28 Mart 2008 Cuma

Coşkun Büktel
28 Mart 2008


Feridun Çetinkaya öylesine "sağlam" ve önemli bir yazı yazdı ki; bu yazıyı yayınlamaktan kaçınmakla, "halkın gazetesi"(!) Birgün ile "söylenemeyenleri söyleyen"(!) Taraf gazetelerinin bile foyası meydana çıktı; yalnızca kendilerine özgürlükçü ya da yalnızca kendilerine demokrat oldukları "iki kere iki dört gibi" kanıtlandı.


... AMA BENİ İKTİDAR YAPAN MÜDAHALE İYİDİR


Feridun Çetinkaya/ 28 Mart 2008

Çetinkaya, tiyatro çevresi özelinden kalkarak, bütün kültür hayatımızın çürümüşlüğünü; en demokrat ve özgürlükçü tanınan kişilerin ve çevrelerin bile çifte standart ve sansür illetinden muztarip olduğunu, iki kere iki dört kadar kesin dayanaklarla ortaya koyan, tarihi bir yazı yazdı. Bu yazı insanların ne kadar demokrat olduğunu en kolay ve kesin biçimde sınayan bir turnusol kağıdıdır.

Bu yazıyı (hangi bahaneyle olursa olsun)yayınlamayan bir gazete; halkın haber alma, gerçekleri bilme hakkını ipine bile takmıyor demektir. Bu yazıya "hayır" denemeyeceği için, Birgün ve Taraf gazeteleri bu yazıyı Çetinkaya'yla tartışmaya bile yanaşmadılar; ilk görüşme ya da görüşmelerden sonra, ret yanıtını Çetinkaya'nın telefonlarına çıkmayarak "belli etmeyi" ya da ahmakça bahanelerle Çetinkaya yazısından "kurtulmayı" ve gazetelerinin sanat sayfasını yine eskisi gibi sade suya tirit bir sürü ıvır zıvırla doldurmayı tercih ettiler. Birgün'ün ya da Taraf'ın tüm arşivlerinde, Çetinkaya'nınki kadar önemli, değerli ve yararlı bir tiyatro yazısı gösterebilecek bir tek babayiğitin çıkacağını sanmıyorum. (Hele yalan makinası Mustafa Demirkanlı'nın yazılarıyla bile kirlenmiş Birgün arşivlerinde...)

Su gibi okunan, su kadar açık, berrak, şeffaf ve halka yararlı bu yazıyı, tahrif etmeye, karalamaya çalışacak bir insan evladı düşünülemez, böyle bir yaratığın bir anadan süt emdiği düşünülemez.

Feridun Çetinkaya, sağı ya da solu, şu ya da bu ideolojiyi, şu ya da bu çevreyi, şu ya da bu kişiyi sakınmayı veya gözetmeyi hiç aklına getirmeden, "açıkça mertçe Türkçe" olarak, çıplak hakikati teşhir ediyor. Ve hakikat, ne yazık ki, bir sürü insanın foyasını döktüğü için bir sürü insanın örtbas etmek istediği vahim olgular içeriyor.

Nasırına basılanlar, ne kadar canları yanarsa yansın, bu kadar sağlam dayanaklarla yazılmış bir yazının haklılığını asla tartışamazlar. Çünkü bu yazının belgeleri tartışılamaz. Bu yazıya ancak iftira edilebilir, bu yazı ancak sansür ya da tahrif edilebilir. Alçakların bu yazı karşısında başka hiçbir şansı yoktur.

Türk tiyatrosunun ve Türk tiyatro sitelerinin ise, böyle bir yazıyla yüzleşmenin bedelini göze alabilecek, böyle yazılar yayınlayabilecek kadar haklı, demokrat (ve ne yazık ki "gözüpek") olmaktan başka şansı yoktur.

Bu yazıyı görmezden gelecek ve daha çok okura ulaşması için katkı yapmaktan yan çizecek olan "tiyatrocuların" ve "tiyatro sitelerinin"...

Tarih taksiratını affetsin!

TIKLAYIN!