10 Nisan 2013 Çarşamba

Halkın Avukatı Bulunmaz Ömer Faruk'un avukatı Fırat Kuyurtar'ı uyardı


Bulunmaz avukatsız dâvâ açamayan Eyyüp Fırat Kuyurtar'a ders verdi!


T.C.
İSTANBUL
21. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ YARGIÇLIĞI'NA

DOSYA NO: 2013/218 Esas

KONU: Avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın müvekkilleri Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu, Fırat Güllü ve de Ömer Faruk Kurhan ile birlikte tam 1100 kişinin örgütlediği "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" sürecinde hukuka karşıt bir eylem başlatan Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın hukuka aykırılığını (Örnekse, İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesi'ndeki "Değişik İş No: 2012/899"içerikli dosyadaki hukuksuzluğu) Sayın Yargıç Rukiye Özer'e anlatma...

Kendisi, en basit bir dilekçeyi bile yazmaktan yoksun olduğu ve bunun, İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesi Sayın Yargıcı Abdurrahman Orkun Dağ tarafından mahkeme kararı boyutuna gelmesinden sonra, kendini savunmaktan yoksun olduğu için, "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketinde mesai arkadaşı olmakla birlikte, yakın arkadaşı olan avukat Mesut Bulut'u vekil olarak tutan avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar, "21.08.2013" Çarşamba günü, âdeta hukukî hınç alır, maddî husumet oluşturur gibi, beni, bir kez daha, yeniden İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi makamında mahkûm ettirmek istiyor. 

Kendisinin hukuk bilgisizliğini, belge ve bulgulara dayanarak somut bir biçimde "iki kere iki dört eder" gerçekliğinde kanıtlayabildiğim için hukukî cehaletinden rahatsız olan avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar, daha önce başlattığı İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/78 No'lu dosyadaki tazminat dâvâsı gününün bile saptanmasını bekleyemeden, hukuk cahilliğinin üzerini çok hızlı örtme telaşına kapılmış durumda."ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" düzenleyenlerin gönüllü danışmanlığını yapmanın yanı sıra, kurcusu olduğum "BULUNMAZ KUYUMCULUK YAYINCILIK GÖSTERİ SANATLARI SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ"nin sahibi olduğumu bildiği için, diğer dâvâcılarla birlikte, benden para da kazanmak istemektedir. Oysa ben, bu şirketi ayakta tutabilmek ve ülke ekonomisine de yararlı olma adına dünyanın hemen hemen her yerini karış karış gezip, çeşitli ihtisas fuarlarına katılmak zorunda kalıyorum. Anlamsızca tazminat ödemem! 

Fuarlarına katıldığım bâzı ülkelerin adlarını vermek gerekirse: ABD, Brezilya, Çin, Endonezya, İsviçre, İtalya, Litvanya, Meksika, Rusya, Sırbistan, Tayland, Ukrayna... Benim zengin olmamdan yararlanmak isteyen tam 1100 kişilik "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI"elemanları, oluşturdukları bu "HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI"eylemi sonucu, aynı zamanda, benim daha az ülkede fuara katılmama neden olarak, ülke ekonomisinin gayet ciddî zarar görmesi sonucunu doğuruyorlar. Bunu, şirket fatura grafiğiyle de kanıtlayabilirim. Özetle, avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar, hem müvekkillerine ve hem de kendisine para kazandıracak hukukî eylemler oluşturarak, hem benim kasamdaki paraların azalmasına ve hem de ülke ekonomisinin en çok gereksinim duyduğu bir süreçte, dolayla yollardan zarar etmesine neden olarak, hem bana ve hem de ülkeye büyük zarar veriyor. Tazminat ödeyemem!

Canı çektikçe, canı istedikçe, canı sıkıldıkça, işi ve mesleği gereği yada tuttuğu avukat Mesut Bulut'a talimat vererek, ikide bir, "İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NE" başlığıyla, İstanbul Adalet Sarayı girişinde hemen çok kolaylıkla ulaşılabilen "ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TEVZİ BÜROSU"na küçük bir para yatırarak dâvâ açmayı alışkanlık hâline getiren avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar, aslında bu eylemiyle, benim enerjimin, gücümün sünmesini ve böylelikle hem kuyumculuk alanına ve hem de sahibi bulunduğum "BULUNMAZ TİYATRO - İSTANBUL" kurumunun alanına tecavüz etmek istiyor. 

Mevzuat elverirse, hemen şimdi, avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'a ciddî bir "KARŞI DÂVÂ" açılmalıdır. Mevzuat elvermiyorsa, Sayın Yargıç'ın yol göstericiliğinde yada zabıt kâtibinin yardımıyla, "KARŞI DÂVÂ"açabileceğim yönünde bana hukukî yardım yapılmalıdır. Bunu derken, İstanbul Barosu'ndan herhangi bir talebim yoktur. Ben, "İSTANBUL BAROSU TİYATROSU" kuruluşunu da "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" temel sponsorlarına avukatlık yapan Burhan Gün'e teslim edebilen İstanbul Barosu'na asla güvenmediğim gibi, avukatların hiçbirine de güven duymuyorum. Benim işim, savcı ve yargıçlarla. Ben, piyasa değerlerine göre değil, "HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ" ilkesine göre hareket eden savcı ve yargıçlara güveniyorum. Tazminat ödemem!

"KONU" olarak da; "Davalının rahatsız edici, kişilik haklarına saldırı niteliğinde olan ve müvekkilin mesleki itibarını zedeleme amacı ile yaptığı yayınları nedeniyle manevi tazminat talebimizdir." sözlerini de başvuru dilekçesine yazarken hiç tereddüt etmeyen avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar, kendisini gerçek anlamıyda nasıl, neden ve de niçin rahatsız ettiğimizi somutlamak yerine, aşağıdaki metinde netçe görülebileceği gibi, çarpıtma, demagoji, mugalata, saptırma, "YALAN" yola sapıyor... 

"Kişilik hakları" gibi tanımlanması olağanüstü güç, neredeyse olanaksız bir kavramla "KONU" kısmına başlayan avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar, mahkemeyi bir ilköğretim düzeyine indirgeme niyetini taşıyor. En basit bir dilekçeyi bile yazmaktan ve en kolay bir usûlü bile öğrenebilmekten, henüz yeni çıkan 5651 Sayılı Yasa'nın (Kabul Tarihi: 4.5.2007) sadece bir tek maddesini (9. Madde) bile ezberlemekten yoksun avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar, nasıl olur da, "mesleki itibar"dan dem vurabilir? Hayret!

Burada gayet net, oldukça somut, ciddî bir biçimde görünen durum şu; avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar, haksız kazanç elde edebilmek için, benim"ULUSLARARASI ELMAS KALEMLER TACİRÎ" olabilmemden yararlanmak istemektedir. Buna izin vermemek, bunu alışkanlık hâline getirmek isteyen "hukuk kullanıcılarına" karşı ciddî, hukukî çerçevede korunabilmek için, elimdeki bütün olanakları seferber etmeye hazırım. Bu gayrimeşru, illegal, yasadışı eyleme mahkeme izin vermemelidir. Bu bir alışkanlık hâline gelmemelidir... Hukuk dışı alışkanlık geliştirenlere hukukun gücü gösterilmelidir... "ÜSTÜNLÜĞÜN HUKUKU" yerine"HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ" asla ara vermeksizin anımsatılmalıdır.  

İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesi dâvâ dosyasında 50.000,00 TL isteyen avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar, benim, 50.000,00, 100.000,00 ve 110.000,00 TL'lik "MANEVÎ TAZMİNAT DÂVÂLARI" açmaya başladığımı görünce, hem "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI"yürütenlerin soluk alması ve beni fazla kızdırmamak için de, ben tersini yapıp, giderek daha da büyük miktarlarda "TAZMİNAT DÂVÂLARI"açabilirken "H.ESAS DEĞER: 25.000.-TL" notunu düşmüştür. İsterse,"1,00 TL"lik dâvâ açsın; Eyyüp Fırat Kuyurtar, kendini kurtarmak için değil, bana karşı "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" başlatan 1100 kişiyi korumak için savaşım vermekte ve kendini feda etmektedir.

"AÇIKLAMALAR" başlığına geçer geçmez, kendince önemli, aslında nesnel olarak hiçbir değer içermeyen sözler söyleyebilen avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar, "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK"şirketindeki çok yakın arkadaşı avukat Mesut Bulut'un ağzıyla; "Davalı aleyhine müvekkilim tarafından İstanbul 25.Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/78 Esas sayılı dosyasından müvekkilim aleyhine davalının içerik sağlayıcısı olduğu 'tiyatroyun' adlı internet blog sayfası üzerinden yayınlanan kişilik haklarına saldırı nitelikli yayınlar nedeniyle açılmış olan bir manevi tazminat davası bulunmasına karşın davalı müvekkilim aleyhine yaptığı yayınlara yenilerini eklemektedir."diyerek, kendisini haklı, beni haksız göstererek, iki mahkemede birden dâvâ açmanın tatlı huzuruyla, mahkemeyi etkilemeye yeltenmektedir. 

Ben, hiçbir yargıcın, gayet basit hukuk entrikalarına aldanmayacağını bilmeme karşın, bu dâvânın da içeriğinde bulunacak kitabımda tarihe ve topluma not düşmek için, avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın niyetini sezmeye, sezdirmeye çalışıyorum. Benim amacım, mahkeme iradesini çiğnemek ve yargıcı yönlendirmek değildir. Güçlü bir insan, basit ayak oyunlarına asla tenezzül etmez... Şimdilik kaydıyla, kendisi hakkında herhangi bir dâvâ açmadığım için, vitesi boşa alıp rahat rahat ilerleyen avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'a bir değil, birçok dâvâ birden açacağım. 

Avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'a 25.000,00 TL ve/ya 50.000,00 TL'lik dâvâlar değil, en az 100.000,00 TL ve yukarısındaki miktarda dâvâlar açacağım. Beklememin iki esas nedeni var. Birincisi hakkımda onlarca, neredeyse yüze yakın dâvâ açılarak, beni hukukî olarak "LİNÇ" etmek isteyen 1100 kişilik kitleyle boğuşuyorum. İkincisi İstanbul 21. Asliye Hukuk Mahkemesi ve 25. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde süren dâvâlar olgunlaşmadan, ilkel bir hınç, samimiyetsiz bir husumetle dâvâ açmayı hukuka saygısızlık olarak görüyorum. Önemli olan "ÜSTÜNLÜĞÜN HUKUKU" değil, "HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ" ilkesi tutumudur... Beni maddî saldırılar değil, manevî saldırılar üzdüğü için bekliyorum... 

Kendisine değil (çünkü kendisi bir dilekçe bile yazmayı öğrenemeden hukukçu olmuş) vekili avukat Mesut Bulut'a güvenen ve bu nedenle onun ağzıyla, onun kalemiyle kendisini zar zor ifade edebilen avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar; "Müvekkilim avukat ile davalı arasında herhangi bir akrabalık, arkadaşlık, iş ilişkisi, ticaret vs... bir bağ bulunmamaktadır. Müvekkil avukat davalıyı sadece bir kez, İstanbul 4.Asliye Hukuk mahkemesi duruşma salonunda görmüştür. Buna karşı davalı sanki müvekkilimin düşmanı gibi davranarak sürekli ve düzenli bir şekilde hakaret ve kişisel haklara saldırı, mesleki itibarını zedeleyici yayınları ısrarla devam ettirmektedir." diyerek, anlamsızca, içerikten yoksun, sadece ve yalnızca yargıcı değil, mübaşiri bile asla ilgilendirmeyecek ezberlenmiş kuru lâf kalabalığı edebiliyor. Boşuna!... 

Basit bir dilekçeyi bile yazmaktan yoksun biriyle akraba olmak, onunla arkadaşlık etmek, iş ilişkisi kurmak ve ticaret yapmak, bana olağanüstü büyük bir yüktür. İyi ki avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'la akraba, arkadaş, iş arkadaşı, ticaret arkadaşı değilim. Benim için çok büyük bir mutluluk kaynağı. İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne sonradan katılabilen avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın hukuk dışı uygulamalarını görebilmek için, mahkemedeki 2010/278 No'lu dâvâ dosyasını lütfen inceleyiniz!... 

Benim bildiğim kadarıyla, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu gereği, dosyaya konulan belgelerin bir nüshası da dâvâlıya gönderilir... En azından böyle bir alışkanlık var. Ben, dâvâcı da yada dâvâlı da olsam, Asliye Hukuk Mahkemeleri'nde devam eden dâvâ dosyalarıma, iki yada üç belge sunup, hemen posta ücretini de ekliyorum. Buradaki amacım, karşı tarafın da bilgilenmesini sağlamak. Tiyatro Eleştirmenleri Birliği Başkanı Üstün Akmen'e "TEB KAŞELİ İFTİRA MÜTALÂASI"hazırlattırılarak, dâvâ dosyasına eklenen belge, bana asla ve kesinlikle gönderilmediği gibi, ben, bu belgeyi, aylar sonra İstanbul 22. Sulh Ceza Mahkemesi'ndeki dâvâ dosyasında, tamamıyla şans eseri görebildim. 

İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi Yargıcı Sayın Nesrin Kaya, bana gönderilmeyen "TEB KAŞELİ İFTİRA MÜTALÂASI" içeriğinden de etkilenmiş olmalı ki, andığım dâvânın dayandığı İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi 2010/8 No'lu dâvâ dosyasından "BERAAT" etmeme karşın, İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde tam 7000,00 TL'lik tazminata mahkûm oldum. Yargıtay, benim, "TEB KAŞELİ İFTİRA MÜTALÂASI" belgesini görmediğimi bilmiyor. Ben, bu konuda bilgi sahibi edilmeden, bana karşı bir "HUKUK ENTRİKASI" çevrilerek, Yargıtay'da da mahkûm olabilirim. Eğer mevzuat elverirse, İstanbul 21. Asliye Hukuk Mahkemesi Sayın Yargıcı Rukiye Özer'den bir ricam var:"LÜTFEN BU KONUYA ÖNEM VERİP, İSTANBUL 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ" nde oluşturulan "HUKUK ENTRİKASI"sürecine müdahil olun. Yineliyorum; "MEVZUAT ELVERİRSE..." 

Ben, ne avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'a ve ne "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" üyelerine düşmanım. Hiç kimseye karşı herhangi bir husumet içerisinde değilim. Cahiller gibi, bunlar da, hukuku yüceltmek için değil de, kişisel çıkarlar için kullanma saikiyle hareket edebiliyorlar. Ben, cahillere değil, onları cahil bir biçimde mezun edebilen "HUKUK FAKÜLTESİ AKADEMİSYENLERİ" kitlesine sinirleniyorum. Ama sadece kızıyor, bunu her fırsatta dile getirebiliyorum. Ben sadece genel hukuk felsefesini değil, aynı zamanda da Türk Ceza Kanunu'nun bütün maddelerini, âdeta ezbere biliyorum. Türk Ceza Kanunu 125. Madde'yi hakkında yüzlerce sayfa kitap okudum. Kitapları okumaktaki amacım, nasıl "HAKARET" ederim değil, nasıl "HAKARET" etmem anlayışı üzerine tesis edilmiştir. Yine, TCK 267. Madde üzerine yüzlerce sayfa okudum. Benim herhangi bir kişiye "HAKARET" etme, "İFTİRA"atma gibi bir amacım olmadığı gibi, hukuku da kendi kişisel çıkarlarım doğrultusunda kullanma arzum yok. Avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın meslek itibarına gelirsek, herkes, öncelikle meslek itibarını kendisi tesis eder. Henüz en basit bir dilekçeyi bile yazmaktan yoksun olan avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar ve vekili Mesut Bulut'a şunu anlatmak istiyorum:


Ben, elli yıldır kuyumculuk yapıyorum... 8 ayarı 8 ayar, 14 ayarı 14 ayar, 18 ayarı 18 ayar, 22 ayarı da 22 ayar olarak sunuyorum... Ben, elli yıldır uğraştığım bu meslekte, 8 ayarı 18 yada 14 ayarı 22 ayar sunabilseydim, kendi itibarımı kendim zedelemiş olurdum... Biri çıkıp, benim itibarsız olduğumu söylediğinde başımı önüme eğerdim... Ben, itibarsız duruma düşmüşken, hiçbir kimseyi mahkemeye vermeyi asla düşünemezdim... 

"HUKUK FAKÜLTESİ DİPLOMASI" sahibi olabilseydim, belki de, itibarsız olmama karşın, bana "itibarsız" diyebilen kişileri mahkemeye verebilirdim. Tabiî, öncelikle bana "itibarsız" demiş mi diye de kontrol ederdim. Ben, avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'a "İTİBARSIZ" dediğimi kesinlikle anımsamıyorum. Benim, avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'a karşı"HAKARET" etme (TCK 125) ve "İFTİRA" atma (TCK 267) amacım olmadı, olmuyor, olmayacak. Ancak, benim saptayabildiğim denli, satır aralarına sinmiş bir durum içerse de avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar, bana"HAKARET" etmekte, bana "İFTİRA" atmaktadır. Hukuku kullanıp, ince ince asılsız suçlamalarda bulunan avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar ve onun vekili Mesut Bulut hakkında tabiî ki şikâyetçiyim... Ancak, burası bir "CEZA MAHKEMESİ" makamı olmadığı için, şimdilik kaydıyla, sadece ve yalnızca kayda geçiyorum... Küçük olasılıkla da olsa, mevzuat elverirse, avukat Eyyüp Fırat  Kuyurtar'ın yargılanmasını da istiyorum.

Avukat Mesut Bulut'un müvekkili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar aynen,
"Bununla da yetinmeyip internet arama motoru olan GOOGLE arama sonuçlarında, kendi karalama ('LEKE SÜRME' / TDK Sözlüğü / HB)yayınlarını üst sıralara taşımakta, bunun için çaba sarfetmektedir."diyerek, bana "KARALAMACI" ("MÜFTERİ") demiş oluyor. Bana"MÜFTERİ"="İFTİRACI") diyebilen avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar, mevzuat elverirse hapis ve/ya para cezasıyla cezalandırılmalıdır. Zâten ben, hem İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve hem de Asliye Hukuk Mahkemesi'ne "DÂVÂCI VE ŞİKÂYETÇİ" olacağım. Avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar gibi benim için hiçbir değeri bulunmayan bir kişinin Google'da alt yada üst sıralarda bulunmasının ne anlamı olabilir? Bunu anlayabilmiş değilim. Tanınmamış, hiçbir ünü bulunmayan, en basit bir dilekçeyi bile yazmaktan yoksun bir avukat, Google'de, benim gibi ünlü birinin yazısıyla üst sıraya sıçrayabilir. Adımı ("Hilmi Bulunmaz") yazıp, Google arama motorlarıyla araştırdığınızda, on binlerce ve bâzen yüz binlerce sonuçla karşılaşırsınız. Bu doğaldır. Çünkü ben, kırk iki yıldır tiyatro sanatıyla uğraşmanın yanı sıra, dünya çapında tanınan bir"ULUSLARARASI ELMAS KALEMLER TACİRÎ" olan kişiyim... Dünyanın hemen hemen gitmediğim ülkesi kalmadı. Benim paramdan ve ünümden yararlanmak isteyen avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar biliyor.

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu, Fırat Güllü ve Ömer Faruk'un bana karşı açmak istedikleri, ancak bir türlü muvaffak olamadıkları dâvâların vekili, avukat Mesut Bulut'un müvekkili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar, benim ünümden yararlanarak, bir dâvâ kazanıp, ünlü bir insanı alt etmenin keyfiyle piyasa değerlerini artırabilmek için"Davalı H.Hilmi Bulunmaz'ın içerik sağlayıcı olduğu internet sayfası olan Http://tiyatroyun.blogspot.com/ adlı sitesinden müvekkilim aleyhine İstanbul 25.Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/78 E sayılı dosyasının açıldığı tarih olan 23.07.2013 tarihinden itibaren yaptığı ve haksız eylem niteliğindeki yayınları şunlardır:" diyerek, bence, sentetik bir hukuk söylemi geliştiriyor. Hiçbir hukukî dayanağı bulunmamasına karşın, belli bir formatla mahkemeyi etkilemeye çalışan avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar, kendisini savunmak zorunda kalan vekili avukat Mesut Bulut'un yetkin olmadığını, "25.000,00 TL ile 20.000,00 TL"yi karıştırdığını da fark edemiyor. İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'ne verdiklerin başvuru dilekçesinin başına "25.000,00 TL" yazarlarken, hem de ikisi de avukat olmasına karşın, aynı dilekçenin altına, hiçbir usûl zorunluluğu bulunmamasına karşın, "20 Bin TL" yazmışlardır... 

Daha sayı saymasını, rakamları toplamasını bile beceremeyen avukat arkadaşlar, almak istedikleri paranın dört işlemini bile yapmaktan âciz olmalarına karşın, yavuz hırsız ev sahibini bastırır mantığının yelkenine yapışıp, okyanusa açılmaya niyetleniyorlar. Bu ülkede yargıçlar da var. Bu ülkede orman yasası değil, hukuk yasası var. Ben, adalete, hukuka, kanuna, yargıya güveniyorum. Bu nedenle, avukatlığı piyasa edinmek için kullanan avukatlara güvenmediğimden, asla ve kesinlikle avukat tutmuyorum... Bu acemi, deneyimsiz gençlere bir kuruş bile ödemem!

Avukat arkadaşlar Eyyüp Fırat Kuyurtar'la Mesut Bulut, "1 - 20 Ağustos 2013 tarihli yayın:" diyerek, "1" rakamıyla başlayarak ve tarih koyarak, belgesel, bilgisel ve bulgusal bir iş yapmış havası oluşturuyorlar... Böyle kuru kuruya yazılmış rakam ve tarihlerin hiçbir anlamı olamaz. Önemli olan, hukuksal içeriğe sahip olarak, bilimsel dayanaklara dayanmaktır. Sadece "HAKARET" ederek, "İFTİRA" atarak, "SUÇ UYDURMA"suçuna tenezzül ederek, bir kişi suçlanırsa, buna yargıçlar "dur" der. Bu avukat arkadaşlar, içerisinde bulundukları ruh durumuyla da, duruşma salonunu özel üniversite kantini alanına çevirmeye çalışıyorlar. Hayret!

Kendi sesiyle asla ötemeyen serçe kuşu gibi bir ruhsal yapıda bulunan bu genç avukatlar, yani avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'la avukat Mesut Bulut, "Kendisi de avukat olmasına karşın, en basit bir dilekçeyi bile yazmaktan yoksun Eyyüp Fırat Kuyurtar, kendisine bir dilekçe yazması için Avukat Mesut Bulut'u tuttu..." diyerek, benim söylediğim sözü yineliyorlar. Ben, bu sözü bir kez daha ısrarla yineliyor ve "Lütfen İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesi dâvâ dosyasına bakınız." diyorum...

Deneyimsiz avukatlar, "Avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın bir dilekçeyi bile yazmaktan yoksun olduğunu anlayabilmek için, İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesi Yargıcı Sayın Abdurrahman Orkun Dağ'ın dilekçe yazmayı anımsatan, linkini verdiğimiz belgesini okuyup, yoksunluğu anlayınız:" diyerek, hiçbir şey söylememiş ve yine "SUÇ UYDURMA"suçu işleyebilmektedirler... Bir daha yineliyorum... Avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar, en basit bir dilekçeyi bile yazmaktan yoksun olmasına karşın, bu ülkede hâlâ avukatlık yapıyorsa, vay bu ülkenin hukuksal düzeyine.

Bulut, "http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/08/adalet-saraylarna-gitmeden-once-son_20.html" diyerek, suç delili sunar gibi davranıyor. Ben, yazdığım yazıları savunduğum için, bana karşı dâvâ açan onlarca"ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" elemanı, yazılarını silmek zorunda kalmışlardır. Onların yazılarını silmelerini asla ve kesinlikle istememişimdir. Sadece, "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" 
temel sponsorları Ahmet Ertuğrul Timur ve Mustafa Şükrü Demirkanlı adlı şahıslara birer "NOTER ONAYLI İHTARNAME" gönderdim. Onun bir başka nedeni vardı. Bakalım silecekler miydi? Hemen sildiler!

Acemi, deneyimsiz, genç avukatlar, "2 - 19 Ağustos 2013 tarihli yayın:"diyerek, "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" elemanlarına da sığınak oluyorlar. Ben, onların bana karşı açmış bulundukları dâvâlarla boğuşurken, bir de kendileri dâvâ açıp, yüzlerce soruşturma ve onlarca, neredeyse yüz dâvâyla terlerken, zamanaşımı sürecini gözetiyorlar. Altı yıldır benimle uğraşan "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" elamanları, "İFTİRA" zamanaşımı için göbeklerini çatlatıyorlar. "LİNÇ KAMPANYASI" ana sponsorlarından Tiyatro... Tiyatro... Dergisi Sahibesi Gülhan Avşar Demirkanlı'ya karşı İstanbul 24. Asliye Ceza Mahkemesi'nde açtırdığım "KAMU DÂVÂSI" (Dosya no: 2013/201), 1100 kişilik örgütte şaşırtıcı düzeyde ilginç bir şaşkınlık patlaması oluşturdu. Şimdi sadece ve yalnızca buna oynuyorlar. Ancak, şunu çok çabuk unutuyorlar. Zamanaşımı ilerlerken, benim hakkında açtıkları dayanaksız dâvâlarla, yeni "HAKARET" ve "İFTİRA" dâvâsı olanakları sunuyorlar. Paşa gönüleleri bilir. Ben iftira dâvâsı açacağım!

Acemi, deneyimsiz, genç avukatlar EFK ile MB, "Kendisi de avukat olmasına karşın, en basit bir dilekçeyi bile yazmaktan yoksun Eyyüp Fırat Kuyurtar, kendisine bir dilekçe yazması için Avukat Mesut Bulut'u tuttu..." diyerek, yineleme yöntemine başvurmakla, mahkemeyi ikna turları atıyorlar. Mahkemeler, yinelemeye değil, belge, bilgi, bulgu, olgu ve olaylara bakarak hüküm oluştururlar. Her zaman için imzamı attığım bir metni başvuru dilekçesine "kopyala - yapıştır" eylemiyle eklemek, avukatlara zaman kazandırabilir; para ve ün kazandıramaz... Aslında bir ün kazandırır. Ancak bu ün, kötü bir ün olarak hızla, hem de şimşek hızıyla yaygınlaşır... Böylece bir daha müvekkil bulamazlar!...

Acemi, deneyimsiz, genç ve duyarsız avukatlar; "Avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın bir dilekçeyi bile yazmaktan yoksun olduğunu anlayabilmek için, İstanbul 15.Sulh Ceza Mahkemesi Yargıcı Sayın Abdurrahman Orkun Dağ'ın dilekçe yazmayı anımsatan, linkini verdiğimiz belgesini okuyup, yoksunluğu anlayınız:" diyerek, yineliyor, yineliyor ve yine yineliyorlar. Söyleyecek sözü bulunmayan insanlardan hiçbir farkları olmadığını tarihe ve topluma açık açık beyan ediyorlar... Üzülüyorum... Kendi adıma değil, tarih ve toplum adına üzülüyorum...

Gençler; "Ayrıca bakınız:" diyerek, hiçbir şey söylemeyerek susuyorlar.

Acemi, genç deneyimsizler; "Eyyüp Fırat Kuyurtar, dilekçe yazamadığı için Av. Mesut Bulut'u tutmuş." diyerek, benim milyonlarca kez altına imzamı atabileceğim sözlerimi ısrarla ve inatla yine yine yineliyorlar!...

Acemi gençler; "Avukat Fırat Kuyurtar, kendisini savunması için Av. Mesut Bulut'u tuttu!" diyerek, bir gerçeği bir kez daha yine yineliyorlar. Evet, avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar, kendisini savunması için avukat Mesut Bulut'u tuttu. Acemi, genç deneyimsizler benden para istiyorlar!

Deneyimsizler; "http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/08/bulunmaz-pazartesi-mesaisine-istanbul_4935.html" diyerek, bir İnternet adres çubuğu veriyorlar. Bunda hiçbir sakınca olmamakla birlikte, koskoca mahkemeler, bu önemsiz işlerle mi uğraşacak? Bunlara para vermem...

Acemi, genç deneyimsiz avukatlar; "3 - 15 Temmuz 2013 tarihli yayın: (Kısmen yeni saldırıdır. Yapılan yayında dava dilekçesi aynen yayınlanarak, daha önceki hakaret ve kişilik haklarına diğer saldırı içerikleri tekrar edilmiştir)" diyerek, benim hiçbir kimseden kaçmayan, korkmayan, ürkmeyen tavrıma karşı, gayet kaçamak, oldukça korkak, olağanüstü ürkek davranıyorlar. Oysa, hem İnternet ortamı, hem sahibi bulunduğum "OYUN DERGİSİ" ile "BULUNMAZ YAYINCILIK"hizmetlerine buyursunlar, düşüncelerini yazsınlar; yayınlayalım. Tabiî ki, eleştiri hakkımız saklı kalmak üzere. Dünyanın her yerinde yazının karşılığı yazı, dâvânın karşılığı dâvâdır... Ben, edebiyat ve şiirle uğraşan biri ve "BULUNMAZ KUYUMCULUK YAYINCILIK GÖSTERİ SANATLARI SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ" sahibi olduğum için, bu gençlere olanak sunmak istememe karşın, bu gençler,"ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" elemanlarıyla hareket ediyorlar. Ben,beni dâvâ etmedikten sonra hiç kimseyi dâvâ etmedim... Bana karşı düzenlenen "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" ile birlikte, onlar beni mahkemelerde süründürmek istediklerinden, ben, canım kimi isterse, (1100 kişinin içinde bulunma koşuluyla) onları mahkeme verdim, veriyorum ve mutlaka vereceğim.

Deneyimsiz gençler; "Eyyüp Fırat Kuyurtar, dilekçe yazamadığı için Av. Mesut Bulut'u tutmuş." diyerek, yineliyor, yineliyor ve yineliyorlar...

Acemi, deneyimsiz gençler; "'Avukatların çoğu YAVŞAKtır genellikle...'diye düşündüğümden, herhangi bir avukat da tutamadığım için, zaman zaman dikkat dağınıklığı yaşayabiliyorum. Dün de aynen öyle oldu!"diyerek, İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde yanıtını verdiğim yaklaşımı yineliyorlar. Bu nedenle, hukuk metnime "İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesi" için yazdığım açıklamaları da mutlaka ekleyeceğim.

Acemiler; "Bu avukatın kaç ayar olduğunu anlayabilmek için lütfen tıklayınız:" diyerek, önemli bir şey söylemiş izlenimi oluşturuyorlar... Nasıl ki, altının kaç ayar olduğunu anlayabilmek için mihenk taşına vurmak gerekiyorsa, deneyimsiz gençlerin kaç ayar avukat olduklarını anlayabilmek için de, yazdıkları hukuk metinlerine bakabilmek gerekir.

Deneyimsiz gençler; "Ömer Faruk Kurhan ve onun tuttuğu avukatlar Eyyüp Fırat Kuyurtar ile Uğur Demirci Tosun, böyle eklektik, böyle düzeysiz, böyle çok aşırı ucuz bir hukuk metnini nasıl yazmışlar?... Bu kadar çok hukuka aykırı bir metin yazabilen avukatlara hangi akademisyenler diploma veriyor?..." diyerek, İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'ne sunup, ne elde etmek istiyorlar?... Anlamak olası değil! Sanırım, para ve ün elde etmek istiyorlar... Ünlü ve zengin birine dâvâ açarak, o kişinin parasından ve ününden daima yararlanmak istiyorlar. Ünümden yararlanabildikleri kesin. Benim sayemde oldukça tanınmış durumdalar. Paraya gelince, ondan gayet büyük kuşkum var. Hukuka aykırı, hukuka karşıt kişilerin dâvâ kazanabilmeleri tabiî olanaksızdır...

Deneyimsiz gençler; "'LİNÇ KAMPANYASI' düzenleyicisi ve imzacısı Ömer Faruk Kurhan'ın UYANIK avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, rahatlığını DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIKşirketine dayasa da, benim (Estonya, Litvanya ülkelerindeki gezimi bitirdikten sonra) yazacağım hukuksal eleştirimin ardından, E. Fırat Kuyurtar, aşağıdaki fotoğrafta görüldüğü gibi, çayını çok rahat içemeyecek!" diyerek, yine hiçbir şey söylemiyorlar. Sözlerimi yineliyor, yineliyor, yineliyorlar. Benim bu sözlerime sadece ben değil, bu sözlere, iğrenç "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI"eylemine karşı olan her vicdanlı kişi hemen imza atar. Atanlar da var!...

Acemi, deneyimsiz gençler; "Ben, herhangi bir hukuk fakültesinde bir akademisyen olabilseydim, Eyyüp Fırat Kuyurtar ile Uğur Demirci Tosun'a diploma vermek şöyle dursun, selâm bile vermeye mutlaka çekinirdim... Kendilerine ait bir sözü olmayanlar nasıl susarsa, bu avukatlar da, Yargıtay kararlarını önümüze koyup, aslında hep susuyorlar." diyerek, benim sözlerimi yineleyip, üzerinde yorum bile yapabilecek hukuk bilgisine sahip olmamalarına karşın, sanki herhangi bir şey söylemiş izlenimi oluşturup, mahkemeye yön vermek istiyorlar.

Acemi, deneyimsiz genç avukatlar; "Ömer Faruk Kurhan Eyyüp Fırat Kuyurtar Uğur Demirci Tosun aklıma geldiğinde hırpalanmış adalet simgesini görüyorum!" diyerek, anlamsız, dayanaksız, hukuku asla ve kesinlikle ilgilendirmeyecek gereksiz yinelemelerde bulunabiliyorlar...

Acemi, genç ve deneyimsiz avukatlar; "hukuktan asla hiç anlamayanDEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK şirketi elemanı ve'LİNÇ KAMPANYASI' ana sponsorlarından Ömer Faruk Kurhan'ın sadık avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar," diyerek, avukatlığını yaptığı, aynı zamanda tiyatro hocası olduğunu sandığım kişiyi kollamak, korumak, onun tiyatro piyasasını artırmak için, hukuksal dayanak noktaları inşa etmeye çalışıyor. Bence, boşuna çabalıyor. Ben bunlara kuruş vermem!

Acemi gençler; "Avukat EYYÜP FIRAT KUYURTAR tarafından yazılan şu evlere şenlik dilekçeyi ağır ağır sakin sakin ve tabiî ki yavaş yavaş okuyunuz..." diyerek, mahkemede hiçbir hukukî imge oluşturabilecek karşılık gözetmeksizin, sadece yineliyor, yineliyor ve ısrarla yineliyorlar.

Deneyimsiz gençler; "http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/08/blog-post_3829.html" diyerek, sözüm ona belgesel, bilgisel ve de bulgusal çalışmış oluyorlar... Gerçek anlamda hiçbir şey söylemiş olmuyorlar!...

Acemi, deneyimsiz genç avukatlar; "4 - Müvekkilim kişilik haklarına saldırıda bulunan davalı, bununla yetinmeyerek, bu defa vekil sıfatı ile tarafıma yönelik şu ifadelerde bulunmuştur:" diyerek, elmayla armudu toplayıp, sapla samanı karıştırmakla birlikte, ayvalarla şeftalileri aynı küfeye koyarak şeftaliler eziyorlar. Şimdi soruyorum: BU DÂVÂDA, AVUKAT EYYÜP FIRAT KUYURTAR'A KARŞI MI, AVUKAT MESUT BULUT'A KARŞI MI YARGILANIYORUM? Hani nerede suçun şahsîliği? Gençler, bir taşla iki kuş, bir dâvâyla iki para kazanmak istiyorlar! Üstüne üstlük avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar, bir dâvâyla (az parayla yetinmeyerek) hem İstanbul 21. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde ve hem de İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dâvâ açıyor. Sahi neden bu kadar büyük bir hınç, bu kadar hırs ve bu kadar husumet?!...

Acemi, deneyimsiz gençler; "4 Nisan 2013 tarihli yayın:" diyerek, yine hiçbir şey söylememiş oluyor ve kuru bir tarih veriyorlar. Yineliyorlar...

Gençler; "En basit bir resmî dilekçeyi bile yazmaktan yoksun olduğu için, hukukî yoldaşı avukat Mesut Bulut'u vekil tutan avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar!" diyerek, benim her zaman için altına imza attığım, atıyor olduğum, atacağım sözü söyleyerek, sadece ve yalnızca yineliyor.

Deneyimsiz gençler; "Mutlaka tıklayınız: Google / Avukat Mesut Bulut"diyerek, asla ve kesinlikle suç unsuru taşımayan, hiçbir hukukî sorun oluşturmayan sözlerimi yinelemeyi çok sevdiklerini hep belli ediyorlar. Başka herhangi bir şey yapmıyorlar. Gençler, yinelemeyi çok seviyorlar.

Gençler; "http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/08/frat-kuyurtarn-avukat-mesut-bulut_9658.html" diyerek, benim kişisel blog'umdaki adres çubuklarını alt alta sıralayarak, sanırım hukukçuluk oynuyorlar. Çocuklar doktorculuk, gençler hukukçuluk oynamayı çok seviyorlar...

Deneyimsiz gençler; "Davalı içerik sağlayıcı H.Hilmi Bulunmaz'ın bu eylemleri TCK m123, 125 ve ilgili ceza yasaları anlamında suç, Medeni Kanun m.24-25, Borçlar Kanunu m57 vd.. ilgili mevzuat hükümleri uyarınca müvekkilim kişilik haklarına saldırı niteliğinde tazminat hakkı doğuran eylemlerdir." diyerek, sadece ezberlemiş bulundukları yasa maddelerini sıralıyorlar. Bu maddelerin içeriğini bile bilmiyorlar. En basit bir dilekçe yazmasını bile bilmeyerek, İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından "REDDEDİLEN" avukatların yasa içeriklerini, muhteviyatını, özünü, ruhunu, uygulamasını kavramaları olanaksızdır.

Acemi, deneyimsiz gençler; "5 - MANEVİ TAZMİNAT TALEBİMİZ"diyerek, benden koparacakları para miktarı konusunu tartıştıklarını belli ediyorlar. Çünkü, başvuru dilekçesinin üstünde "25.000,00 TL"yazarken, aynı dilekçenin altında "20 Bin TL" yazabiliyor. Anladığım kadarıyla, hukuk karşıtlığında rahatça anlaşabilen gençler, alacakları ve paylaşacakları para konusunda tartışıyorlar. Benim para vermeye asla niyetim yok. Harçlıklarını başka yerden, alın teri dökerek elde etmeye çalışsınlar. Önce adaleti, hukuku, kanunu öğrensinler. Kendileri para alabileceklerine inanmadıklarını, yaptıkları işin bir hukuk işi değil de, bir hukukçuluk oyun olduğunu bilince çıkarmış olmalılar ki, başvuru dilekçesinin üstünde emin bir dille yazdıkları rakamı, aynı başvuru dilekçesinin altında, neredeyse gizler gibi sadece "20 Bin TL" biçiminde silik hâlde yazmışlar. Hukuku öğrenirlerse, kendilerine söz veriyorum: Benim birçok ticaretle ilgili dâvâlarım olursa, bu dâvâları bunlara ve/ya"DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK"a veririm. Söz!...

Acemi, deneyimsiz genç avukatlar; "a- Müvekkilin Mesleği, iş yaşantısı, saygınlığı" diyerek, müvekkilin mesleğine saygı duymamasına karşın saygısı varmış izlenimi oluşturmak, yaşantısının savrukluğunu gözden kaçırıyor. En basit dilekçeyi bile yazmaktan yoksun olduğu "iki kere iki dört eder" mantığıyla, hem de İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesi Yargıcı tarafından kanıtlanmışken, hâlâ "saygınlığı" diye yinelemek, ne anlama geliyor? Bunun yanıtını ben veremem. Bunlara para veremem!

Acemi, deneyimsiz genç avukatlar, "Müvekkilim İstanbul Barosuna 35393 numarasına kayıtlı olarak bağımsız çalışan bir avukattır."diyerek, "bağımsız" sözcüğünün oluşturacağı güvenirlik duygusuyla mahkemeyi etkilemeye çalışıyorlar. Söz, boş bir söz olarak, belgelerin arasındaki yerini alıyor. Böyle ajitasyon kokan sözler, hiçbir kimseyi etkilemez. Özellikle beni kesinlikle etkilemez Ajitasyon, slogan, bağırıp çağırmak, ancak sıradan insanları, o da çok kısa bir ân olarak etkiler!...

Acemi, deneyimsiz gençler; "Ortaklık ilişkisi veya patron çalışan ilişkisinin olmadığı sadece büro kiracısı ve bazı işlerde avukatlar arası dayanışma prensibi çerçevesinde yardımlaşma ve sınırlı işte ortak müvekkil çalışması yürüttüğü Dede Hukuk Bürosu aleyhine ve kendisi aleyhine internet ortamında davalı tarafça yapılan bu yayınlar müvekkilimin ve kısmi işbirliği içinde olduğu meslektaşlarını rencide etmekte saygınlıklarına zarar vermektedir. Müvekkillerimizden zaman zaman internet ortamındaki yayınların ne olduğu sorulmaktadır. Davalının yayınları sürekli olarak tekrarlanmakta, müvekkilin şahsına yönelik yoğun bir karalama ve kişilik haklarına ve özellikle de mesleki saygınlığına açık saldırı yürütülmektedir. Bu yapılırken avukatlık mesleğine, Baroya, hukuk akademisyenlerine, Mahkemelere, Yargıç ve Savcılara yönelik ağır ifadeler kullanılmaktadır. Yukarıda sadece bir kısmı verilen işbu yayınlar nedeniyle artık müvekkilimin bu davayı açması zorunlu hale gelmiştir." diyerek, bu dâvâdan önce de bir dâvâ açtıklarını unutuyor yada unutturmak istiyorlar. Bu arada, avukat Mesut Bulut'la avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın, "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketindeki durumu mutlaka araştırılıp, incelenmelidir. Bu büronun antetli kağıtlarında karakollara, savcılıklara, yargıçlıklara sık sık başvurduktan sonra, nedir bu "U"dönüş? Ortada şaibeli, şüpheli bir durum mu var? "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketinde her şey meşru, legal, yasal mı? Bu durum mutlaka gündeme gelmelidir. Bu büronun antetli kağıtlarıyla bana hukukî gözdağı vermek isteyen avukatların durumları incelenmeli, "İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI ÖZEL BÜROSU" tarafından sorgulanmaları yapılmalıdır. Durum incelikli!...

Nedir bu kadar hınç? Nedir bu kadar hırs? Nedir bu kadar husumet?... Nedir bu kadar mahkemelere güvensizlik? Nedir bu bir tazminat dâvâsı sürerken, sanki o mahkemeye güven duyulmuyormuş gibi yeni bir mahkemede yeni bir dâvâ açma telaşı? Nedir bu zamanaşımı korkusu? Nedir bu benim hakkımda açılan ve hepsine birden avukatsız girmem nedeniyle beni aşırı derecede boğmak isteyenlerin kör telaşı? Ne, nedir, nedir, nedir?... Neden bu denli yineleme söz konusu? Ben, başkalarına, mahkemelere, savcılara ve yargıçlara karşı ağır ifadeler kullanıyorsam, mahkemeler kör duvar, savcılar sağır sultan ve yargıçlar dilsiz zavallılar mı? Nedir mahkemeleri, savcıları, yargıçları üzerime kışkırtma isteği?... 

Mahkemeler, savcılar ve yargıçlar, "HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ" ile,"ÜSTÜNLÜĞÜN HUKUKU" farkını anlamayacak düzeye düşecek zavallılar mı? Nedir bu mahkemeleri, savcıları ve yargıçları özne yerine koymamak. Nedir bu mahkemeleri, savcıları ve yargıçları nesne yerine koymak. Mahkemeler, savcılar ve yargıçlar birer paslı çivi ve birer kör keser mi? "MAHKEMELERE, YARGIÇ VE SAVCILARA YÖNELİK AĞIR İFADELER KULLANILMAKTADIR" denilerek, mahkemelerin, savcıların ve yargıçların, iradelerini kullanamamalarını iddia ederek, "HAKARET" edilmekte, "İFTİRA" atılmakta, benim, nüfuzlu, ünlü ve zengin biri olmam nedeniyle, mahkemeleri, savcıları ve yargıçları "başka türlü" etkilediğim iması yapabilmektedir. Vergilerle ve Adalet Bakanlığı'na bağlı olarak görev yapan mahkemeleri, savcıları ve yargıçları töhmet altında bırakan bu sözler için, suç duyurusunda bulunuyorum. Mahkeme, benim bu suç duyurumu, lütfen savcılığa yansıtsın. Hiçbir kişi, özellikle hukuktan karnını doyuran avukatlar, hiçbir zaman için MAHKEMEYE, SAVCIYA VE YARGICA yönelik küçümseyici betimlemelerde, tanımlamalarda asla ve kesinlikle bulunamaz. Bence, bu nedenle, "İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI ÖZEL BÜROSU" derhal harekete geçip, bu gençleri kışkırtan 1100 kişilik "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI ÖRGÜTÜ" için soruşturma başlatmalıdır.

Gençler; "b- Sayın Mahkemenin tazminat talebimizi uygun bulması halinde, davalının işi ve konumu ile saldırıların ağır niteliği, manevi tazminat bedelinin takdirinde dikkate alınmalıdır." diyerek, esas niyetlerini çok net bir dille ifade ediyorlar. Onların amaca hukuk falan değil. Bence, onların tek amacı: BENDEN PARA KOPARMAK!...

Acemi, deneyimsiz gençler; "Davalı, BULUNMAZ KUYUMCULUK YAYINCILIK GÖSTERİ SANATLARI SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ'nin hissedarıdır. Uluslararası alanda faal olan ve Kuyumculuk alanında yüksek kazanç elde ettiği tahmin edilen davalının ödemesi muhtemel tazminat bedelinin takdirinde işbu bilginin tetkikini Sayın Mahkeme'den arz ve talep ediyoruz." diyerek, benden para koparmak için, âdeta hukuku bir şantaj aygıtı olarak kullanıp, neredeyse fidye isteme yoluna gidiyorlar. Ben, adalet dışı, hukuk dışı, yasa dışı davrananlara asla ve kesinlikle pabuç bırakmam. Ben, elde ettiğim zenginliğimi tarlada toplamadım. Alın teriyle oluşturdum. Ülke ekonomisi yaptığım katkıları algılamak için, Dışişleri Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile yazışmanızda yarar var. Ben, ülke ekonomisi için çalışıyorum. Bana şantaj yaparak, benden fidye isteyenlere bir kuruş bile vermeye asla ve kesinlikle niyetim yok.

Acemi, deneyimsiz gençler; "c- Davalının aleyhine, benzer eylemleri nedeniyle açılmış onlarca ceza ve hukuk davaları bulunmaktadır. Bu davalara rağmen davalı eylemlerinden bir adım dahi geri durmamakta inatla, ısrarla, azimle hakaretlerine, tanıdığı-tanımadığı kişilerin manevi haklarına saldırmaktan asla geri durmamaktadır. Olası manevi tazminat hesabında bu hususunda dikkate alınmasını arz ve talep ediyoruz." diyerek, başkalarıyla olan dâvâlarımı sıralayarak puan alacağını sanıyorlar. Değil deneyimli bir yargıcın, bir hukuk fakültesi öğrencisinin bile hemen bileceği gibi, "suç şahsîdir." Mahkemeleri, savcıları ve yargıçları zavallı bir konuma sürükleyen gençler, diğer dâvâcılardan medet umarak, kendilerini zavallı duruma sürüklüyorlar.

Gençler; "Deliller" diye sundukları İnternet adres çubuklarına kimsenin bakmayacağını umdukları için, mahkemeyi yanıltma yoluna sapıyorlar.

Gençler; "SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda ayrıntıları ile arz ve izah ettiğimiz gerekçelerle; burada sayılmayan eylemlerle ilgili her türlü maddi manevi tazminat ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile;"diyerek, bir şey söylemiyorlar. Gerçekliği belirtmemesine karşın, bir de"burada sayılmayan eylemler" diyerek, şaibe, şüphe oluşturuyorlar. Ne demek "burada sayılmayan eylemler"? Ben ne yapmışım da burada sayılmıyor? Hırsızlık mı yapmışım? Tacizde mi bulunmuşum? Irza mı geçmişim? Hiçbir hakkım olmamasına karşın, birine tazminat dâvâsı açarak, âdeta şantaj yapıp, fidye mi istemişim? Ne yapmışım ben ne?...

Acemi, deneyimsiz gençler; "1- Yukarıda linkleri verilen ve müvekkil kişilik haklarına saldırı niteliğindeki eylemlere TMK m.25 gereği davalı tarafça son verilmesine," diyerek, ilgisiz yasa maddesiyle iyice dikkat dağıtıyor. Tabiî, buna asla yanıt verme gereksinimi bile duymuyorum. Ben, adalete, hukuka, kanuna güveniyorum. Mahkeme karar verecek.

Acemi, deneyimsiz gençler; "2- Yukarıda linkleri verilen ve müvekkilin şahsı, mesleği aleyhine yaptığı yayınlarla hakaret eden, müvekkilimin mesleki saygınlığı ve itibarına ısrarlı bir şekilde saldırıda bulunan davalı aleyhine 20 Bin TL manevi tazminata hükmedilmesine," diyerek, yukarıda "25.000,00 TL" dediklerini bile unutuyorlar. Çok unutkanlar!

Acemi, deneyimsiz gençler; "3- Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini arz ve talep ederiz." diyerek, ezberlenmiş ve derinliksiz bir söz daha söyleyebilmiş oluyorlar. Benim, bu gençlere bir kuruş bile vermeye niyetim yok. Öncelikle hukuka saygı göstermeyi öğrenmeliler. Hukuka saygı göstermeyene para veremem...

Gençler; "Saygılarımızla" diyerek, başvuru dilekçelerinin gayet önemli bir yerinde mahkemelere, savcılara ve yargıçlara dayanaksız kem sözler söyleyerek, onları küçümserken, bu sözle, sözüm ona şirin görünmeye çabalıyorlar. "Saygılarımızla" sözünün, ciddî bir önemi olabilmesi için, öncelikle mahkemeye, savcılara ve yargıçlara saygı göstermek gerekir. Çünkü mahkemeler, savcılar ve yargıçlar, kendi adlarına değil "TÜRK MİLLETİ ADINA" görev yapabiliyorlar. Mahkemelere, savcılara ve yargıçlara saygısızlık edenler, onların kişiliğinde, "TÜRK MİLLETİ"kavramına olağanüstü bir biçimde saygısızlık ediyorlar... 30.09.2013

HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ



DELİLLER:


HAKARET DÂVÂLARI
İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi 2012/663
İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi 2013/523
İstanbul 8. Sulh Ceza Mahkemesi 2013/843
İstanbul 22. Sulh Ceza Mahkemesi 2013/551
İstanbul 12. Sulh Ceza Mahkemesi 2013/664
İstanbul 27. Sulh Ceza Mahkemesi 2012/943

İFTİRA DÂVÂSI
İstanbul 24. Asliye Ceza Mahkemesi 2013/201

TAZMİNAT DÂVÂLARI
İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/481
İstanbul 23. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/205
İstanbul 23. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/230
İstanbul 24. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/205


TANIKLAR:
Coşkun Büktel
Mehmet Cemalettin Bulunmaz

EK:
T.C. İstanbul 25. Asliye Hukuk Mahkemesine verilen hukuk belgesi.

***


25.4.2013'te mahkemeye sunulan 43 sayfalık yazıdan 5 sayfalık bölüm!


Hilmi Bulunmaz
25 Nisan 2013

(...)

Avukatlar - "Ben, yukarıdaki ifademde, Kurhan'ın değil, maymunun götünden bahsediyorum. Kurhan'ın her yerinin kırmızı olduğunu belirtiyorum. Neden? Çünkü, bana göre, maymunun götü, hastalıklı bir görüntü çizdiği için ve göze hoş gelmeyen bir renkte olduğu için, maymunun götü rengiyle, Kurhan'ın rengini özdeşleştiriyorum. Neden? Çünkü, Kurhan, Türkiye tiyatrosunda o denli hastalıklı suçlara imza atmıştır ki, boğazına dek hastalıklı bir kırmızı renge bürünmüştür."

Bulunmaz - Ne var ki bu ifadede? İncitici de olsa, çok anlaşılır, gayet net bir dille yapılan bu sanatsal eleştiri, neden hakaret olarak algılanıp, ivedilikle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na koşularak suç duyurusu biçiminde sunuluyor? Hukuktan adamakıllı, iyice, tam olarak anlayan kişilerin, bunu algılamaları olanaksız. Bu şahıslar istedi diye suç imalatı yapılamaz. Bu eleştiri sözlerine, yaklaşık olarak üç yıl önce hiçbir ciddi itirazda bulunmayan Ömer Faruk Kurhan ve onun tuttuğu avukatlar Eyyüp Fırat Kuyurtar ile Uğur Demirci Tosun, durum kendi aleyhlerine dönüverince, deyim yerindeyse, sinekten yağ çıkarma derdine düşmüş bulunuyorlar. Bunca yıldır beni bu tür davalarla uğraştıran Ömer Faruk Kurhan, Uğur Demirci Tosun ve şerikleri, sürekli bir biçimde seyahat ederek iş yapan bir konumda bulunmam nedeniyle hem benim seyahat özgürlüğümü kısıtlamış ve hem de elmas ihracatı firması sahibi olarak, ülkeye büyük bir döviz kaybettirmişlerdir. Bunun için dava açacağım!...

Avukat - Aslında son derece münasebetsiz olan, iade edilmesi ve yeniden düzenlenmesi konusunda davalıya süre verilmesi gereken bu ve diğer dilekçeler, davanın bir ân evvel sona erdirilmesi için gerekli ikrarı da içeriğinde taşımaktadır.

Bulunmaz BEN, BİR SANATÇIYIM. BEN, SÜREKLİ SANAT YAPITI ÜRETİYORUM... SANAT YAPITI DA, LÂFLA DEĞİL, İMGELEMLE ÜRETİLİR. BENİM YAPTIĞIM İMGELEMİ BİR HAKARET OLARAK NİTELEMEK, SANATSAL EYLEMİME HAKARET KASTI İÇERMEKTEDİR. MEVZUAT ELVERİRSE, ÖMER FARUK KURHAN VE ONUN TUTTUĞU AVUKATLAR EYYÜP FIRAT KUYURTAR İLE UĞUR DEMİRCİ TOSUN VE TAM TAMINA 1100 KİŞİLİK TÜM ŞERİKLERİNİN HEMEN, DERHAL YARGILANMALARINI TALEP EDİYORUM!...

Avukatlar - İfade edildiği üzere, müvekkilim ve birçok saygın tiyatrocunun destek verdiği küfür yayıncılığına son verilmesini talep eden kampanya sonrası gerek davalı, gerekse dava dışı Coşkun Büktel adlı şahsın müvekkilim ve diğer tiyatroculara söylediklerinin, yaptıkları yayınların da incelenmesi gerekmektedir. Bu kampanyaya katılan tiyatroculara, davalı ve Coşkun Büktel tarafından "LİNÇÇİ ALÇAKLAR" nitelemesi yapılmıştır.

Bulunmaz - Benim birebir kime ne dediğim konusunda hiçbir somut açıklama yapmayıp, onun yerine, hamaset yapan Ömer Faruk Kurhan ve onun tuttuğu sadık avukatlar Eyyüp Fırat Kuyurtar ile Uğur Demirci Tosun, davanın rengini hızla bulandırmaya çalışıyorlar. Hukuk dışı bir metni, hukuk metni gibi gündeme getirmek isterken, âdeta bakırı altın yerine satan esnaf görüntüsü çiziyorlar... "SUÇUN ŞAHSİLİĞİ" çok önemli bir konu olmasına karşın, Coşkun Büktel'i araya sıkıştırarak, bir üçüncü kişi daha bulup bizim örgüt olduğumuzu bile dile getirebilirler.
"1100 KİŞİLİK BİR ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI"olarak tiyatrodaki varlıklarını sürdüren bu kişiler, "ENTELEKTÜEL ÖRGÜT ÜYESİ" gibi incelenmeye alınırsa, tiyatro dünyasını ne kadar kirlendiği ortaya çıkar. Benim, kime ne dediğimi ifade etmekten yoksun olan bu şahıslar, hukuku dumura uğratma faaliyetlerini sürdürüyorlar.

Avukatlar - 5 - DAVALI İLE BİRLİKTE HAREKET ETTİĞİ ŞAHISLAR TARAFINDAN MÜVEKKİLİME VE DİĞER BİRÇOK KİŞİYE HAKARET EDİLMEYE DEVAM EDİLMEKTEDİR. AŞAĞIDA BU HAKARETLERİN ÇARPICI BİRKAÇ ÖRNEĞİNİ SUNUYORUZ.

Bulunmaz - Hiçbir adil, hiçbir doğru, hiçbir gerçek, hiçbir haklı, hiçbir inandırıcı yanlarının bulunmadığını çok iyi bilen Ömer Faruk Kurhan ve onun tuttuğu atik avukatlar Eyyüp Fırat Kuyurtar ile Uğur Demirci Tosun, kendilerini adil, haklı, inandırıcı kılabilme telaşıyla, avukatların genellikle başvurmadığı bir yola daha, "BÜYÜK HARF" kullanmaya sığınarak, klavyelerini gereksiz yere zorluyorlar... Eyyüp Fırat Kuyurtar, Ömer Faruk Kurhan ve Uğur Demirci Tosun ile bu şahısların "1100 KİŞİLİK ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI ŞERİKLERİ", olay ve olguları, tamamıyla savruk hâle getirerek, mahkemeyi etkileme niyetiyle hareket ediyorlar... Sanki ortalık yerde bir suç varmış izlenimi oluşturarak, hiç yoktan suç imalatı yoluna giden Eyyüp Fırat Kuyurtar, Ömer Faruk Kurhan ve Uğur Demirci Tosun ile bu şahısların "1100 KİŞİLİK ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI ŞERİKLERİ", hukuk dışı davranarak, hukuk haklarını hızla yitirmeye savruluyorlar...

Avukatlar - * Davalı Hilmi Bulunmaz da, "LİNÇÇİ" ifadesiyle kimden bahsettiğini kendisi açıklamıştır: (23 Nisan 2012 tarihli yayın) (EK/5)

Bulunmaz - İstanbul 9. Asliye Ceza Mahkemesi'nde süren ve benim lehime biten davadaki "BİLİRKİŞİ RAPORU" metninde "LİNÇÇİ"kavramını asla "HAKARET" olarak kullanmadığım gayet somut bir biçimde belirtilmiş, bu "BİLİRKİŞİ RAPORU" metninin çok büyük katkısıyla bu dava tabiî ki benim lehime sonuçlanmıştır. "Dosya No: 2010/337" olan bu karar alınıp, "BİLİRKİŞİ RAPORU" metnindeki"LİNÇÇİ" sıfatının suç ögesi içermediği hemen, rahatlıkla görülebilir...

Avukatlar - "...Tam tamına 1100 kişilik kişiliksiz alçak kişinin bir araya gelip düzenledikleri LİNÇ KAMPANYASI ile sanatsal ifade olanaklarını ilelebet ilga ve imhâ etmek istedikleri 'Theope' yazarı Coşkun Büktel'le Bulunmaz Tiyatro Genel Sanat Yönetmeni Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, bu 1100 kişilik kişiliksiz alçak kişiye karşı müthiş derecede demokrat, devrimci, sosyalist, tüyü bitmemiş yetimden yana bir mücadele verince, bu LİNÇÇİ alçaklar, çaresizlik içine girip, birbirlerini yemeye başladılar!"

Bulunmaz - Evet, bu sözlerin tamamı bana ait... Bu sözlerde bulunan"LİNÇÇİ" kavramı, İstanbul 9. Asliye Ceza Mahkemesi "BİLİRKİŞİ RAPORU" metninde suç ögesi olarak görülmediği gibi, bu çok önemli metnin etkisi olduğunu sandığım bir sonuçla, sanık olduğum davadan asla ceza almadım... İstanbul 9. Asliye Ceza Mahkemesi Yargıçlığı'nda bulunan dosya içeriğindeki "BİLİRKİŞİ RAPORU" da incelenebilir...

Avukatlar - * Coşkun Büktel: (5 Kasım 2010 tarihli yayın) (EK/6)

Bulunmaz - Coşkun Büktel'in yayınıyla benim yayınım arasında nasıl bir ilişki kurulabiliyor? Hani suçun şahsiliği? Ki, ben asla ve kesinlikle herhangi bir suç işlemiş değilim. Bu arada, "basın yoluyla hakaret suçu" kavramı için, şu bilgiyi hemen aktarmış olayım: "Basın yayın yoluyla işlenen hakaret suçlarında KAMU DAVASI AÇMA süresi süreli yayınlar için iki ay, süresiz yayınlar için dört aydır." Durum böyleyken, 5 Kasım 2010 tarihi hangi anlama geliyor?

Avukatlar - "Türkçe'de 'göte göt' dendiği gibi; karşı tarafın görüşlerini okurlardan saklayarak, tek yanlı yayın yapıp, sansür ettikleri insanları, 'suç belgesinin kaynağına link vermeksizin' suçlayan sansürcü, iftiracı ve LİNÇÇİ alçaklara da, kısaca ve tek kelimeyle (tek kavramla) 'orospu çocuğu' denir."

Bulunmaz - Bu söz bana ait değil. Bu söz, Coşkun Büktel'e ait. Ortada hiçbir suç olmamasına karşın, ortada bir suç söz konusu olsa bile, hani nerede suçun şahsiliği?... Coşkun Büktel, herhangi bir ad belirtmeden, bir eleştiri getiriyor. (Büktel'in sözünü anımsamakta yarar var: "Bâzen ben isimleri veririm, bâzen de isimler kendilerini verir!...") Yazan Coşkun Büktel, eleştirilen somut bir ad değil. Yazan ben değilim, eleştirilen Ömer Faruk Kurhan değil. Öküzün altında buzağı arayacak kadar mantık zincirini koparan Ömer Faruk Kurhan ve onun tuttuğu avukatlar Eyyüp Fırat Kuyurtar ile Uğur Demirci Tosun, Büktel'i ben ve somut olmayan kişiyi de Ömer Faruk Kurhan sanıyorlar. İnanmak zor!

Avukatlar - * Coşkun Büktel: (http://coskunbuktel.com/lincimzacilari.htm adresinde yayındadır) (EK/7)

Bulunmaz - Coşkun Büktel'in yazdığı bütün yazıların sorumlusu ben miyim? Ayrıca, Coşkun Büktel'in yazdığı hiçbir yazıda herhangi bir suç ögesi bulunduğu kanısında değilim. Bir suç ögesi olsa bile, yazıyı yazan Coşkun Büktel, ben değilim... Coşkun Büktel'in eleştirdiği kişi, somut değil soyut. Yani, benim ifademle "öznesiz tümce" yada "gizli özne"söz konusu. Coşkun Büktel'in sözünü yinelemek gerekir: "Bâzen ben isimleri veririm, bâzen de isimler kendilerini verir..." Benim yazmadığım (Ömer Faruk Kurhan ve onun tuttuğu avukatlar Eyyüp Fırat Kuyurtar ile Uğur Demirci Tosun'un söz konusu olmadığı) bir yazı nedeniyle, benim yargılandığım İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi Yargıcı'na nasıl şikâyetçi olunabilir? Absürt bir hukuk ucubesiyle adliye nasıl meşgul edilebilir? Eyyüp Fırat Kuyurtar, Ömer Faruk Kurhan ve Uğur Demirci Tosun, "adliyeye karşı suç" işlemeyi göze alabilecek kadar adalet terazisinin topuzunu kaçırmışlar. Şahıslar yargılanmalıdır.

Avukatlar - "LİNÇ İMZACISI ALÇAKLAR, BUNLARI YAPANLARI ASLA KINAMADILAR. FAKAT, BİZE BUNLARI (VE DAHA FAZLASINI) YAPANLARA 'OROSPU ÇOCUĞU' DİYORUZ. ŞİMDİ KALKMIŞ 'BİZİ' KÜFÜRBAZ İLÂN EDİP, 'BİZİ' KINIYORLAR!"

Bulunmaz - Ömer Faruk Kurhan ve onun tuttuğu avukatlar Eyyüp Fırat Kuyurtar ile Uğur Demirci Tosun, kendi adları geçmeyen bir sanat yapıtını, kendileriyle ilgiliymiş gibi gösterip, beni peşinen "HAKARET SUÇLUSU" ilân ediyorlar... Durumları, kaynaklarla göstereceklerine, hukuk bilimine aykırı bir yöntemle, genellemecilik yapıp, doğru dürüst"özne" bile göstermeden hukuk metni yazan Ömer Faruk Kurhan ve onun tuttuğu avukatlar Eyyüp Fırat Kuyurtar ile Uğur Demirci Tosun, hak etmediğim hâlde, ceza alacağım ham hayaliyle yanıp tutuşuyorlar.

Avukatlar - * Davalı Hilmi Bulunmaz, Coşkun Büktel ile birlikte, Sulh Ceza Mahkemesi'nin verdiği "BERAAT" kararını değerlendirdiği röportajı, davalının İnternet sayfasında yayınlamıştır. İfadeler şöyledir: (15 Şubat 2012 tarihli yayın) (EK/8)

Bulunmaz - İnternet sitemde, T.C. İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi Sayın Yargıcı'nın, benim hakkımda vermiş olduğu "BERAAT" kararını yayınlama, karar üzerinde düşünce geliştirerek, yorum yapma hakkım var. Ben, bir sanatçı olduğum için, sanatsal konularda düşünüp, yorum yapma alışkanlığı içerisinde olan biriyim. Benim, en doğal hakkım olan, düşünmek ve düşündüğünü söylemek eylemlerimin üzerinde bile şaibe oluşturmak isteyen Eyyüp Fırat Kuyurtar, Ömer Faruk Kurhan ve Uğur Demirci Tosun, Sayın Yargıç'ın kanaatini etkileme kararlılığıyla hareket ederek, bana göre müthiş derecede hoş olmayan çirkin bir yola saparak,"HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ" ilkesini çiğnemeye devam ediyorlar!...

Avukatlar - "Coşkun Büktel - Hilmi ne dedi? 'Yazıyı düzeltiyorum. Düzelttiğim kısımları belli olsun diye 'maymungötürengi'ne büründü' dedi.' Maymunun götü kırmızı, Kurhan'ın her yeri kırmızı' demişti. Ben, Hilmi'ye, 'Bak, bu davayı kaybedersin' demiştim. Bu tür hakaretlerin cezasız kalmayacağını düşünüyordum. Ama, hâkimler şöyle yaptılar: Davanın bütününe baktılar. Hilmi'nin, diğerLİNÇÇİLERİN yaptıklarına karşı, 1100 kişinin örgütlenip, bizi hedef gösterip, bizi bu kadar kışkırtmaları karşısında, bu sözleri söylememizin incir çekirdeğini doldurmadığını söylüyorum.  Hâkim de bunu gördü. Yoksa, Hilmi'nin söylediği normal terbiyeli insana söylenmiş olsa, tek celsede cezayı yerdi. Karşısındakiler, çok kirli insanlar, teknikleri kirli, uygulamaları kirli, yöntemleri kirli, kendileri kirli, ahlâk anlayışları kirli. Teknik olarak, Hilmi'yi mahkûm ettirmek istediler, ama karşısındakiler o kadar kirli ki... Biz, size, 'haklısınız' mı diyeceğiz?  Adalet böyle olmaz. Bunu, bu kararı adaletin tecellisi yönünde yorumlamalı."

(...)

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ:

Bulunmaz Tiyatro - İstanbul Genel Sanat Yönetmeni Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, Ömer Faruk Kurhan'a ve onun tuttuğu avukatlar Eyyüp Fırat Kuyurtar ile Uğur Demirci Tosun'a "ADALET, BELAGAT, HUKUK, İFADE, KANUN, RETORİK, SANAT VE TİYATRO DERSLERİ" veriyor...

***


Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, (Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu, Ömer Faruk Kurhan ve benzerlerinin vekili) avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın vekili avukat Mesut Bulut'a hukuk dersleri verdi!


T.C.
İSTANBUL
25. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ YARGIÇLIĞI'NA

DOSYA NO: 2013/78 ESAS

KONU: "1100 KİŞİLİK ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI"düzenleyebilen şahıslardan Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu, Ömer Faruk Kurhan ve benzerlerinin vekilliğini yapabilen avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın vekili ve "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK ŞİRKETİ" bünyesinde meslek ortağı ve mesai arkadaşı avukat Mesut Bulut'un, adalete, alışkanlığa, bilgiye, hukuka, içtihada, insan haklarına, mevzuata ve temayüle ve yasaya vb. insanlık kazanımlarına aykırı, karşıt, tamamıyla gereksiz dâvâ açma isteklerine karşı, "iki kere iki dört eder" gerçekliğinde, iyice kılı kırka yararak hazırlanmış, adalete ve hukukun üstünlüğüne saygılı içerik taşıdığı için son derecede belgelere dayalı, hukuk felsefesinden esinlenen, tarihsel ve toplumsal derinliği tartışılmaz bir savunma metnini yargıca sunmak.

Tiyatro ve oyun yazarı Coşkun Büktel'le bana karşı düzenlenen "1100 KİŞİLİK ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" imzacıları, beni gayrimeşru, illegal, yasadışı barikatla kesinlikle durduramayacaklarını anladıkları zaman benim hakkımda sürekli olarak, olur olmaz, karakuşi yöntemlere başvurarak, hukuka aykırı bir bağlamda, "6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU" içeriğine zerre kadar hiç kulak asmayarak, önem vermeden, yasanın sadece biçimsel, biçemsel, usûl yapısıyla ilgili kalıp, yüzeysel durumuyla ilgilenerek, beni mahkûm ettirmek gayreti içerisine giriyorlar. Bunlar, bana karşı açtırabildikleri"KAMU DÂVÂLARI" eyleminde başarısız olduklarından ve benim de daha ilk dâvâda "BERAAT" etmem sonucu, ne yapacağını şaşırdıkları için, "BULUNMAZ KUYUMCULUK YAYINCILIK GÖSTERİ SANATLARI SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ" sahibi olduğumu iyi bilmeleri nedeniyle, "domuzdan bir kıl koparmak kârdır" mantığının yelkenlisine binerek, "AVANTA DÜZEYİNDE PARA" koparabilmek için, büyük gayret gösterip, ikide bir "ASLİYE HUKUK MAHKEMELERİ" makamını gereksiz yere meşgûl ediyor. Bu nedenle de, yaptıkları bu eylem, "ADLİYEYİ GEREKSİZ YERE MEŞGÛL ETME" suçu kapsamına girebilir. Benim, avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın da vekilliğini yapabildiği "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" önderlerinden Ömer Faruk Kurhan karşısında, T.C. İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi Dosya No: 2010/8 Esas Sayılı"KAMU DÂVÂSI" muhakemelerinde "BERAAT" etmem sonucunda, aynı zamanda Ömer Faruk Kurhan ile birlikte yada onun katkısıyla tiyatro çalışmaları yürütmeye yeltenebilen avukat Mesut Bulut'un müvekkili sayın avukat  Eyyüp Fırat Kuyurtar, yasaları asla önemsemeyerek, sürekli olarak beni mahkûm ettirebilmek için, gayrimeşru, illegal, yasadışı eylemlilikler içerisine girmekten zerre çekinmiyor. Bunun için, İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesi (DEĞİŞİK İŞ NO: 2012 / 899 D. İş), İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı (Soruşturma No: 2013/75791 - Karar No: 2013/40551), Fatih Asayiş Şube Amirliği'nde ifadesini verdiğim Duygu Dalyanoğlu adlı şahıs için benim ifademe başvuran İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı dosyası, Ahmet Cüneyt Yalaz ile ilgili başlatılan soruşturma (Soruşturma No: 2013/58063) vd., müvekkil avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın, her ne kadar "1100 KİŞİLİK ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" için imza vermemiş olsa bile, kanaatimce, örgütsel işbölümü sonucu, meşruiyeti, legalliği, yasaları zorlayarak, hattâ yasalara aykırı davranarak, benim, devletin, halkın, toplumun ve tüyü bitmemiş yetimin haklarının çiğnenmesi yönünde hareket ediyor. Müvekkil avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar ve "1100 KİŞİLİK ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" militanları, meşru, legal, yasal yollardan bir önce durdurulmalıdır. Konumuz, her ne kadar "CEZA KONUSU"değil, "HUKUK KONUSU" olsa da, müvekkil avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar, benim hakkımda herhangi bir "KAMU DÂVÂSI"açtırabilecek hukuk bilgisine ve yasal cesarete sahip olmadığı ve benim de kendisine karşı herhangi bir suç işlememe nedeniyle, işin kolayına kaçarak, benim "ELMAS TACİRÎ" olduğumu bilmesinden kaynaklı, neredeyse benden "AVANTA PARA ALMA" cihetine yönelmektedir.

Müvekkil avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın vekili avukat Mesut Bulut,"23.07.2013" tarihli hukuka aykırı bir dilekçeyle, "İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NE" başvurmuş. Mahkemede bilgisayar işlemi olduğu için "ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TEVZİ BÜROSU"içindeki memura başvurup bir dâvâ başlatma şansını yakalayabilmiştir. Bu dâvâ, "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" imzacısı 1100 kişinin bana karşı yürüttüğü, meşru - gayrimeşru, legal - illegal, yasal - yasadışı eylemliliklere dayandırılmalıdır. Altı yıldır bana karşı başlatılan"ENTELEKTÜEL LİNÇ VE HUKUK KAMPANYASI", tekil, tikel, öznel bir mantıkla algılanırsa, bu dâvâdan bile mahkûm olabilirim. Bu dâvâ, "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI"eylemliliğine dayandırılabilecek denli genişleyebilir ise ve çoğul, tümel, nesnel bir bağlamda muhakeme edilirsem, asla ve kesinlikle mahkûm olmam. Adım kadar eminim. Bu dâvâ, çoğul, tümel, nesnel bağlamda değerlendirilip, "DİYALEKTİK HUKUK" düzleminde işlenebilirse, müvekkil avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın kişiliğinde, "1100 KİŞİLİK LİNÇ KAMPANYASI" imzacıları tarih, toplum karşısında "SUÇLU" 
durumuna düşer. Buna eminim. Çoğul, tümel, nesnel, insan haklarına uygun bir bağlam ve düzlemde yargılanırsam, bana karşı başlatılan seri hâldeki "LİNÇ KAMPANYALARI" son bulacağı gibi sentetik söylem ve yapay eylem biçiminde mahkemeleri ivmelendiren avukatlar, dersini alıp, tarih ve toplum karşısında susma erdemine ulaşmaya koşacaklar...

"KONU" olarak saptadığı; "Davalının rahatsız edici, kişilik haklarına saldırı niteliğinde olan ve müvekkilin mesleki itibarını zedeleme amacı ile yaptığı yayınları nedeniyle manevi tazminat talebimizdir." sözlerin hiçbiri tam anlaşılır, gayet net ve oldukça somut içeriklere sahip değil. Tamamıyla anlaşılmaz, mat ve soyut içeriklere sahip olan "KONU", estetik ve psikolojiden anlayan uzman bir bilirkişi tarafından incelendiğinde, nörolojik saptamalar bile söz konusu olabilir. Ne demek "rahatsız edici"? Anlaşılmaz, mat ve soyut bir söz! "Kişilik haklarına saldırı" gibi soyut bir suçlamayla, 50.000,00 TL alınabilir mi? Benim "ELMAS TACİRÎ" olduğumu bilen müvekkil avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar, vekili ve çok yakın arkadaşı avukat Mesut Bulut'un "gazına gelmiş" olmalı ki, belki de, "düğün parasını"bile benden çıkarmak istemektedir. Oysa, "HUKUK SOMUT" bir bilimdir. Tarihsel ve toplumsal bilim boyutu bulunan hukuku, tabirî caizse, "düğün parası" algısıyla soyutlamak, bir "HUKUK FELSEFESİ" sürecine değil, "HUKUKUN REZİLLİĞİ" sürecine hizmet eder. "mesleki itibarın zedelenmesi" nasıl oluşur? Ben, zâten, avukatlık mesleğinin, hukuk camiasının en gri mesleği olduğu kanısındayım. Kendi kendinin itibarını zedelemek için, İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesi'ne yasalara aykırı bir biçimde dilekçe sunan müvekkil Eyyüp Fırat Kuyurtar, vekili ve çok yakın arkadaşı Mesut Bulut'un ağzına, kalemine, klavyesine, sözüne güvenip, nasıl oluyor da,"mesleki itibar zedelenmesi" kavramında bahsedebiliyor. Örnekse ben, herhangi bir altının üzerine "22" damgası ve şirket patentini piyasaya sürmeme karşın, o altının "8" ayar olduğu hem de resmî bir kurum olan mahkemece saptanırsa, ben, hangi "meslek itibarı zedelenmesi"kavramına sığınabilirim ki? İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesi'ndeki müvekkil Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın "iki gün bekleme süresi" yerine,"bir gün bekleme süresi" sonucunda bana  "KAMU DÂVÂSI" 
açtırma kurnazlığı, tabiî ki, İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesi Sayın Yargıcı'nın gözünden kaçmamıştır. Verdiğim örnekle özdeşleştirmek gerekirse, müvekkil avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar "22" ayar damga vurduğu altını, aslında "8" ayar olarak piyasaya sürmüştür. "Meslek itibarını zedeleme" eylemine kendisi başvurmuştur. Hukuksal intihar denemesi yapmıştır. Bir insan kendi meslek itibarının zedelenmesi için olağanüstü bir çaba harcarken, o insanın somut durumunu yansıtmak, sadece habercilik görevidir. Nasıl ki, bir insan intihar ettiğinde haber konusu olursa, bir başka insan da, mesleki itibarını zedelediğinde haber konusu olur. Hele ki, bu insan, tiyatro sanatını kirletebilmek için, işbu sanata ısrarla musallat olan, hem de üstelik bir "HUKUKÇU" olursa...

"H. ESAS DEĞER: 50.000 TL" olarak belirleyip, kendi piyasasını iyice yükselten müvekkil avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar, benim de "ELMAS TACİRÎ" olduğumu bildiği için, sanırım, bundan sonraki dâvâsını da, 500.000,00 TL olarak açabilir. Paşa gönlü bilir... Ancak, şurada hemen ifade etmeliyim ki, mevzuat elverirse, müvekkil Eyyüp Fırat Kuyurtar'a karşı, bana haksız suçlamalarda bulunduğu ve İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesi Yargıcı'nı bana karşı kışkırtmak için kandırmaya çalıştığı dâvâ dilekçesinde bol bol "YALAN" söylediği için, 200.000,00 TL'lik"KARŞI DÂVÂ" açmak istiyorum. Mevzuat elvermezse, kendisi hakkında "200.000,00 TL'LİK MANEVÎ TAZMİNAT DÂVÂSI"açacağım. Buradan beyan ediyorum. Ben, mahkemeye güveniyorum...

Müvekkil avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut "AÇIKLAMALAR" bölümüne geçerken, kendince özgün, ancak bence, hiçbir hukuksal değer içeriğine sahip bulunmayan düzeysiz, yüzeysel sözler etmektedir. Avukatlar düşünmeden yazıyor...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Müvekkilimin avukat ile davalı arasında herhangi bir akrabalık, iş ilişkisi, ticaret vs... bir bağ bulunmamaktadır. " diyerek, daha ilk tümcede, Türkçe bilmediğini kanıtlamış oluyor. "MÜVEKKİLİMİN" sözü, yanlış kullanılmış. Doğrusu "MÜVEKKİLİM" olacaktı. "İN" fazla. En basit bir dilekçeyi yazarken bile savruk davranıp, adliyelerin önünde açıkta dilekçe yazan"ARZUHÂLCİ" kadar bile titiz davranmayan avukatların karşısına çıkarken, nasıl bir ruh durumu içerisinde bulunduğumu asla ve kesinlikle anlatamam. Ben, müvekkil avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'la"akrabalık, iş ilişkisi, ticaret vs..." içerisinde bulunmadığım için son derecede mutluyum.

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Müvekkil avukat davalıyı sadece bir kez, İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi duruşma salonunda görmüştür." diyerek, derdini anlatmak yerine, âdeta hikâye, neredeyse masal anlatıyor. Gayet net, oldukça somut iddialara, ifadelere, savunmalara, suçlamalara sahip olmadığı için, "CİN ALİ'DEN HİKÂYE, ELMAS NİNE'DEN MASAL" anlatan kişi psikolojisine bürünen müvekkil avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın vekili ve çok yakın arkadaşı Mesut Bulut, "SUÇLAMA İÇERİĞİ" metni yazmak yerine, senaryo yazarı gibi davranış geliştiriyor. Beni nerede, nasıl gördüğünün hiçbir hukuksal değere bulunmamasına karşın, çok yakın arkadaşı ve müvekkili Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın nasıl savunacağını kestiremeyen vekil Mesut Bulut, söze girizgâh yapmak için bayağı terliyor.

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Buna karşın davalı sanki müvekkilimin düşmanı gibi davranarak sürekli ve düzenli bir şekilde hakaret ve kişisel haklara saldırı, mesleki itibarını zedeleyici yayınları ısrarla devam ettirmektedir." diyerek, müvekkil avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'a hiç ama hiç, asla ve kesinlikle, zerre kadar olsun herhangi bir husumetim bulunmamasına karşın, müvekkil avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut, göz göre göre, hiç ikirciklenmeden "YALAN" söylüyor. Kendisi de, "YALAN"söylediğini çok iyi bildiği için, yüzde yüz, kılçıksız konuşamayıp, tümcenin içerisine bir "sanki" sözcüğü ekleyerek, kendisini garantiye alma kurnazlığında bulunuyor. Müvekkil avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut'ın müvekkili Eyyüp Fırat Kuyurtar, dile getirdiği bu tümcedeki tüm sözcüklerle bana "HAKARET" ettiği için Türk Ceza Kanunu'nun 125. Maddesi ve yine bana "İFTİRA" attığı için aynı yasanın 267. Maddesi, ortada bulunmayan bir suçu varmış gibi göstererek, "SUÇ UYDURMA" suçu tesis ettiği için, yine aynı yasanın 271. Maddesi gereği yargılanmalıdır. Ben, müvekkil avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'a"HAKARET" etmiş olsaydım, TCK 125. Madde içeriği gereği mahkûm olurdum.

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Bununla da yetinmeyip internet arama motoru olan GOOGLE arama sonuçlarında, kendi karalama yayınlarını üst sıralara taşımakta, bunun için çaba sarfetmektedir."diyerek, bana karşı, yine TCK'nun 125., 267., 271. maddeler içeriğine göre suç işliyor. Mevzuat elverirse, sadece müvekkil avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar değil, vekil olarak söz alan avukat Mesut Bulut da yargılanmalıdır. Mevzuat elvermiyorsa, zâten ben, her ikisi hakkında, hem "KAMU DÂVÂSI", hem "TAZMİNAT DÂVÂSI" açacak ve hem de "T.C. İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI ÖZEL SORUŞTURMA BÜROSU" nezdinde suç duyurusunda bulunacağım. Sayın Mahkeme, bu konuda bana yardımcı olursa, mutlu olacağım.

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Davalı H.Hilmi Bulunmaz'ın içerik sağlayıcısı olduğu internet sayfası olan Http://tiyatroyun.blogspot.com/ adlı sitesinden müvekkil aleyhine yaptığı yayınlar şunlardır:" diyerek, suç içermeyen, tamamıyla haber verme ve yorum yapma amacıyla kaleme alınmış yazıları suç olarak göstermektedir. Böylece "SUÇ" işlemektedir. Yazı yazarken, Anayasa'nın 26., 27., 64. ve ilgili maddeleriyle birlikte düşünce geliştiriyorum. Amacım, bilimsel yöntemlerle eleştiri yapıp, tiyatro sanatına katkıda bulunmaktır. Başkaca bir amacım, ereğim, kastım, maksadım, niyetim asla ve kesinlikle yoktur. Eyyüp Fırat Kuyurtar - Mesut Bulut ikilisi, lise çocuklarının ilkel dayanışması gibi bir birliktelikle, "1100 KİŞİLİK ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI ÖRGÜTÜ" elemanlarının suçlarının zamanaşımına uğraması için beni uğraştırmaktadırlar.

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "1 - 17 Nisan 2013 tarihli yayın"diyerek, sözlerine rakamla başlayıp, bilimsel renk katmaya çalışmakta...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğluve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Dün yine İstanbul Adalet Sarayı'ndaydım. Hem araç ve hem de adliye trafiğinin yoğunluğuna eklenen aşırı dava trafiğim nedeniyle, ne yazık ki, bütün davalarımın bütün dosyalarını büyük bir titizlikle inceleyemedim. 'Avukatların çoğuYAVŞAKtır genellikle...' diye düşündüğümden, herhangi bir avukat da tutamadığım için, zaman zaman dikkat dağınıklığı yaşayabiliyorum. Dün de aynen öyle oldu!" diyerek, sözlerimin suç içerdiği yanılsaması oluşturuyor. Yargıçları kandırmak istiyorlar. Hiçbir yargıç, avukatlar tarafından kandırılamaz. Avukatlar, karakuşi yöntemlere başvururken, yargıçlar, "6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU"içeriğindeki somut yasa maddelerine başvururlar. Ben, bu avukatlar için kullanmadığım, "Oyuncuların çoğu YAVŞAKtır genellikle..."sözüyle ünlü Nihat Haluk Bilginer'den esinlenerek, "Avukatların çoğuYAVŞAKtır genellikle..." sözünü ettiğim ân, bu avukatlar bu sözün üzerine atlamışlarsa, bu durum, onların sorunudur. Ben, bu avukatlara hiçbir zaman için "YAVŞAK" demedim. Bunlar "YALAN" söylüyor!...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Dün yine adliyedeki işlerimin'yoğun' sözcüğünü de hafif kılan aşırılıkta bulunması, İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesi Kalemi'nden aldığım belgelerin silikliğini görmemi engelledi. Bu nedenle, yukarıdaki belgeyi, silik bile olsa yayınlamak zorunda kaldım!... Peşinen özür dilerim. En kısa zamanda yine adliyeye gidip, daha net bir belgeyi sizlere sunmak istiyorum." diyerek, çarpıtma, demagoji, mugalata, saptırma ve "YALAN" yoluna başvuruyor. Avukatlar, "HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ" ilkesiyle değil,"ÜSTÜNLÜĞÜN HUKUKU" ile hareket edip, yargıcı inandırma, kandırma, yanıltma, yönlendirme yoluna gidiyorlar. Gayet net, oldukça somut bir biçimde ifade ederek kaleme aldığım haberde zerre kadar bile olsun hiçbir suç ögesi bulunmamasına karşın, bir suç deliliymiş gibi mahkemeye sunabilmek, mahkemeyi alaya almak amacı taşımaktadır. Ben, hararetle adalete, hukuka, kanuna, mahkemeye güveniyorum...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Silik bir belge olmasına karşın, koskoca harflerle 'REDDİNE' diye yazılması, 'DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK' şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın hukuktan asla anlamadığını, bu nedenle kendisine verdiğim 'HUKUK DERSİ' kavramına dikkat etmesi gerektiğini yine emrediyor!" diyerek, yukarıdaki sözlerle, bu sözleri bağlayarak, ben, müvekkil avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'a "YAVŞAK" demişim izlenimi oluşturma gayreti içerisinde terliyor. Ben, birine "YAVŞAK" demek istediğim zaman, karşılığı hapis cezası olsa bile, açık açık "YAVŞAK"derim. Ben, "Oyuncuların çoğu YAVŞAKtır genellikle..." diyen Nihat Haluk Bilginer'e, bu sözünü yedirmek için, açıkça "YAVŞAK" dedim ve bu nedenle, İstanbul 7. Sulh Ceza Mahkemesi Yargıçlığı'nda iki yıl hapisle muhakeme edilip, "HAPİS CEZASI" aldım. Bu nedenle asla ve kesinlikle hiç pişmanlık duymadım. Benim ne kadar yiğit bir sanatçı olduğumu algılamak için, muhakeme edildiğim dosyalar "UYAP"tan istenip incelenebilir. Ben, korkak biri değilim ve avukatlardan asla ve kesinlikle korkmam. Ben, adalete, hukuka, mahkemeye güveniyorum!

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Savcının karşısına çıkarılan S.K, Eskişehirdeki hiçbir avukat sopalı saldırganın avukatlığını üstlenmeyi kabul etmediği için ifade işlemine geçilemedi. Hâlen savcılık katında bekletilen S.K.'nın ifadesinin başlayabilmesi için yasalar gereği bir avukatın hazır bulundurulması gerekiyor." diyerek, başta Milliyet ve Hürriyet olmak üzere, basının sözleri, dâvâ dilekçesine konulup, ben söylemişim gibi bir izlenim oluşturularak, bence "YALAN" söyleniyor.

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Ben, İstanbul Adalet Sarayı'nın duruşma salonlarından Eskişehir'deki 'savcılık katına' avaz avaz sesleniyorum. Benim mahkûm olmam için, pis bir 'ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI' düzenleyenleri savunabilen şu avukatları sizlere hararetle öneriyorum:" diyerek, yukarıdaki sözle bu sözleri bağlayıp, beni ilkel bir biçimde suçlayabiliyor... Bu avukatlar, adaleti, hukuku, kanunu, yasayı kişisel çıkarları için kullanıyorlar. Ben, avukatlara kesinlikle güvenmiyorum. Ben, mahkemeye güveniyorum...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "LİNÇÇİ Ömer Faruk Kurhan'ın avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar ilginç!" diyerek, gerçeklik bağlamından soyutlanarak, dâvâ dilekçesine eklenen ve hiçbir anlama gelmeyecek bir biçimde kurgulanmış bu sözlerle suçlama kurnazlığına sapabilmek istiyor. Bu tür kurnazlıklarla hukuku kirleten avukatlara güvenebilmek olanaksız. İşte bu ve buna benzer nedenlerle avukatlara kesinlikle hiç güvenmiyorum!... Ben, adalete, hukuka, mahkemeye güveniyorum...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Bu avukatın kaç ayar olduğunu anlayabilmek için lütfen tıklayınız:" diyerek, susuyor. Yargıçların dâvâ dilekçelerini okumadığı yönündeki şehir efsanesine güvenen avukatlar, kurnazlığı bir alışkanlık hâline getirdikleri için, yasa maddeleriyle değil, karakuşu yöntemlerle hukukun üzerine çullanıyorlar. "6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU" gayet net, oldukça somut olarak orta yerde duruyor. Ben, adalete ve mahkemeye güveniyorum...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Eyyüp Fırat Kuyurtar, savcıları ve yargıçları etkilemek istiyor hâlâ!" diyerek, yazılarımdan zerrecikleri sunup, sözüm ona gayet net, oldukça somut belge, bilgi, bulgu, delil, kanıt, tanık, yöntem sunmuş yanılsaması oluşturuyor. Dolaylı olarak,"YALAN" kavramının rüzgârına teslim olmamızı arzu ediyor. Somut hukuk yöntemlerine sahip olan mahkemeye güvenmek zorundayım!...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Ömer Faruk Kurhan ve onun tuttuğu avukatlar Eyyüp Fırat Kuyurtar ile Uğur Demirci Tosun, böyle eklektik, böyle düzeysiz, böyle çok aşırı ucuz bir hukuk metnini nasıl yazmışlar?... Bu kadar çok hukuka aykırı bir metin yazabilen avukatlara hangi akademisyenler diploma veriyor?..." diyerek, benim ettiğim bu sözlerin suç içerdiği yanılsaması oluşturuyor... Bu sözlerimi burada, Sayın Mahkeme huzurunda da yineliyorum. Ben, avukatlara güvenen suçlu insanlar gibi düşünmek, davranmak, eylem geliştirmek zorunda değilim. Asla suç işleme kastıyla hareket etmediğim için, hiçbir eylemin üzerini hukuk kurnazlığıyla örtmek isteyecek avukat tutamam. Şunu yineliyorum: "BEN AVUKATLARA ASLA VE KESİNLİKLE GÜVENMİYORUM!" Ben, adalete ve mahkemeye güveniyorum...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "'LİNÇÇİ Mimesis avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar hangi yüzle yazmış?'" diyerek, sözümün ardında duramayacağımı, sözümde suç bulunduğu telaşına düşeceğimi sanıyor. Oysa aynı sözlerimi yine yineliyorum. Ben, mahkemeye güveniyorum...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Sosyalist OYUN Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Bulunmaz Tiyatro - İstanbul Genel Sanat Yönetmeni Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz 'LİNÇ KAMPANYASI'düzenleyicisi ve imzacısı Ömer Faruk Kurhan'ın UYANIK avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, rahatlığını DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK şirketine dayasa da, benim (Estonya, Letonya, Litvanya ülkelerindeki gezimi bitirdikten sonra) yazacağım hukuksal eleştirimin ardından, E. Fırat Kuyurtar, aşağıdaki fotoğrafta görüldüğü gibi, çayını çok rahat içemeyecek!" diyerek, beni gayrimeşru, illegal, yasadışı bir insan olarak takdim ediyor. Ben, Bulunmaz Tiyatro - İstanbul'un sahibi olmakla birlikte, "ULUSLARARASI ELMAS KALEMLER TACİRÎ" olarak, dünyanın her yerine ihracat yapan ve kendi yaptığı iş anlamında (diamond cutting tools) dünyanın en büyük, en geniş ve en zengin şirketi "BULUNMAZ KUYUMCULUK YAYINCILIK GÖSTERİ SANATLARI SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ" sahibiyim. Sıradan bir işler yapmıyorum. Bana, hiç kimse "kaldırım mühendisi" muamelesi yapamaz. Binlerce, on binlerce, yüz binlerce, milyonlarca insandan (örnekse avukatlık yapan) biri değil, kendi yaptığı iş bağlamında on binlerce şirketin içerisinden sıyrılarak "DÜNYA BİRİNCİSİ" olan bir şirketin sahibiyim. Benim zamanımı ve paramı elde ederek, beni dumura uğratmak isteyen"ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" imzacılarını mahkemeye vermeye başladım. Şimdilik sadece on dâvâyı dikkatinize sunuyorum:

İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi 2012/663
İstanbul 27. Sulh Ceza Mahkemesi 2012/943
İstanbul 24. Asliye Ceza Mahkemesi 2013/201
İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/481
İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi 2013/523
İstanbul 22. Sulh Ceza Mahkemesi 2013/551
İstanbul 12. Sulh Ceza Mahkemesi 2013/664
İstanbul 23. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/205
İstanbul 23. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/230
İstanbul 24. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/205

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Ben, herhangi bir hukuk fakültesinde bir akademisyen olabilseydim, Eyyüp Fırat Kuyurtar ile Uğur Demirci Tosun'a diploma vermek şöyle dursun, selâm bile vermeye mutlaka çekinirdim... Kendilerine ait bir sözü olmayanlar nasıl susarsa, bu avukatlar da, Yargıtay kararlarını önümüze koyup, aslında hep susuyorlar." diyerek, suç öğesi içermeyen sözlerde hukuk dışı düşünce var gibi davranıyor. Bu sözlerin incitici ve sert olanlarını söylediğim Ömer Faruk Kurhan, hakkımda 2010/8 dosya numarasıyla İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nde "KAMU DÂVÂSI" başlatınca,
"BERAAT" ettim. "BERAAT" kararında, "BİLİRKİŞİ RAPORU" 
çok etkili oldu. İlgili dosyadaki "BİLİRKİŞİ RAPORU" ile İstanbul 9. Asliye Ceza Mahkemesi'nde Dosya No: 337'deki "KAMU DÂVÂSI" 
içeriğindeki "BİLİRKİŞİ RAPORU" da incelenmelidir ki, avukatların çarpıtma, demagoji, mugalata, saptırma. "YALAN" eylemleri bilinsin...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "'LİNÇÇİ Mimesis'in avukatı Fırat Kuyurtar facebook bataklığı'nda!'" diyerek, facebook hakkındaki görüşümün ipucunu bile sunmadan, ısrarla mahkemeyi kandırmaya çalışıyor. Aynı sözleri yineliyorum. Yargıç gereksinim duyduğunda, bu sözlerimin altındaki kavramsal, kılgısal, kuramsal, tarihsel ve toplumsal dayanakları mutlaka hemen sunarım. Ben, mahkemeye güveniyorum...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Ömer Faruk Kurhan Eyyüp Fırat Kuyurtar Uğur Demirci Tosun aklıma... geldiğinde hırpalanmış adalet simgesini görüyorum!" diyerek, suç içermeyenlerin suç içerdiği izlenimi oluşturuyor. Böylelikle, hukuku yaralıyor... Hukuktan ekmek yiyen avukatların hukuku tepelemeleri canımı çok sıkıyor. Bu davranışı hiç doğru bulmayıp inatla kınıyorum. Ben, mahkemeye güveniyorum...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "'Bulunmaz - Fırat'a ders verdiğim için Shakespeare davetine gitmedim.'diyerek, yineleyerek, ne elde etmek istiyor? Bunu asla ve kesinlikle bir türlü anlayamıyorum.

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğluve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ı inatla mahkûm ettirmek için İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesi'nde dava açmak istemişse de, Sayın Yargıç tarafından derhal 'Talebin REDDİNE' damgası yiyecek kadar hukuktan asla hiç anlamayan DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK şirketi elemanı ve 'LİNÇ KAMPANYASI' ana sponsorlarından Ömer Faruk Kurhan'ın sadık avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, LİNÇÇİ Mimesis Dergisi'nin sanal kuyruğu Mimesis İnternet sitesinde yine anlamsız anlamsız üfürüyor!" diyerek, sözlerimi yineliyor. Bu sözlerde, hiçbir suç öğesi bulunmamasına karşın, 50.000,00 TL'lik dâvâ açarak, dâvâ harcını "Mahkeme Veznesi" ile "Maliye Veznesi"ne yatırırken, o kadar çok harç yatırdıkları için avukatların içleri hiç sızlamadı mı? Çünkü, bu dâvâdan ellerine bir kuruş bile geçeceğini sanmıyorum. Ben, adalete, hukuka, kanuna, mahkemeye güveniyorum. Sadece parasına ve hukuk kurnazlığına güvenen avukatlara acıyorum. Onlara gayet üzülüyorum...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "HİÇBİR İLGİSİ OLMADIĞI HALDE, MÜVEKKİL AVUKATIN BÜRO VE İŞ PAYLAŞIMI YAPTIĞI DEDE HUKUK BÜROSUNU HEDEF ALARAK AŞAĞIDAKİ YAYINLARI YAPAN DAVALI YİNE DEDE HUKUK BÜROSUNUN İTİBARINI SARSMAK İÇİN GOOGLE ARAMA MOTORUNDA ÜST SIRALARDA SONUÇLARIN SIRALANMASI İÇİN SARFETMEKTEDİR" (BÜYÜK harflerle) diyerek, içinde bulundukları"DEDEK HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK ŞİRKETİ"kuruluşunu kollama ve koruma yoluna sapıyor. Oysa durum çok basit:"DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK ŞİRKETİ" bana karşı, hem "BİLİŞİM DÂVÂSI", hem "KAMU DÂVÂSI", hem"TAZMİNAT DÂVÂSI" hem de benzeri dâvâlar açabilirdi... Ne var ki, benim sarf ettiğim hiçbir söz suç içermediği için, "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK ŞİRKETİ" hukuk kurnazlığı yapma düzeysizliğine tenezzül etme sürecine asla ve kesinlikle hiç girmiyor...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "İstanbul Barosu avukatlarından Eyyüp Fırat Kuyurtar, çok ilginç biri... Eyyüp Fırat Kuyurtar, sırtını nesnel hukuk kuralları yerine 'DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK' şirketine yasladığı için, hakaret suçlarını düzenleyen Türk Ceza Yasası'nın 125. Maddesi'ni de kendi işine geldiği gibi yorumlamayı başararak LİNÇ KAMPANYASI ana sponsoru Ömer Faruk Kurhan'a dava kazandırabilmek için, savcı ve yargıçları tamamıyla etki altına aldı!" diyerek, sözlerimi yineleyip, bu açık sözlerde bir suç öğesi inşa etmeye yöneliyor... Hukuk kurnazlıklar silsilesi değil, yasalar silsilesidir. Hukuka saygı göstermeyen kişilerin hukuk mesleğiyle uğraşmalarını, hayatım boyunca hiç algılayamadım... Neyse ki, hukuk yargıçları, hukuk mantığını iyi bildikleri gibi, "6100 SAYILI HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU" metnini de çok iyi biliyorlar. Ben, adalete, mahkemeye, muhakemeye güveniyorum...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Hukukun üstünlüğünü kanıtlamak için değil de, savcı ve yargıçları etki altına almak için iş yapan 'DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK' şirketine asla hiçbir 'HUKUK İŞİ' veremem!... " diyerek, mahkeme tribününe oynuyor. Sözlerimi yineliyorum: Eyyüp Fırat Kuyurtar ile Mesut Bulut gibileri çalıştıran "DEDE HUKUK VE DANIŞMANLIK ŞİRKETİ"işyerine kesinlikle hiçbir iş vermem. Bu, benim en doğal seçme hakkım.

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Görüşümün doğruluğunu anlamanız için, 'DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK'şirketinden Avukat EYYÜP FIRAT KUYURTAR tarafından yazılan şu evlere şenlik dilekçeyi ağır ağır, sakin sakin ve tabiî ki yavaş yavaş okuyunuz" diyerek, yoktan yere suç oluşturmak istiyor... Bu sözlerimin altına da kalın kalın imza atıyorum. Görüşlerimi yineliyorum. Hukuku bir kurnazlık ustalığı sanabilen bu avukatları çalıştıranlara hiçbir zaman için iş vermem. Çölde susuzluktan kıvranan bir kişinin acemi birinden su istememesi gibi, ben, bu avukatlara kesinlikle gram bile iş vermem...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "'Eyyüp Fırat Kuyurtar ikide bir Sayın Savcım diyerek etki oluşturdu'" diyerek, sözüm ona, ben savcıları töhmet altında bırakıyormuşum gibi bir izlenim oluşturuyor. Hiç doğru yapmıyor. Hukuka aykırı davranıyor. Ben, mahkemeye güveniyorum...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Nesnel hukuk kuralları yerine, karmaşık hukuk metni yazıp, ikide bir 'Sayın Savcım' diyen Eyyüp Fırat Kuyurtar, sonunda sadece ve yalnızca savcıyı değil, yargıcı bile çok rahat etkilemişe benziyor!" diyerek, bu kez de, benim, yalnızca savcıları değil, yargıçları da hedef gösterdiğim izlenimi oluşturuyor... Tabiî ki, bu "ihbarcı ruh" duygu sakatlığının göstergesi olarak kendini dayatıyor. Avukatlar, gelecekteki işlerini olağanüstü kötücül amaçlarla karartma yarışına giriyorlar... Bu genç avukatların gözlerinin bu denli kararması karşısında şaşırıyor, çok üzülüyorum. Ben, mahkemeye güveniyorum...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "LİNÇ KAMPANYASI ana sponsoru Ömer Faruk Kurhan'ın tuttuğu yepyeni avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar, (İstanbul Barosu 35393) hukukçuluğun zorunluluğu olan hukukun üstünlüğü konusuna kafa yormak yerine, savcı ve yargıçları kendi düşüncesi yönünde işlemek için karmaşık dilekçe metinleri yazıyor... Bugün İstanbul 27. Sulh Ceza Mahkemesi kaleminden aldığım Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın yazdığı dilekçeyi okuyunca, şuna bir kez daha emin oldum: Eyyüp Fırat Kuyurtar, hukukun üstünlüğü için çaba harcamak yerine, savcı ve yargıçları etkilemek için olağanüstü bir çaba harcıyor... Bunu yaparken, gücünü hukuk bilgisinden değil,'DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK' şirketinden alıyor. Bu konuda belge sunup mutlaka değerlendirme yapacağım."diyerek, sadece ve yalnızca benim sözlerimi yinelemenin bir milim bile ötesine gidemiyor. Sahi, hukuk fakültelerinde hiç hukuk metni yazma çalışmaları yapılmıyor mu?... Avukatların da yazı yazmaları, kendilerini yazılı olarak ifade etmeleri, yazılı yargılamaya katkıda bulunmaları bu kadar zor mu? Bir avukat, sözüm ona suçladığı kişilerin sözlerini alt alta sıralayarak, nasıl bir avukatlık mesleği, nasıl bir hukuk işleri, ne gibi bir hukuk felsefesi geliştirebilir ki? Bence bu tamamıyla olanaksız bir iştir. Bir kez daha yinelemekte yarar var: Ben, mahkemeye güveniyorum...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "LİNÇ KAMPANYASI düzenleyicisi ve imzacısı Ömer Faruk Kurhan'ın uyanık avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, rahatlığını DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK şirketine dayasa da" diyerek, hiç bir şey söylemiyor. Hem kendi yerime, hem bunların yerine sözler ederek, diyalog yazarı gibi sıkıntı çekebiliyorum. Bunların hangi fakültede okuduklarını gayet merak etmeme karşın, işlerimin aşırı yoğunluğu nedeniyle, şimdilik kaydıyla, bu avukatların mezun oldukları hukuk fakülteleri konusunda net bilgiye sahip değilim. Bu kadar hukuk fakültesi açılırsa, işin buraya dek varacağını tahmin ediyordum. Sonuç, tam tahmin ettiğim gibi oldu."HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ" ihraç edilebilirken, "ÜSTÜNLÜĞÜN HUKUKU" ithal ediliyor. Ben, devlet adına, halk adına, toplum adına, tüyü bitmemiş yetim adına yaslıyım. Ben, mahkemeye güveniyorum...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Şüpheli içerik sağlayıcı H.Hilmi Bulunmaz'ın bu eylemleri TCK m.123, 125 ve ilgili ceza yasaları anlamında suç, Medeni Kanun m.24-25, Borçlar Kanunu m57 vd., ilgili mevzuat hükümleri uyarınca müvekkilim kişilik haklarına saldırı niteliğinde tazminat hakkı doğuran eylemlerdir." diyerek, hiçbir şey söylemiyor. "ADLİYEYİ GEREKSİZ YERE MEŞGÛL ETMEK"için kan ter içerisinde kalıyor. Bunlar yeni bir sınava tâbi tutulsunlar!...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "MANEVİ TAZMİNAT TALEBİMİZ" diyerek, tazminat hak ettiğini sanıyor... Bence, tamamıyla aldanıyor. Herkes, herkesten bir şeyler talep edebilir. Benim "zengin"olduğumu bilen avukatlar, benden "PARA" istiyorlar. Ancak, ilk önce adaleti, hukuku, kanunu, yasayı öğrenmeleri gerekir. Öyle her isteyene her istenen verilemez. Kanunî yararlılık, yasal tutarlılık gereklidir. Yasa yolları bilinmeden hukukî talepte bulunmak, teorik olarak olası olsa da, pratik olarak çok zordur. Kurnazlıklarla hukukun üzeri gölgelenemez...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Müvekkilin Mesleği, iş yaşantısı, saygınlığı" diyerek, hukuka hiç saygı göstermeyen müvekkili hukuka saygı gösteren gibi gösterebiliyor... Yinelemek gerekir: İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesi'ndeki usûlsüz dilekçe, resmî bir dilekçe bile yazamayacak durumdaki müvekkilin ruh durumunu belgeleyen delil, aslında her şeyi gayet net ve oldukça somut bir biçimde ortaya seriyor...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Müvekkilim İstanbul Barosuna 35393 sicil numarasına kayıtlı olarak bağımsız çalışan bir avukattır."diyerek, bir şeyler gizliyor... İnternet'teki "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK ŞİRKETİ" sitesine bakıldığında, Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın, Mesut Bulut'la birlikte uzun zamandan beridir bu şirkette çalıştıkları, "bağımsız" olmadıkları ortadadır. Bunun için, hem şirket belgeleri ve hem de bağlı bulunduğu resmî kurumların resmî belgeleri (İstanbul Barosu ve İstanbul Ticaret Odası) teker teker incelenmelidir.

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Ortaklık ilişkisi veya patron çalışan ilişkisinin olmadığı sadece büro kiracısı ve bazı işlerde avukatlar arası dayanışma prensibi çerçevesinde yardımlaşma ve sınırlı işte ortak müvekkil çalışması yürüttüğü Dede Hukuk Bürosu aleyhine ve kendisi aleyhine internet ortamında davalı tarafça yapılan bu yayınlar müvekkilimin ve kısmi işbirliği içinde olduğu meslektaşlarını rencide etmekte saygınlıklarına zarar vermektedir. Müvekkillerimizden zaman zaman internet ortamındaki yayınların ne olduğu sorulmaktadır. Davalının yayınları sürekli olarak tekrarlanmakta, müvekkilin şahsına yönelik yoğun bir karalama ve kişilik haklarına ve özellikle de mesleki saygınlığına açık saldırı yürütülmektedir. Bu yapılırken avukatlık mesleğine, Baroya, hukuk akademisyenlerine, Mahkemelere, Yargıç ve Savcılara yönelik ağır ifadelere kullanılmaktadır. Yukarıda sadece bir kısmı verilen işbu yayınlar nedeniyle ortak müvekkilim bu davayı açması zorunlu hale gelmiştir." diyerek, karakuşi yöntemlerine devam etmektedir... Benim yaptığım yayınlar gizli olmadığı gibi, yayınlardaki en kapsamlı içerik de, mahkeme tutanaklarıdır. Savcıların ve yargıçların varlığını bildikleri bu durum sonucunda, hiçbir savcının ve yargıcın "ağır ifade" yaptırımıyla karşılaşmadım. Ne var ki, "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI"lideri Mustafa Şükrü Demirkanlı, "T.C. İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI ÖZEL SORUŞTURMA BÜROSU" makamına da hakkımda "ASILSIZ İHBARDA" bulunmuş, ancak savcı, bu ihbarın asılsızlığı nedeniyle TCK 301. Md. içeriğine giremeyeceğini belirtmiştir. Sizden ciddî bir ricam var: "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI ÖRGÜTÜ" elemanlarının suçlarını diğer dosyalardan izleyiniz lütfen...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Sayın Mahkemenin tazminat talebimizi uygun bulması halinde, davalının işi ve konumu ile saldırıların ağır niteliği, manevi tazminat bedelinin takdirinde dikkate alınmalıdır." diyerek, tazminat miktarının artması niyetini taşımaktadır. Bu ifade bile, avukatların hukuku bilmediklerinin gayet net, çok somut göstergesi. Miktarı dâvâcı ister, yargıç, miktarı aşmamak üzere, dilediği miktarı belirler. Bu dâvâda "0 TL" miktar belirlenebilir...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Davalı, BULUNMAZ KUYUMCULUK YAYINCILIK GÖSTERİ SANATLARI SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ'nin hissedarıdır. Uluslararası alanda faal olan ve Kuyumculuk alanında yüksek kazanç elde ettiği tahmin edilen davalının ödemesi muhtemel tazminat bedelinin takdirinde işbu bilginin tetkikini Sayın Mahkeme'den arz ve talep ediyoruz." diyerek, gerçek niyetinin ne olduğunu gayet net, çok somut olarak dile getiriyor. Bu avukatlar, örselenmelerinin karşılığını değil (ki, örselendikleri yok), benim kasamdaki paraları isteyebilmektedirler. Bu durum, bana çok garip ve olağanüstü şaşırtıcı geliyor. Üzülüyorum. Bu ülke, bu duruma nasıl düştü? Bu tür karakuşi yöntemlere sahip kişilere kim hukuk fakültesi diploması, kim avukatlık ruhsatı veriyor?! Ülkenin bu durumuna güvenebilmek çok güç. Ben, mahkemeye güveniyorum...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Davalının aleyhine, benzer eylemleri nedeniyle açılmış onlarca ceza ve hukuk davaları bulunmaktadır. Bu davalara rağmen davalı eylemlerinden bir adım dahi geri durmamakta inatla, ısrarla, azimle hakaretlerine, tanıdığı-tanımadığı kişilerin manevi haklarına saldırmaktan asla geri durmamaktadır. Olası manevi tazminat hesabında bu hususunda dikkate alınmasını arz ve talep ediyoruz." diyerek, benim üzerimde ne gibi bir "HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" tesis ettiklerini de dile getiriyor. Benim LİNÇ edilmem için, (nedenleri dâvâ dosyalarında var) hakkımda defalarca "ENTELÜKTÜEL LİNÇ KAMPANYALARI"düzenlendi. Bu kampanyalarda, avukatların da olağanüstü payları var!

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Deliller" diyerek, benim gerçek eleştirilerimi, birer suç "delili" olarak sunma gayreti içerisine girebiliyor.

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "SONUÇ VE İSTEM" diyerek, aslında hiçbir şey söylemediği için, neyin "SONUÇ VE İSTEM"i diyor?... Asla, kesinlikle anlayabilmış değilim. Ben, mahkemeye güveniyorum...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Yukarıda ayrıntıları ile arz ve izah ettiğimiz gerekçelerle burada sayılmayan eylemlerle ilgili her türlü maddi manevi tazminat ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile" diyerek, "burada sayılmayan eylemlerle" neyi kastediyor? Ben gizli işler mi yapmışım? Silah mı çekmişim? Banka mı soymuşum? Yoksa, 1100 KİŞİYİ BİR ARAYA GETİREREK, BİR "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" eylemi mi örgütledim? Burada şunu söyleyeceğim:"AVUKATLAR HUKUKLA DALGA GEÇİYORLAR GALİBA!..."

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Yukarıda linkleri verilen ve müvekkil kişilik haklarına saldırı niteliğindeki eylemlere TMK m.25 gereği davalı tarafça son verilmesine" diyerek, bir avukat gibi değil, bir sıkıyönetim komutanı gibi konuşabiliyor. Tabiî ki bu sözleri zerre kadar bile kesinlikle hiç ciddîye almıyorum. Ben, mahkemeye güveniyorum...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Yukarıda linkleri verilen ve müvekkilin şahsı, mesleği aleyhine yaptığı yayınlarla hakaret eden, müvekkilimin mesleki saygınlığı ve itibarına ısrarlı bir şekilde saldırıda bulunan davalı aleyhine 50 Bin TL manevi tazminata hükmedilmesine"diyerek, suç işlediğim varsayımıyla hareket edip, "ELMAS TACİRÎ"olmamdan kaynaklı "AVANTA BOYUTUNDA TAZMİNAT" almak isteyebiliyor. Karşısında bir hukuk yargıcı, daha sonra Yargıtay, ileri bir aşamada "ANAYASA MAHKEMESİ" ve en sonunda da "AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ" olduğunu unutuyor yada bütün bunları ciddîye almıyor. Kendisi bilir. Ben, mahkemeye güveniyorum...

Ahmet Cüneyt Yalaz, Bülent Sezgin, Duygu Dalyanoğlu ve Ömer Faruk Kurhan ve diğerlerinin vekili avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın çok yakın arkadaşı ve vekili avukat Mesut Bulut; "Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini arz ve talep ederiz. Saygılarımızla" diyerek, işin bittiğini, bankadaki paraların da sayılmaya başlandığını sanıyor. Avukatlar, hukuksal güçleriyle değil de yinelemeci sesleriyle başarı sağlamak, sürekli olarak çarpıtma, demagoji, mugalata, saptırma, "YALAN" ile yollarına devam etmek istiyorlar... 23/09/2013

HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ

***


Usûl bilmeyen Eyyüp Fırat Kuyurtar, "Sayın Hakimim" demeyi seviyor...


İSTANBUL (   ) SULH CEZA MAHKEMESİ
SAYIN HAKİMLİĞİNE

TALEPTE
BULUNAN: EYYÜP FIRAT KUYURTAR (TC Kimlik No: 69925094082)
Karanfil Cd. No: 24 Levent / İSTANBUL

KARŞI TARAF: HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ (İçerik Sağlayıcı)
Alibaba Türbe Sk. Onur han N: 13/8-9 Çemberlitaş Eminönü İST.

KONU: İsmi verilen içerik sağlayıcının rahatsız edici, kişilik haklarına saldırı, itibar zedeleme amacı ile yaptığı yayınların 5651 Sayılı yasa m.9 gereği kaldırılmasına karar verilmesi talebidir.

AÇIKLAMALAR

1- Sayın Hakimim; İstanbul Barosu'na 35393 sicil numarası ile kayıtlıyım ve avukatlık mesleği ile uğraşmaktayım.

2- Avukatlığını yaptığım Ömer Faruk Kurhan adına yukarıda adı verilen içerik sağlayıcıya 15.12.2012 tarihinde elektronik posta yolu ile ekli ihtar yazısını gönderdim. Yazıda müvekkil Ömer Faruk Kurhan'ın aleyhine, karalama, hakaret etme, itibar zedeleme amaçlı, rahatsız edici yayınların içerik sağlayı tarafından "tiyatroyun" internet sitesinden kaldırılmasını talep ettim. (EK/1)

3- Bu talebi alan içerik sağlayıcı, ekli dilekçede belirtilen içerikleri kaldırmak şöyle dursun bu defa şahsım aleyhine karalama yayınlarına başlamıştır. Şimdilik tespit edilebilen içerikler şunlardır:

http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/12/lincci-mimesisin-avukat-frat-kuyurtar17.html

Linç Kampanyası Ana Sponsoru Mimesis Dergisi'nin Avukatı Fırat Kuyurtar Google'da Bizden İzleniyor!

http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/12/lincci-mimesisin-avukat-frat-kuyurtar.html

LİNÇÇİ Mimesis'in avukatı Fırat Kuyurtar facebook bataklığı'nda!

http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/12/frat-kuyurtar-tiyatro-isletmeciliginden.html

Tiyatro işletmeciliğinden asla anlamayan Fırat Kuyurtar yazıyor!

4- Bu yayınlara karşı 17.12.2012 tarihinde bu defa ikinci bir elektronik posta gönderilen ve fakat karşı taraf içerikleri kaldırmak şöyle dursun ekli yayını yaparak içerikleri kaldırmayacağını ilan etti. (EK/2)

http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/12/blog-post 4380.html

Eyyüp Fırat Kuyurtar ihtarname yazıp e-posta atmayı çok seviyor!

5- Şahsıma ait fotoğrafları izinsiz ve kişilik haklarıma saldırı oluşturacak şekilde yayınlayan, ismim ile bataklığa düşmek, yine ismim ile işten anlamamak, Fırat Kuyurtar google'da bizden takip ediliyor, Fırat Kuyurtar ihtarname yazıp e-posta atmayı çok seviyor ifadeleri kullanılmaktadır. Her biri ayrı suç ve hukuk davası konusu olacak bu ifadelerle ilgili tüm şikayet, dava ve talep haklarım saklıdır.

6- 5651 Sayılı Yasa m.9 hükmü gereği yukarıda link ve başlıkları verilen içeriklerin kaldırılmasına karar verilmelidir.

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda ayrıntıları ile arz ve izah ettiğimiz gerekçelerle;

Aşağıda madde numaraları ile başlıkları verilen (linkleri yukarıda) hukuka aykırı yayınlarla ilgili içeriğin ve resimlerin kaldırılmasına karar verilmesine,

1- Linç Kampanyası Ana Sponsoru Mimesis Dergisi'nin Avukatı Fırat Kuyurtar Google'da Bizden İzleniyor!
2- Linççi Mimesis'in Avukatı Fırat Kuyurtar Facebook Bataklığı'nda 
3- Tiyatro İşletmeciliğinden Asla Anlamayan Fırat Kuyurtar Yazıyor!
4- Eyyüp Fırat Kuyurtar ihtarname yazıp e-posta atmayı çok seviyor!

Giderlerin karşı taraf aleyhine yükletilmesine,

Karar verilmesini, saygılarımla vekâleten arz ve talep ederiz.

Talep Eden
Eyyüp Fırat Kuyurtar

***

Eyyüp Fırat Kuyurtar, dilekçe yazamadığı için Av. Mesut Bulut'u tutmuş.


23.07.2013

İSTANBUL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NE


DAVACI: EYYÜP FIRAT KUYURTAR (TC Kimlik No: 69925094082)


Vekili: Av. Mesut BULUT Karanfil Cd. No:24 Levent İstanbul

DAVALI: Hüseyin Hilmi BULUNMAZ

KONU: Davalının rahatsız edici, kişilik haklarına saldırı niteliğinde olan ve müvekkilin mesleki itibarını zedeleme amacı ile yaptığıyayınları nedeniyle manevi tazminat talebimizdir.

H. ESAS DEĞER: 50.000 TL


AÇIKLAMALAR


Müvekkilimin avukat ile davalı arasında herhangi bir akrabalık, iş ilişkisi, ticaret vs... bir bağ bulunmamaktadır. Müvekkil avukat davalıyı sadece bir kez, İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi duruşma salonunda görmüştür. Buna karşın davalı sanki müvekkilimin düşmanı gibi davranarak sürekli ve düzenli bir şekilde hakaret ve kişisel haklara saldırı, mesleki itibarını zedeleyici yayınları ısrarla devam ettirmektedir.

Bununla de yetinmeyip internet arama motoru olan GOOGLE arama sonuçlarında, kendi karalama yayınlarını üst sıralara taşımakta, bunun için çaba sarfetmektedir.

Davalı H.Hilmi Bulunmaz'ın içerik sağlayıcısı olduğu internet sayfası olan Http://tiyatroyun.blogspot.com/ adlı sitesinden müvekkil aleyhine yaptığı yayınlar şunlardır:

- 17 Nisan 2013 tarihli yayın:

Dün yine İstanbul Adalet Sarayı'ndaydım. Hem araç ve hem de adliye trafiğinin yoğunluğuna eklenen aşırı dava trafiğim nedeniyle, ne yazık ki, bütün davalarımın bütün dosyalarını büyük bir titizlikle inceleyemedim. "Avukatların çoğu YAVŞAKtır genellikle..." diye düşündüğümden, herhangi bir avukat da tutamadığım için, zaman zaman dikkat dağınıklığı yaşayabiliyorum. Dün de aynen öyle oldu!

Dün yine adliyedeki işlerimin "yoğun" sözcüğünü de hafif kılan aşırılıkta bulunması, İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesi Kalemi'nden aldığım belgelerin silikliğini görmemi engelledi. Bu nedenle, yukarıdaki belgeyi, silik bile olsa yayınlamak zorunda kaldım!... Peşinen özür dilerim. En kısa zamanda yine adliyeye gidip, daha net bir belgeyi sizlere sunmak istiyorum.

Silik bir belge olmasına karşın, koskoca harflerle "REDDİNE" diye yazılması, "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın hukuktan asla anlamadığını, bu nedenle kendisine verdiğim "HUKUK DERSİ" kavramına dikkat etmesi gerektiğini yine emrediyor!

http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/blog-post_17.html

2 - 15 Temmuz 2013 tarihli yayın:

"Savcının karşısına çıkarılan S.K, Eskişehirdeki hiçbir avukat sopalı saldırganın avukatlığını üstlenmeyi kabul etmediği için ifade işlemine geçilemedi. Hâlen savcılık katında bekletilen S.K.'nın ifadesinin başlayabilmesi için yasalar gereği bir avukatın hazır bulundurulması gerekiyor."

Ben, İstanbul Adalet Sarayı'nın duruşma salonlarından Eskişehir'deki "savcılık katına" avaz avaz sesleniyorum. Benim mahkûm olmam için, pis bir "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI"düzenleyenleri savunabilen şu avukatları sizlere hararetle öneriyorum:

...

Eyyüp Fırat Kuyurtar
http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/07/bulunmaz-linc-etmek-isteyenleri.html

- 3 Nisan 2013 tarihli yayın:

LİNÇÇİ Ömer Faruk Kurhan'ın avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar ilginç!

Bu avukatın kaç ayar olduğunu anlayabilmek için lütfen tıklayınız:

Eyyüp Fırat Kuyurtar, savcıları ve yargıçları etkilemek istiyor hâlâ!
http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/blog-post_547.html

4 - 23 Nisan 2013 tarihli yayın:


Ömer Faruk Kurhan ve onun tuttuğu avukatlar Eyyüp Fırat Kuyurtar ile Uğur Demirci Tosun, böyle eklektik, böyle düzeysiz, böyle çok aşırı ucuz bir hukuk metnini nasıl yazmışlar?... Bu kadar çok hukuka aykırı bir metin yazabilen avukatlara hangi akademisyenler diploma veriyor?...
http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/hilmi-bulunmaz-omer-faruk-kurhan-ve_8976.html

- 18 Mart 2013 tarihli yayın:

LİNÇÇİ Mimesis avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar hangi yüzle yazmış?

http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/03/lincci-mimesisin-avukat-eyyup-frat.html

6 - 12 Mart 2013 tarihli yayın:

Sosyalist OYUN Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Bulunmaz Tiyatro - İstanbul Genel Sanat Yönetmeni Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz "LİNÇ KAMPANYASI" düzenleyicisi ve imzacısı Ömer Faruk Kurhan'ınUYANIK avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, rahatlığını DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK şirketine dayasa da, benim (Estonya, Letonya, Litvanya ülkelerindeki gezimi bitirdikten sonra) yazacağım hukuksal eleştirimin ardından, E. Fırat Kuyurtar, aşağıdaki fotoğrafta görüldüğü gibi, çayını çok rahat içemeyecek!"

http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/03/bulunmaz-linc-kampanyasi-imzacs-omer.html

7 - 23 Nisan 2013 tarihli yayın:


Ben, herhangi bir hukuk fakültesinde bir akademisyen olabilseydim, Eyyüp Fırat Kuyurtar ile Uğur Demirci Tosun'a diploma vermek şöyle dursun, selâm bile vermeye mutlaka çekinirdim... Kendilerine ait bir sözü olmayanlar nasıl susarsa, bu avukatlar da, Yargıtay kararlarını önümüze koyup, aslında hep susuyorlar.

http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/hilmi-bulunmaz-omer-faruk-kurhan-ve_5286.html

8 - 16.12.2012 tarihli yayın:


LİNÇÇİ Mimesis'in avukatı Fırat Kuyurtar facebook bataklığı'nda!
http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/lincci-mimesisin-avukat-frat-kuyurtar.html

9 - 10 Mayıs 2013 tarihli yayın: 

Ömer Faruk Kurhan Eyyüp Fırat Kuyurtar Uğur Demirci Tosun aklıma...

geldiğinde hırpalanmış adalet simgesini görüyorum!
http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/05/omer-faruk-kurhan-eyyup-frat-kuyurtar.html

10 - 26 Nisan 2013 tarihli yayın:

Bulunmaz - Fırat'a ders verdiğim için Shakespeare davetine gitmedim.


http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/coskun-buktel-coskunbuktel-2-sa-globeun.html

11 - 25 Nisan 2013 tarihli yayın:

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ı inatla mahkûm ettirmek için İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesi'nde dava açmak istemişse de, Sayın Yargıç tarafından derhal "Talebin REDDİNE" damgası yiyecek kadarhukuktan asla hiç anlamayan DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK şirketi elemanı ve "LİNÇ KAMPANYASI" ana sponsorlarından Ömer Faruk Kurhan'ın sadık avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, LİNÇÇİ Mimesis Dergisi'nin sanal kuyruğu Mimesis İnternet sitesinde yine anlamsız anlamsız üfürüyor!


http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/o4/hilmi-bulunmaz-mahkum-ettirmek-icin.html


12 - HİÇBİR İLGİSİ OLMADIĞI HALDE, MÜVEKKİL AVUKATIN BÜRO VE İŞ PAYLAŞIMI YAPTIĞI DEDE HUKUK BÜROSUNU HEDEF ALARAK AŞAĞIDAKİ YAYINLARI YAPAN DAVALI YİNE DEDE HUKUK BÜROSUNUN İTİBARINI SARSMAK İÇİN GOOGLE ARAMA MOTORUNDA ÜST SIRALARDA SONUÇLARIN SIRALANMASI İÇİN SARFETMEKTEDİR

2 NİSAN 2013
İstanbul Barosu avukatlarından Eyyüp Fırat Kuyurtar, çok ilginç biri... Eyyüp Fırat Kuyurtar, sırtını nesnel hukuk kuralları yerine "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketine yasladığı için, hakaret suçlarını düzenleyen Türk Ceza Yasası'nın 125. Maddesi'ni de kendi işine geldiği gibi yorumlamayı başararak LİNÇ KAMPANYASIana sponsoru Ömer Faruk Kurhan'a dava kazandırabilmek için, savcı ve yargıçları tamamıyla etki altına aldı!
http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/eyyup-frat-kuyurtar-hilmi-bulunmaz-26.html

4 NİSAN 2013

Hukukun üstünlüğünü kanıtlamak için değil de, savcı ve yargıçları etki altına almak için iş yapan "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketine asla hiçbir "HUKUK İŞİ" veremem!... 
Görüşümün doğruluğunu anlamanız için, "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketinden Avukat EYYÜP FIRAT KUYURTAR tarafından yazılan şu evlere şenlik dilekçeyi ağır ağır, sakin sakin ve tabiî ki yavaş yavaş okuyunuz
http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/bulunmaz-dunyada-hicbir-hukuk-burosu.html

2 NİSAN 2013

Eyyüp Fırat Kuyurtar ikide bir Sayın Savcım diyerek etki oluşturdu

Nesnel hukuk kuralları yerine, karmaşık hukuk metni yazıp, ikidi bir "Sayın Savcım" diyen Eyyüp Fırat Kuyurtar, sonunda sadece ve yalnızca savcıyı değil, yargıcı bile çok rahat etkilemişe benziyor!

http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/eyyup-frat-kuyurtar-ikide-bir-sayn.html

2 NİSAN 2013

LİNÇ KAMPANYASI ana sponsoru Ömer Faruk Kurhan'ın tuttuğu yepyeni avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar, (İstanbul Barosu 35393) hukukçuluğun zorunluluğu olan hukukun üstünlüğü konusuna kafa yormak yerine, savcı ve yargıçları kendi düşüncesi yönünde işlemek için karmaşık dilekçe metinleri yazıyor... Bugün İstanbul 27. Sulh Ceza Mahkemesi kaleminden aldığım Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın yazdığı dilekçeyi okuyunca, şuna bir kez daha emin oldum: Eyyüp Fırat Kuyurtar, hukukun üstünlüğü için çaba harcamak yerine, savcı ve yargıçları etkilemek için olağanüstü bir çaba harcıyor... Bunu yaparken, gücünü hukuk bilgisinden değil, "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketinden alıyor. Bu konuda belge sunup mutlaka değerlendirme yapacağım.
http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/linc-imzacs-omer-faruk-kurhann-avukat.html

4 NİSAN 2013 
"LİNÇ KAMPANYASI düzenleyicisi ve imzacısı Ömer Faruk Kurhan'ın uyanak avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, rahatlığını DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK şirketine dayasa da

http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/eyyup-frat-kuyurtar-savclar-ve-yargclar.html

Şüpheli içerik sağlayıcı H.Hilmi Bulunmaz'ın bu eylemleri TCK m.123, 125 ve ilgili ceza yasaları anlamında suç, Medeni Kanun m.24-25, Borçlar Kanunu m57 vd., ilgili mevzuat hükümleri uyarınca müvekkilim kişilik haklarına saldırı niteliğinde tazminat hakkı doğuran eylemlerdi.

13 - MANEVİ TAZMİNAT TALEBİMİZ

a - Müvekkilin Mesleği, iş yaşantısı, saygınlığı

Müvekkilim İstanbul Barosuna 35393 sicil numarasına kayıtlı olarak bağımsız çalışan bir avukattır.

Ortaklık ilişkisi veya patron çalışan ilişkisinin olmadığı sadece büro kiracısı ve bazı işlerde avukatlar arası dayanışma prensibi çerçevesinde yardımlaşma ve sınırlı işte ortak müvekkil çalışması yürüttüğü Dede Hukuk Bürosu aleyhine ve kendisi aleyhine internet ortamında davalı tarafça yapılan bu yayınlar müvekkilimin ve kısmi işbirliği içinde olduğu meslektaşlarını rencide etmekte saygınlıklarını zarar vermektedir. Müvekkillerimizden zaman zaman internet ortamındaki yayınların ne olduğu sorulmaktadır. Davalının yayınları sürekli olarak tekrarlanmakta, müvekkilin şahsına yönelik yoğun bir karalama ve kişilik haklarına ve özellikle de mesleki saygınlığına açık saldırı yürütülmektedir. Bu yapılırken avukatlık mesleğine, Baroya, hukuk akademisyenlerine, Mahkemelere, Yargıç ve Savcılara yönelik ağır ifadelere kullanılmaktadır. Yukarıda sadece bir kısmı verilen işbu yayınlar nedeniyle ortak müvekkilim bu davayı açması zorunlu hale gelmiştir.

b - Sayın Mahkemenin tazminat talebimizi uygun bulması halinde, davalının işi ve konumu ile saldırıların ağır niteliği, manevi tazminat bedelinin takdirinde dikkate alınmalıdır.

Davalı, BULUNMAZ KUYUMCULUK YAYINCILIK GÖSTERİ SANATLARI SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ'nin hissedarıdır. Uluslararası alanda faal olan ve Kuyumculuk alanında yüksek kazanç elde ettiği tahmin edilen davalının ödemesi muhtemel tazminat bedelinin takdirinde işbu bilginin tetkikini Sayın Mahkeme'den arz ve talep ediyoruz.

c - Davalının aleyhine, benzer eylemleri nedeniyle açılmış onlarca ceza ve hukuk davaları bulunmaktadır. Bu davalara rağmen davalı eylemlerinden bir adım dahi geri durmamakta inatla, ısrarla, azimle hakaretlerine, tanıdığı-tanımadığı kişilerin manevi haklarına saldırmaktan asla geri durmamaktadır. Olası manevi tazminat hesabında bu hususunda dikkate alınmasını arz ve talep ediyoruz.

Deliller

1 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/blog-post_17.html
2 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/07/bulunmaz-linc-etmek-isteyenleri.html
3 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/blog-post_547.html
4 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/hilmi-bulunmaz-omer-faruk-kurhan-ve_8976.html
5 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/03/lincci-mimesisin-avukat-eyyup-frat.html
6 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/03/bulunmaz-linc-kampanyasi-imzacs-omer.html
7 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/hilmi-bulunmaz-omer-faruk-kurhan-ve_5286.html
8 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/12/lincci-mimesisin-avukat-frat-kuyurtar.html
9 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/05/omer-faruk-kurhan-eyyup-frat-kuyurtar.html
10 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/coskun-buktel-coskunbuktel-2-sa-globeun.html
11 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/hilmi-bulunmaz-mahkum-ettirmek-icin.html
12 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/eyyup-frat-kuyurtar-hilmi-bulunmazn-26.html
13 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/bulunmaz-dunyada-hicbir-hukuk-burosu.html
14 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/eyyup-frat-kuyurtar-ikide-bir-sayn.html
15 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/linc-imzacs-omer-faruk-kurhann-avukat.html
16 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/eyyup-frat/kuyurtar-savclar-ve-yargclar.html
17 - Bulunmaz Kuyumculuk Yayıncılık Gösteri Sanatları Ve Ticaret Limited Şirketi ticaret sicil bilgileri
18 - Tarafların Sosyal/ekonomik durumlarının araştırılması
19 - Her tür yasal delil

SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda ayrıntıları ile arz ve izah ettiğimiz gerekçelerle burada sayılmayan eylemlerle ilgili her türlü madde manevi tazminat ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile;

1 - Yukarıda linkleri verilen ve müvekkil kişilik haklarına saldırı niteliğindeki eylemlere TMK m.25 gereği davalı tarafça son verilmesine,
2 - Yukarıda linkleri verilen ve müvekkilin şahsı, mesleği aleyhine yaptığı yayınlarla hakaret eden, müvekkilimin mesleki saygınlığı ve itibarına ısrarlı bir şekilde saldırıda bulunan davalı aleyhine 50 Bin TL manevi tazminata hükmedilmesine,
3 - Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini arz ve talep ederiz. Saygılarımızla

Davacı vekili
Av.Mesut BULUT

***

Kendisi de avukat olmasına karşın, en basit bir dilekçeyi bile yazmaktan yoksun Eyyüp Fırat Kuyurtar, kendisine bir dilekçe yazması için Avukat Mesut Bulut'u tuttu... Avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın bir dilekçeyi bile yazmaktan yoksun olduğunu anlayabilmek için, İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesi Yargıcı Sayın Abdurrahman Orkun Dağ'ın dilekçe yazmayı anımsatan, linkini verdiğimiz belgesini okuyup, yoksunluğu anlayınız:

Avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın ceza hukuku usûlsüzlüğünü belgeliyoruz

***

Avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın ceza hukuku usûlsüzlüğünü belgeliyoruz


T.C.
İSTANBUL
15. SULH CEZA MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
DEĞİŞİK İŞ KARAR

DEĞİŞİK İŞ NO: 2012 / 899 D. İş


HAKİM: ABDURRAHMAN ORKUN DAĞ  38125

YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ: ARZU AKDAŞLI

TEKZİP TALEP EDEN: EYYÜP FIRAT KUYURTAR, (İçerik Sağlayıcı)


KARŞI TARAF: HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ, Alibaba Türbe Sok. Onur Han No. 13/8-9 Çemberlitaş Eminönü / İSTANBUL


TALEP: İsmi verilen içerik sağlayıcının, rahatsız edici, kişilik haklarına saldırı, itibar zedeleme amacıyla yaptığı yayınların, 5651 Sayılı Yasa'nın 9. Maddesi gereği kaldırılmasına karar verilmesi talebi


TALEP TARİHİ: 18/12/2012

KARAR TARİHİ: 18/12/2012

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: 


İtirazcı, özetle; İstanbul Barosu avukatlarından olduğunu, bir müvekkili adına elektronik posta yoluyla 5651 Sayılı Yasa uyarınca içerik sağlayıcıya 15.12.2012 tarihinde ihtar gönderdiğini, ancak, ardından içerik sağlayıcının, kendisi hakkında birtakım isnatlarda bulunan küçültücü yayınlar yaptığını, bu defa, bu yayınlara karşı, 17.12.2012 tarihinde ikinci bir ihtar gönderdiğini söyleyerek, 18.12.2012 tarihinde içeriğin yayından çıkartılmasını istemiştir.


Talep, 5651 Sayılı Yasa'nın 9. Maddesi'ne yönelik olup, buna göre talep sahibinin yer yada içerik sağlayıcıya, ihlâl edildiğini düşündüğü hakkından dolayı göndereceği ihtarattan sonra yer yada içerik sağlayıcının iki gün içinde talebi yerine getirmemesi gerekeceği, bu iki günlük sürenin hak düşürücü süre olduğu, itirazcının talebi hakkında 17.12.2012 tarihinde elektronik postayla ihtaratı gönderdiği, zira 15.12.2012 tarihinde gönderilen ihtaratın müvekkile yönelik olduğu, oysa mahkememizden talep sahibi avukatın kendi adına yapılan ihlâl edici yayın nedeniyle talepte bulunduğu, bunun da ilk ihtarat tarihinin 17.12.2012 olup, mahkememizden talebin 18.12.2012 tarihinde gerçekleştiği ve böylelikle 5651 Sayılı Yasa'nın 9. Maddesi'nde bildirilen iki gün bekleme ön koşulunun gerçekleşmediği anlaşılarak, aşağıdaki karar verilmiştir.


HÜKÜM: (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,)


1 - TALEBİN REDDİNE,

2 - Karardan bir örneğin talep sahibine tebliğine,

Dair evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren 7 günlük süresi içerisinde mahkememize sözlü yada yazılı müracaatla CMK 267-268 maddelere göre itiraz yolu açık olma üzere ve itiraz reddedildiğinde üst inceleme mercii Nöbetçi Asliye Ceza Mahkemesi olmak üzere karar verildi. 18.12.2012


Yazı İşleri Müdürü  67806                                                            Hakim 38125


***

Ayrıca bakınız:


Demirkanlı'nın avukatı Reyhan Kayışlı, ansiklopedik yazılar çiziktiriyor!


Bulunmaz, 50.000,00 TL istediği Demirkanlı'nın dişlerini yine fırçaladı!


"Bulunmaz, 50.000,00 TL istediği Demirkanlı'nın dişlerini yine fırçaladı" başlıklı yazı, Türkiye tiyatrosunun tüm paslı çivilerini sökeceği için, bu yazının çok okunmasını istediğimizden, yeni yazılarımızı, aşağıda link adreslerini verdiğimiz www.bulunmaztiyatro.blogspot.com'dan izleyiniz!


Sosyalist OYUN Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Bulunmaz Tiyatro Genel Sanat Yönetmeni Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ın verdiği mücadeleye omuz vermeyenler "telif hakkı"nı kesinlikle savunamazlar!


Bulunmaz, oyunculuk, yazarlık çalışmalarına hukuk çalışmalarını ekledi


Hilmi Bulunmaz, Avukat Uğur Demirci Tosun'un karşısına sert çıkmıştı!


Sosyalist OYUN Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Bulunmaz Tiyatro Genel Sanat Yönetmeni Sosyalist Sanatçı H. Hilmi Bulunmaz, LİNÇ KAMPANYASI ana sponsoru Ömer Faruk Kurhan ile "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar'a İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesi'nde bile "HUKUK DERSİ" veriyor!...


"TİYATRO HUKUKU UZMANI" Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, LİNÇ KAMPANYASI ana sponsoru Ömer Faruk Kurhan ile "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar'a, İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde bile "HUKUK DERSİ" veriyor...


Bulunmaz, Ömer Faruk Kurhan ve Eyyüp Fırat Kuyurtar'ı yere çalıyor...


Bulunmaz, kendi için, halkı için, tüyü bitmemiş yetim için adliyede çalıştı


Bulunmaz, Lemi'den reklâm (PARA) alan Demirkanlı'dan DAVACI oldu...


Bulun
maz, kendini halkı tüyü bitmemiş yetimi savunmak için adliyedeydi


Bulunmaz'ın dünkü adliye trafiği yoğun olduğu için silik belge sunuyoruz


LİNÇ im
zacısı Ömer Faruk Kurhan'a uyarı: Avukatlarına çok güvenme!


Bulunmaz, Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın bir hukuksuzluğu için belgeler istedi!


Belge silik olduğu için yenisini alana dek okuyabildiğimiz kadarını dizdik


Bulunmaz'ın verdiği hukuk kavgasını Büktel'den başkası pek görmüyor!


İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesi'ne usulsüzlük yapanların sitesinden!


Büktel, SANSÜRCÜ AVUKAT Fırat Kuyurtar'ın tuzağını çok net gördü!


Avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın hukuk usulsüzlüğü yaptığı bir süreçte!...


LİNÇÇİ Mimesis yine saçma sapan bir yazı yayınlayarak düzey düşürdü


DEDE HUKUK BÜROSU avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar çok saçmalıyor!


Duruşmasına gitmeyen Fazıl Say, duruşmasına gelmeyenleri suçluyor!


LİNÇ KAMPANYASI imzacısı Bilal Akar hiç anlamadığı konuda üfürmüş


1981 yılında U
rfa'da doğan (LİNÇ KAMPANYASI ana sponsorlarından Ömer Faruk Kurhan'ın sadık avukatı) Eyyüp Fırat Kuyurtar, Sosyalist OYUN Dergisi Genel Yayın Yönetmeni ve Bulunmaz Tiyatro - İstanbul Genel Sanat Yönetmeni Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'a karşı ciddi bir hukuk usulsüzlüğü yaparken, 1982 yılında İstanbul'da doğan (Hilmi Bulunmaz'ın biricik oğlu) Cemal Bulunmaz, giysilerini kendisi ütülüyor!...


Yargıç, Bulunmaz'ı SANSÜR ETTİRMEK isteyen avukatı REDDETTİ...


Coşkun Büktel, yaşadığı haksızlığın tanıklığıyla hukuku değerlendirdi!


Büktel, twitter'ın 140 karakterden yukarı çıkmayan olanağıyla yazıyor...


Hilmi Bulunmaz, Ömer Faruk Kurhan ve onun tuttuğu avukatlar Eyyüp Fırat Kuyurtar ile Uğur Demirci Tosun'a "HUKUK DERSLERİ" veriyor!...

Bulunmaz Tiyatro - İstanbul Genel Sanat Yönetmeni Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, Ömer Faruk Kurhan'a ve onun tuttuğu avukatlar Eyyüp Fırat Kuyurtar ile Uğur Demirci Tosun'a "ADALET, BELAGAT, HUKUK, İFADE, KANUN, RETORİK, SANAT VE TİYATRO DERSLERİ" veriyor...

Bulunmaz, Türk tiyatrosunu yarın adliyede otopsi masasına yatıracak...

Bulunmaz, LİNÇÇİ Tiyatro... Tiyatro... Dergisi'yle hukuk maçı yapacak...

LİNÇ KAMPANYASI ile susturulmak istenen Büktel, ilginç sözler ediyor!

Hilmi Bulunmaz, LİNÇ KAMPANYASI kavramını T.C. İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne de kabul ettirerek duruşma tutanağına yazdırttı...

Bulunmaz, İstanbul Adalet Sarayı'nda Türkiye tiyatrosuna otopsi yaptı...

Avukatların hiçbirine asla ve kesinlikle güvenmediği için bugün İstanbul 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'ndeki duruşmaya (her zaman olduğu gibi) tek başına katılan Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, yanında avukatı olmadan bir adım olsun atamayan Mustafa Şükrü Demirkanlı ile yaptığı "HUKUK MAÇI" karşılaşmasında "LİNÇ KAMPANYASI" kavramını yine mahkemeye kabul ettirip, duruşma tutanağına yazdırarak resmîleştirdi...

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz'ı inatla mahkûm ettirmek için İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesi'nde dava açmak istemişse de, Sayın Yargıç tarafından derhal "Talebin REDDİNE" damgası yiyecek kadar hukuktan asla hiç anlamayan DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK şirketi elemanı ve "LİNÇ KAMPANYASI" ana sponsoru Ömer Faruk Kurhan'ın sadık avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, LİNÇÇİ Mimesis Dergisi'nin sanal kuyruğu Mimesis İnternet sitesinde yine anlamsız anlamsız üfürüyor!...

Hilmi Bulunmaz'ın sert bir dille eleştireceği Eyyüp Fırat Kuyurtar yazısı!

Bulunmaz - Fırat'a ders verdiğim için Shakespeare davetine gitmedim...

Tiyatrocu avukatlar dilekçe yazamazken avukat Goldoni dünyayı sarstı!

Bulunmaz, Uğur Demirci Tosun'un şeriki Fırat Kuyurtar'a ders verecek!

Bulunmaz, Uğur Demirci Tosun'un şeriki Fırat Kuyurtar'a ders veriyor!...


***


Bulunmaz, Ömer Faruk Kurhan ve Eyyüp Fırat Kuyurtar'ı yere çalıyor...


T.C.
İSTANBUL
27. SULH CEZA MAHKEMESİ YARGIÇLIĞI'NA

DOSYA NO: 2013 / 166 Esas

KONU: AÇIKLAMALAR / YANITLAR

"Normal değil" = "Anormal: Dengesi yerinde olmayan, davranışı bozuk olan, DELİ, sapık"


(Kaynak: Türk Dil Kurumu)


***


- Müşteki Ömer Faruk Kurhan'ın tutmayı uygun gördüğü "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketine bağlı olarak çalışan avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı makamına verdiği "AÇIKLAMALAR" 
başlıklı suçlama metninde, bana karşı, bir hukukçu ruhuyla değil, bir hasım ruhuyla kalem oynatmış. Bana karşı, âdeta düşmanca bir anlayışla yazdığı metinde, beni "DELİ" olarak ilân eden "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar,"AÇIKLAMALAR" metnine serpiştirdiği "SAYIN SAVCIM"kibarlığı içerisinde olmasına karşın, Türk Dil Kurumu sözlüğündeki tanımı "DELİ" olan "NORMAL OLMAYAN" kavramını benim sıfat hâneme yazarak, bana açıkça, düpedüz, göz göre göre, ikirciklenmeden"DELİ" diyerek, resmen Türk Ceza Yasası'nın 125. Maddesi'nde tanımlanan "HAKARET" suçunu işliyor. "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketinde avukatlık işiyle uğraşan Eyyüp Fırat Kuyurtar, müvekkili Ömer Faruk Kurhan'ın hukuksal hakkını savunarak, nesnel hukuk düzleminde kalacağına, sanki kendisiyle bir "HUSUMET" içindeymişim gibi, bana karşı "HAKARET, KARALAMA, KİN" sözcüklerinin içerdiği kavramlarla yaklaşarak, savcı ve/ya yargıcın benim aleyhime kanaat geliştirmesine çabalıyor. Oysa, şurası çok net bir gerçek ki, savcı ve/ya yargıçlar, süslü sözcükler, aldatıcı sıfatlar yerine, "iki kere iki dört eder" mantığı içerisindeki yasa maddelerine bakarlar...

- Ben, benimle âdeta bir hasımmış gibi görüntü çizen "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın iddia ettiği gibi "DELİ" olmadığım için, tabiî ki, hiçbir kimseye kasıtlı olarak asla ve kesinlikle "HAKARET" etme niyetinde olamam. Ben, kırk yılı aşkın bir zamandır edebiyat sanatıyla, resim sanatıyla, şiir sanatıyla, tiyatro sanatıyla uğraşan tanınmış bir insan olarak, hayatımı estetik kaygılarla sürdürürken, "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın iddia ettiği gibi, nasıl olur da onun müvekkili Ömer Faruk Kurhan'a "HAKARET" edebilirim. Ben, hukuku bilen, hukuka saygılı bir insan olduğum için, benim, hukuka aykırı bir eyleme teşne olmam asla ve kesinlikle söz konusu olamaz. Oysa "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, kendisi, hukukun üstünlüğünü tesis etmek yerine, savcı ve/ya yargıcı etkileme niyetiyle bir metin hazırlamış olduğu için, tabiî ki, bu metne, en azından ben, bir hukuk metni sıfatını yakıştıramam. Elinde hiçbir somut belge, bilgi, bulgu, delil, kanıt bulunmamasına, hiçbir doktor raporu yada benim hakkımda basında herhangi bir"DELİLİK" haberi çıkmamasına karşın, bana "ANORMAL=DELİ"diyebilecek kadar nesnellikten, nesnel hukuk normundan, ahlâki hukuk kurallarından uzaklaşmaktan asla çekinmeyen "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, tabiî ki, karakuşi yöntemine sarılarak, bana karşı"HAKARET SUÇU" işleme pahasına yola çıkarak, bana karşı"HAKARET SUÇU" işlemeyi de göze alıp, savcılığa verdiği dilekçede, hem kendisi bana karşı "HAKARET SUÇU" işliyor ve hem de, benim hiçbir zaman için "HAKARET SUÇU" işleme niyeti içerisinde bulunmamama karşın, bana karşı bir "HAKARET SUÇU" için "KAMU DAVASI" açtırmayı başarabiliyor. Ben, benim hakkımda bir"KAMU DAVASI" açılmasını bir talihsizlik olarak görüp, bu durumu, savcılığın iş yoğunluğuna bağlıyorum. Bu arada, bana "HAKARET"eden "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın savcılığa verdiği belgeler sabırla ve tek tek incelendiğinde görülecektir ki, hemen hemen bütün belgelerin yayınlanma tarihi aylar önceye değil, yıllar önceye dayanmaktadır. Bu durum da, "HAKARET SUÇU" nedeniyle suç duyurusunda bulunmak için gerekli "ZAMANAŞIMI" sürecini defalarca, kerelerce, kezlerce aşmıştır. Bana karşı ciddi bir "HAKARET SUÇU" işlemeyi bile göze alacak kadar, âdeta bana karşı çok önemli bir "HUSUMET"duygusu geliştiren "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar,"ZAMANAŞIMI" sürecinin aşıldığını çok iyi bilmesine karşın, sanırım, ünlü bir hukuk bürosunda, "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketinde çalışmanın verdiği ayrıcalık, cesaret ve cüretle, bana karşı "HAKARET VE HAREKET" etmenin özgürlüğünü ve sorumsuzluğunu yaşıyor. Sıradan insanların günlük kavgalar içerisinde birbirlerine sürekli olarak "HAKARET SUÇU"işlediğine tanık olup, bu "HAKARET SUÇU" süreçlerinden"HUKUK İŞİ" çıkarma alışkanlığı içerisinde bulunduğunu sandığım"DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, benim tanınmış bir yazar, ünlü bir sanatçı olmama, en önemlisi de, hiçbir zaman için, asla ve kesinlikle"HAKARET SUÇU" işleme niyeti içerisinde bulunmama (ki "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın müvekkili Ömer Faruk Kurhan, bana karşı bir"ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI ÖRGÜTÜ" kurmasına ve bu örgütten aldığı güçle, beni İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nda görev yapan Sayın Savcı Nurten Altınok'a şikâyet etmesine, benim, İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi'ndeki "Dosya No: 2010/8"deki"BERAAT" kararıma) karşın, "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın müvekkili Ömer Faruk Kurhan karşısında, hiçbir "HAKARET SUÇU"işlemediğimin kanıtı derhal görülebilecektir. Kendisi de bir "HUKUK ADAMI" olması gerekmesine karşın, "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, bana açık açık, ağız dolusu bir biçimde "NORMAL DEĞİL=DELİ" diyecek kadar hukuksal gerçeklere teğet geçip, gerçekleri itibarsızlaştırıyor."DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın, benim hakkımda çiziktirdiği maddeleri teker teker çürütüyorum.


3 - "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, her şeyden önce, ciddi bir hukuk metni hazırlamakla yükümlü olmasına karşın, "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketinde çalışıyor olmanın verdiği ayrıcalık, cesaret, cüret, hafiflik, rahatlık nedeniyle, kaleme aldığı metinde, neredeyse hukuk kurallarını ihlâl ederek, hukuku hiç ciddiye almaksızın, baştan aşağı genellemecilik yapmış. Oysa, hukukta olmazsa olmaz kuralların en önemlisi, genel değil, özel metin hazırlamaktır. Benim İnternet'teki bloglarımın adlarını peş peşe sıralayarak, bir genelleme içerisinde, tüm bloglarımın sansürlenmesini isteyen "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, bu sansürleme isteğini, yıllar önce yayınlanmış yazılarıma dayandırarak, bir hak arayışında, bir hukuk üstünlüğü peşinde değil, bir haksızlık oluşturma, bir hukuk ihlâli yapma düşüncesi içerisinde kıvranıyor. Üstüne üstlük, bir de bana"NORMAL OLMAYAN=DELİ" diyecek, hukuksal üstünlüğün üstünü örtecek kadar gözü kararmış bir hâlde metin hazırlayan "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, bu davranışıyla, hukuka katkıda bulunmamakla, zarar vermekle birlikte, "ADLİYEYE, BAROYA, SAVCILIĞA, YARGIÇLIĞA" karşı bir değersizleştirme süreci başlatmaktadır. En azından, benim ruhumda bir travma oluşturan "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, şöyle düşünmeme neden oluyor: "Hukuk eğitimi almış bir hukuk metni bile yazamayacak bir avukat böyle davranırsa, sıradan insanlar neler yapmaz?"


4 - Benim yazdığım yazılar, tikel olarak değil de, tümel olarak okunduğunda görülecektir ki, ben, herhangi bir "HAKARET SUÇU"oluşturmak için değil, "ESTETİK BİLİNÇ" geliştirmek için çaba harcıyorum. "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK"şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın müvekkili Ömer Faruk Kurhan, yukarıda mahkeme adını ve dosya numarasını verdiğim davada da, hep aynı yöntemlere başvurarak, benim ceza almam için yıllarca uğraştı. Ancak, mahkeme yargıcı, nesnel hukuk kuralıyla, hukukun üstünlüğüyle hareket ettiği için, konusuna vakıf bir Doç. Dr. unvanlı bir hukuk bilim adamına çok ciddi bir "BİLİRKİŞİ RAPORU" hazırlatıp, benim hakkımda "BERAAT" kararı verdi. Benim aldığım "BERAAT"kararını, hukuksal bir üstünlük, hukuksal bir zorunluluk olarak görmek yerine, bana karşı müthiş derecede ilginç bir "HUSUMET"besleyerek, bana "HASIM" olma düşüncesiyle hareket eden Ömer Faruk Kurhan ve onu savunan "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, benim, kendilerine hiçbir zaman için, asla ve kesinlikle herhangi bir"HUSUMET" duygusu beslemediğim, kendimi onlara karşı bir"HASIM" olarak görmediğim hâlde, kendileri, hangi nedenle olduğunu bir türlü anlayamadığım, sanırım hiçbir zaman da anlamayacağım nedenlerle, bana karşı son derecede rahatsızlık içerisinde davranarak, bana karşı açık açık "NORMAL OLMAYAN=DELİ" diyebilecek kadar hukuk anlayışından uzaklaşmış bulunuyorlar. "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, âdeta hukuk sürecinin, adliye anlayışının, mevzuat nesnelliğinin yıpranmısı için bilinçli olarak kullanıyor bu denklemi, bu kavramı, bu sözü:"NORMAL OLMAYAN=DELİ"... Bu bağlamda, eğer adalet, hak, hukuk, kanun, mevzuat, yasa elverirse (avukatlık bilgim tam olarak yeterli olmadığı, mevzuatı derinlemesine bilmediğim ve avukatların hiçbirine asla ve kesinlikle güvenmediğimden hiçbir zaman avukat tutmayı düşünmediğim için böyle diyorum) "DEDE HUKUKBÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar ve onun müvekkili Ömer Faruk Kurhan için "DAVACI VE ŞİKÂYETÇİ" olmak istiyorum.


"DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, "müvekkilim aleyhine rahatsız yayınlar"diyor. İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nde "BERAAT" ettiğim kararda da, benim incitici sözler söylememe karşın "HAKARET SUÇU" işlemediğim kayıt altına alındı. Veril o "BERAAT" kararında da altının çizildiği, belirtildiği, dile getirildiği, söylendiği gibi,"ELEŞTİRİ, ÖZÜ GEREĞİ İNCİTİCİ, RAHATSIZ EDİCİ" bir eylemdir. Ben, tiyatro sanatına zarar veren kişi, kuruluş ve kurumları incitmek, onları sürekli olarak rahatsız etmek için yazıyorum."HAKARET SUÇU" işlemek için yazı yazıldığı, bunun için yazarlık yapıldığı hangi ülkede görülmüş?


6 - "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, kendisini, âdeta "POLİS""SAVCI","YARGIÇ" yerine koyarak, hem de "İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI" makamına yazdığı metinde benim hakkımda, sürekli bir biçimde "ŞÜPHELİ, ŞÜPHELİ, ŞÜPHELİ" sözcüğünü yineleyerek, böylelikle, savcıyı ve/ya yargıcı etkileme düşüncesiyle hareket ediyor. "DEDE HUKUK VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, hem de "İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI" makamına yazdığı metinde, hukuk kurallarıyla, hukukun üstülüğü ilkesiyle hareket edip, somut belge, somut bilgi, somut bulgu, somut delil, somut kanıt, somut tanık göstereceğine, sanki bir magazin haberi yapar gibi, baştan aşağı "HUKUK YORUMU" yapıyor ve bunu da, zamanı çoktan geçmiş, raf ömrünü tamamlayalı yıllar olmuş, hukuksal belge niteliğini yitirmiş belgelerle yapıyor. Tabiî ki, müracaat savcılarının nicelik yetersizliğinden, yani sayısal azlığından yararlanan "DEDE HUKUK BÜROSU VEDANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, dikkatleri dağıtacak kadar olumsuzluk içerisindeki yoğun çalışma temposu sürecinde hukuk savaşımı veren müracaat savcılarının ruh hâline göre durum saptaması yapıyor. Adliye yoğunluğunu kendi ve müvekkili yararına kullanan "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, karnesine"PEKİYİ" yazılmasını bekleyen bir öğrenci gibi, müracaat savcısının"TCK 125 / 1-2" ("HAKARET SUÇUNU İÇEREN MADDE") ibaresini yazmasının yeterli olacağını sanıyor. Ancak, sayın yargıcın da çok iyi bildiği gibi, "KAMU DAVASI", kamu yararına, toplumsal çıkarlar uğruna yürüyen bir süreçtir. "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, öyle istedi diye, bütün davalar, bu avukatın ve onun müvekkili Ömer Faruk Kurhan'ın istediği doğrultuda sonuçlanmaz. Zâten, bana ve benimle birlikte Coşkun Büktel'e karşı oluşturulan"ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI ÖRGÜTÜ", benim hakkımda onlarca dava açtırmayı başarmalarına karşın, ben, bu davaların çoğundan mahkûm bile olmadım. Bu arada, Coşkun Büktel'in de "TANIK SIFATI" ile dinlenmesini istiyorum.


7 - "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, yıllar önce yazılmış yazıları, sözüm ona yeni görerek, savcının da böyle görmesini sağlamış. Çünkü, bir hukuk metni olmaktan kilometrelerce uzak olan bu metnin "SUÇ TARİHİ"bölümünde, aynen şöyle yazmaktadır: "15.12.2012 (Yayınların öğrenildiği tarih)"... Oysa, bence, herhangi bir eylemi bizim öğrendiğimiz tarih değil, nesnel tarih belirler. Ben, "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın, müvekkili Ömer Faruk Kurhan'a karşı asla ve kesinlikle herhangi bir "HAKARET SUÇU" işlememiş olmamla birlikte, işlemiş olsam bile, "ZAMANAŞIMI" nesneldir, öznel değildir. Hiçbir yasa ve hiçbir yasanın "ZAMANAŞIMI""DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar öyle istedi diye, nesnelliğini yitirip, öznel hâle gelemez. Bu durumun ayrımına savcı varmasa bile, yargıç mutlaka bu durumun ayrımına varır. "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın "İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI"makamına sunduğu belgelerin tarihleri kılı kırka yararak incelendiğinde görülecektir ki, "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, âdeta belgede karartma yapmakta, "İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI" makamını yanlış yönlendirmekte, hukuku, kendisi ve müvekkili Ömer Faruk Kurhan'ın çıkarı için olumsuz yönde, tamamıyla kötü niyetle kullanmaktadır.


"DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, kerâmeti kendinden menkul değerlerle, hiçbir hukuksal temellendirmede bulunma zâhmetine asla katlanmayarak, benim hakkımda, "KARALAMA, HAKARET ETME, İTİBAR ZEDELEME, RAHATSIZ ETME" sözlerini kullanınca, hele bir de, onun kullandığı bu sözleri, işlerinin yoğunluğu nedeniyle savcıda kabul edince, asla ve kesinlikle hiçbir hukuk değeri bulunmayan metin, sadece bir kağıt değeri kadar varlık gösteriyor. Böylelikle, kağıdın üzerine "TCK 125/1-2" yazmasıyla, bir "KAMU DAVASI" açtırmayı, kendi avukatlık kâr hanesine yazdırmanın mutluluğunu yaşayabiliyor. Ancak, hukuksal süreç, bütün yorgunluklara, bütün yoğunluklara karşın, hamasetle değil, nesnel belgelerle ilerler. Ben, şimdilik kaydıyla, bu "AÇIKLAMALAR / YANITLAR" metnini hazırlamakla birlikte, mahkeme yargıcı uygun görürse ve/ya benim yasal hakkım varsa, elimdeki yüzlerce sayfadan oluşan somut belgeleri, somut bilgileri, somut bulguları, somut kanıtları mahkemeye sunmaya hazırım. Öyle sanıyorum ki, Sayın Yargıç, zâten nesnel duruma bakıp, nihaî görüşünü, İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi Sayın Yargıcı gibi "BERAAT" olarak belirterek, dosyanın kapanmasına karar verir.


9 - "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, oturduğu hukuk bürosunun koltuğundan kalkarak, bir zahmet notere kadar gidip, hukuk işini hak ettiği ciddiye alarak, bana "NOTER ONAYLI İHTARNAME"göndereceğine, kendisinin de tahmin ettiği gibi, kendi yaptığı işin hiç de ciddi olmadığını bildiğinden, bana İnternet üzerinden e-postalar gönderdi ve ben de, yaptığım nesnel eleştiri eyleminin herhangi bir suç olmadığını, hele hele asla bir "HAKARET SUÇU" olmadığını çok bildiğim için, tabiî ki, hiçbir suç ögesi taşımayan belgelerin hiçbirini kesinlikle yayından kaldırmadım. Ayrıca benim düşündüğümü dile getirme, ifade ve sanat yapma hakkımı engelleme düşüncesiyle, İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesi'ne başvurarak "İÇERİKLERİN YAYINDAN KALDIRILMASI" yönünde talepte bulunan "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın kendisiyle ve müvekkili Ömer Faruk Kurhan'la ilgili olarak yapılan yayınların şikâyeti henüz bana ulaşmamıştır. Ben, adalete, hakka, hukuka, kanuna, mevzuata, yasaya saygılı bir vatandaş olarak, mahkeme kararının benim aleyhime (içeriklerin yayından kaldırılması yönünde) çıkarsa, ben, mutlaka bu karara uyarım.


10 - Şimdiye dek, İnternet üzerinde "KORSANLIK" denilebilecek düzeyde yayınlar yapan "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar ile müvekkili Ömer Faruk Kurhan'ın, "Bertolt Brecht'in yazdığı Sezuan'ın İyi İnsanı" oyunuyla ilgili olarak, bu yazarın Türkiye'deki hak koruyucusuONK AJANS'a da yaptıkları hukuk dışı uygulamalar söz konusudur. Bu konuda, belge sunabileceğim gibi, ONK AJANS yöneticileriyle de görüşme yapılıp, onların "TANIKLIĞINA" da başvurulabilir. İnternet üzerinden bir araştırma yapıldığında, avukat ve onun müvekkilinin"ALTERNATİF HUKUK İNŞASI" konusundaki görüşlerinin, hukuka karşıtlığı hemen saptanabilir. Bu arada, benden istenirse, ben de, hukuksal süreç için gerekli olan önemli belgeleri sunabilirim.


11 - "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, "İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI" makamına verdiği dilekçede "(EK/1)" belgesi olarak sunup gösterdiği bilgi, gerçek anlamda hiçbir işlevi bulunmayan, tamamıyla genel bir bilgidir. Bu bilginin, gerçek anlamda işlevsel hiçbir yönlendiriciliği yoktur. "DEDE HUKUK BÜROSU VEDANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, benim sahibi bulunduğum blog adlarını arka arkaya sıralayarak, yazdığı ilginç metnin bir hukuk belgesi olduğunu duygusu vermek istemektedir. Bunun dışında, herhangi bir hukuksal amacı yoktur.


12 - "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın, "İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI" makamına verdiği dilekçede "(EK/2)" olarak sunduğu belge de, bambaşka bir hukuksal süreçle ilgilidir ve bu durum da, yazmış olduğu metnin, hukuk belgesi olduğu izlenimi vermekten başka hiçbir işe yaramamaktadır.


13 - "(EK)" olarak sunduğu bilgilerin içeriklerini çok açık, gayet net yazmak yerine, bağlı olduğu şirketin, kendisinin ve müvekkilinin işine geldiği gibi dilekçeye yığan "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar ve müvekkili Ömer Faruk Kurhan, benim nesnel tiyatro yazarlığıma gölge düşürmek, bir önceki"hukuk maçı" (İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nin verdiği"BERAAT" kararı) rövanşını almak için, bana karşı bir "HUSUMET", bir "HASIMLIK" tesis etmeye çalışmaktadırlar. Oysa ben, halkın estetik duygularını geliştirmek için çalışan bir tiyatro düşünürü, bir tiyatro kuramcısı ve bir tiyatro uygulayıcısı olan sanatçıyım. Yazılarım tüm halka, kamuoyuna sunulmuş durumda. Benim gibi tanınmış bir edebiyatçının, bir sanatçının, bir şairin, bir yazarın "HAKARET SUÇU" işleme isteği içerisinde bulunması asla ve kesinlikle düşünülemez. "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK"şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın müvekkili Ömer Faruk Kurhan ve tam tamına "1100 KİŞİLİK BİR ÖRGÜTLE DÜZENLENMİŞ BULUNAN ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI" sürecinin, kendi lehlerine ve bizim aleyhimize olarak bitmesini, unutulmasını, tiyatro tarihinin tozlu sayfaları arasında yitmesini istiyor. "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar ve müvekkili Ömer Faruk Kurhan, bu örgütün yargılanması için bir süreç başlatmak üzere olduğumuzu öğrendikleri için, benim hiçbir zaman için işlemediğim "HAKARET SUÇU"eyleminin olgu hâline getirme çabası içerisine girerek, tabiri caizse, âdeta bir "FRİKİK BARAJI" gibi önüme sürmektedirler.


14 - "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, "TARAFLAR ARASINDAKİ HUSUMETİN ÖZETİ" diyerek, kendisinin ve müvekkili Ömer Faruk Kurhan'ın gerçek niyetini çok açık, gayet net, oldukça berrak, hukuktan hiç anlamayan sıradan bir insanın bile çok rahat bir biçimde anlayabileceği bir dille gündeme getirmektedir. Ancak, ben, asla ve kesinlikle bu şahıslarla hiçbir "HUSUMET" içerisinde değilim. Bu şahıslarla hiçbir "HASIMLIK" içerisinde değilim. Doğrudur, "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı ve müvekkili Ömer Faruk Kurhan'ın bana karşı bir "HUSUMET" anlayışı vardır. Ancak, ben, savaşım biçimimi "HUSUMET" üzerine kurmayıp, herhangi bir "ALTERNATİF HUKUK" anlayışıyla davranış geliştirmiyorum. Ben, kalemim ve hukuksal üstünlük anlayışımla işlerimi yürütüp, sürdürüyorum. "HUSUMET" sözcüğünün içerdiği hiçbir kavramı asla ve kesinlikle kabul etmiyorum.


15 "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, hukuksal zorunluluğun dayattığı belge, bilgi, bulgu, delik, kanıt, tanık olgularını zerre kadar önemsemediği"AÇIKLAMALAR" metnini, bir hukuk metni olarak hazırlamak yerine, âdeta bir "suç makinesi prospektüsü" gibi hazırlamış. "Tiyatro İnsanları Olarak, Yayınlarımıza ve Yayıncılarımıza Yönelik, İftira, Karalama, Baskı Altına Alma Girişimlerini Kınıyoruz!" başlığıyla bir"ALTERNATİF HUKUK" oluşturmaya kalkışan ve tam tamına"1100 KİŞİLİK ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI ÖRGÜTÜ" kuran müşteki Ömer Faruk Kurhan ve onun hukuk dışı eylemlerini hukuk süreci içerisine çekmeye yeltenen "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, yazdıkları sözüm ona hukuk metninde, savcıya ve/ya yargıca yön vermek, savcı ve/ya yargıcı etkilemek, hukuksal süreci hukuk dışına çekmek için, çok büyük bir yanılsama oluşturuyorlar. Oysa, böyle hukuk dışı bir sürece sapmak yerine, yukarıda tırnak içerisinde alıntıladığım sözlerin de bulunduğu içeriğe sahip ilgili İnternet sitesinin linkini verseydiler, işlerinin aşırı yoğunluğu içerisindeki savcı ve/ya yargıç da, şu linke bakarak, ciddi bir belgeye yönelerek, hemen nesnel bir hukuk teraziyle konuyu tartmaya başlayabilirdi. Bahse konu yazının da bulunduğu içeriğe haiz linki veriyorum:

www.coskunbuktel.com/lincimzacilari.htm

16 - Benim, bizim, kime küfür ettiğimizi, nasıl küfür ettiğimizi, ne küfrü ettiğimiz, nerede küfür ettiğimizi, ne zaman küfür ettiğimizi, niçin küfür ettiğimizi hukuk bilimine yakışan bir dille ifade edeceğine, hukuk dışılığa teşne olarak, âdeta "ÖZNESİZ, NEDENSİZ TÜMCE"kuran "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, yaptığı bu yanlış uygulamayla, ne kendisine, ne müvekkili Ömer Faruk Kurhan'a, ne Ömer Faruk Kurhan'ın peşinden giderek, "TAM TAMINA 1100 KİŞİLİK ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI ÖRGÜTÜ" hâline gelen kastlaşmış bilim dışı, hukuk dışı, sanat dışı topluluğa yarar değil, zarar veriyor. Benim, bizim, kendisine hiçbir zaman için "HAKARET ETMEDİĞİM, KÜFÜR ETMEDİĞİM" müvekkil Ömer Faruk Kurhan ve "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK"şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından benim "BERAAT" kararıyla tescil edilen "HAKARETSİZ, KÜFÜRSÜZ" yayıncılığımı göreceklerine, savcı ve/ya yargıcın iş yoğunluğundan yararlanarak "ADLİYEYİ BOŞ YERE MEŞGUL EDEREK, ADLİYEYE KARŞI SUÇ İŞLEME GİRİŞİMİ"eylemine kalkışıyorlar. Bu nedenle, müvekkil Ömer Faruk Kurhan ve ona yardım eden "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK"şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, nesnel hukuk koşulları oluştuğunda "SUÇ İŞLEMEK AMACIYLA ÖRGÜT KURMA"eylemini içeren TÜRK CEZA YASASI'NIN 220 MADDESİ GEREĞİ YARGILANMALIDIR.


17 "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, "ŞERİK=ORTAK" sözcüğünü, sözüm ona hukuk metnine yedirerek, savcı ve/ya yargıç nezdinde olumsuz bir kanaat oluşturmak için oldukça büyük bir çaba harcıyor. Oysa, ben, kendi "davamı" kendim savunabildiğim için, bırakınız bir ortağa, bir avukata bile asla ve kesinlikle hiç gereksinim duymuyorum. Çünkü,"TÜRKİYE CUMHURİYETİ TİYATRO TARİHİ""OSMANLI İMPARATORLUĞU TİYATRO TARİHİ""SELÇUKLU İMPARATORLUĞU TİYATRO TARİHİ" hattâ dünyanın hiçbir yerinde yapılamayacak, bırakınız yapılmasını bir yana, düşünülemeyecek kadar acımasız, insanlık dışı bir "ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI ÖRGÜTÜ" saldırısına maruz kaldım. Eğer Sayın Yargıç, bu örgütsel yapının ipuçlarına yönelirse, zâten durum, kendiliğinden çorap söküğü gibi çözümlenir. Çünkü, taaa tarihsel derinliğe dek giden bir "HALKTAN YANA TİYATRO YAPMAK YADA HALKTAN YANA TİYATRO YAPMAMAK" ikileminin, karşıtlığının söz konusu olduğu bu tarihsel durum, bu toplumsal konum, sadece tiyatral olarak değil, hukuksal olarak da çözümlenmeyi, düşünülmeyi, eleştirilmeyi, irdelenmeyi, kuramsallaşmayı, daha yerinde bir deyişle, ayakları üstüne dikilmeyi hak ediyor, gereksiniyor.


18 - "TAM TAMINA 1100 KİŞİLİK ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI ÖRGÜTÜ" kurucularından müvekkil Ömer Faruk Kurhan ve müvekkilini her koşulda hukuk kurallarını çiğneyerek savunan "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, ayrıntılı link adreslerini vermek yerine,"AÇIKLAMALAR" başlığını atmasına karşın, tam bir"AÇIKLAMAMALAR" yada "GİZLEMELER" diyebileceğimiz metinde, hukukun üstünlüğü kavramına göre hareket etmeyip, hukukun çetrefilliği kavramına göre hareket etmeye devam ediyor. Beni, neredeyse, "BÜTÜN SUÇLARIN BABASI" gibi göstermeye yeltenen "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, müvekkili Ömer Faruk Kurhan karşısında, hem de yıllar önce, hem de İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi Sayın Yargıcı'nca "BERAAT" etmiş olduğumun ayrımına varılmaması yada bu "BERAAT" kararının unutulması için âdeta gerçeklerin, hukukun, gerçek hukukun üzerine şal örtüyor.


19 - Hemen hemen sundukları tüm belgelerin, "BASIN YOLUYLA YAPILAN HAKARET SUÇU" için gerekli zamanı aştığını, böylelikle"ZAMANAŞIMI" söz konusu olduğu hâlde, "ALTERNATİF HUKUK" dizgesi geliştirmeye yeltenen insan psikolojisiyle hareket eden müvekkil Ömer Faruk Kurhan ve "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, şöyle bir hukuk saptırmasına gidebiliyor:


"Sayın Savcım, şüphelinin 15.12.2012'de tespit edilebilen müvekkil aleyhine yaptığı ve suç oluşturan yayınları şunlardır..."


Evrensel hukuk kurallarını hiçimseyen, küçümseyen "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar ve onun müvekkili Ömer Faruk Kurhan, nesnel olarak bilinen bir eylemi, zamanından çok sonra öğrenmiş gibi yaparak, savcı ve/ya yargıcı kandırmak, dolayısıyla "ADLİYEYE KARŞI SUÇ İŞLEMEK" için gerekli olan tüm hukuk dışı eylemleri uygulamaya koymaktan zerre kadar olsun hiç çekinmiyor.


20 - Eğer bir yada iki kişi hakkında "TAM TAMINA 1100 KİŞİLİKENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI ÖRGÜTÜ"kurulup, o kişi/ler hakkında "YALAN YAPILANMA"oluşturulmuşsa, ben de, en doğal evrensel hakkım olan kamuoyu oluşturmak için yazı yazma eylemimi gerçekleştiririm. Benim hakkımda bir "LİNÇ KAMPANYASI ÖRGÜTÜ" inşa etme girişiminde bulunulacak ve ben de, ellerim kollarım bağlı susup oturacağım. O zaman, bu, üzerime atılı "ALTERNATİF HUKUK"soslu suçu kabul ettiğim anlamına gelmez mi? "BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ ÇEVRESİNDE ÖRGÜTLENEN ENTELEKTÜELLERİN BAŞLATTIĞI ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI ÖRGÜTÜ" yapılanmasına karşı çıkmak, bu yapılanmanın tiyatro dünyası tarafından bilinmesini sağlamak için, ben, hukuk kurallarına sadık kalarak, her türlü yayın organını kullanma hakkımı tabiî ki kullandım, kullanıyorum, kullanacağım...


21 - "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, LİNÇÇİ Ömer Faruk Kurhan'a"LİNÇÇİ Ömer F. Kurhan" dediğim için, beni savcıya ve/ya yargıca şikâyet ediyor. Bu konuda yorum yapmak yerine. "BİLİRKİŞİ RAPORU" metninin ilgili bölümünü görüşlerinize sunuyorum (Burada söz konusu yapılan haber "22 EKİM 2011" tarihinde yayınlanmıştır! Neredeyse aradan iki yıl geçmiştir. Oysa, basın yoluyla işlenen "HAKARET SUÇU" için gerekli olan zaman bir yıl bile değildir. Bu arada, tabiî ki ben, "HAKARET SUÇU" işleyecek kadar yasa bilgisinden uzak, hukuka saygısız biri olmamakla birlikte, kendimi yazara ifade edebilen bir yazar, bir şair, bir tiyatro sanatçısıyım...):


Dava dosyası içerisinde yer alan belge ve bilgilerden anlaşıldığı üzere, sanık Hilmi Bulunmaz, "LİNÇÇİ" isnadını, "TEMİZ TİYATRO KAMPANYASI" başlatan veya bu konudaki bildiriye imza atan kişi ve sivil toplum örgütlerine yönelik olarak kullanmakta; bu kampanyaya katılan kişilerin, kendisi ve kendisi gibi bazı tiyatrocuları LİNÇ etme amacı taşıdığını vurgulamaktadır. Bağımsız olarak kullanıldığında, muhatabının onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte olan bu isnat, sanığın kendisi ve bazı diğer tiyatroculara karşı başlatıldığını iddia ettiği bir eylemle ilgili nitelendirme olarak kullanılması hâlinde, eleştiri hakkı hukuka uygunluk sebebi kapsamında olması sebebiyle HAKARET SUÇUNU OLUŞTURMADIĞI söylenebilecektir. Burada önemle vurgulamak gerekir ki, "TEMİZ TİYATRO KAMPANYASI" eyleminin tiyatro ve tiyatro ile ilgili kişiler arasında küfrün olmaması gerektiğini dile getirmesi açısından, aslında haklı ve yerinde bir talebi dile getirmesi; toplumun önemli bir kesimi tarafından kabul görüp desteklenmesi; bu kampanyanın, bu kampanyayı başlatıp yürütenlerin ve bu kampanyaya destek verenlerin eleştirilememesi anlamını taşımamaktadır. Toplumun bir kesimi tarafından haklı görülerek dile getirilen bu talep, diğer bir kesimi tarafından hoş görülmeyerek eleştiriye konu edilebilir. Sanık da, kendisi açısından doğru bulmadığı bu kampanyayı nitelendirmek açısından, kampanyayı başlatan ve destekleyenlere yönelik olarak "LİNÇÇİ" isnadını yapmaktadır. Söz konusu isnat, kampanyayı başlatan, yürüten veya destekleyenlerin şahıslarıyla değil, eylemleriyle ilgili bir değerlendirme olup; eleştiri hakkı açısından bu isnadın, eleştiri hakkı bakımından ölçülü olduğunu söylemek de mümkündür. Zira eleştiri, bir övgü veya objektif olay anlatımı olmayıp, yergiyi ve olumsuz değerlendirmeleri de içerebileceğinden, muhatabını rahatsız edecek, toplumun dikkatini çekecek açıklamalara da yer verilebilecektir. Yukarıda açıklandığı üzere, burada önemli olan husus, eleştiride kullanılacak ifadelerin, eleştiriye konu edilen eylemlerden bağımsız olarak sırf muhatabın kişiliğine yönelik tahkir edici ifadeler niteliğinde olmamalıdır ki, davaya konu "LİNÇÇİ" isnadının bu yönde olduğunu söylemek mümkün değildir.


(Kaynak: İstanbul 9. Asliye Ceza Mahkemesi'ne sunulan Bilirkişi Raporu)


Ceza Muhakemesi Hukuku konusuna vâkıf, sözü dinlenen, hattâ birBİLİRKİŞİ olacak olgunluğa erişmiş bir hukuk adamı (Doç. Dr. Ali Kemal Yıldız / Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Öğretim Üyesi ) tarafından yazılan bu nesnel hukuk metni, zâten anlatılması gerek her şeye çok net bir ışık demeti saçıyor. Metni metinle açıklama zahmetine girmeye hiç gerek yok.


22 - Müşteki ve müvekkil Ömer Faruk Kurhan ve "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar, İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi'ne sunulmuş"BİLİRKİŞİ RAPORU" metnini bilmelerine karşın, bu metni pek ciddiye almayıp, bu metin üzerinde nesnel değerlendirmeler yapmıyorlar. Adını andığım bu "BİLİRKİŞİ RAPORU" metninin ilgili mahkemeden alınıp, üzerinde düşünce geliştirilmesinde yarar var. Metni mahkemeden almak yerine, bu metnin İnternet ortamında yayınlanan adresine de tıklayabilirsiniz:

http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/08/blog-post_6549.html

23 - Bir kişi, bir kuruluş, bir kurum, asla ve kesinlikle LİNÇ eylemine katılmamış, LİNÇ eylemi örgütlememiş, LİNÇ eylemini entelektüel düzeyde bile olsun kamuoyuna mal etmemişse, tabiî ki, o kişiye, o kuruluşa, o kuruma LİNÇÇİ demek, Türk Ceza Yasası'nın 125. Maddesi içeriğindeki "HAKARET SUÇU" kapsamına girecek kadar ciddi ve önemli bir sözcük. Ancak, "BİLİRKİŞİ RAPORU" metnine bakıldığında da derhal görülebileceği gibi, bana karşı düzenlenen"ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI ÖRGÜTÜ" eylemi nedeniyle, benim ifade ettiğim bağlamda "LİNÇÇİ" kavramını tiyatro dağarcığına eklemek, tiyatro terminolojisi içeriğine dahil etmek, hiç de"HAKARET SUÇU" değildir. "BİLİRKİŞİ RAPORU" metnindeki şu tümceyi yinelemekte sayılamayacak kadar büyük yarar var:


Yukarıda açıklandığı üzere, burada önemli olan husus, eleştiride kullanılacak ifadelerin, eleştiriye konu edilen eylemlerden bağımsız olarak sırf muhatabın kişiliğine yönelik tahkir edici ifadeler niteliğinde olmamalıdır ki, davaya konu "LİNÇÇİ" isnadının bu yönde olduğunu söylemek mümkün değildir.


24 - Nasıl ki, "EV KİRALAMAK=EV TUTMAK" anlamına geliyor, bu anlamla oluşan söylem bir kavram oluşturuyorsa, ben de, sıradan bir insan olmayıp, hem BESAM ve hem de TYS üyesi bir yazar olarak, tabiî ki, bir imgeye başvurup, bir anıştırma yaparak, "AVUKAT KİRALAMAK=AVUKAT TUTMAK" söylemini canlı hâle getirerek, okurumun yoğunlaşmasını diri tutma göreviyle karşı karşıyayım. Böyle bir söylemde "hem hakaret hem aşağılama amaçlı yayın" saptamasında bulunmak, en hafif deyimle, sapla samanı birbirine karıştırma niyeti taşımaya benzer.


Çok önemli bir not: Bu kavramı kullandığım tarih: "20 EKİM 2011"... Yani, ortada bir "HAKARET SUÇU" olsa bile, müthiş derecede bir "ZAMANAŞIMI" söz konusudur. Zâten, "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın yazdığı ile müşteki ve müvekkil Ömer Faruk Kurhan'ın da destekleyip onayladığı "AÇIKLAMALAR" metnine baktığınızda, bu metindeki hemen hemen tüm suçlamalar"ZAMANAŞIMI" kapsamına giren ki, bence, benim kullandığım hiçbir sözün "HAKARET SUÇU" amacı, "HAKARET SUÇU" kastı yoktur. Kendisini yazı yazmakla ifade edebilecek kadar olgunlaştırmış bir kişinin, "HAKARET SUÇU" işlemesi, tabiri caizse, ayağına kurşun sıkmasına benzer. "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı Eyyüp Fırat Kuyurtar ile müşteki ve müvekkil Ömer Faruk Kurhan, hukukun üstünlüğünü değil, hukukun çaresizliğini kavramsallaştırma peşindeler.


25 - İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nda görev yapan savcı, dikkatsizliğinden ve/ya işlerinin yoğunluğundan, "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketinin antetli kağıdını taşıyan ve bu şirketin avukatlığını yapan Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın hukuka aldırmamakla birlikte, çok iyi bir hukuksal kamuflaj gücü nedeniyle,"ZAMANAŞIMI" durumunu ayrımsayamamış, bunun farkına varamamış ve böylece, bence bir "HUKUKSAL SKANDAL" durumu ortaya çıkmıştır. Ancak, Sayın Mahkeme Yargıcı, kılı kırka yararak hukuksal bir değerlendirme yaparak, adalet terazisini doğru kullanıp, bir kuyumcu titizliği içerisinde, hem "ZAMANAŞIMI" ve hem de"HAKARET SUÇU" oluşmaması nedenleriyle, bu davayı, sanırım daha ilk duruşmasında, benim lehime olarak, "BERAAT" kararıyla sonuçlandıracak. Böylelikle, ne Yargıtay gereksiz bir mesai harcayacak ve ne de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde gereksiz bir yargılama süreci başlayacak. Çünkü, müşteki ve müvekkil Ömer Faruk Kurhan tek başına hareket eden biri değil. Onunla birlikte, "TAM TAMINA 1100 KİŞİLİK ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI ÖRGÜTÜ" söz konusu!...


26 - Müşteki ve müvekkil Ömer Faruk Kurhan, bir yandan "TAM TAMINA 1100 KİŞİLİK ENTELEKTÜEL LİNÇ KAMPANYASI ÖRGÜTÜ" inşa ederken, bir yandan da, "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" avukatının sağladığı hukuksal çarpıtmalar sonucu, "İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI" makamına sundukları "AÇIKLAMALAR" metninde, açık açık, bana karşı"HAKARET SUÇU" işlemekten zerre kadar olsun çekinmeyerek, şu"HAKARET SUÇU İÇERİĞİNE TAM UYUMLU" sözü etmiştir


"Şüphelinin davranışları normal değildir."


Böyle bir sözü etmek, sözcüğün en yalın hâliyle "DELİ" demektir. Benim hakkımda herhangi bir "DELİ" kuşkusu söz konusu olmadığına, herhangi bir "TAM TEŞEKKÜLLÜ DEVLET HASTANESİ" kurumundan "DELİ RAPORU" almadığıma göre, bana "DELİ" denilmesi, açık açık, düpedüz, sözün en yalın hâliyle"HAKARET SUÇU" işlemek kastiyle yapılmış çok somut bir eylemdir. Eğer, mevzuat elverirse, "DEDE HUKUK BÜROSU VE DANIŞMANLIK" şirketi avukatı ile müşteki ve müvekkil Ömer Faruk Kurhan, Türk Ceza Yasası'nın 125. Maddesi içeriğine göre yargılanarak, gerekli cezayı almalılardır. 15/04/2013


HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ


EK DELİL LİNKLERİ:

1 - www.coskunbuktel.com/lincimzacilari.htm
2 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/sosyalist-oyun-dergisi-genel-yayn_3651.html
http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/blog-post_3511.html
4 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/04/eyyup-frat-kuyurtar-savclar-ve-yargclar.html
5 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/03/linc-imzacs-omer-faruk-kurhann-tuttugu.html
6 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/03/erbil-goktas-skandal-nereye-varacak-30.html
http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/02/omer-kurhan-hilmi-bulunmaz-hukuk-ds.html
- http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/02/dede-hukuk-burosu-ve-danismanlik.html
9 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/02/t_24.html
10 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2013/01/bulunmaz-tiyatro-genel-sanat-yonetmeni_5475.html
11 http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/12/epik-ve-diyalektik-tiyatro-yazari.html
12 http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/12/hilmi-bulunmaz-mustafa-demirkanlnn_13.html
13 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/12/sosyalist-sanatc-hilmi-bulunmazn.html
14 http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/12/blog-post_9.html
15 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/12/blog-post_7438.html
16 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/12/blog-post_8529.html
17 http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/12/atc-ve-ozgur-tiyatro-suyu-bulandrmay.html
18 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/09/t_30.html
19 http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/09/ertugrul-timur-gercekten-de.html
20 http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/09/hilmi-bulunmaz-omer-faruk-kurhan.html
21 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/09/hilmi-bulunmaz-omer-faruk-kurhan-da.html
22 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/08/blog-post_6549.html
23 http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/08/t_13.html
24 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/08/tarihsel-degeri-olan-onemli-bir-yaz.html
25 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/07/sosyalist-sanatc-hilmi-bulunmaz-yeni_22.html
26 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/07/oyunun-notu-linc-kampanyasi-ana.html
27 http://tiyatroyun.blogspot.com/2012/06/lincci-alcaklarn-babas-linc-kampanyasi.html
28 http://tiyatroyun.blogspot.com/2011/11/t_23.html
29 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2011/11/lincci-omer-faruk-kurhann-avukatlar.html
30 - http://tiyatroyun.blogspot.com/2011/10/oyunun-notu-lincci-omer-faruk-kurhanla.html

***

İki eliyle bir dilekçe yazamayan Eyyüp Fırat Kuyurtar, avukatlık yapıyor!

Sosyalist Sanatçı Hilmi Bulunmaz, yukarıda bir fotoğrafını gördüğünüz Avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın en basit bir "mahkeme dilekçesi"ni bile yazabilmekten yoksun olduğunu belgelere dayanarak dile getiriyor:

Kendisi de avukat olmasına karşın, en basit bir dilekçeyi bile yazmaktan yoksun Eyyüp Fırat Kuyurtar, kendisine bir dilekçe yazması için Avukat Mesut Bulut'u tuttu... Avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın bir dilekçeyi bile yazmaktan yoksun olduğunu anlayabilmek için, İstanbul 15. Sulh Ceza Mahkemesi Yargıcı Sayın Abdurrahman Orkun Dağ'ın dilekçe yazmayı anımsatan, linkini verdiğimiz belgesini okuyup, yoksunluğu anlayınız:

Avukat Eyyüp Fırat Kuyurtar'ın ceza hukuku usûlsüzlüğünü belgeliyoruz


***

Ayrıca bakınız:


Eyyüp Fırat Kuyurtar, dilekçe yazamadığı için Av. Mesut Bulut'u tutmuş.


Avukat Fırat Kuyurtar, kendisini savunması için Av. Mesut Bulut'u tuttu!


***

Oyun'dan önemli not: "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" nedeniyle, gayet yakıcı siyasal, tarihsel ve toplumsal olaylara müdahil olmakta olağanüstü boyutta zorlanıyoruz. Aşacağız!...