BİLİRKİŞİ RAPORU
İSTANBUL 3. SULH CEZA MAHKEMESİ'NE
Dosya No: 2010/8 Esas
23.06.2010 tarihli duruşma oturumunda almış olduğunuz karar uyarınca, mahkemenize ait 2009/945 esas sayılı dava dosyası üzerinde bilirkişilik yapmak üzere, tarafınızdan re'sen bilirkişi olarak seçilmiş bulunmaktayım. Görevim, dava dosyasına ibraz edilen bütün belge ve kayıtları incelemek suretiyle, davaya konu yazının eleştiri sınırları içerisinde kalıp kalmadığı konusunda bir rapor hazırlamaktır. Dosya üzerinde gerekli incelemelerimi tamamlamış bulunmakla, ulaşmış olduğum sonuçlar aşağıda aktarılmıştır.
DAVAYA KONU OLAY
Davaya konu olay, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 29.12.2009 tarih ve 2009/25380 esas sayılı iddianamesiyle aşağıdaki şekilde somutlaştırılmıştır:
"Müşteki Ömer Faruk Kurham vekili tarafından 18.12.2009 havale tarihli şikâyet dilekçesinde, müştekinin 1992 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Tiyatro Kulübü'nde Tiyatro Yönetmenliği yapmış, çeşitli oyunlar sergilemiş, hâlen Boğaziçi Gösteri Sanatları Topluluğu'nda sanat yönetmenliği yapan, tiyatro konusunda yazdığı kitabı ve yayınlanmış pek çok yazısı bulunan bir sanatçı olduğu, şüpheli Hüseyin Hilmi Bulunmaz'ın http://vimeo.com/5361122 İnternet adresinde 'Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz ile işçi Mehmet Şahin, Bulunmaz Tiyatro vs. konuşuyor! (HB)' adlı video kaydında müştekinin onur ve şeref ve saygınlığını rencide edici ve aşağılayıcı sözler sarf ederek hakaret suçunu işlediği ileri sürülmüştür.
Şüpheli Hüseyin Hilmi Bulunmaz, uzun yıllardır tiyatro sanatçılığı yaptığını, müştekiyle bazı kişilerin, ifade özgürlüğünü, tiyatro yapmasını engellemeye yönelik 'LİNÇ KAMPANYALARI'ndan sonra, tepki olarak hazırlayıp paylaşıma sunduğu videoda, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları Eski Genel Sanat Yönetmeni Orhan Alkaya'nın müşteki ile ilgili saptamalarına katıldığını, müştekinin tüm tiyatrocuları haksız olarak eleştirdiği için imgesel olarak kızarması gerektiğini ifade edip eleştiride bulunduğunu ileri sürerek, İnternet ortamında yer alan videonun hazırlanmasına neden olduğunu belirttiği yazı örneklerini sunmuştur.
Şikâyet dilekçesi ekinde bulunan CD tarafımızdan incelenmiş; 'Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nin Kültür Bakanlığı'ndan yardım almasına karşın tarihi geçmiş programları duyurduğunu, çanak yaladığını belirtip, yayın politikası ve dergide yer alan yazıları eleştirirken, Orhan Alkaya'ya atfen müştekiyi yalancılıkla suçladığı, kendisiyle birlikte, haklarında 'LİNÇ KAMPANYASI' başlatılan Coşkun Büktel'in bir yazısına değinip, yaptıkları telefon konuşmalarından bahsettiği, müşteki hakkında 'maymunla orantıladığımız zaman maymunun sadece .ötü kırmızıdır. Ömer Faruk Kurhan'ın her yeri kırmızı, Ömer Faruk Kurhan artık kızaramayacak kadar çok kızarmış, her tarafı kızarmış, böyle karides gibi olmuş, haşlanmış karides gibi olmuş... Şempanzelerin yada maymunların .ötü kırmızıdır, Ömer Faruk Kurhan'ın her yeri kırmızıdır.' dediği, kişilik haklarını rencide edecek, şeref, onur ve saygınlığına saldırı oluşturacak nitelemede bulunduğu, İnternet ortamında herkesin görebileceği şekilde yayınlamak suretiyle suçun alenen işlendiği anlaşılmıştır..."
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
Davaya konu sesli ve görüntülü kayıt içeriğinde müşteki Ömer Faruk Kurhan'a yönelik olarak sanık Hüseyin Hilmi Bulunmaz tarafından açıklanan ifadeler, dava dosyasındaki bütün bilgi ve belgelerle birlikte ele alınıp değerlendirildiğinde bunların "eleştiri hakkı" hukuka uygunluk nedeni kapsamında oldukları; bu sebeple de hakaret suçunu oluşturmadıkları görülmektedir.
Eleştiri yapmak hakkı, pozitif kaynağını 1982 Anayasası'nın 26. Maddesi'nde bulan düşünce özgürlüğünün doğal bir kısmını oluşturmaktadır. Bu hak, yalnız belirli olayları açıklamayı içermeyip, bunun yanında söz konusu beyanlarda, belirtilen olaylarda adı geçen kişilerin tutum ve davranışları hakkında bir değer hükmünü de içerir. Eleştiri hakkının kullanılması açısından belirlenmesi gereken en önemli husus, bu hakkın sınırının ne olacağıdır ki, eleştiri bir övgü olmadığına göre, normal ifadelere nazaran zorunlu olarak sert ve haşin olacaktır. Doğal olarak her hak gibi, eleştiride bulunmak hakkının kullanılması hâlinde de bir sorumluluğun doğmaması için, bu hakkın sınırlarının aşılmamış olması gerekir. Bunun için de eleştiri yapılırken kullanılan ifadeler, anlatılmak istenen konu açısından ölçülü olması, anlatılmak istenen olay açısından gereksiz ifadelerin kullanılmaması gerekir. Burada esas alınacak kriter, kullanılan ifadelerin eleştiriye konu olay açısından "zorunlu" olması değil, "faydalı" olmasıdır.
İncelemeye konu içerikte sanık Hüseyin Hilmi Bulunmaz çeşitli konulara ilişkin görüşlerini açıkladıktan sonra Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'nde yer alan bir yazıyla ilgili görüşlerini açıklarken, konuyu Coşkun Büktel'in son yazdığı bir yazıya getirmiş ve bu bağlamda "birkaç yerini kırmızıya boyamışsın; bunu bir insan boyutuna yada bir maymun veya şempanzenin boyutuna orantıladığımızda bir maymunun .ötü kadar kırmızı yapmışsın dedim yani, hattâ şöyle söyledim; Ömer Faruk Kurhan, Mustafa Demirkanlı, Ahmet Ertuğrul Timur gibi Yaşam Kaya, Can Törtop gibi insanlar, bu LİNÇ KAMPANYASI sponsorları, ana sponsorları için dedim gerçi, sen Özdemir Nutku Skandalı'nı anlatıyorsun ama burada, çünkü bu LİNÇ KAMPANYASI da Özdemir Nutku Skandalı'ndan hiç uzak değil. Coşkun Büktel, Türkiye'nin en ünlü tiyatro profesörü Özdemir Nutku'nun iftiracı olduğunu CD ile kanıtlayınca ve bunu kamuoyuna mal edince buradan başladı zâten LİNÇ KAMPANYASI. Bir de benim Talât Sait Halman'a yönelik 12 Mart Faşizmi Kültür Bakanı'na verilen Emek Ödülü nedeniyle Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf'ı eleştirmem nedeniyle üzerimize böyle bir LİNÇ KAMPANYASI pisliği attılar. Onlarla bir biçimde ilintili ya dedim. Coşkun Abi dedim, sen dedim, maymunla orantılarsak bir maymunun .ötü kadar kırmızı yapmışsın dedim. Maymunun .ötü kırmızıdır, ama bunların her yeri kırmızı. Yani Ömer Faruk Kurhan'ın her yeri kırmızı. Az yapmışsın abi dedim. Güldü biraz, dedi bunu yaz falan. Dedim yazmayı düşünmüyorum. Çünkü Ömer Faruk Kurhan artık kızaramayacak kadar çok kızarmış. Her tarafı kızarmış, böyle karides gibi olmuş, haşlanmış karides gibi olmuş. O zaman dedi, videoda söyle dedi. Valla dedim, söz veremem dedim. Ancak dedim, aklıma gelirse söylerim dedim. Şu ân aklıma geldi, yineliyorum; Şempanzelerin yada maymunların sadece .ötü kırmızıdır, Ömer Faruk Kurhan'ın her yeri kırmızıdır." İfadelerini kullanmıştır.
Görülmekte olan ceza davasını hazırlayan iddianamede, suç tarihi olarak 29 Haziran 2009 olarak gösterilmiştir. Dava dosyası içerisinde yer alan ve çeşitli İnternet sayfalarında yer alan yazılara ilişkin belgeler incelendiğinde görülmektedir ki, sanık Hüseyin Hilmi Bulunmaz'ın açıklamalarında zikrettiği kişilerle bu tarihten önce başlamış olan (yazılarından anlaşıldığı kadarıyla Coşkun Büktel'in hazırladığı bir yazının, tiyatrom adlı dergide yayınlanmayarak sansürlendiği iddiası üzerine çıkmış olan) ve süregelen, birbirleri aleyhine açıklamaları içeren ve İnternet ortamında yayınlanmış olan açıklamalar bulunmaktadır. Bu bağlamda görülmekte olan davanın müştekisi durumunda olan Ömer Faruk Kurhan ve sanığı durumundaki Hüseyin Hilmi Bulunmaz arasında da bu tür açıklamalar bulunmaktadır. Örneğin, http://tiyatrodergisi.com.tr/detay.php?hng=675 adresli İnternet sitesinden 25.12.2009 tarihinde alındığı anlaşılan ve siteye giriş tarihi 12.03.2009 olan, Ömer F. Kurhan tarafından "H. Bulunmaz'ın Adımı Zikretmesi Nedeniyle Zorunlu Bir Açıklama" ... "Kültür Bakanlığı'ndan Yıllarca Yardım Aldığı Ortaya Çıkarılan Hilmi Bulunmaz'ın Adımı Zikretmesi Nedeniyle Zorunlu Bir Açıklama" başlığıyla yazılmış görünen yazıda, bu davanın sanığı durumundaki Hüseyin Hilmi Bulunmaz'ın başkalarını eleştirdiği hâlde kendisinin de Kültür Bakanlığı'ndan yardım aldığının ortaya çıktığı açıklamalarına yer verdikten sonra, kendisinin "çanak yalama" eyleminde bulunduğunu itiraf ettiğini; en azgın eleştirmenin hâlinin ortada olduğunu, yirmi yıla yakın bir süredir kamuoyunu aldatmış olduğunu, Bulunmaz'ın bu sebeple özür dilemesi gerektiği, ayrıca "çanak yalama" eyleminden sorumlu tutarak saldırdığı muhataplarından da ikiyüzlü tutumundan dolayı özür dilemesi gerektiğini ifade etmiştir. Yine aynı İnternet sitesine 11.03.2009 tarihinde girildiği anlaşılan ve Ömer F. Kurhan tarafından yapıldığı görülen "Tiyatro Yayıncılığı Alanında Sanal Lümpenlik ve Sonuçları" başlıklı açıklamalarda da Coşkun Büktel ile birlikte görülmekte olan davanın sanığı Hüseyin Hilmi Bulunmaz'ı da hedef alan açıklamalara yer verildiği görülmektedir."...blogspot.com/.../ozgur-tiyatroyu-sor..." adresinden alınmış olan ve 16.04.2009 tarihini taşıyan "Kurhan'ın Çöp Kutusu / 2" başlıklı yazıda,"Bulunmaz-Büktel yayıncılık hattı teatral söylemi düzenli olarak kirleten bir anlayışa hizmet etmektedir; yazıp çizdikleri, pornografi dâhil küfrün çeşidini barındırmaktadır" şeklinde ifadelere yer verilmiştir. Bunun dışında da görülmekte olan davanın müştekisi durumunda olan Ömer Faruk Kurhan tarafından kaleme alınan yazılarda, sanık Hüseyin Hilmi Bulunmaz hakkında açıklamalara yer verilmiştir.
Bu açıklamalardan da anlaşıldığı üzere, sanık Hüseyin Hilmi Bulunmaz karşılıkla olarak süregelen açıklamalar çerçevesinde müşteki Ömer Faruk Kurhan'ın da içerisinde olduğu bazı kişilerin adlarını zikretmek suretiyle kendilerinin kızardığı, kıpkırmızı oldukları gibi ifadelere yer vermiştir. Açıklamalarda kullanılan "maymunun .ötü kırmızıdır; ama bunların her yeri kırmızıdır" şeklindeki benzetmekle anlatılan husus, Coşkun Büktel tarafından kaleme alınan yazıda kırmızıyla renklendirilen alanın küçüklüğü ve müşteki Ömer Faruk Kurhan ile diğer kimselerin kızarması gerektiğidir. Açıklamanın bütünlüğü içerisinde bu kimselerin maymuna yada maymunun bir organına benzetilmesi gibi bir durum söz konusu değildir.
Yine müşteki ve diğer kimselerin kızardıkları, kırmızı oldukları benzetmesi, benzetmenin yöneldiği kimselerin kişiliğiyle ilgili olmayıp, dile getirilen eylemleri sebebiyle yapılan bir benzetmedir. Sanık Hüseyin Hilmi Bulunmaz, kendisi ve Coşkun Büktel ile müşteki Ömer Faruk Kurhan'ın da aralarında olduğu kişilerle aralarında yaşanan tartışmaları esas alarak, onların eylemlerini değerlendirmek üzere belirli benzetme ve nitelendirme yapmıştır. Belirtmek gerekir ki, bireyler eleştiri hakkının kullanılması çerçevesinde, olay ve eylemlerle ilgili olarak çeşitli benzetmeler, nitelemeler yapabileceklerdir. Burada önemli olan, kullanılan ifadelerin ve yapılan benzetmelerin abartılı, ölçüsüz ve olayı anlatmaktan uzak olmaması gereğidir ki, davaya konu açıklamalar açısından kullanılan benzetmelerin abartılı, ölçüsüz ve olayı anlatmaktan uzak olduğu söylenemez. Şunu da belirtmek gerekir ki, eleştiriye yönelik açıklamalar objektif olay açıklaması veya değerlendirme yada bir övgü olmadığına göre, belirttiğimizi özelliklere sahip olmak koşuluyla muhatabını rahatsız edebilecek, sert ve haşin ifadelere yer verilmesi de doğaldır. Bireylerin muhataplarının beğenmedikleri davranışlarını sadece basit ifadelerle ve yalın kelimelerle dile getirme zorunluluğu bulunmayıp, davaya konu açıklamalarda olduğu gibi, bunları benzetmeler yoluyla da açıklamaları mümkündür.
Sonuç olarak, yukarıda açıklanan sebeplerle eleştiri hakkı hukuka uygunluk sebebi kapsamında olan davaya konu açıklamaların müşteki açısından hakaret suçunu oluşturmayacağı kanaatine ulaşmış bulunmaktayım.
Durum bilgilerinize saygı ile sunulur. 28.12.2010
Doç. Dr. Ali Kemal Yıldız
Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi
Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku
Öğretim Üyesi