14 Ocak 2014 Salı

Kendisi olamamış ve olmak istemeyenler, Melih Anık'a da küfrediyorlar!

"Ülkemizde her yıl dünyaya gelen 1,5 milyon bebekten 16 bininin kalp karıncığı ya da kulakçığında delik bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Nazan Özbarlas, bu deliğin kendiliğinden kapanmasını beklemenin çocuğun yaşamına mal olabileceğini belirtti."

(Kaynak: sağlıkvegüzellik)

***

Kalbi delik olarak doğmuş Türkiye tiyatrosu, kuvözde büyütülmüştür... Türkiye tiyatrosu, kendi öz gücüne değil, Andre Antoine adlı Fransız'la Carl Ebert adlı Alman'a kurdurulmuştur. Yerli dinamik yerine, yabancı dinamiğe hayran olmayı seven entelektüellerimiz, kendi içinden çıkan özgür sesleri boğmak için ellerindeki İngiliz ipiyle dolaşabilmektedirler.

Gürbüz bir insan olarak değil, kalbi delik bir sakat olarak doğan Türkiye tiyatrosuna dışarıdan müdahale edildiğinde çok hoşa gitmekte, içeriden müdahale edildiğinde gelsin KÜFÜR, gitsin "LİNÇ KAMPANYASI".

Kalbi delik olarak yaşamaya yazgılanmış Türkiye tiyatrosuna müdahale etmek isteyenler kalbi delik olarak yaşamayı namus sayan kişi, kuruluş, kurumlar tarafından "LİNÇ" edilmek isteniyorlar!... Mehmet Esatoğlu ve Melih Anık'a yapılanlar, ne kadar silinmek istenirse istensin, sağlam belleklerdeki tazeliğini koruyor... Bulunmaz ve Büktel'e karşı üretilmiş "LİNÇ KAMPANYALARI" serilerini unutmak zâten mümkün değil!

Sıraladığım basit gözlemler ışığında düşündüğümüzde ülkemizin kendi tiyatrosunu oluşturabilmek adına kollarını, paçalarını sıvayan insanlara omuz vermek gerekir! Bu insanlardan biri de, Melih Anık'tır... Ülkemiz tiyatrosunun kendine gelip, kendisi olabilmesi için, öncelikle "tiyatro düşünürü" olarak nitelenebilecek kişilere ihtiyaç var... İşbu kişilerden biri Melih Anık olduğuna göre ona edilen "küfürler"i kendimize edilmiş gibi sayıp, kendi namusumuzdan daha çok önem verdiğimiz tiyatronun namusunu korumak için, Melih Anık'ın kavgasını da sahiplenmeliyiz... 

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz