:

"İstanbul Barosu'na yönelik hakaretleri ilgili baroya iletilmiştir." 

Bu konuda İstanbul Barosu ile yazışıp, benim hakkımda nasıl bir karar aldırdığının da öğrenilmesi gerekir kanısındayım. Benim bildiğim kadarıyla İstanbul Barosu bir tehdit ögesi olarak kullanılmamalıdır. 

6 - "ASILSIZ İHBARCI" Mustafa Şükrü Demirkanlı, âdeta bir "SUÇ MAKİNESİ" olduğu için, şimdilik kendisi hakkında tam da yedi dâvâ açtım. Mustafa Şükrü Demirkanlı hem "SABIKALI HAKARETÇİ"
hem de şu ânda kendisine karşı açtığım yedi dâvâyla yargılanmaktadır... İstanbul mahkemelerinde yargılanan şikâyetçinin dosyaları şunlardır:

2. Sulh Ceza Mahkemesi 2012/663  HAKARET
12. Sulh Ceza Mahkemesi 2013/664 HAKARET
22. Sulh Ceza Mahkemesi 2013/551 HAKARET
27. Sulh Ceza Mahkemesi 2012/943 HAKARET
40. Asliye Ceza Mahkemesi 2013/399 HAKARET İFTİRA TEHDİT
6. Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/481 TAZMİNAT
23. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/205 TAZMİNAT

Şikâyetçinin eşi Gülhan Avşar'ı da şu mahkemelerde yargılatıyorum:

24. Asliye Ceza Mahkemesi 2013/201 İFTİRA
24. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/205 TAZMİNAT

Şikâyetçinin temsilcisi Levent Çağlayan şu mahkemede yargılatıyorum:

8. Sulh Ceza Mahkemesi 2012/843 HAKARET

Şikâyetçinin arkadaşı Can Törtop'u şu mahkemelerde yargılatıyorum:

2. Sulh Ceza Mahkemesi 2013/523 HAKARET
23. Asliye Hukuk Mahkemisi 2013/230 TAZMİNAT

7 - Şikâyetçi Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın benim hakkımda başlattığı dayanaksız soruşturmalardan küçücük bir örnek vermekle yetiniyorum:

Soruşturma No: 2013/72893

8 - Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın başlattığı "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" sürecinde, benim hakkımda başlattıkları ilk "KAMU DÂVÂSI" dosyasında "BERAAT" aldım. Bu "BERAAT" kararı, nesnel hukuk metni yazma gücü bulunan bir bilim adamının yazdığı "BİLİRKİŞİ RAPORU" metinlerine dayandırıldı:

İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi Dosya No: 2010/8 Esas
İstanbul 9. Asliye Mahkemesi Dosya No: 2010/337 Esas

9 - Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın başlattığı "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYALARI" yüzünden, yaşantımı bile sürdüremez hâle geldim. Uluslararası iş yapıp kendi alanında dünyanın en büyük firması olan bir şirketin kurucu başkanı, sahibi bulunduğum için sürekli olarak ülke dışına çıkmam gerekirken, yaklaşık altı (6) yıldır doğru dürüst işlerimi takip edememiştim... Ülke ekonomisine yaptığım katkılar da sıfır (0) noktasına savrulmaya başlamıştı. Neyse ki, yukarıda sıraladığım on iki (12) madde hâlindeki "mahkeme başvuru tarihleri"ne de bakıldığında görülecektir ki, Demirkanlı ve onun 1100 yoldaşı "frene basmak" zorunda kaldığı için "EKLER" bölümünde de sunulduğu gibi ülke dışına çıkarak, ülkeme yeniden döviz kazandırmaya başlayabildim. Oysa, kendi alanında dünyanın en büyük firmasının sahibi olan önemli bir kişi olarak kendilerini kesinlikle mahkemelere vermiyordum... Beni öylesine bir "boğulma" noktasına sürüklemek istediler ki, ben, "onlar gibi" olmasa bile, "ADLİYELERİ MEŞGÛL ETMEK ZORUNDA" kalıyorum. Bu şahıslar, bana yapabilecek başka bir eylem bırakmadılar. 

SONUÇ VE İSTEM: Şikâyetçi, sadece ve tek başına eylem yapan sade bir vatandaş değil ve eylemleri münferit değil. 1100 kişilik bir "örgüt" kurup, bu "örgüt"ü suç işlemek için ivmelendiren bir konumda olan Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın şikâyetini geri çekiyor bahanesiyle suç ögelerini silmeye çalışması gözden uzak tutulmayarak, soruşturmanın devam etmesi, videoda görüleceği gibi, kendisiyle birlikte hareket edip suç ortaklığı yapan Levent Çağlayan'ın da işbu nedenle İstanbul 8. Sulh Ceza Mahkemesi'nde "SANIK" bulunduğu hiç unutulmamalıdır. Eğer mevzuat elverirse Mustafa Şükrü Demirkanlı'nın başlattığı soruşturma nedeniyle yargılanmasını ve/ya böyle dayanaksız soruşturma başlattığı için şikâyetçi olduğumu saygılarımla arz ve talep ederim!... 27.11.2013


MÜŞTEKİ
HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ


EKLER:
1 - 2013/72962 Soruşturma No'lu dosyadan 17 sayfa
2 - PASAPORT FOTOKOPİSİ