On yıl önce Ferdi Tayfur'un ciddi bir roman yazarı olduğunu ve "Şekerci Çırağı" diye bir romanı bulunduğunu duyar duymaz, önce şaşırmıştım. Şaşkınlığım henüz tam olarak geçmemişti ki, bu romanı ivedilikle elde ederek, bir solukta okumuştum. Türkiye'deki roman sanatının yetersiz olduğunu çok iyi bildiğim için, Ferdi Tayfur'un yazdığı "Şekerci Çırağı" romanını elime alırken, doğrusu son derecede ön yargılıydım... Ancak, romanın ilk sayfasını okur okumaz, birkaç ciddi romancının (Örnekse, Kemal Tahir ve Orhan Kemal) romanlarını saymazsak, Ferdi Tayfur'un romanının içinde yürek bulunduğunu ve içeriğinde Maksim Gorki'nin "Benim Üniversitelerim" romanı başta olmak üzere, Rus klasiklerini anımsattığını hâlâ anımsıyorum... Ne ki, belleğime yerleşmiş bulunan "susadım çeşmeye varmaz olaydım" yakınması, Ferdi Tayfur hakkında bir değerlendirme yazısı yazmama engel olmuştu. Ferdi Tayfur'un yeni kitabının yayınlanması nedeniyle, şu kadarını çok net söyleyebilirim:
Türkiye'deki kitapların üzerine "roman" sözcüğünün çakılması canımı sıkmakla birlikte, "romancı" kavramına en yakın duranlardan birinin de Ferdi Tayfur olması gerektiğini vurgulamalıyım... Eline sağlık Ferdi!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz
Türkiye'deki kitapların üzerine "roman" sözcüğünün çakılması canımı sıkmakla birlikte, "romancı" kavramına en yakın duranlardan birinin de Ferdi Tayfur olması gerektiğini vurgulamalıyım... Eline sağlık Ferdi!
Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz