YARGITAY İLGİLİ DAİRESİNE GÖNDERİLMEK ÜZERE
T.C.
İSTANBUL
60. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ YARGIÇLIĞI'NA
DOSYA NO: 2015/8 Esas
KONU: TCK ve Ceza Muhakemesi Kanunu'na aykırı karara itiraz etme!
Mahkemenin verdiği bu hüküm biçimsel olarak hukuk usûlü ve ceza yasasına uygun görünmekle birlikte, muhakeme çoğul, genel, nesnel, tümel olarak değil, tekil, özel, öznel, tikel olarak yanlış karar vermiştir!...
1 - Mustafa Şükrü Demirkanlı, 1100 kişilik "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" örgütü kurucusu, yöneticisi ve yürütücüsü Ömer Faruk Kurhan'ın en yakın destekçisi olarak, kendisi 1100 kişilik imzacı listesinde yer almış, hukukun üstünlüğü anlayışıyla değil, "ALTERNATİF HUKUK" anlayışıyla bu sürece dahil olmuştur! Kendisini savunmaktan, hattâ basit bir dilekçeyi bile yazdırabilmekten yoksun olduğu, "iki kere iki dört eder" kesinliğinde saptanmasına, bu saptama, işbu mahkemenin dâvâ dosyasında varlığını sürdürmesine karşın, Sayın Yargıç işlerinin yoğunluğundan ve yılların vermiş olduğu hukuk yorgunluğundan olsa gerek, ânında, derhal, hemen ve ivedilikle REDDETMESİ gereken dâvâyı, kabûl ettiği gibi ceza vermiştir. Yorgun mantığın dayattığı denklemle hatâlı muhakemede bulunan Sayın Yargıç, öyle sanıyoruz ki, "diyalektik hukuk" mantığına "yeteri kadar sahip" olmadığından "neden-sonuç" gerçekliğine değil, soğuk bir ruh taşıyan TCK ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nun yetmezliğine dayanmıştır...
Çağımıza aykırı bu kararı, asla ve kesinlikle kabûl etmiyoruz!
2 - UYAP'taki izleme olanağından yararlanıp Mustafa Şükrü Demirkanlı başta olmak üzere, 1100 kişilik "ENTELEKTÜEL VE HUKUKSAL LİNÇ KAMPANYASI" örgütü elemanlarının "hukuk dışı" dâvâlarını "hukuka aykırı bir dil"le savunan, "ALTERNATİF HUKUK" formu ve normu oluşturmaya eğilimli avukatların eylemleri de içinde olmak üzere çok yakın ve ivedi incelemeye alınmalı. UYAP'daki "Hüseyin Hilmi Bulunmaz" dâvâ dosyaları mercek altına alınır alınmaz, kanıksanmış anlamda olmasa bile, günümüz gerçekliği içerisinde, "SUÇ İŞLEMEK AMACIYLA ÖRGÜT KURMA SUÇU" (Türk Ceza Kanunu'nun 220. Madde) işlendiği gayet net bir biçimde anlaşılacaktır. Yerel mahkemede sonuçlanarak, Yargıtay sürecine giren "dâvâ dosyası" öznel, tekil, tikel olarak değil, nesnel, çoğul, tümel olarak değerlendirilerek, "diyalektik hukuk" bağlamında masaya yatırılmalıdır. Bu yapılmazsa, (söylemeden edemeyeceğim) emperyalist bir yapılanmanın izdüşümü olan "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"ne gitmek zorunda kalıp, "diyalektik hukuk" anlayışını onlara rahatça anlatacağımdan, güzel ülkemin zarar göreceğinden büyük endişe duyuyorum!... Dünyanın her yerini defalarca gezip, bütün dünya hukuk kültüründen haberdâr olan bir sanatçı olarak, ülkemin garipsenmesini garipseyecek olduğumu, şimdiden kayıt altına almak istiyorum... Bu "hukuksal tehdit" değil, bu bir duygusal ve entelektüel uyarıdır... Sizi gayet yazınsal dille uyarıyorum...
3 - Yazılı anlatım zinhar yeterli olmayacağı için, " YARGITAY İLGİLİ CEZA DAİRESİ BAŞKANLIĞI"nda sözlü ifade vererek, ilgili olayları, nesnel, çoğul, tümel dil ve "diyalektik hukuk" ile anlatmak istiyorum.
4 - Gerekçeli kararı aldığımda, itiraz hakkımın saklı kalmasını istiyorum. YARGITAY makamına güvenim tam olsa bile, küçük bir olasılıkla karar aleyhime verilirse "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nden kaynaklanan hakkım için "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi" yoluna giderim... Ne demek istediğimi somutlamak için, YARGITAY 4. Hukuk Dairesi 2014/11696 Esas, 2015/4333 Karar Sayılı YARGITAY İLÂMI ektedir.
Gereğinin yapılmasını saygılarım arz ve talep ederim!... 15 Haziran 2015
HÜSEYİN HİLMİ BULUNMAZ
Ek: Yargıtay ilâmları ve "LİNÇ ÖRGÜTÜ" ile ilintili olduğu için belge.