20 Aralık 2008 Cumartesi

Ömer F. Kurhan, belleğini yitirmek istemiyor!

Faşizmin her türlüsüne karşı olan Hilmi Bulunmaz, Bulunmaz Tiyatro, OYUN, nasıl ki belleğini yitirmiyorsa, Ömer F. Kurhan da kendi savaşımı bağlamında, belleğini yitirmiyor. Toplumsal Araştırmalar Kültür ve Sanat İçin Vakıf'ın (TAKSAV), 12 Mart Kültür Bakanı Talat Sait Halman'a, hem de "Emek Ödülü" verdiği bir süreçte, neredeyse tüm Türkiye tiyatrosu uyurken savaşım veren Hilmi Bulunmaz ve Bulunmaz'ı destekleyen açıklamalar yapan Orhan Aydın, Özgür Başkaya, Coşkun Büktel adlı tiyatrocular; Su Gösteri Sanatları Sahnesi, Nazım Hikmet Kültür Merkezi Tiyatro Topluluğu, Değişim Atölyesi Oyuncuları, Ve Sanat, Tiyatro 8, Kızıltepe Belediye Tiyatrosu, Sinop Sanat Tiyatrosu adlı tiyatrolar ve Amatör Tiyatrolar Birliği adlı kuruluş, belleğini yitirmemek için savaşım verdiler. (Bakınız: "soL, 'Talat S. Halman skandalı'nda doğru yolda")

Sadece Ve Sanat, Tiyatro 8, Kızıltepe Belediye Tiyatrosu ve Sinop Sanat Tiyatrosu, daha sonra, Bulunmaz'ın faşizme karşı verdiği savaşımdan desteğini çekip çekmediklerini boşlukta bırakarak, TAKSAV'ın hem de yalan söyleyerek (Bakınız: "TAKSAV'cı Yener Aksu yalan söylüyor!") faşizmi savunmasına destek sundular. (Bakınız: "12 Martçı'ya ödül verenlere destek mesajı!")


Biz nasıl ki, tüm faşist süreçleri olduğu gibi, 12 Mart Faşizmi sürecini belleğimizden yitirmiyorsak, Ömer F. Kurhan'ın da kendince önemli bulduğu savaşımını belleğinden uzaklaştırmaması umut verici. Aşağıdaki Kurhan yazısını, TAKSAV'ın faşizmi savunduğu süreci belleğinizden uzaklaştırmadan okuyunuz. (HB)


İATP-G Sitesinin Yayın Politikası Üzerine Bir Tartışma


Ömer F. Kurhan
20 Aralık 2008


24 Aralık 2008 tarihinde düzenlenecek “Brecht’i Anma Gecesi” etkinliği duyurusuna İATP-G sitesinde yer verilmesi nedeniyle, girişim üyeleri arasında bir tartışma yaşanıyor. Tartışma konusu elbette ki etkinliğin anlam ve önemi değil. Konu duyurunun verdiği şu bilgi: “Oyuncu Mehmet Esatoğlu'nun sunumunu yapacağı etkinlikte…”

Soru da şu: Mehmet Esatoğlu’nun sunum yapacağı bilgisinin de verildiği bir duyuru sitemizde yayımlanmalı mı? Yayımlanacaksa nasıl yayımlanmalı? Etkinlik duyurusu olduğu gibi haber yapıldığında “tiyatro eğitiminde cinsel taciz” gibi bir eylemin öznesi olduğu sonucuna vardığımız Mehmet Esatoğlu’nun oradaki varlığına onay verme ve hatta reklamını yapma durumuna düşmüyor muyuz?

Esatoğlu ve dönemsel olarak değişebilen destekçileri ile İATP-G arasında, 2000’li yılların başından bugüne devam eden ve bu gidişle pek biteceğe de benzemeyen ciddi bir ihtilaf yaşanıyor. Biraz sabır ve inatlaşmayla, 10. yılını kutlama ihtimali dahi var. Bu ihtilafı bir çeşit kan davası gibi yorumlayanlar oldu. Oysa İATP-G’nin yaptığı, İATP’den devraldığı hafızasını muhafaza etmekten ibaretti.

Gün geldi, Mehmet Esatoğlu’nun faili olduğu bir başka tiyatro eğitiminde cinsel taciz vakası, tesadüf eseri 2007 “BarışaRock” etkinlikleri sırasında ortaya çıktı. Bu durum karşısında feminist ve eşcinsel aktivistler kafa karışıklığı yaşamayıp kadın mağdurların beyanlarını esas almakta tereddüt etmediler. Birkaç Feminist Kadın Çevresi üyesi, yıllar sonra meydana gelen bir başka kadın mağduriyetinin belgelenmesi için haftalar süren sabırlı ve serinkanlı bir çalışma yürüttü. (Kadın mağdurun birkaç yıl önce tecrübe ettiği taciz olayı ile yüzleşmesi, yaşadığı travmanın tekrar etmesi gibi bir risk taşıyordu. Fakat başta annesi olmak üzere ailesinden aldığı destek ve yüzleşmenin bir teşhir ve mücadele sürecinde gerçekleşmesi, mağdurun özgüvene dayalı bir konum almasını sağlamıştı.)

Bu ikinci teşhire rağmen sol çevrelerde dezenformasyon, ört bas, duyarsızlık, çelişki ve karmaşa hali devam edebildi. Yine de konuyu gündemine alıp tavır alma gereği duyan sol kurumlar oldu. Örneğin Güney dergisi, okur çevresini de kapsayan bir tartışma sürecinin ardından, “Kadının Beyanı Esastır!” başlığı taşıyan bir yazı yayımladı. Daha başka örnekler de verilebilir.

Derken konu sonunda kapandı mı?

Pek kapandı denilemez. Mehmet Esatoğlu dönemsel olarak “reel politik” dengelerin aleyhine döndüğünü ve epeyce yıprandığını hissettiğinde belki bir süre köşesine çekilir gibi yapıyor, ama sonrasında yeniden şu ya da bu organizasyonda açıkça boy gösteriyor. İATP-G de, gündemi takip edebildiği ve kurumsal hafızasının gereği olarak teşhir pratiğini canlandırabildiği ölçüde bu duruma itiraz ediyor.

Bu yazının başında sözünü ettiğim tartışma, yeni bir “iş yine başa düştü” dönemine girerken yaşanıyor. Bazı boyutlarıyla bu tartışmayı özellikle İATP-G sitesine özellikle taşımak istedim, çünkü bu dönem aynı zamanda bir gerilim dönemi olmaya aday. Taciz gibi oldukça sinir bozucu olguları serinkanlılıkla ele almak pek kolay değil.

Tartışma konusu “Brech’ti Anma Gecesi” duyurusunun İATP-G sitesinde yayımlanması ilk bakışta sadece bir tiyatro etkinliği haberi verilmiş gibi görünmektedir. Eğer bu haber bir şekilde İATP-G’nin mail ortamına düşmüş ve genel olarak tiyatrocuları ilgilendiren bir anlam ve önem arz ediyorsa, doğal olarak İATP-G sitesinde yerini alacaktır. Fakat habere yakından bakıldığında, en son 2007’de alevlenen taciz tartışmalarından haberli bir okurun dikkati ister istemez “Mehmet Esatoğlu” ismine yönelecektir; şu çeşitli tiyatro eğitiminde cinsel taciz vakalarından sorumlu ve bir türlü hesap vermeyen tiyatrocu.

Peki üretilebilecek doğru bir tepki, haberin sitede yayımlanmaması ya da mutlaka tepkisel bir yorum içinde verilmesi olabilir mi? Bu soruyu yanıtlamak kolay değil. Haber yorumsuz verildiği ve “Haksız bir şekilde tacizcilikle damgalanmak istenen Mehmet Esatoğlu’nun sunumunu yapacağı…” türünden bir cümle içermediği için, haberi siteye koyanın amacını anlamak kolay değildir.

Buna karşılık, duyurunun oraya haber değil, tanıtım amaçlı konulduğu ya da buna hizmet ettiği iddia edilebilir elbette. Fakat, bazen teknik kargaşa yaşansa da, İATP-G sitesinin tanıtım bölümünün sol kolon olduğu, sağ kolonun ise İATP-G’nin gündemine giren haber ve yorumlar için kullanıldığı biliniyor olmalıdır. Ayrıca belirtmek gerekirse, tanıtım amaçlı sol kolon sadece İATP-G’nin ve üye toplulukların ürünlerine ayrılmıştır.

Sitede yorumsuz bir haberin nasıl bir işlev edineceği, habere nasıl bir tepki verileceğine ve bunun sitede nasıl ifade edileceğine bağlıdır. Diyelim ki haber belirgin bir ilgi uyandırmadı ve öylesine geldi geçti. Bunun anlamı, İATP-G’nin şu ya da bu nedenle konuya ciddi bir ilgi örgütlemediği ve belki de hiç gündemine almadığıdır. Bu tip olayların yaşanmadığı söylenemez. Örneğin, bir şekilde mail ortamına düşen ve İATP-G sitesinde yayımlanan Esen Başkaya’ya ait “Yaşasın Tiyatro” başlıklı yazıda da Mehmet Esatoğlu’nun ismi geçmiş, ama bu durum karşısında bir tepki üretilmemişti.

Bugüne gelindiğinde, bir etkinlikte Mehmet Esatoğlu’nun varlığı söz konusu ise o etkinliğin duyurusunun yorumsuz bir şekilde yayımlanması yanlış olur demenin, platform düşüncesi konusunda yaşanan ciddi bir kafa ve tutum karışıklığına işaret ettiğini düşünmekteyim. Ben zamanında netleşmeye yardımcı olur ümidiyle şöyle bir formül geliştirmiştim: Platformların işlevi buluşmalara ve üretici inisiyatiflerin oluşmasına zemin sunmak olmalıdır. İATP Girişim’in misyonu ise bu zeminin olanaklarını araştırmak, mümkünse var etmektir.

Belli bir inisiyatif ile platform arasında özdeşlik kurulursa, bir duyurunun yorumsuz bir şekilde haber yapılması üzerinden bile spekülasyonlar üretilebilir. Oysa, olası bir platform altyapısının vazgeçilmez bir ayağı olduğunu düşündüğümüz site, inisiyatiflerin kendilerini ifade etmelerine zemin sunmak için vardır, belli bir inisiyatifle özdeşleşmek için değil. Yorumsuz olarak siteye konulmuş bir haberi, doğrudan bir inisiyatifin amacına hissetmediğini, hatta daha ileri gidip Esatoğlu’nun söz konusu etkinlikteki varlığını meşrulaştırdığını iddia ederek dışlayıcı bir çelişki kurgulamak, platform mantığının içselleştirilmesinde ciddi güçlükler yaşandığına işaret etmektedir. Diyelim ki İATP-G üyesi bir tiyatrocu bir gün çıkıp “Artık Esatoğlu’nun tacizci değil, tiyatrocu kimliğine odaklanalım” dedi, yani siteye konulan habere yansıtılan anlamı benimsediğini söyledi. Benimsemekle de kalmadı, görüşünü sitede dile getirmek istedi; ona buna hakkın yok mu denilecek?

Tacizci sıfatıyla Esatoğlu’nun bir şekilde İATP-G’ye yapışıp kalmasının bir yerden sonra sıkıcı olmaya başladığını belirtmek isterim. Bunun anlamı kurumsal hafızanın silinmesi ve tavırsızlık değil. Aksine bu tip durumlarda asgari olarak nelerin yapılması gerektiğini çoktandır biliyoruz. Ben konuya daha kapsamlı bakılmasını gerektiren verilerin tuhaf bir şekilde gözden kaçırılmasına ve meselenin aşırı kişiselleştirilmesine dikkat çekmek istiyorum. Daha somut konuşmak gerekirse: İATP-G sitesinde yayımlanan “Tiyatroların Örgütlenmesi 2” panelinde ortaya atılan bir iddianın oldukça ciddi olduğunu kabul etmek gerekiyor.

Panelde Yenikapı Tiyatrosu’nun temsilcisi Orçun Masatçı şunları söylemektedir: “Yenikapı Tiyatrosu olarak “Palto” adlı oyunumuzla 3. Aydın Tiyatro Festivali’ne katılmak üzere başvuru yaptık. Bu oyun 12. Ankara Tiyatro Festivali’nde, Ege Üniversitesi’nde, ODTÜ’de ve diğer birçok yerde sergilendi. Bu oyunun finalinde “Enternasyonel” marşını söylüyoruz. Festival Komitesi’nde Mehmet Esatoğlu, Özgür Başkaya ve AYKARYAY’ın temsilcisi Hüsnü Erkung yer almaktaydı. Biz sahnede işlenecek hiçbir suçun olmadığına inanan bir tiyatro grubuyuz. Buna rağmen AYKARYAY ve Özgür Tiyatro temsilcileri marşın Aydınlıları rahatsız edebileceğini, istenmeyen durumlar yaşanabileceğini ifade ettiler. Biz de Yenikapı Tiyatrosu olarak oyunumuzu oynayacağımızı ve kendilerinden de özel bir talebimiz olmadığını, kendi güvenliğimizi sağlayabilecek güce sahip olduğumuzu belirttik. Bizim bu açıklamamızın ardından festivali düzenleyen komitenin, Özgür Başkaya tarafından iletilen bir mail aracılığıyla bize verdiği yanıt şöyle oldu: ‘Bu festival organizasyon komitesinin sorumluluğundadır ve komite istediği grubu festivale dâhil etme ya da etmeme hakkına sahiptir.’ Böylece festivalin dışında kalmış olduk.”

Burada, birey olarak Mehmet Esatoğlu ile sınırlı olamayan, kurumsal bir boyut da içeren bir ifade özgürlüğü ihlali ya da sansür eyleminden söz edilmektedir. Başvurunun ret gerekçesi iddia edildiği gibiyse, sol, alternatif, amatör vs. – artık her ne denilecekse - tiyatro adına yaşanan tam bir kepazeliktir. Dolayısıyla iddianın araştırılması ve duyarlılık örgütlenmesi ilkesel bir önem taşımaktadır.

Panelin yorumsuz yayımlanması, görmeyi bilen göz için mazeret oluşturmaz diye düşünüyorum. Görmeyi bilmek de yetmez, tüketimci konumdan okumayı bırakmak gerekir. İATP-G sitesi sadece okumaya değil, belki ondan da önce yazarak katılmaya çağrı yapmaktadır. Yayımlansın mı, yayımlanacaksa yorumsuz yayımlanmalı mı denilen haber gerçekten yorumsuz mu? Bir kez İATP-G sitesinde yerini aldığında yaptığı çağrıyı (yoksa meydan okumayı mı demek lazım) nasıl yorumlamalı?

(Kaynak: "istanbul alternatif tiyatrolar platformu - girişim")

***

Bulunmaz'ın notu: bakınız;
Barışarock'ta neler oldu?... 1
Barışarock'ta neler oldu?... 2
Barışarock'ta neler oldu?... 3
Barışarock'ta neler oldu?... 4
Barışarock'ta neler oldu?... 5
Barışarock'ta neler oldu?... 6
Barışarock'ta neler oldu?... 7
Barışarock'ta neler oldu?... 8
Barışarock'ta neler oldu?... 9
Barışarock'ta neler oldu?... 10
"Kadıköy Belediyesi, ikiyüzlülük yapıyor!"
"Ömer F. Kurhan, belleğini yitirmek istemiyor!"

***

“Ankara Tiyatro Festivali Emek Ödülü 12 Martçı’ya”
“12 Mart 1971 v.s…”
“Nihat Erim’in Kültür Bakanı’na ödül verenler”
“12 Martçı’ya ödül verenler tam yol ileri”
"'12 Martçı'ya ödül'e karşı ses: Orhan Aydın"
"'12 Martçı'ya ödül'e karşı ses: Coşkun Büktel"
"'12 Martçı'ya ödül'e karşı ses: Özgür Tiyatro"
"Faşist Kültür Bakanı'na ödül veren festival"
"soL'dan 'evlere şenlik' haber"
"Özgür Başkaya, 'TAKSAV skandalı'nı tartışıyor"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 1"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 2"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 3"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 4"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 5"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 6"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 7"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 8"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 9"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 10"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 11"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 12"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 13"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 14"
"Talat Sait Halman'a ödül veren festivalden / 15"
"12 Martçı'ya ödül veren festivali Yenikapı açtı"
"Deniz Gezmiş fotoğrafının altındaki 12 Mart'çı"
"Büktel, 12 Mart artığının şiirsizliğini kanıtladı"
"atılım'dan Bulunmaz'sız Talat Halman haberi"
"12 Mart'çıya 'Emek Ödülü' AKP'li Günay'dan"
"ATB, faşizme (TAKSAV 'Emek Ödülü'ne) karşı"
"soL, 'Talat S. Halman skandalı'nda doğru yolda"
"TAKSAV, 12 Mart'çıya ödül verirken yalnız değil"
"12 Mart Faşizmi'nin gölgesine sığınan festival"
"Amatör Tiyatrolar Birliği, Tiyatro Net'te"
"Tiyatro ödülleri enflasyonu"
"Müzisyenlerden 12 Mart'çıya destek"
"12 Mart Faşizmi Kültür Bakanı Talat S. Halman"
"Tiyatro dünyası bizden izleniyor"
"Fakir Baykurt Sahnesi'nden Burdur'a yürüyüş"
"'TAKSAV skandalı' döneminde İmge'den oyun"
"Günay Akarsu, 'Emek Ödülü'ne karşı çıkardı"
"BEKSAV, ezilenleri savunmayı sürdürüyor"
"TAKSAV, 'Emek Ödülü'ne tepkileri gizliyor"
"Bulunmaz'sız 'Talat Sait Halman skandalı'"
"Ankara'ya 12 Mart Faşizmi gölgesi vururken"
"'Talat Sait Halman skandalı' nedeniyle / 1"
"'Talat Sait Halman skandalı' nedeniyle / 2"
"Atak'ın uğradığı haksızlık coskunbuktel.com'da"
"Aydın, devlet yardımı=sus payı'na da değiniyor"
"Anti-faşist yazarın oyunu, faşizmin gölgesinde"
"Kadına şiddet uygulamak da sınıfsal zulümdür"
"Yakışır!"
"12 Mart Kültür Bakanı'nın gölgesindeki festival"
"Aydın, tiyatro kitapları tanıtmayı sürdürüyor"
"Ankara'da sadece 12 Mart'çıya ödül verilmiyor"
"Kapitalist tapınakta sosyalistleri ağırlamak(!)"
"12 Mart Faşizmi Kültür Bakanı çalışıyor"
"Talat Halman gölgesindeki festival sona erdi / 1"
"Talat Halman gölgesindeki festival sona erdi / 2"
"Zeynep Oral, Talat Halman karanlığını gizliyor"
"Sadece gizli değil; ayrıca gizemli bir yazı!"
"Ödül kıskacına sığmayan anti-faşist sanatçı"
"TAKSAV'ın paşası Talat Sait Halman"
"Burjuvazi; eğitim, gıda ve sağlığı kirletiyor"
"Yakışmışlar!"
"Emekçilere; bilim, eğitim, estetik, kültür, sanat"
"12 Mart ve 12 Eylül Faşizmi devam ediyor!"
"Faşizmi estetize eden Muro'lar kınandı"
"Faşizmi estetize eden 'Kurtlar Vadisi' öldü mü?"
"Münevverler, pirlerinin birthday'ini kutladılar!"
"Orhan Aydın, belleği zayıf olanları uyarıyor"
"BÜKTEL, yine 'GÖR' DEDİ"
"12 Martçı'ya ödül verenlere destek mesajı!"
"TAKSAV'ın faşizme verdiği ödül tartışılıyor"
"Yenikapı'nın Yunan faşizmine karşı eylemi"
"BEKSAV, sanata sınıfsal yaklaşma gayretinde"
"'İnsanım' diyen bu sergiye duyarsız kalamaz"
"İzmir karanfilleri, Yunanistan ve Şili'ye gidecek"
"Seçimler yaklaşıyor: Açılış yapmak lazım!"
"TAKSAV'cı Yener Aksu yalan söylüyor!"
"Yalanla beslenen 'Emek Ödülü'ne tepki!"